EĞİTİM - 21 Kasım 2017 Salı 21:24

SANKO Üniversitesi 2017 - 2018 akademik yılı açılış töreni

A
A
A
SANKO Üniversitesi 2017 - 2018 akademik yılı açılış töreni

Gaziantep’te SANKO Üniversitesi’nin akademik yıl açılışında konuşan Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya "Üniversitelerin kuruluş amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü ve gururlu duruşunu destekleyecek altyapı ve işgücünü üretmek, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin merkezi olmaktır" dedi.

Gaziantep’te SANKO Üniversitesi’nin akademik yıl açılışında konuşan Gaziantep Valisi Ali Yerlikaya "Üniversitelerin kuruluş amacı, Türkiye Cumhuriyeti’nin güçlü ve gururlu duruşunu destekleyecek altyapı ve işgücünü üretmek, bilimsel ve teknolojik gelişmelerin merkezi olmaktır" dedi.


Yerlikaya, SANKO Üniversitesi’nin 2017-2018 Akademik Yılı açılışı nedeniyle Abdulkadir Konukoğlu Spor ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende yaptığı konuşmada, değişen dünyayla birlikte şehirlerin rekabetinin ön plana çıktığını, bu rekabetin ön plana çıkmasında de üniversitelerin yerinin çok önemli olduğunu söyledi. Gaziantep’in dünyadaki en rekabetçi 7 şehirden biri olduğuna vurgu yapan Yerlikaya, “8 Şubat 1921 tarihinde Gaziantep’in Gazilik unvanına vasıl olduğu 11 aylık mücadele ruhuyla o günlerden bugünlere geldiği noktayı göz önüne getirirseniz, her alanda başarı hikayeleri vardır” dedi. SANKO Ailesinde dördüncü beşinci kuşağın işbaşında olduğunu kaydeden Yerlikaya, öğrencilere seslenerek, “Sizler değişik ortamlarda başarı hikayelerini dinlediniz. 1000’in üzerinde sanayiciyle Türkiye’deki 5’inci ihracatçı olduk, bu yıl da aynı başarıyı yakaladık. Ticaret cesaret, maharet ve sırdan ibarettir” şeklinde konuştu.


"Azmini kaybetmeyen şehir


Vali Yerlikaya, "Türkiye’nin diğer kentlerinde parmakla gösterilen Gaziantep, en olumsuz süreçte DEAŞ’la mücadelede, coğrafya olarak hemen yanı başımızda 7 yıldan bu yana süren Suriye’deki büyük insanlık dramında, 500 bine yakın muhacir güçle birlikte yaşarken kişisel, toplumsal mutluluğunu, çalışma azmini kaybetmeyen bir şehir oldu” dedi.


Öğrencilere tavsiyelerde de bulunan Vali Yerlikaya, "Sizler bu atmosfer içerisinde eğitim ve öğretiminizi görüyorsunuz. Her olumsuzluktan bir başarı hikayesi çıkarabilmektir Gaziantepli olmak. Allah’ın verdiği zenginliği, toplumu için milleti için, Allah takdir etsin diye kullanan bir vakfın öğrencileri olmak başlı başına bir şükürdür, şanslısınız ve bunu en iyi şekilde bu şehirde değerlendirmek inşallah sizlere nasip olur. İlim ve teknolojide dünyada başarılı devletlerden biri olmanın yolu bu sıralardan geçiyor. Öğretim üyelerinize de hürmetten geçiyor. Üzerinizde Cumhuriyet’in kuruluş iradesinin, şehitlerimizin, gazilerimizin emaneti var. Burası sizin başarılı olmanız için kar zarar fikriyatını ayakları altına alarak, hayır hesabıyla sizlere yatırım yapıyor. Bu fırsatı, vücut ikliminizde huzuru, mutluluğu kazanarak, sadece çok para kazanmak mutluluktur anlayışıyla hareket etmeyerek, insanlığa faydalı olmak, onların yüzlerinden minnettarlık, şükran, teşekkür ifadeleriyle mest olmak ve bizden daha başarılı şekilde evlatlarımızı, milletimizi en güzel yetiştirmek düsturumuz olmalı. Başarı ve mutluluk hep sizinle beraber olsun. SANKO Üniversitemizin ilk mezunlarıyla buluşacağımız 2017- 2018 akademik yılı, hayırlı ve uğurlu olsun" ifadelerini kullandı.


Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin de törende yaptığı konuşmada, ekonomi ve sanayi şehri olan Gaziantep’in kültür, turizm ve eğitim şehri olma yolunda da önemli mesafe kat ettiğine dikkat çekti. Gaziantep’in üniversiteler şehri olmak konusunda da iddiası olduğunu anlatan Şahin, “Üniversiteler şehri olma noktasında bugün özellikle SANKO Holding’in bu alanda yatırımını, yani insana yatırım yapmasını bu hedefimiz ve şehrimizin rekabet gücü acısından çok önemli buluyorum. Çünkü, beşeri sermayemizi güçlendirmediğimiz sürece hiçbir hedefimize ulaşamayız” ifadelerine yer verdi.


İnsanı yaşat ki devlet yaşasın anlayışında en önemli noktanın yetişmiş bireyler olduğunu vurgulayan Şahin, sözlerini şöyle sürdürdü:


“Öncelikli olan eğitimdir. Ardından insanın insanca yaşayabilmesi için sağlıklı ortam, sağlıklı vücut, sağlıklı kafa gerekir. Yani ruhen ve bedenen sağlıklı bir birey olarak geleceğe hazırlanması gerekiyor. İşte tam burada bu üniversiteye ve sizlere çok iş düşüyor. Bugün burada olmanız asla bir tesadüf değil. Bu sizin bireysel emeğiniz ve ailenizin bireysel fedakarlığıyla oldu. Bu başarının diğer sırrı da teorik yapıyor olmanız. Bunu başardığınız için kendinizi alkışlayın ve bunu hak ettiğinizi düşünün. Sizinle övünüyor, onur duyuyoruz. Gaziantep’te okuyan bir üniversite öğrencisinin İstanbul’da, Ankara’da okuyan bir üniversite öğrencisinin ihtiyacı olan neyse, kültürel ve sosyal alanda bunun projeleri için yoğun bir şekilde çalışıyoruz.”


İyi doktor olmanın çok önemli olduğunu, çünkü insani bakış gerektirdiğini anımsatan Şahin, "Doktorluk, çok kutsal bir meslektir. Ama yanına iyi bir insan olmak ve özellikle sosyal sorumluluk anlayışını benimsediğiniz zaman birçok noktada zevk aldığınızı görüyoruz. Sosyal sorumluluk dediğimiz aslında bizim medeniyetimizin bize emri. Ama bugün bütün dünya bunlara sosyal sorumluluk, sosyal proje diyor" ifadelerini kullandı.


Akademik takvimdeki özel günler


SANKO Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Güner Dağlı ise her üniversitenin akademik takviminde, akademik açılış ve mezuniyet olmak üzere iki özel gün olduğunu söyledi. İlk mezuniyet törenini bu akademik dönemde, 2018 yılı Haziran ayında Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencilerinin mezuniyetiyle gerçekleştireceklerini anımsatan Prof. Dr. Dağlı, “Üniversitemiz ilk öğrencilerini 2014 yılında almaya başladı. Bugün 1156 lisans, 35’i lisansüstü olmak üzere toplamda 1191 öğrencimiz ile eğitime başladık” dedi. SANKO Üniversitesi olarak, son bir yılda gerçekleştirdikleri faaliyetlere değinen Prof. Dr. Dağlı, şu bilgileri paylaştı:


"Üzerinde en çok durduğumuz ve bir bütünün iki parçasını bir araya getiren afiliasyon (Sağlık Bakanlığı ve Üniversite hastanelerinin ortak kullanımı) işlemini gerçekleştirdik. YÖK Genel Kurulu’nda onaylandı, Sağlık Bakanlığı’na uygulamanın başlaması için gittiğini öğrendik. Bu şekilde artık üniversitemiz ve Sani Konukoğlu Hastanemiz birlikte çalışmaya başlayacaklar. Ve hastanemiz üniversite hastanesi özelliği kazanacak. Yine bir ilki gerçekleştirdik. YÖK’ten gerekli izinleri alarak, Biyolojik ve Biomedikal Tezli Yüksek Lisans Programı’nı kurduk, yönergelerini tamamladık. İnşallah şubat ayı gibi ilk öğrencilerimizi alacağımızı tahmin ediyorum. Öğrencilerin hastanede staj yaptıklarında, onların eğitimini daha pekiştirebilmek ve hastalara daha iyi, daha kaliteli üst düzeyde hizmet vermek için 23 akademisyeni daha kadromuza dahil ettik. Bunun yanında 7 araştırma ve öğretim görevlisi arkadaşımız göreve başladı. İlk kez bu yıl kendi üniversitemizden ve kendi hastanemizden 3 öğretim üyemiz, 2017 Ekim - Kasım Döneminde YÖK sınavını vererek doçentlik unvanı aldı. 18 yeni öğretim üyesi ile görüşmelerimiz sürüyor. Bu sayı daha da yukarıya çıkabilir. Şuan için 18 olarak değerlendiriyorum. Uluslararası akreditasyona kavuşabilmemiz için ilk mezunlarımızı vermemiz gerek. Mezunumuz olmadığı için akredite olamıyoruz. Akreditasyona müracaat edemiyoruz.”


Kampüs temeli atılacak


Tıpta eğitim dilinin dünyada İngilizce olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Dağlı, “Fakat biz İngilizce hazırlık sınıfı koyarak eğitim süremizi daha fazla uzatmak istemedik. Bunun yerine Tıp Fakültesi’ne ağırlaştırılmış bir İngilizce programı koyduk. Öğrencilerimiz TOEFL’a girdiklerinde 80 - 85 almalarını istiyoruz. Çünkü biz bilgi üreten ve bilgiyi kullanan üniversite olmak, öğrencilerimizi bu yönde eğitmek istiyoruz” diye konuştu. SANKO Üniversitesi Mütevelli Heyet Başkanı Abdulkadir Konukoğlu’nun bilgi, deneyim ve teşvikleriyle yeni kampus alanının hazırlıklarına başladıkları bilgisini veren Prof. Dr. Dağlı, “İnşallah bu sene içerisinde kampüsümüzün temelini atıp hızla inşaatına başlayacağız” müjdesini verdi.


İlk dersi Berkman verdi


Konuşmaların ardından İstanbul Amerikan Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Mahmut Atıf Berkman, SANKO Üniversitesi’nde akademik yıl açılış dersini verdi. “Başarı değil, başarısızlıklar insanı olgunlaştırır” diyen Prof. Dr. Berkman, 40 yıla yaklaşan meslek hayatını ve çıkardığı sonuçları paylaştı.


Doktor bir ailenin çocuğu olan ve 8 yaşından doktor olmaya karar verdiğini belirten Prof. Dr. Berkman, “Ancak mentorum yoktu, bu benim için çok büyük bir kayıptı. Tıp fakültesini üçüncü yıl kazandım. Sonrasında ise hayatımda bir gün bile kaybetmedim” ifadelerine yer verdi.


Prof. Dr. Berkman, “İdeallerinizin ve isteklerinizin peşinden gidin, bu üç yıl belki kayıptı ama bana elimdekinin kıymetini bilmemi sağladı. Hiçbir zaman bundan sonraki başarılarımda şımarmadım. Yenilgi başkadır, başarısızlık başkadır. Bir başarısızlıkta, eğer vazgeçerseniz işte o zaman yenilmiş olursunuz” şeklinde konuştu.


Tıp fakültesini bitince yol ayrımının başladığını ifade eden Prof. Dr. Berkman, şunları kaydetti:


“Çünkü tıp fakültesini bitirdiğinizde ya doktor ya araştırmacı olacaksınız. İkisi de saygın ve değerlidir. İnsanlar sevdikleri işte daha başarılı olurlar. Sevdiğiniz branşı bulmalısınız. Bütün kararları verirken dostlarınızdan tavsiyeler alın, ancak bunları akıl süzgecinizden geçirin ve iç sesinizi dinleyin. Meslek seçimi kadar, ihtisas seçimi de çok önemli. Yeniden dünyaya gelsem, yine doktor ve yine ortopedist olurdum. Bu insanın hayatında gerçekten büyük bir mutluluktur. Bu meslekte daha çok para veya ışık olması sizleri aldatmasın. Önemli olan sizlerin yapacağı en iyi branşı bulmanızdır. Doktorluk insan ilişkilerine dayanır. Klinisyenlikte bu ilişkileri iyi tutmak gerekir. Kamu veya özel muayenehanede çalışabilir ya da ikisini birden yapabilirsiniz. Kamuda çalışıyorsanız o insanlara daha fazla zaman ayırıp, daha fazla ilgi göstermeniz lazım. Bilin ki onlar maddi imkanları az olduğu için kamu hastanelerine geliyorlar. Biz insan olarak, imkanı olmayanlara daha iyi, daha yumuşak davranmalı, onların sorularına daha fazla zaman ayırarak cevaplamalıyız. Hasta geldiğinde, annenize, babanıza, eşinize, çocuğuna davrandığınız gibi davranın. Onlara ne yapacaksanız hastanıza da onu önerin. Ticari endikasyon koyan sadece vicdanını değil, yarın bütün geleceğini kaybeder. Etik ve hukuki olaylarla çok çabuk yüz yüze gelir.”


Öğrencilerden tıp dışında felsefe, edebiyat, tarih gibi farklı alanlarla ilgili bir şeyler okumalarını isteyen Prof. Dr. Berkman, “Bu sizin dünyaya bakış açınızı değiştirir, doktorluğunuzu geliştirir. Hobileriniz olsun, sizleri sakatlamayan ve ömür boyu yapabileceğiniz sporlar yapın” önerisinde bulundu.


CÜBBE GİYME TÖRENİ


Konuşmaların ardından akademik yükseltme ve cübbe giyme törenine geçildi. SANKO Üniversitesi’nin akademik kadrosuna bu eğitim yılında katılan ve Rektör Yardımcılığı görevini de üstlenen Prof. Dr. Mehmet Metin Bayram’ın yanı sıra, Prof. Dr. Şahin Sırmalı, Prof. Dr. Sayın Nevin Ergun, Prof. Dr. A. Münife Neyal, Prof. Dr. Kemal Bakır, Prof. Dr. Mehmet Yılmaz, Prof. Dr. Göktürk Maralcan ile bu akademik yıl içerisinde profesörlüğe yükselen öğretim üyeleri Prof. Dr. Arzu Tuna ile Prof. Dr. Eyüp İlker Saygılı, akademik kadroya yine bu eğitim yılında katılan Doç. Dr. Meral Uyar, Doç. Dr. Gökhan Gökaslan ile Doç. Dr. Erkan Kaya, SANKO Üniversitesi bünyesinde görev yaparken, Yüksek Öğretim Kurumu tarafından gerçekleştirilen 2017 Ekim - Kasım Dönemi doçentlik sınavında başarı göstererek üniversite bünyesinde ilk kez bu unvanı almaya hak kazanan öğretim üyeleri; Doç. Dr. Ayşegül Çört, Doç. Dr. Yusuf Ünal Sarıkabadayı ve Doç. Dr. Medet Korkmaz ile Yardımcı Doçent Doktor kadrosuna atanan Yrd. Doç. Dr. Feragat Uygur, Yrd. Doç. Dr. Ali Tahtacı, Yrd. Doç. Dr. Ayşe İmge Uslu, Yrd. Doç. Dr. Gökhan Özer, Yrd. Doç. Dr. Aykut Akyılmaz, Yrd. Doç. Dr. Nimet Yılmaz, Yrd. Doç. Dr. Hadiye Demirbakan, Yrd. Doç. Dr. Türkan Turgay, Yrd. Doç. Dr. Pınar Günel Karadeniz, Yrd. Doç. Dr. Ali Haydar Küçüktüfekçi, Yrd. Doç. Dr. Burçin Altınbaş cübbelerini giydi. Sahnede öğretim üyelerine SANKO Üniversitesi kadrosuna bu yıl katılan Öğretim Görevlileri Funda Esin Fakılı, Meryem Kılıç, Hatice Adıgüzel, Emine Baş, Nezihe Otay Lüle ve Araştırma Görevlileri Eda Sevim Öğüt ile Merve Durmuş da katıldı. SANKO Üniversitesi yönetimi tarafından bu yıl katıldıkları kongrelerden başarılarla dönen Uzman Hemşire Hatice Güzel, Doç. Dr. Medet Korkmaz, Sağlık Bilimleri Fakültesi öğrencileri Ebru Karaaslan ve Esra Akkaya, Prof. Dr. Arzu Tuna, Yrd. Doç. Dr. Betül Aktaş, Prof. Dr. Türkan Pasinlioğlu, hemşirelik bölümü yüksek lisans öğrencisi Nihan Demirdüzen’i ve Yrd. Doç. Dr. Tuba Denkçeken’e ise ödülleri takdim edildi.


Tören, toplu fotoğraf çekimiyle sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.