POLİTİKA - 10 Ağustos 2018 Cuma 18:54

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin”

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye döviz kuru üzerinden gerçekleştirilerek saldırılara vurgu yaparak “Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin” dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye’ye döviz kuru üzerinden gerçekleştirilerek saldırılara vurgu yaparak “Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin” dedi.


Erdoğan, Türkiye’nin haklarından taviz vermeyeceğini ve adaletin gereği neyse onu yapacağını da vurgulayarak “Tutturmuşlar kur mur falan filan. Geçin bu işleri biz işimize bakalım işimize. Daha iyi olacak. Hiç üzülmeyin gereği neyse o olur. Haklarımızdan taviz vermeyiz. Adaletse gereği neyse onu yaparız” ifadelerini kullandı.


Bayburt ziyaretinin ardından Gümüşhane’ye geçen Erdoğan, burada Gümüşhaneliler’e seslendi. Toplam yatırım bedeli 1 katrilyon lira olan bünyesinde 17 km uzunluğunda 9 tünel 13 köprünün ve 4 tane viyadüğün olduğu Gümüşhane Çevre Yolu’nun açılışını gerçekleştirdiklerini belirten Erdoğan “10 aylık hasretin ardından vefanın, dayanışmanın milli iradenin, elbette rekorların şehri Gümüşhane’de olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum. İnşallah bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sizlerin desteğine duasına layık olmaya çalışacağız. Hiç bir anımızı boş geçirmeden Gümüşhane ile beraber ülkemize hizmet etmeye devam edeceğiz. Bakın, bu gelişte şu yapılanları görüyorsunuz değil mi? Yani biz size hizmetkâr olarak bu adımları attık. Buraya gelmeden önce Bayburt’a uğradık, oradaki kardeşlerimize de teşekkürlerimizi ifade ettik. Tıpkı Gümüşhane’de olduğu gibi Bayburt’ta da muhteşem bir coşku vardı. Nasipse yarın önce Ordu’ya geçeceğiz Tabii Ordu’da aslında bu sel felaketi sebebiyle oraya uğrayacağız. Ardından İnşallah Rize’de hemşehrilerimizle hasbıhal edeceğiz. Pazar günü Trabzon’dayız orada da Trabzonlu hemşerilerimizle bir arada olacağız. Kısacası bu hafta sonunu Doğu Karadeniz’de geçirmiş oluyoruz. Biz Gümüşhane’ye sadece kuru bir teşekkür için gelmedik. Elimiz boş gelmedik, ayrıca bugün şehrimiz, değil tüm Doğu Karadeniz ve Doğu Anadolu Bölgesi için önemli bir yatırımın açılışını yapmaya geldik. Biz Ferhat’ız siz ise Şirin’siniz, yahu biz dağları dele dele geliyoruz. Bunu birileri belki görmüyor ama siz şimdi burada bu dağları nasıl deldiğimizi görüyor musunuz?” dedi.


Konuşmasında Türkiye’ye yönelik döviz kuru üzerinden gerçekleştirilen saldırılara vurgu yapan Erdoğan ‘Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin’ diyerek şunları söyledi:


“Tüm bunar bir aşk işi, aşk. Sıradan olmuyor, eğer âşıksanız olur, dertliyseniz olur. Biz bu millete aşığız. Neymiş, dövizmiş, neymiş kurmuş, geçin o işi geçin. Aşıklıya Bağdat yakındır. İşte biz onun için buraları açtık geliyoruz. Böylece daha önce tek yol olarak hizmet veren mevcut yoldaki transit trafiği şehir dışına alarak, çift gidiş çift geliş şeklinde Gümüşhane’mize kazandırıyoruz. Gümüşhane üzerinden doğu-batı kuzey-güney istikametinde yolculuk yapan vatandaşlarımız da, daha güvenli daha konforlu bir seyahat imkânı götürüyoruz. Çevre yolundan hizmete girmesiyle tarihi İpek yolu güzergâhının en önemli durak noktalarından olan Gümüşhane’nin cazibesinin de ben artacağına inanıyorum. Onun için pestilleri de falan biraz fazla hazırlayın. Sadece pestil için buraya gelenler çok olacak.”



“Ana muhalefet partisi tüm enerjisini nereye harcıyor? Koltuğa”


Türkiye’nin 24 Haziran’da sıradan bir genel seçim yaşamadığını hatırlatan Erdoğan “Ülkemiz 24 Haziran seçimleri ile beraber aynı zamanda ne yaşadı? Bir yönetim sistemini değiştirdi. Parlamenter demokrasiden artık biz cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik mi? Bununla inkılâbı bir değişim-dönüş yaşıyoruz. 9 Temmuz’daki yemin töreninin ardından hem yönetim mimarimizi oluşturduk, hem de kabinemizi belirledik. Ardından da bakan yardımcılarımızın ve bazı üst düzey görevlilerimizin atamalarını yaptık. İnce eledik. İnce eledik sık dokuduk. Çok titiz bir çalışma ile İnşallah bu süreci devam ettiriyoruz. Bir taraftan atalarımızı yaparken, diğer taraftan milletimize hizmet yolculuğumuzu kesintiye uğraması noktasında özen gösteriyoruz. Devletimizin kaybedecek vakti yok, tek bir anı yok, tek bir kuruşu dahi bu noktada asla israf edilemez. Hiçbir zorluk, hiçbir sıkıntı millete hizmet etmemenin bahanesi olamaz. Ana muhalefet partisi tüm enerjisini nereye harcıyor? Koltuğa. Partililer de genel merkezinin önünde getirmişler bir tane koltuk koymuşlar. Dertleri bu. Amma bizim öyle bir derdimiz var mı? Yok. Önümüzdeki haftanın sonunda biz de büyük kongremizi yapacağız ayın 4’ünde genel merkez kadın kollarımızın kongresi yaptık. Var mı bir sıkıntı? Şimdi de 18’inde genel merkezimizin kongresini yapıyoruz. Allah’ın izniyle hep birlikte o kongreyi tüm Türkiye, tüm dünya izleyecek. Niye? Biz dünya demokrasisinde örneğiz. Başka ülkelerde bunlar yok. İddialı konuşuyorum yok” diye konuştu.


“Birileri yaşadıkları onca hezimete rağmen, koltuklarını korumak için her türlü siyasi cambazlığa başvurabilir” diyen Erdoğan, “Birileri sandıkları kapanır kapanmaz makam kavgasına rant ve çıkar kavgasına tutuşabilir. Ama biz asla böyle bir hareket değiliz ve olamayız. Biz aldığımız bütün yüksek oy oranı rağmen gece rahat bir uyku çeken değil, tam tersine uykuları kaçan, yüklendiği emanetin ağırlığını her zerresinde, her hücresinde hisseden bir anlayışa sahibiz. Bizim için her makam millete hizmet için açılmış bir fırsat penceresidir. Zira biz millete efendi olmaya değil, hizmetkâr olmaya geldik. Bu yola böyle devam ediyoruz. Bizim için her paye mesuliyettir, sorumluluktur, 81 milyonun emanetidir. Bunun için ‘Nasıl olsa Gümüşhane’de yüzde 77 oy aldık, nasıl olsa Türkiye’de %52 buçuk oy aldık’ asla rehavete kapılamayız. Yapmamız gereken çok şey var” ifadelerini kullandı.



“Öyle zannediyorum ki 6 milyon gibi bir turist her halde Rusya’dan gelecek”


Turist sayılarında rekora doğru koştuklarını belirten Erdoğan “Az önce sayın Putin ile bir görüşmeme vardı ve maşallah bu sene Rusya’dan yoğun bir turist akını var. Ve öyle zannediyorum ki 6 milyon gibi bir turist her halde Rusya’dan gelecek. Aramızdaki bu ilişkiler bu itimatlar bizleri daha güçlü hale getiriyor. Turizm gelirimiz ilk 6 ayda bir önceki yıla göre yüzde 30’un üzerinde bir artış gösterdi. Karadeniz kaynıyor zaten şimdi” dedi.



“Şu yaylalara dikey mimari ile evler dikmeyin; Yazık ediyorsunuz yazık”


Konuşmasında yaylalara dikey mimari evler yapılmaması ricasını sürdüren Erdoğan “Şu yaylalara dikey mimari ile evler dikmeyin. Yazık ediyorsunuz yazık. Yatay mimari yatay, bizim geleneksel mimarimizi yapın. Onun tadı başkadır. Böyle 10 kat bina olmaz. Ercan kardeşim hele Gümüşhane’de hiç olmaz. Şöyle yatay mimari ile çok güzel bir mimari ve tam da Gümüşhane’ye yakışır. Bunları yapmamız lazım. Biliyorum Gümüşhane zor bir yer. Olduğu gibi burası hep kayalık. Ama burada da işi oturttun mu sağlam olur. Onun için buraya farklı bir mimari üslubu taşımamız lazım. Sayın Balta sen yer bilimlerini iyi bilirsin. Onun için de buralarda oturup bunları konuşmanız lazım. Bu tüneller açıldıktan sonra burası turist kaynayacak. Bunu inanarak söylüyorum. Şuanda heyecanlıyım. O turistlerin buraya geldiğini görüyorum. Aynı heyecanı sizlerin de taşıması lazım” uyarısında bulundu.



“Tutturmuşlar kur mur falan filan”


Türkiye’nin büyüme rakamlarını paylaşan Erdoğan “Tutturmuşlar kur mur falan filan. Geçin bu işleri biz işimize bakalım işimize. Daha iyi olacak. Hiç üzülmeyin gereği neyse o olur. Haklarımızdan taviz vermeyiz. Adaletse gereği neyse onu yaparız. Özellikle döviz kuru üzerinden ülkemize yönelik gerçekleştirilen tüm saldırılara rağmen inşallah 2. çeyrekte de büyümeye devam edecek, 2018 senesini rekor bir büyüme rakamı ile tamamlayacağız. Hiç kimsenin bizi hedeflerimizden alıkoymasına, hedeflerimizle aramıza girmesine izin vermeyeceğiz” şeklinde konuştu.


Gümüşhane’ye son 16 yılda 10,5 katrilyonluk yatırım yaptıklarını vurgulayan Erdoğan, Zigana Tüneli’nin önümüzdeki yıl, Köse Havalimanı’nın ise 2020 yılında hizmete girmesinin planlandığını söyledi. Erdoğan, Gümüşhane’ye son 16 yılda 14 baraj yaptıklarını da belirten Erdoğan “Gümüşhane adeta ülkemizin enerji deposu gibidir. Şehrimizin bu enerji potansiyelini ülke ekonomisine kazandırmak için barajlar inşa ettik” dedi.



“Tehditler karşısında sinen pusan eğilip bükülenlerden olmadık”


Konuşmasında Hazreti Mevlana’dan alıntılar yapan Erdoğan, “Hazreti Mevlana iki şey çok mühimdir diyor. Birincisi okyanus gibi bol haysiyet. İkincisi elif gibi dim dik şahsiyet. Ecdat, eğri kılıcın doğru gölgesi olmaz diyor. Türk milleti olarak bizler asırlardır bu topraklarda varlığımızı işte bu şekilde koruduk. 1000 yıllık geçmişimizde ne haysiyetimizden ne de şahsiyetimizden taviz verdik. Dik durduk diklenmedik. Tehditler karşısında sinen pusan eğilip bükülenlerden olmadık. Milli onurumuzun çiğnenmesine, bizi biz kılan kadim değerlerimize el uzatılmasına hiçbir zaman müsaade etmedik. Hele hele bağımsızlığımıza kastedenlere asla müsaade etmedik. Devletimizin hasta adam olarak tanımlandığı bir dönemde, Çanakkale’de 10 binlerce şehit verdik ama hürriyetimizden taviz vermedik. Tüm yokluk ve yoksulluğumuza rağmen ya istiklal ya ölüm parolasıyla Kurtuluş zaferimizi kazandık. İstiklal marşımızın her mısrası bu milletin karakterinin iz düşümüdür. Gümüşhaneli kardeşlerime diyorum ki istikbalimiz için istiklal. Yastık altında doları, Eurosu olan varsa altınları olan varsa bunları bankalarda bozdurup Türk lirasına çevirsinler. Bunlara gelin bir ders daha verelim. Bu dersi daha önce verdiniz ama şimdi bir daha verelim. Var olanlara söylüyorum. Herkeste olmayabilir. Olanlar var onu da biliyorum. Bende olanlara sesleniyorum” dedi.


Öte yandan Cumhurbaşkanı Erdoğan, miting sırasında kendisini ön sıralardan izleyen Aleyna Paslı isimli genç kızın talebi üzerine yakasındaki Türk bayrağı rozetini çıkararak genç kıza verdi. Konuşmasının ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına kürsüye çıkan Paslı, rozetini aldıktan sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın elini öptü. Genç kızın elinde Türk bayrağıyla sahnede oldukça heyecanlı olduğu gözlendi. Programın sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a TFF 2. Lig, Beyaz Grup’ta mücadele eden Gümüşhanespor kulübünün başkanı Kurban Karagöz tarafından üzerinde "Recep Tayyip Erdoğan" yazılı Gümüşhane’nin plaka numarası olan 29 numaralı Gümüşhanespor forması hediye edildi.


Erdoğan, konuşmasının ardından helikopterle Rize’nin Güneysu ilçesine hareket etti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Uzmanından ‘Çöl tozu’ açıklaması : “Hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor” Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye’de etkili olurken Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, “Çocuklar, alerjisi ve astımı olanlar, KOAH’lılar, yaşlılar daha fazla risk altında. Partiküllerin içinde kimyasallar da var, ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından etkiler oluşturduğu gösterilmiş. Solunum semptomları olan hastalar acillere artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor. ‘Neden olduk’ diyorlar. Dışarıda geçireceğimiz vakti azaltalım, maskeyle çıkalım, aldığımız sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım” dedi. Afrika üzerinden gelen çöl tozları ve sıcak hava dalgası Türkiye’de etkili oluyor. Rüzgar ile birlikte gelen toz, Yunanistan’ın başkenti Atina’yı turuncuya boyarken uzmanlar, tozun birkaç gün daha Türkiye’yi etkilemeye devam edeceğini belirtti. Meteoroloji Genel Müdürlüğü toz taşınımına yönelik uyarılar yaparken uzmanlar, insan sağlığına etkisine yönelik bilgi verdi. Medipol Mega Üniversite Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, risk gruplarına ilişkin konuşurken çöl tozuna karşı toplumda dikkat edilmesi gerekenleri sıraladı. “Çocuklar, alerjisi, astımı olanlar, KOAH’lılar ve yaşlılar daha fazla risk altında” Havadaki tozun vücudun birçok noktasını etkilediğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Abdullah Kansu, “Kışı biraz zor geçirdik özellikle viral hastalıklarımız çok fazlaydı, o dönemi şu an biraz kapattık, biraz alerjenler ortaya çıkmıştı. Bahar erken geldi, mart ayında çiçekler, polenler alerji mevsimi derken bugünlerde sabahları uyanıyoruz, arabalarımızın üstü çamur şeklinde. Sahra Çölleri’nden gelen dünyanın döngüsünde olan şeyler bunlar, ülkemize, şehirlerimize ulaşan kum fırtınasıyla ortaya çıkmış bir toz bulutu var. Bunlar mikro küçük partiküller şeklinde havada şu anda uçuşuyorlar. Bunları soluyoruz, belli bir mikro partikülün altındakilerin de akciğerimizin en küçük hava keseciklerine kadar ulaştığını biliyoruz. Bu da bizim solunum yolu şikayetlerimizi artırıyor. Bir; çocukları söylemek lazım, ikincisi alerjisi ve astımı olanlar, üçüncü grup olarak KOAH’lı, dördüncü yaşlı grubumuzu saymamız lazım. 4 grubun bugünlerde dışarıdaki bu etkene maruz kaldığında doğacak sonuçları daha fazla. Hepimiz maruz kalıyoruz ama saydığımız 4 grup daha fazla risk altında. Sadece akciğer için de bir etki oluşturmuyor şu an cildimizde; yüzümüzde, elimizde, saçımızda hissediyoruz. Etrafta uçuştuğu için göz bölümüne gelen hasta sayımızda bir artış var, solunum yoluyla ilgili ciddi manada artan bir şey var. Bu tozların içinde sadece kum taneleri, toz değil kimyasallar da var. Onların ileriye dönük kronik, nörolojik hastalıklar açısından da etkiler oluşturduğu dünyada gösterilmiş. Evimizde sinekliklerimiz vardır, partikülleri, polenleri, böcekleri, uzaklaştıracak şekilde, az düzeyde olsa bile geçişini engeller ama ‘Penceremizi çok açalım, havalandıralım’ gibi durumları en azından şu bir hafta için biraz azaltmamamız gerekiyor. Çok acil, olağanüstü bir durum yoksa bu grubun özellikle dışarıda çok vakit geçirmemesini hatırlatmak lazım” dedi. “Hastalar artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla geliyor” Toza karşı maske kullanımına yönelik konuşan Dr. Öğr. Üyesi Kansu, “Özellikle kronik grubun kullanması şart, en basit cerrahi maske dediğimiz pandemide kullandığımız maske ile başlanabilir ama bu belli partikülün altını tutmayacaktır. İmkanı olanların özellikle bu saydığımız risk faktöründeki kişilerin 3M maskeleri kullanmalarını hatırlatabiliriz. Bu günlerde göğüs hastalıkları ya da acillere solunum semptomları olan hastalar, alerji, astım geçmişi olan hastalarımız kum fırtınası, partiküller sebebiyle artan şikayetlerle, atak dediğimiz tabloyla karşımıza geliyor. Neler var; öksürük, hırıltı, gece solunum şikayetleri, bir miktar ateş, nefes darlığı şeklinde bu hastalar acile ya da göğüs hastalıklarına geliyorlar. ‘Neden olduk, ne değişti’ diyorlar, farkına değiller. Alerjenlerin bu günlerde etkisi var ama son 2 haftadır bu kum fırtınasının bu alerji, astım, KOAH olan hastalarda biraz daha solunum semptomlarını kötüleştirdiğini, acile getirdiğini biliyoruz. Meteoroloji açısından takip etmemiz lazım, uzmanların görüşünü dinleyeceğiz, bu hafta akışının süreceğini biliyoruz. Boğazımızda bir gıcık hissi sadece bu saydığımız risk grubu değil şu anda hepimizde var. Cildimizde bir kuruluk hissi var. Birincisi dışarıda geçireceğimiz vakti biraz azaltalım, ikincisi pencerelerimizi çok açmayalım, üçüncüsü maskeyle çıkalım, dördüncüsü eve geldiğimizde lütfen bir duş alalım, üstümüzü değiştirelim. Beşincisi sıvı tüketimi, bol su içmeye çalışalım çünkü o sinüslerimiz, bronşlarımız, burnumuzun içinde de birikiyor bize gıcık hissi de yapıyor. Bu sadece bedenimize aldığımız bir şey değil, şu an da her yere arabamızın üzerine düştüğü gibi tarladaki ekinlere, mahsullere, sebze, meyvelere de düşüyor. Eve aldığımız, pazardan getirdiğimiz sebze meyveleri bol suyla yıkamaya çalışalım" şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’u erguvan ağaçları süsledi Yeşil, Mavi ve Pembe tonlarının İstanbul Boğazını adeta bir tabloya dönüştüren erguvan ağaçları çiçek açtı. Boğaz manzarası ile birlikte havadan çekilen erguvan ağaçları pembeye boyadığı kıyılar kartpostallık görüntüler oluşturdu. Baharın müjdecisi olarak bilinen erguvanlar İstanbul’u süslemeye başladı. İstanbul Boğazının her iki yakasında zarif dallarıyla şehre ayrı bir güzellik katıyor. Her yıl Nisan ve Mayıs ayları arasında çiçek açan erguvan ağaçları kenti adeta bir tabloya dönüştürüyor. Vatandaşlar tarafından oldukça ilgi gören pembe çiçekli ağaçlar Ahmet Hamdi Tanpınar, Edip Cansever gibi şairlerin de mısralarında yer aldı. İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu erguvan ağaçlarının her yıl takip ederek, ağaçların daha çok tanıtılması için birçok proje hayata geçiriyor. “Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor” Bahar geldiği zaman erguvan ağaçlarının çiçek açtığını dile getiren İstanbul Erguvan Gönüllüleri Kurucusu Hüseyin Emiroğlu, “Erguvanın bir zamanı var Nisan 15 ila mayıs ayının 15’i arasıdır. Bu zaman dilimi bazen nisanın başına doğru bazen mayısın sonuna doğru kayabiliyor. Bir 15 günlük zaman içerisinde çiçekler açıyor. Kahverengi dalların üzerinde birden önce kırmızı sona çiçekler açınca pembe çiçekleri olan bir ağaçtır. Bu ağaç İstanbul boğazının yeşil yamaçlarının üzerinde sanki birisi fırça ile pembe lekeler atmış gibi bir görüntü çıkıyor. Bu izlemesi çok hoş bir manzara oluyor. Erguvanın boğazdaki görüntüsü böylece insanlara bir seyir keyfi veriyor. Osmanlı döneminde şairler fark ediyor erguvan ağaçlarının çiçeklerini. Modern ve klasik dönemdeki şairlerimiz de erguvan ağaçlarının çiçeklerin bir metafor olarak kullanıyor. Erguvan İstanbul gönüllüleri diye bir gurup oluşturup, İstanbul’dakilere sürekli olarak bunu anlattık. 20 sene önce herkes erguvanı tanımazken şimdi biliyorlar. Osmanlı Padişahlarından 3. Selim’in bir fermanı var “Erguvan ağaçları azaldı biraz erguvan ağaçları dikin” diye. Erguvan ağaçları bizim bütün Marmara ve Akdeniz kıyılarında var” diye konuştu.
Mersin Tarsus’ta sanatsal etkinlikler artıyor Mersin Büyükşehir Belediyesi Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı bünyesindeki Tarsus’a Değerler Katanlar Kurulu (TADEKA) tarafından sanatsal etkinlikler tüm hızıyla devam ediyor. TADEKA’nın öncülüğünde ’Dünya Sanat Günü’ne özel olarak hazırlanan ve birçok sanatçının eserinin yer aldığı ’Sanat Güzelleştirir’ adlı karma resim sergisi, Mehmet Bal Sanat Galerisi’nde açıldı. Açılışa Büyükşehir Belediyesi Kent Katılımı ve Sivil Toplum ile İlişkiler Şube Müdürü Başar Akça, TADEKA üyeleri, siyasi parti temsilcileri ve sanatseverler katıldı. Birçoğu Büyükşehir Belediyesi tarafından 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel Berdan Konukevinde 2 gün süren resim çalıştayında ortaya çıkan eserden oluşan sergi, 30 Nisan’a kadar açık kalacak. “Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” Serginin küratörlüğünü yapan ressam Nurettin Gözen, açılışta yaptığı konuşmada, eserlerin birçoğunun 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak gerçekleşen atölye çalışmalarında yapıldığını ifade ederek, “Herkesin eline sağlık. Bundan sonra devam edecek, daha güzel şeyler yapacağız. Sanat iyileştirir, sanat moral verir, sanat insanı güzelleştirir. Sanat yapmayı herkese tavsiye ediyorum” dedi. “Çalışmaların tamamına ful destek olacağız” Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanı Şerife Hasoğlu Dokucu, yapılan çalışmalarla Mersin’in çok daha ilerilere gideceğini kaydederek, “Hep birlikte bu çatı altında sanat çalışmaları yapmak bizim için çok büyük bir fırsat. Özellikle Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesinde olduğumuz için TADEKA çatısı altında kadın çalışmalarının tamamına destek olacağız. Dernekler bazında yeni projelerle geliyoruz” diye konuştu. “Sergilemenin gururunu yaşıyoruz” Sanatçılardan Seda Yıkılmazpehlivan da Büyükşehir Belediyesi tarafından ’8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak Berdan Konuk Evinde gerçekleştirilen resim kampına da katıldığını belirterek, “57 ressamın katıldığı çalıştayda 75 küsur resim ortaya çıktı. Onlardan iki tanesi de bana ait. Hem keyifli bir organizasyon içerisinde yer aldık hem anlamlı bir güne, anlamlı resimler üretmeye çalıştık. Biz çok eğlendik. Bu değeri görmekten de mutlu olduk. Bugün de sergilemenin gururunu yaşıyoruz” şeklinde konuştu.
Yozgat Korkutan artış: Yozgat’ta son bir haftada 255 kişinin vücudundan kene çıkartıldı Havaların ısınmasıyla Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) vakalarında artış yaşanırken, Yozgat’ta son bir haftada 255 kişi vücuduna yapışan kene nedeniyle sağlık kuruluşlarına başvurdu. KKKA hastalığının yoğun şekilde görüldüğü illerden biri olan Yozgat’ta ilkbahar mevsimiyle birlikte kene vakaları başladı. İç Anadolu Bölgesi’nde özellikle Yozgat, Sivas ve Tokat çevrelerinde sık görülen ve Kırım Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına neden olan keneler kırsal kesimde yaşayanlar için risk oluşturuyor. KKKA’nın ölümcül sonuçlar doğurduğunu söyleyen uzmanlar ise, tarım alanları, yeşil alanlar ve hayvancılığın yapıldığı yerler ile pikniğe giden vatandaşlara uyarılarda bulunarak tedbirli olmalarını istedi. En çok vakaya Saraykent ilçesinde rastlandı Uzmanlar, kırsal alanda vatandaşların vücudu kapatan kıyafetler tercih etmelerini, pantolon paçalarını çorapların içine sokmalarını tavsiye ederken, ateş, halsizlik, baş ağrısı, vücut ağrısı, ishal gibi şikayetleri bulunan kişilerin ise en yakın sağlık kuruluşuna gitmelerini önerdi. Uzmanlar ayrıca, vücuda yapışan kenenin bulunduğu yerden çıplak elle temas etmeden çıkartılması gerektiğine dikkat çekti. Yozgat ili genelinde son bir haftada 255 kişinin vücuduna kene yapışırken, kene vakalarının en yoğun olduğu ilçe ise Yozgat’ın Saraykent ilçesi oldu. Saraykent ilçesinde 60, Sarıkaya ilçesinde 30, Kadışehri ilçesinde 27 ve diğer ilçeler olmak üzere 255 kişi sağlık kuruluşlarına müracaat ederek, vücuduna yapışan keneyi çıkarttı. Kene yapışması nedeniyle Yozgat Bozok Üniversitesi Araştırma ve Uygulama Hastanesi’nde 2, Yozgat Şehir Hastanesi’nde ise 1 olmak üzere 3 kişinin de tedavisinin devam ettiği öğrenildi. “Keneye karşı tedbirli olun” Yozgat Şehir Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Doktoru Dilek Yılmaz, keneye karşı vatandaşları uyararak, almaları gereken tedbirler konusunda uyarılarda bulundu. Yılmaz, “Vatandaşlar dağa, ormana, tarlaya, bahçeye giderken açık renkli ve kapalı kıyafetler giyinmeliler. Pantolon paçalarını çoraplarının içerisine koysunlar, kırsal alandan döndükten sonra kıyafetlerini tamamen çıkartıp vücutlarını kontrol etsinler. Özellikle kasık bölgeleri, diz arkaları, kulak arkası ve ense ve saç diplerine bakıp kene kontrolü yapsınlar. Eğer hastaya kırsalda kene temas ettiyse kendileri sağlık ocağına başvurmadan önce güvenli bir şekilde keneyi kendileri çıkarsınlar. Tabii ki bunu çıplak elle yapmayıp, eldiven, bez veya poşet ile kenenin kafa kısmına en yakın yerden tutup keneyi çıkarsınlar. Kene tuttuktan sonra kendilerini 10 gün boyunca gözlemlemeliler. Ateş, bulantı, kusma, baş ağrısı, yaygın vücut ağrısı, iştahsızlık, halsizlik gibi belirtilerin bir ya da birkaçı olursa o zaman hastaneye başvursunlar. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi ölümcül bir hastalık ve bu nedenle vatandaşlarımızın çok dikkatli olmalarını öneriyoruz” dedi.
İstanbul Net UYP açığı 314,2 milyar dolara yükseldi Net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), Şubat ayı Uluslararası Yatırım Pozisyonu Gelişmeleri’ni açıkladı. Buna göre Şubat sonu itibarıyla, Uluslararası Yatırım Pozisyonu (UYP) verilerine göre, Türkiye’nin yurt dışı varlıkları, 2023 yıl sonuna göre yüzde 2,4 oranında azalışla 320,2 milyar ABD doları, yükümlülükleri ise yüzde 3,2 oranında artışla 634,4 milyar ABD doları olarak gerçekleşti. Türkiye’nin yurt dışı varlıkları ile yurt dışına olan yükümlülüklerinin farkı olarak tanımlanan net UYP, 2023 yıl sonunda eksi 286,7 milyar ABD doları iken 2024 Şubat sonunda eksi 314,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Varlıklar alt kalemleri incelendiğinde, rezerv varlıklar kalemi 2023 yıl sonuna göre yüzde 8,8 oranında azalışla 128,5 milyar ABD doları, diğer yatırımlar kalemi yüzde 3,3 oranında artışla 126,2 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Diğer yatırımlar alt kalemlerinden bankaların Yabancı Para ve Türk Lirası cinsinden efektif ve mevduatları yüzde 8,1 oranında artışla 50,4 milyar ABD doları oldu. Yükümlülükler alt kalemleri incelendiğinde, doğrudan yatırımlar (sermaye ve diğer sermaye) piyasa değeri ile döviz kurlarındaki değişimlerin de etkisiyle 2023 yıl sonuna göre yüzde 11,3 oranında artışla 176,3 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Portföy yatırımları 2023 yıl sonuna göre yüzde 6,9 oranında artışla 102,5 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin hisse senedi stoku 2023 yıl sonuna göre yüzde 16,7 oranında artışla 34,5 milyar ABD doları olurken, yurt dışı yerleşiklerin mülkiyetindeki DİBS stoku yüzde 6,2 oranında artışla 2,8 milyar ABD doları, Hazine’nin tahvil stoku (yurt içi yerleşiklerce alınan tahvil stoku düşüldükten sonra) ise yüzde 2,8 artışla 43,7 milyar ABD doları seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde, diğer yatırımlar 2023 yıl sonuna göre yüzde 1,3 oranında azalarak 355,6 milyar ABD doları oldu. Yurt dışı yerleşiklerin yurt içi yerleşik bankalardaki Yabancı Para mevduatı, 2023 yıl sonuna göre yüzde 3,2 oranında azalarak 41,8 milyar ABD doları olurken, TL mevduatı yüzde 9,1 oranında artarak 18,6 milyar ABD doları oldu. Bankaların toplam kredi stoku yüzde 0,6 oranında artarak 63,6 milyar ABD doları olurken, diğer sektörlerin toplam kredi stoku yüzde 1,9 oranında azalarak 99,2 milyar ABD doları düzeyinde gerçekleşti.