SAĞLIK - 01 Şubat 2016 Pazartesi 11:11

Göğsü Çöken Hastaya Çelik Bar Takıldı

A
A
A
Göğsü Çöken Hastaya Çelik Bar Takıldı

Gaziantep’te göğsü çöken çocuk hastaya, kapalı yöntemle gerçekleştirilen kunduracı göğsü ameliyatıyla çelik bar takıldı.
Gaziantep’te yaşayan 11 yaşındaki Hümeyra Doğrusöz, 2014 yılında çabuk yorulma ve kalpte çarpıntı gibi şikayetlerden Gaziantep Medical Park Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı Dr. Ferhan Çetindağ’ın polikliniğine müracaat etti. Dr. Çetindağ tarafından yapılan rutin muayenesinde ’Kunduracı Göğsü Deformitesi’ olduğu fark edilen Hümeyra Doğrusöz, aynı hastanedeki Göğüs Cerrahisi servisine yönlendirildi. Yapılan muayenesi neticesi operasyon(ameliyat) önerilen hastanın yakınlarının talebi üzerine 1 yıl boyunca gözetim altında tutuldu. Aradan geçen zamanda eforla erken yorulma ve kalpte çarpıntının yanı sıra estetik kaygıların artması üzerine tekrar Gaziantep Medical Park Hastanesi Göğüs Cerrahisi Kliniğine başvuran hasta, Göğüs Cerrahı Op. Dr. Atilla Özenoğlu tarafından yaptırılan gerekli tetkik ve konsültasyonlar sonrası ameliyata alındı. Yaklaşık bir saat kadar süren başarılı bir operasyon sonrası göğüs kafesi arzu edilen şekline getirilen Hümeyra, ameliyat sonrasında ise kısa sürede sağlığına kavuştu. Kapalı yöntemle gerçekleştirilen ameliyattan 7 gün sonra taburcu edilen hasta, normal hayatına geri döndü. Ameliyat hakkında bilgi veren Göğüs Cerrahi Atilla Özenoğlu, “Doğumsal bir bozukluk olan kunduracı göğsü (pectus excavatum ), göğüs kafesi ön yüzünün içeri doğru çökük olmasıdır. Bozukluk erken çocuklukta ortaya çıkabileceği gibi büyümenin hızlandığı ergenlik döneminde de belirginleşebilir. Bu tür hastalarda esas problem estetik kaygılardır. Ancak ciddi göğüs ağrıları, kalp ritminde bozukluklar, nefes darlığı ve eforla erken yorulma gibi bulgularla da doktora başvurular gözlenebilmektedir. Bu bozukluğun tedavisi cerrahi olarak yapılmaktadır” diye konuştu.
Hastalara yapılan cerrahi müdahalenin önceleri açık ameliyatla yapıldığını ve saatlerce sürdüğünü vurgulayan Dr. Özenoğlu, “Bu gün artık giderek artan bir hızla göğüs duvarı şekil bozukluklarında bar yöntemi uygulanmaya başlanmıştır. Hastalar, kansız, acısız ve estetik olarak mükemmele yakın sonuçlara hemen ulaşabilmekte. Üstelik hastanede uzun süreler iyileşmeyi beklemeden normal hayatına dönebilmekte. Bar yöntemi ile kesi yerleri daha önce yapılan ameliyata göre çok daha kısa ve kan kaybı ’yok’ denecek kadar azdır. Ameliyattan sonra iyileşme hemen olmakta, göğüs duvarının yapısı bozulmadan şekil verildiği için kas, kemik, kıkırdakların iyileşmesini beklemeye gerek kalmamaktadır. Hasta en geç 5-7 gün içinde taburcu edilmekte, haftalarca hastanede yatması gerekmemektedir. İyileşme hemen olduğu için hastalar sonucu hemen görebilmekte ve hastaneden taburcu olduğunda normal hayatına rahatlıkla dönebilmektedir" dedi.
Ameliyatın ideal yaşının 7 ile 14 yaşlar arası olduğunu belirten Özenoğlu, bu yaşlar sternum denilen ’iman tahtası’ kemiğinin çelik bar ile şekillendirilmeye en elverişli yaşlar olduğunu hatırlatarak, çöküklüklerin daha estetik şekilde düzeltilebildiğini kaydetti. Özenoğlu, hastaya takılan çelik barların ise 36 ay sonra küçük bir operasyonla tekrar çıkartılabildiğini de sözlerine ekledi.
Sağlığına kavuştuğu için mutlu olduğunu dile getiren Hümeyra Doğrusöz, kendisini eskisinden daha sağlıklı hissettiğini ifade etti. Doğrusöz’ün ailesi ise hastanenin Göğüs Cerrahı Op. Dr. Atilla Özenoğlu, Çocuk Cerrahisi Uzmanı Op. Dr. Serdar Şivye, Anestezi Uzmanı D. Ali Şeker ve ameliyathane hemşiresi Yeliz Satıcıdan cerrahi ekibe teşekkür etti.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adana Osmanlı puşideleri Adana’da ilmek ilmek işleniyor Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde usta öğreticiler, Osmanlılarda mezar sandukalarının üzerine örtülen örtü olarak bilinen puşideleri, Maraş işi tekniğiyle ilmek ilmek işliyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan’ın himayelerinde, Milli Eğitim Bakanlığı ile Kültür ve Turizm Bakanlığı arasında 2016’da imzalanan iş birliği protokolü çerçevesinde Puşide Projesi başlatıldı. Osmanlılarda mezar sandukalarının üzerine örtülen örtü olarak bilinen puşideler, Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde El Sanatları ve Teknolojisi Nakış Bölümü’ndeki 8 kişilik ekip tarafından ilmek ilmek işlenerek yeniden yapılıyor. 12’nci puşidesini çalışan usta öğreticilerden oluşan ekip, oldukça sabır gerektiren, yapımı meşakkatli olan puşideleri özenle işliyor. “Bu proje bir anlamda Maraş işini gün yüzüne çıkardı” Adana Olgunlaşma Enstitüsü’nde projede görevli usta öğretici Sibel Kırılan, türbelerin yenilenmesi amacıyla bu çalışmayı yaptıklarını belirterek, “Kumaşlarımızın üzerine ‘Maraş işi’ tekniğiyle işliyoruz. İşlemeler Maraş işinin bütün tekniğini kapsıyor. 8 kişilik bir ekiple çalışıyoruz. Şu an elimizde olan puşideyi 6 ayda tamamlayacağız. Geleneksel el sanatlarımızdan biri Maraş işi, çok eski bir sanattır ve unutulmaya yüz tutmaktadır. Bizler olgunlaşma enstitümüzde elimizden geldiğince yaşatmaya çalışıyoruz. Bu proje bir anlamda Maraş işini gün yüzüne çıkardı. Sadece puşidelerde değil biz okulumuzda da zaten Maraş işi örtülerimiz, kaftanlarımız ve kıyafetlerimiz ve günümüze uyarlamak adına çantalarda kıyafetlerde de kullanıyoruz. Maraş işi yok olmadı ama elimizden geldiğince günümüze uyarlamaya çalışıyoruz” dedi. “Hürrem Sultan Türbesi Hanım Sultan puşidesini Maraş işi tekniğiyle çalışıyoruz” Bakanlıkla yapılan protokol çerçevesinde çalışmaları büyük titizlikle yaptıklarını kaydeden usta öğretici Kırılan, “Türbelerdeki sanduka örtülerini yenileme çalışması yapıyoruz. Bu yenileme çerçevesinde biz 12’nci puşidemizi çalışıyoruz. Hürrem Sultan Türbesi Hanım Sultan puşidesini Maraş işi tekniğiyle çalışıyoruz şu anda. Tamamladıktan sonra puşidemizi İstanbul’a gönderiyoruz orada dikimi yapıldıktan sonra türbelerdeki sandukaların üzeri kaplanıyor” diye konuştu. “Unutulmaya yüz tutmuş işleri yapıyoruz” Yıllardır Maraş işi tekniğini çalışan usta öğreticilerden Sinem İpek de, “Çok mutluyum sevdiğim işi yapıyorum burada. Uzun yıllardır bu işi yapıyorum. Unutulmaya yüz tutmuş işleri yapıyoruz bizler burada ve bunu keyifle, zevkle yapıyoruz” dedi.
Ankara Milli Parklar ve Tabiat Parklarını Ramazan Bayramı’nda 3 milyona yakın kişi ziyaret etti Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü (DKMP) bünyesindeki milli parklar ve tabiat parklarını, Ramazan Bayramı’nı da içine alan 9 günlük tatil süresince 2 milyon 906 bin 385 kişi ziyaret etti. Doğayla içi içe vakit geçirmek isteyen vatandaşların 6-14 Nisan 2024 tarihlerini kapsayan bayram tatilinde, DKMP Genel Müdürlüğünün yetki ve sorumluluğundaki tabiat parkları ve milli parklar oldu. Havası, suyu, tarihi-doğal kaynak değerleri, tabii görünümleri ve sakin ortamları ile ziyaretçilerine eğlenme, dinlenme ve boş zamanlarını değerlendirme imkânı sunan korunan alanlar, 9 günlük tatil süresince milyonlarca kişinin akınına uğradı. Ülke genelindeki korunan alanları söz konusu tarihlerde 2 milyon 906 bin 385 kişi ziyaret ederken 278 bin 748 ziyaretçiyi ağırlayan Ormanya Tabiat Parkı, en fazla rağbet gören alanların başında geldi. Bu bölgeyi sırasıyla 274 bin 689 ziyaretçi sayısı ile Beydağları Sahil Milli Parkı, 273 bin 342 ziyaretçi sayısı ile Marmaris Milli Parkı, 142 bin 380 ziyaretçi sayısı ile Beyşehir Gölü Milli Parkı ve 100 bin 15 ziyaretçi sayısı ile de Burç Tabiat Parkı izledi. Ziyaretçilerine yaz kış ayrı güzellikler sunan Abant gölü Milli Parkı’nı 91 bin 300, Ayvalık Adaları Tabiat Parkı’nı 87 bin 540, Şamlar Tabiat Parkı’nı 70 bin 505, Kuzuyayla Tabiat Parkı’nı 59 bin 110, Meryemana Tabiat Parkı’nı ise 55 bin 254 kişi ziyaret etti. Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı DKMP Genel Müdürlüğü bünyesindeki korunan alanları, geçen yıl Ramazan Bayramı tatilinde de 1 milyon 333 bin 718 kişiyi ağırlamıştı. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, DKMP Genel Müdürlüğünün yetki ve sorumluluğu altındaki korunan alanları, sahip oldukları kaynak değerlerle koruma gayretinde olduklarını belirterek, “Özellikle uzun tatil dönemlerini fırsat bilerek doğa ve açık hava aktivitelerini tercih eden vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla alan düzenlemeleri yapıyor, tanıtım merkezleri, konaklama tesisleri, seyir terasları, tur güzergahları ve macera parkurları gibi projeler hazırlıyor, kısacası korunan alanlarımızı geleceğe taşımak için var gücümüzle çalışıyoruz” ifadelerini kullandı. Bu çalışmalarla her geçen yıl daha fazla sayıda vatandaşın korunan alanlarda vakit geçirmesini sağlamayı amaçladıklarının altını çizen Yumaklı, “Yürüttüğümüz çalışmaların da etkisiyle vatandaşlarımızın korunan alanlara ilgisinin artmasından büyük memnuniyet duyuyoruz. Tabiat parklarını ve milli parkları ziyaret eden vatandaşlarımızın bu alanlardan güzel anılarla memnun bir şekilde ayrılmaları da bizleri ayrıca motive ediyor. Ülkemizin doğal güzelliklerini korumayı ve geliştirmeyi aynı kararlılıkla sürdüreceğiz” değerlendirmesinde bulundu.