EKONOMİ - 30 Mart 2017 Perşembe 15:42

Fındık’ta külleme hastalığı ile bilgilendirmeler devam ediyor

A
A
A
Fındık’ta külleme hastalığı ile bilgilendirmeler devam ediyor

Türkiye’nin en çok ihraç edilen tarım ürünlerinin başında gelen ve 90’ın üzerinde ülkeye ihracı yapılan fındık son yıllarda ‘Külleme’ ile mücadele ediyor.

Türkiye’nin en çok ihraç edilen tarım ürünlerinin başında gelen ve 90’ın üzerinde ülkeye ihracı yapılan fındık son yıllarda ‘Külleme’ ile mücadele ediyor.


Ortaya çıktığı günden buyana ciddi rekolte kayıplarına sebep olan külleme hastalığı ile ilgili birçok çalışma yapılıyor. Çalışmalar kapsamında Giresun Ziraat Odaları ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı çiftçilere ‘külleme hastalığı’ ile ilgili bilgilendirme toplantıları düzenliyor.


Tirebolu Ziraat Odası öncülüğünde bugün Tirebolu ilçesinde çiftçiler ile buluşan yetkililer düzenledikleri panel ile çiftçilere külleme ile ilgili mücadele teknikleri ve ilaç kullanım bilgileri verdiler.


Panelde konuşan Gıda ve Kontrol Genel Müdürlüğü Genel Müdür Yardımcısı Dr. Yunus Bayram, Bakanlığın fındık ile ilgili çalışmalarının sürdüğünü belirterek “Geçmişte olduğu gibi günümüzde de söz konusu ekonomi olunca hastalıkla mücadele etmekten tutun da ihracat depolama koşulların gelecekte de gündemini koruyacaktır” dedi.


2014 yılından bu yana hastalığı araştırdıklarını ve ilaçlama metotları geliştirdiklerini kaydeden Bayram, “Külleme hastalığıyla ilgili neler yapacağız özetleyecek olursak, 2014 yılında hastalığında çıkışından bu yana ilaçlama metodu oluşturduk. 2015 yılında küllenmeyle ilgili 3 tane geçici aktif maddeye geçici tavsiye ruhsatı verildi ve bölgede üç tane aktif madde geçici tavsiyeyle şu anda külleme hastalığına karşı kullanılmaktadır. Şu an itibariyle bir iki ay içerisinde ruhsat aşamasına gelen ruhsatlandıracağımız ilaçlar da var. Ruhsat başvurusu devam edip önümüzdeki dönemde de ruhsatlandırılacak ilaçlar var. 2016 yılı itibariyle fındıkta külleme hastalığın karşı ilaç ruhsat başvurularını değerlendirerek ihtiyacı karşılayacaktır” ifadelerini kullandı.


14 ilde gıda kontrol genel müdürlüğü olarak eğitim çalışmaları başlattıklarını vurgulayan Bayram, “Bütün illerimizde fındıkta çiftçiye verilen eğitimleri rapor halinde topluyoruz ve ciddi bir şekilde takip ediyoruz. 500 bin üzerinde afiş basılarak 14 ile gönderildi. Giresun’a yönelik faaliyetlerde il müdürlüğümüzün, milli eğitim müdürlüğümüzle iş birliği yaparak küllenmeyle ilgili farkındalık çalışmaları yapılıyor” şeklinde konuştu.


Küllemeye karşı yapılan uyarılar ve çiftçiler tarafından bu uyarıların dikkate alınması ile önümüzdeki yıllarda hastalığın gündemden çıkacağını ifade eden Bayram, “ Mart ayının 30’u fındıkta küllenmeyle ilgili yapılacak uyarıları çiftçilerimiz alırsa, uygulamaya koyarsa inşallah külleme hastalığını önümüzdeki yıllarda gündemimizden çıkaracağız. Bu yıl yapacağınız mücadele bu yılın verimi gibi önümüzdeki yılların verimini de etkileyecektir, hastalık nasıl artıyorsa yapılacak mücadelelerde azalarak devam edecektir mücadelelerle. Külleme hastalığını ciddi anlamda sorun olmaktan çıkaracağız. Geçmişten günümüze birçok hastalık olduğu gibi ileride de çıkacaktır, fındık kurdu kokarcası gibi. Bu sorularımız devam eder. Bu konuda ne kadar bilgilendirme yaparsak yapalım bu konuda üreticimiz başroldedir. Üreticilerimizin yapacağı çalışmalar önemlidir. Zamanında ilaçlamaları yapıp bu işi bütün olarak yerine getirme noktasında irade göstermezseniz ne kadar eğitim verirsek ne kadar uyarı yapılırsa yayılsın boş. Dolayısıyla devlet olarak bizim üzerimize düşen ilaçlara izin verilmesi, araştırmaların yapılması, onun dışında en büyük aktör çiftçimizdir.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Ayak Tenisi Takımı’ndan Türkiye Şampiyonasında ikincilik Kütahya Dumlupınar Üniversitesinin (DPÜ) ev sahipliğinde Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından düzenlenen Ayak Tenisi Türkiye Şampiyonası karşılaşmalarında erkek DPÜ erkek takımı ikinci, kadın takımı dördüncü oldu. DPÜ Kapalı Spor Salonu’nda Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu tarafından gerçekleşen turnuvaya kadınlarda Kütahya Dumlupınar, Alanya Alaaddin Keykubat, Amasya, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik ve Süleyman Demirel üniversiteleri, erkeklerde ise Kütahya Dumlupınar, Amasya, Alanya Alaaddin Keykubat, Eskişehir Osmangazi, Fenerbahçe, İstanbul Gedik, İstanbul Rumeli, MEF ve Süleyman Demirel üniversiteleri katıldı. Üç gün süren turnuvanın ilk maçında Amasya Üniversitesine 2-0 kaybeden DPÜ Erkek Ayak Tenisi Takımı, ikinci maçında İstanbul Gedik Üniversitesini 2-1’lik skorla mağlup ederek finalde yeniden Amasya Üniversitesine rakip oldu. Final maçını 2-0 kaybeden DPÜ, turnuvayı ikincilikle tamamladı. Süleyman Demirel Üniversitesi ise erkekler kategorisini üçüncü sırada tamamladı. DPÜ Kadın Ayak Tenisi Takımı ise Fenerbahçe Üniversitesini 2-0 yenerek başladığı turnuvanın ikinci maçında Süleyman Demirel Üniversitesine 2-0 kaybetti. Turnuvanın son maçında Amasya Üniversitesine 2-0 mağlup olan DPÜ, turnuvada dördüncü sırayı aldı. Kadınlarda şampiyonluğu finalde Süleyman Demirel Üniversitesini 2-0’la geçen Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi kazandı.
İstanbul Sinsi ilerleyen HPV’ye karşı en etkili koz aşı Herkesin hayatının bir döneminde en az bir HPV türü geçirdiğini belirten Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, “Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler. Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısıdır” dedi. Medipol Üniversitesi Pendik Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Saadet Ünsal, sık görülen enfeksiyonlar arasında olan HPV’ye karşı uyardı. Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, insan papilloma virüsünün (HPV), papillomaviridae ailesinde bulunan bir DNA virüsü olduğunu belirterek “200’den fazla çeşidi bulunan insan papilloma virüsü, cinsel yolla bulaşan hastalıklara sebep olan virüs türlerinden biridir. Bulaşıcılığı yüksek olan insan papilloma virüsünün yaklaşık 40 çeşidi genital siğillere neden olurken bazı türleri kansere neden olur. Neredeyse tüm insanlar hayatlarının bir döneminde en az bir tür HPV ile enfekte olurlar. Çoğu HPV enfeksiyonu zaman içinde kendiliğinden geçer. Ancak bazen HPV enfeksiyonları daha uzun sürer ve yaşamın ilerleyen dönemlerinde kansere neden olabilir. HPV enfeksiyonun çoğu geçicidir ve genelde belirti vermeden ilerler” şeklinde konuştu. HPV aşısı bu kanser türlerini önleyebilir Enfeksiyondan korunmada en etkili ve güvenilir yöntemin HPV aşısı olduğuna dikkati çeken Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, şu bilgileri verdi: “Uygun yaş aralığında, tavsiye edilen dozlarda aşı uygulaması yaptırmak HPV’nin ve neden olduğu hastalıkların önlenmesini sağlar ve virüse karşı vücudu korur. Mevcut HPV aşıları; iki, dört veya dokuz tip HPV’ye karşı koruma sağlar. Tüm HPV aşıları, en büyük rahim ağzı kanseri riskine neden olan HPV tip 16 ve 18’e karşı koruma sağlar. HPV aşılarının serviks kanserinin yüzde 70’ini, anal kanserin yüzde 80’ini, vajinal kanserin yüzde 60’ını, vulvar kanserinin yüzde 40’ını önleyebileceği ve HPV pozitif orofaringeal kanserlerin önlenmesinde yüzde 90’dan fazla etkinlik gösterdiği tahmin edilmektedir. Ayrıca HPV tiplerine karşı koruma sağlayan dörtlü ve nonvalan aşılar ile bazı genital siğilleri önlerler. HPV-6 ve HPV-11 daha fazla koruma sağlar. 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir Dr. Öğr. Üyesi Ünsal, kişiye özel aşıların dozlarının ayarlandığına değinerek şöyle devam etti: “Dünya Sağlık Örgütü, diğer koruyucu önlemlerle tüm ülkelerde rutin aşıların bir parçası olarak HPV aşılarını önerir. Aşılar, kişinin yaşına ve bağışıklık durumuna bağlı olarak iki veya üç doz gerektirir. Günümüz sağlık uygulamalarında HPV aşısının ilk cinsel ilişkiden ve 25 yaşından önce yapılması tavsiye edilir. 15 yaş gününden önce ilk aşısını yaptıran kişilere iki doz HPV aşısı önerilir. HPV aşısının ikinci dozu, ilk dozdan 6 ila 12 ay sonra yapılır. 15 ila 26 yaşları arasında ilk aşısını olan bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler için üç doz HPV aşısı önerilir. Ayrıca 9 ila 26 yaş arası bağışıklığı baskılanmış kişiler (HIV enfeksiyonu olanlar dahil) için de üç doz önerilir. İlk dozun ardından ikinci doz için 1-2 ay geçmesi önerilirken, üçüncü doz aşı için 6 ay geçmesi beklenir. Tipik olarak 9 ila 13 yaşlarındaki kızların aşılanması önerilir. Aşılar en az 5 ila 10 yıl koruma sağlar. Aşılamadan sonra serviks kanseri taraması hala gereklidir. Nüfusun büyük bir bölümünün aşılanması, aşılanmamış olanlara da fayda sağlayabilir. Enjeksiyon yerinde ağrı insanların yaklaşık yüzde 80’inde görülür. Bölgede kızarıklık, şişlik ve ateş de oluşabilir. Ülkemizde henüz ulusal aşı takviminde yer almamaktadır. Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktadır.”
Elazığ KKTC Cumhurbaşkanı Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi olduğunu belirten KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Fırat Üniversitesi’nin başarılı bizleri mutlu ediyor” dedi. Fırat Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fahrettin Göktaş, Uluslararası Final Üniversitesi’yle iş birliği protokolü imzalamak amacıyla gittiği Kıbrıs’ta Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ı da ziyaret etti. Son yıllarda başarılını artıran Fırat Üniversitesi’yle ilgili övgü dolu sözler söyleyen Cumhurbaşkanı Tatar, Fırat Üniversitesi’nin başarılarının kendisini mutlu ettiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Elazığ’ın Kıbrıs Türkü için ayrı bir önemi var. Elazığlı olan Tabip Binbaşı Nihat İlhan’ın Kumsal Katliam’ı olarak bilinen olayda eşi Mürüvvet İlhan ve çocukları Murat, Kutsi, Hakan şehit edildi. Elazığ ziyaretinde şehitlerin kabirlerini ziyaret edip, KKTC’den toprak götürdüm. Bu olayı unutmadık ve unutturmayacağız. Bağımsız ve hür bir şekilde devlet çatısı altında yaşamamız şehitler sayesindedir. Türkiye’de ilk 10’a giren Fırat Üniversitesi’nin başarıları elbette bizleri mutlu etmektedir. Elazığ ziyaretimde bana göstermiş olduğunuz yakın ilgi ve alakaya teşekkür ederim. Şahsıma tevdi edilen fahri doktora unvanının benim için çok kıymetli olduğunu bir kez daha paylaşmak isterim” dedi. Rektör Prof. Dr. Göktaş da Elazığlılar için Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin oldukça önemli olduğunu belirterek Elazığ’ın selamlarını iletti.