EĞİTİM - 25 Eylül 2017 Pazartesi 16:15

HKÜ’nün 2021 mezunları oryantasyon ile döneme başladı

A
A
A
HKÜ’nün 2021 mezunları oryantasyon ile döneme başladı

Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin (HKÜ), 2017-2018 eğitim öğretim yılında yeni kayıt yaptıran öğrencilerine yönelik olarak düzenlediği dört günlük oryantasyon programı başladı.

Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nin (HKÜ), 2017-2018 eğitim öğretim yılında yeni kayıt yaptıran öğrencilerine yönelik olarak düzenlediği dört günlük oryantasyon programı başladı.


HKÜ, bu yıl aralarına yeni katılan öğrencilerine özel, üniversiteyi ve Gaziantep’i tanıtmak amacıyla, dört gün sürecek kapsamlı bir “Öğrenci Oryantasyon (yeni öğrencilerin Üniversite hayatına adaptasyonu) programı” düzenliyor. 2017 - 2018 eğitim-öğretim yılında Hasan Kalyoncu Üniversitesini tercih ederek bu yıl HKÜ ailesine yeni katılan öğrencilere yönelik düzenlenen oryantasyon programının açılışı büyük bir coşkuyla başladı.


“Su yutmadan yüzmeyi öğrenemezsiniz”


Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının ardından HKÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz’ın açılış konuşmasıyla başlayan programda Yılmaz, “24 bölümde eğitim veriyoruz. En çok tercih edilen üniversiteler arasında yer alıyoruz. Öğrencilerimizin eğitim öğretim, AR-GE ve sosyal sorumluluk projelerine büyük önem vermesi gerekmektedir. Sadece derslere girmekle üniversiteli olunmaz. Dersler çok önemli ama bir onun kadar önemli olan şey ise sosyal projelerde yer almak ve girişimci olmaktır. Üniversitelerde eğitim öğretimin yanı sıra mutlaka AR- GE ve sosyal sorumluluk projelerinin olmasıdır. Biz öğrencilerimizden inovatif ve proaktif olmalarını istiyoruz. Yani rakiplerinin hamlelerine karşı önceden hamle yapabilme yeteneğine sahip olmalarını istiyoruz. Su yutmadan yüzmeyi öğrenemezsiniz. Eğer başarılı olmak istiyorsanız elinizi taşın altına koymanız gerekir” dedi.


“En büyük onur kaynağı öğrencilerimizin başarısıdır”


İyi bir başlangıç yapmak için önce motivasyon ve hazırlanmak gerekir buda iyi ve güzel sonuçların habercisi olacaktır diyen HKÜ Mütevelli Heyeti Başkan Vekili Haluk Kalyoncu, “Üniversitemiz artık 10 bine ulaşan öğrenci nüfusu, güçlü akademik kadrosu ve kendine özgün karaktere sahip mimari yapısıyla Türkiye de kendinden söz ettiren ve ön plana çıkan yükseköğretim kurumları arasında yer almayı başarmıştır. Burası teknoloji transferi yapan, kendi enerjisini üreten araştırma ve geliştirmeye önemli bütçe ve kaynaklar ayıran bir üniversitedir. Özellikle coperative-education okurken çalışma imkanı özellikle son sınıfa geldiğinizde zorunlu stajlarımızla sizleri meslekleriniz ile ilgili iş hayatının içerisinde bulunmanıza teşvik ettiğimizi ve desteklediğimizi göreceksiniz. Bu uyum haftası süresince hocalarınızla ve yeni arkadaşlarınızla tanışırken ders planlamanızı da danışmanlarımızla en iyi şekilde yapacak ve bu kapsamda gerçekleştirilen sosyal aktivitelerin de içerisinde olacağınıza inanıyorum” ifadelerini kullandı.


“İnsana yapılan en önemli yatırım ahlaklı ve erdemli bir eğitimdir”


İnsana yapılan en önemli yatırımın eğitim olduğunun altını çizen Haluk Kalyoncu, “Ancak Hasan Kalyoncu Üniversitesinin kuruluş felsefesinde bu gerçekle birlikte insana yapılan en büyük yatırımın ahlaklı ve erdemli bir eğitim olması gerçeğidir. Bizim eğitim anlayışımızda teorik eğitim ve başarı zaten mutlak ve normal olarak kaçınılmazdır. Ancak bizim geleneklerimizde ideal bir insan olmak için bu yeterli değildir. Bilgilerin önemi kadar sizlerin milli ve manevi değerlerine bağlı, saygılı ve disiplinli Cemil Meriç in sözleriyle; kişilik şuuru, tarih şuuru ve milliyet şuurunu kaybetmeden yetiştiren bir eğitim anlayışıdır. Bize miras bırakılan ve sizlere aktarmamız gereken manevi miras da sanırım budur” diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.