YEREL HABERLER - 20 Temmuz 2017 Perşembe 13:19

7 Değirmenler Tabiat Parkı ziyaretçilerini bekliyor

A
A
A
7 Değirmenler Tabiat Parkı ziyaretçilerini bekliyor

Giresun’un Espiye ilçesine bağlı Yeniköy köyünde bulunan değirmenleri ve şelalesi ile dikkat çeken ‘Yedi Değirmenler Tabiat Parkı’ görenleri kendisine hayran bırakıyor.

Giresun’un Espiye ilçesine bağlı Yeniköy köyünde bulunan değirmenleri ve şelalesi ile dikkat çeken ‘Yedi Değirmenler Tabiat Parkı’ görenleri kendisine hayran bırakıyor.


Doğal oluşumları ile dikkat çeken bölgede rivayetler ise birbiri ile yarışıyor. Yüz yıllardır kabul görülen ‘Annenin dereye bedduası’ olayını Köy Muhtarı İsmail Yıldırım anlattı. Bölge hakkında da bilgiler veren Muhtar Yıldırım, “Bir rivayete göre geçmiş zamanlarda imece usulü çalışan bir kadının çocuğunu ‘çay deresi’ denilen dereye düşmesi ile beddua edip derenin kuruması ve kuruyan derenin ’yedi değirmenler’ mağarasından çıkması sonucu oluştuğunu söyleniyor. Cenevizliler zamanında kurulmuş olan 7 değirmenin maden öğütmede kullanmışlar ve 300 yıla yakın tarihi var, buraya defineciler çok gelirlerdi. Burada bir hazine olduğunu düşünüyorlardı fakat gerçekten burada bir doğal hazine varmış, biz onu sonradan keşfettik” dedi.



“24 bin yıllık mağaralar”


Tabiat Parkının her tarafının ayrı bir tarih olduğunu ifade eden Yıldırım, “Park içinde birçok mağara var bunlardan en büyüğünün içerisinde yaklaşık 3 metre boyunda sarkıtlar var. Bu sarkıtlar her santimin 50 ile 80 yıl arasında oluştuğunu burayı incelemeye gelen bilim insanları söyledi. İncelemeler sonucunda bu alanın tarihinin toplamda 24 bin yıllık olduğunu belirlediler” ifadelerini kullandı.


Yedi değirmenler Tabiat Parkı’nın mükemmel bir alan olduğunu vurgulayan Köy Muhtarı İsmail Yıldırım, "Tabiat parkımız ziyaretçilerini bekliyor. Giresun’un, Türkiye’nin değil, dünyanın sayılı tabiat parklarından biri olduğuna inanıyoruz" şeklinde konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.