YEREL HABERLER - 20 Ocak 2017 Cuma 13:35

Gribal enfeksiyondan korunma yöntemleri

A
A
A
Gribal enfeksiyondan korunma yöntemleri

sağlık uzmanları, soğuk kış günlerinin etkisi ile birlikte artan gribal enfeksiyon vakalarına karşı vatandaşları uyardı.
Hasan Kalyoncu Üniversitesi (HKÜ) Sağlık Bilimleri Yüksekokulu (SBYO) Beslenme ve Diyetetik Bölümü Öğretim Görevlisi Utku Çelik, soğuk günlerde artan gribal enfeksiyonlara karşı, besinlerle bir dizi önlemler alınabileceğini belirterek, tedbirler konusunda tüyolar verdi. Son günlerde gribal enfeksiyon görülme sıklığının giderek arttığını belirten HKÜ Öğretim Görevlisi Utku Çelik, “Grip ‘influenza’ denilen virüsün, solunum yoluyla insan vücuduna girerek özellikle sonbahar sonu, kış ve ilkbahar başında salgınlara neden olan, bir üst solunum yolu hastalığı olduğunu belirten mevsim şartları, kronik hastalıkların varlığı, yetersiz ve dengesiz beslenme gribal enfeksiyon görülme sıklığındaki artışların en sık nedenleridir. Çeşitli virüslerin yol açtığı, solunum yollarında belirtiler gösteren bir hastalık olan grip,vücut savunması zayıf kronik hastalar, yaşlılar, hamileler ve çocuklar ile çeşitli nedenlerle savunma sistemi baskılanmış risk gruplarında olan kişilerde ciddi sıkıntılara yol açabilmektedir. Önemli olan bu sıkıntılar oluşmadan önlemler almak ve bu virüse karşı savunma kalkanı oluşturmaktır. Çeşitli yöntemler arasında en doğal ve en etkili yöntem olan ‘Düzenli Beslenme’ ile gribal enfeksiyonlardan korunabilmektir” dedi.
"Su direnci arttırıyor"
Çelik, su içmenin yararlarından da bahsederek, “Vücudun, patojen mikroorganizmaları vücuttan uzaklaştırmak için kullandığı yollardan biri olan mukus oluşumu ve mukus akışkanlığının artması yeterli sıvı alımında daha kolay gerçekleşmektedir. Bu nedenle yeterli sıvı alımı gribal enfeksiyonlarda önemi kesinlikle göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Özellikle su içme ihtiyacının azaldığı enfeksiyon döneminde günde 8-10 bardak ılık su içilmesi, solunum yollarındaki mukoza hücrelerinin nemli olmasını ve bu etkiyle virüs taşıyan damlacıkların etkisine karşı direnç sağlar Doğal ve düzenli beslenme ile vücudun ihtiyacı olan protein, karbonhidrat, yağ ve vitaminleri yeterli oranda karşılandığında, vücut direnci artar, solunum yollarındaki mukoza hücrelerine mikroorganizmaların daha kolay tutunup enfeksiyona neden olması da engellenmiş olur” şeklinde konuştu.
"Yüksek Besinler Vücudun Direncini Arttırıyor"
HKÜ Öğretim Görevlisi Çelik, besinlerle doğal yoldan alınan vitamin ve minerallerin gribal enfeksiyonlardan korunma ve tedavisinde öneminin büyük olduğunu söyleyerek, “Başta narenciyeler olmak üzere meyve tüketiminin arttırılması, taze sıkılmış meyve suyu tüketimi tercihi, C vitamini alımını arttırarak savunma kalkanınızı güçlendirecektir.Savunma sistemini güçlendirici özelliği olan A ve C vitamini gibi antioksidan vitaminlerden zengin, havuç, brokoli, kabak, lahana, karnabahar, maydanoz gibi sebzelerin yanı sıra kış aylarında bolca bulunan portakal, mandalina, elma, greyfurt gibi meyveler tercih edilebilir. E vitamini de bağışıklık sisteminin güçlendirilmesinde oldukça etkili bir vitamindir. Bu vitamin soğuk algınlığı ve diğer enfeksiyonlara karşı vücut direncini arttırmakta, yine epitel doku sağlığı yönünden bağışıklıkta önemli bir rolü olan A vitamininde okside olmasını engeller. E vitamininin iyi kaynakları olan; yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz gibi yağlı tohumlar ve kuru baklagillerin yeterli miktarlarda tüketilmesi önemlidir. A vitamini ise hayvansal kaynakları olarak etler, sakatatlar ve bitkisel kaynaklı olarak da yeşil, sarı, turuncu sebze ve meyvelerden sağlanabilir. Savunma kalkanınıza bir başka destekte “Probiyotikler”den (yararlı bakterilerden) sağlanabilir. Hem akyuvar sayısını arttırarak, hemde sindirim sistemine yerleşen patojen (hastalık yapan) bakterileri etkisiz hale getirerek bağışıklık sisteminizi güçlendirir ve gribe karşı koruyucu etki yapar. Bu yararlı bakterilerin kaynağı da yoğurt, peynir, kefir vb. besinlerdir. Özetle gribal enfeksiyonlara karşı kalkanınızı en doğal ve sağlıklı yol olan yeterli ve dengeli beslenme ile sağlayabilir ve kış aylarını rahatça geçirmenize destek bir besin kalkanı oluşturabilirsiniz” ifadelerine yer verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Balıkesir Bandırma’da kapalı yöntemle prostat ameliyatı Balıkesir’in Bandırma ilçesinde Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesi kurulmasıyla birlikte üroloji kliniği güncel sağlık hizmetlerine devam ediyor. Bandırma Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tıp fakültesinin kurulması ve hastanenin eğitim ve araştırma hastanesi statüsüne geçmesiyle birlikte üroloji kliniği, en güncel sağlık hizmetlerini sunmaya devam ediyor. Daha önce açık cerrahi ile Bandırma’da çeşitli ilklere imza atan üroloji kliniği, bölgede önemli bir üroloji merkezi haline gelmeye devam ediyor. Son olarak, laparoskopik (kapalı yöntem ile) prostat kanseri ameliyatı başarılı bir şekilde gerçekleştirildi. Üroloji Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Aykut Başer, hastanenin Bandırma ve çevresine en güncel tedavi yöntemleriyle yüksek kalitede sağlık hizmeti sunduğunu belirterek laparoskopik cerrahi hakkında şunları söyledi: "Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri tedavisinde sıkça kullanılan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemde, cerrah küçük kesiler yaparak bir kamera ve cerrahi aletler aracılığıyla prostat bezini çıkarır. Laparoskopik cerrahi, geleneksel açık cerrahiye kıyasla daha az invazif bir yöntemdir, bu da daha az kan kaybı, daha az ağrı ve daha hızlı iyileşme süreci anlamına gelir. Laparoskopik radikal prostatektomi, prostat kanseri olan erkekler için etkili bir tedavi seçeneği olabilir. Ancak, her hasta için uygun olmayabilir ve tedavi seçenekleri, hastanın bireysel durumuna ve kanserin evresine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, prostat kanseri teşhisi konmuş hastaların, hatta tüm ürolojik kanserlerinde dahil tedavi seçenekleri hakkında hastanemize başvurarak detaylı bir şekilde bilgi almaları önemlidir."