ASAYİŞ - 26 Temmuz 2017 Çarşamba 00:24

Giresun’daki cinsel taciz davasında rekor ceza

A
A
A
Giresun’daki cinsel taciz davasında rekor ceza

Giresun’un Alucra ilçesinde geçtiğimiz yıl yaşanan taciz olayı ile ilgili mahkeme kararını verdi.

Giresun’un Alucra ilçesinde geçtiğimiz yıl yaşanan taciz olayı ile ilgili mahkeme kararını verdi. Mahkeme sanık H.İ.U.’ya toplam 203 yıl 171 ay 45 gün hapis cezası verdi.


İlçede bulunan Erkek Yatılı Hafızlık Kur’an Kursu’nda, yaşları 9 ile 13 arasında değişen 9 öğrenciye cinsel taciz ve istismarda bulunduğu suçlamasıyla yargılanan ve 2016 Ağustos ayında tutuklanan H.İ.U. için mahkeme kararını verdi. Mahkeme sanık H.İ.U.’ya toplam 203 yıl 171 ay 45 gün hapis cezası verdi.


Şebinkarahisar Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada mahkeme heyeti, mağdur çocuklardan birinin dosyasının ayrılarak başka bir mahkemeye gönderilmesini kararlaştırdı. Sanık H.İ.U.’ya mahkeme sonunda 8 çocuğa yönelik cinsel taciz ve istismar suçlarından toplam 203 yıl 171 ay 45 gün hapis cezası verilmesine hükmetti.


Giresun Barosu’nun da yakında takip ettiği olayla alakalı barodan yapılan yazılı açıklamada, Baro Çocuk Hakları Komisyonu Başkanı Av. Özge Üstün ve üyelere teşekkür edildi.


Açıklamanın devamında ise şunlar kaydedildi:


"Konunun hassasiyeti nedeniyle davayı yakından takip etme konusunda titiz davranan baromuz, kurumsal olarak da mağdur çocuklarımızın yanında yer almak ve her türlü hukuki desteği sunmak çaba ve gayreti içindedir. Bu hassasiyetimiz, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devam edecektir."

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.