GENEL - 30 Ocak 2018 Salı 14:38

Suriye’deki İç Savaş’ın dünü ve bugününü değerlendirdi, diplomasiye dikkat çekti

A
A
A
Suriye’deki İç Savaş’ın dünü ve bugününü değerlendirdi, diplomasiye dikkat çekti

Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç.

Giresun Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın Sarıkaya, Suriye iç savaşının dünü ve bugünüyle ilgili değerlendirmelerde bulundu.


Türkiye’nin önce “Fırat Kalkanı” bugün ise “Zeytin Dalı” harekatlarıyla ilgili de açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Sarıkaya, harekatlarla birlikte diplomasi alanlarının da boş bırakılmaması gerektiğine dikkat çekti.


PKK terör örgütüne Suriye’de ABD ve Batılı bazı devletlerce meşruluk kazandırıldığını ifade eden Doç. Dr. Yalçın Sarıkaya “Suriye ve Irak’ta 2013-2014 yıllarında DAEŞ’in hızlı bir genişleme sağlayıp Rakka’dan Musul’a kadar hâkimiyet sağlaması, Türkiye sınırında önemli bir uzunluğu kontrol altına alması bölgede yeni bir durum ortaya çıkarmıştı. Bu bölgede Türkiye’nin toprağı olan Süleyman Şah Türbesi ve Saygı Karakolu da bulunuyordu. İlginç biçimde, Musul işgalinden itibaren DAEŞ tedricen alan kaybetmeye başladıkça ondan doğan boşluk PYD tarafından dolduruluyordu. PKK’nın Suriye kolu olan bu örgüte ABD ve çoğu Batılı başka devletlerce büyük teknik, lojistik ve personel desteği verildi. Örgüt sanki Suriye’nin geneline hitap eden bir yapı görüntüsüne kavuşturulmak istendiğinden Suriye Demokratik Güçleri adıyla anıldı. Uluslarararası ajanslar bu yapıyı insanlık namına savaşan halk ordusuymuş gibi çeşitli araçlarla âdeta cilaladılar. Oysa örgüt, açıkça PKK tarafından koordine edilen ve etnik homojenliğe sahip bir hatla Türkiye sınırını güneyden çeviren bir stratejiyi hayata geçiren bir taşeron örgüttü. Bu en açık biçimde, 1-2 sene zarfında oluşturulan sözde kantonların birleştirilmesiyle anlaşılmıştır. PYD, Arap ve Türkmenleri, etnik bütünlüğe tehdit olarak görüp katletmiş, sürmüş, veya baskı altında kendine tabi kılmıştır. Bunlar Amnesty International (Uluslararası Af Örgütü) gibi kuruluşlarca defalarca rapor edildi” dedi.



“Zaytin Dalı Harekatı, Fırat Kalkanı Harekatı’nın tamamlayıcısı olacaktır”


Türkiye’nin Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekatlarıyla birlikte diplomatik süreci de elinden bırakmaması gerektiğine de dikkat çeken Doç. Dr. Sarıkaya “Türkiye, sınırdaki ciddi tehdidi, öncelikler sıralamasında birinci sıraya aldı. Bence bu kritik bir dönüm noktasıdır. Fırat Kalkanı Harekatı devam ederken Rusya’nın Ankara Büyükelçisi’nin bir suikastla öldürülmesi sonrasında Moskova’nın bunu Türkiye ile ilişkilerini bozmak isteyen güçlerin saldırısı olarak yorumlaması durumu çok açık biçimde ortaya koyuyordu. Fırat Kalkanı Harekatı başarılı olmuştur ama Mümbiç’in ABD ve Suriye güçlerince bir tür korunmaya alınması nedeniyle hedeflenen arazi genişliğine ulaşılmadan kuvvetler çekilmiş ve bir tür güvenlikli alan oluşturulmuştur. Mümbiç ilinin Cerablus’a yakınlığı bu bölge üzerinde savunma zayeti ortaya çıkarabilir. Bu nedenle de Türkiye, Afrin’le birlikte Mümbiç’in kontrolünü de hedeflediğini açıklamaktadır. Ancak Afrin’den Cerablus’a kadarki sınır uzunluğumuzun 300 kilometre civarında olduğunu düşündüğümüzde, Irak sınırına kadar olan Fırat doğusunun da menzilde tutulması gerektiği anlaşılmaktadır. Afrin’in PKK’dan temizlenmesi maksadıyla yapılan Zeytin Dalı Harekatı’nın personel kaybını en alt düzeyde tutmak üzere planlandığı görülüyor. İlerlemenin yavaş olması bundandır" diye konuştu.



"Sochi süreci önemli"


"Bu harekata Rusya’nın itiraz etmediği gibi az sayıdaki askerlerini Tel Rıfat ilçesine çekmis olması uzlaşmanın sürdüğünü göstermektedir" diyen Yalçın Sarıkaya, açıklamasını şöyle sürdürdü:


"Rusya, ABD’nin kaybettiği, kendisinin askeri üslerinin varlığını sürdürdüğü ve Rusya merkezli bir nihai çözümün tarafları bir araya getirdiği bir Suriye planına sahip. Bunun dışındaki hususlarda esnektir. Ancak yaklaşık 2 yıldır bütün radikal muhalif silahlı örgütlerin biriktiği İdlib bir düğüm olmayı sürdürmektedir. Zaman zaman Rus kaynaklarından Türkiye’nin Idlib’teki taahhütlerine işaret eden yorumlar okuyoruz. PKK-PYD konusunda Rusya’nın "Şam da sizin gibi bakıyor meseleye, onları da ikna edemiyoruz" dediklerini Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu bizzat açıklamıştı. Öyle sanıyorum ki, ’Sochi Süreci’ PYD’nin artık asla dahil olamayacağı ancak en etkin çözüm zemini olacaktır. Buna rağmen sınırımızın güneyinde bütünüyle askeri hareketliliğin en azından birkaç yıl süreceğini tahmin edebiliriz. Kamuoyumuzun bütünlük içinde hissetmesi ve hareket etmesi son derece önemlidir. Siyasilerin bu konuda iç siyasal beklentileri bir kenara bırakıp ötekileştirici söylemlerden kaçınmaları daha iyi olacaktır. Bütün bunlara, Türkiye’deki Suriyeliler’in planlı biçimde temizlenmiş alanlara iskânı da eşlik ederse, bir kâbusun içinden muazzam bir başarıyla çıkmış olacağız. Diplomasi alanını boş bırakmamalı, Avrupa ülkelerine bu adımlarımızın Batı’ya sel gibi akan mülteciler sorununu en aza indireceğini somut rakamlarla anlatıp siyasi desteklerini açıklamalarını istemeliyiz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.