GENEL - 28 Mart 2018 Çarşamba 16:36

Dünya klavye şampiyonu ve rekortmeni Gümüşhane’de

A
A
A
Dünya klavye şampiyonu ve rekortmeni Gümüşhane’de

Bugüne kadar klavyede 6 dünya, 16 Türkiye şampiyonluğu bulunan ve 2 dalda da dünya rekorunu elinde bulunduran Celal Aşkın, daktilo yazmayı öğrendiği Gümüşhane’de eğitmenlere ve öğrencilere eğitim verdi.

Bugüne kadar klavyede 6 dünya, 16 Türkiye şampiyonluğu bulunan ve 2 dalda da dünya rekorunu elinde bulunduran Celal Aşkın, daktilo yazmayı öğrendiği Gümüşhane’de eğitmenlere ve öğrencilere eğitim verdi.


Klavye ile 2002 yılında Gümüşhane Adalet Meslek Lisesi’ne başladığında tanışan ve öğretmen olmadığından daktilo derslerini boş geçiren Aşkın, okul müdürünün de teşviğiyle boş derslerinde daktilo sınıfına giderek kendi kendine kitaptan daktilo çalışmaya başladı. Bir yıl içinde daktiloyu öğrenen ve ertesi yıl daktilo öğretmeninin gelmesi, onun katkılarıyla okuldaki sınavda birinci olan Aşkın, daha sonra İstanbul Üniversitesi Adalet Yüksekokulunda ki akademisyenlerin tavsiyesiyle yarışmalara katılmaya başladı.


Derece alamayacağını düşündüğü için katılmadığı yarışmalar nedeniyle akademisyenden azar işiten ve 2007 yılında Türkiye İnternet Klavye Şampiyonası’na katılan Aşkın, ilk katıldığı yılda Türkiye şampiyonu oldu ve kendisini dünya şampiyonu ve rekortmeni yapacak olan yarışma maratonuna başlamış oldu.


F klavyenin mucidi merhum İhsan Sıtkı Yener’den de destek ve eğitim alan Aşkın, bugüne kadar 16 Türkiye şampiyonluğu ve 6 dünya şampiyonluğu elde etti. Son olarak Almanya’da 2017 yılında yapılan dünya şampiyonasında 2 dalda da dünya rekoru kıran Aşkın, dakikada net 158 kelime vuruşu ile dünya rekoru kırdı ve ayrıca Türkiye’nin hiç derece alamadığı sesi yazıya çevirme kategorisinde de dünya rekoru kırarak Dünya Şampiyonu oldu.


Bugün 30 yaşında olan ve Adalet Bakanlığı, Eğitim Dairesi Başkanlığında Şube Müdürü olarak görev yapan Aşkın, mezun olduğu okulun Adalet Bölümü öğrencilerine konferans ve il merkezinde F klavye eğitici eğitimi vermek üzere Gümüşhane’ye geldi.


Okulda hem kursunu hem de konferansını gerçekleştirerek geleceğin rekortmenleri olacak öğrencilere teknik bilgiler aktaran Aşkın, “Bu benim için çok büyük bir onur. Mezun olduğum okula yıllar sonra eğitim vermek için geldim. Hem hocalarımız hem öğrencilerimiz klavyede çok iyi ve deneyimliler. İnşallah çok daha iyi yerlere gelirler” dedi.



“F klavye sağlık sorunlarını da engeller”


Halen hergün hobi amaçlı klavye çalıştığını belirterek öğrencilere F klavyeyi öğrenmeleri tavsiyesinde bulunan Aşkın, “F klavye sadece işe girmek için bir araç değil, günlük kullanımda da fayda sağlayan bir araç. Yani uzun süre bilgisayar başında yapacakları işi 10 parmak metoduyla F klavyeyi kullanarak çok kısa sürece yapabilirler. 10 parmak tekniğini öğrendiklerinde yanlış kullanım tekniklerinden kaynaklanan sağlık sorunlarıyla da karşılaşmamış olacaklar” diye konuştu.



“Q klavye insanları yavaşlatmak için üretildi”


Çoğu kişinin Q klavyenin modern bir klavye olduğunu ve her yerde yaygın olduğunu söylediğini ancak bunun bilinçsizlikten kaynaklandığını savunan Aşkın, şöyle konuştu: “Q klavye 1800’lü yılların başlarında dönemin daktilo tuşları demirden yapıldığından dolayı hızlı yazınca takılıp kırılıyordu. Bunun önüne geçmek için dönemin ileri gelenleri karar alıp insanı yavaşlatmayı hedefliyorlar ve böylece Q klavye düzeni ortaya çıkıyor. Tüm dünya dillerinde en çok kullanılan A harfi Q klavyede en verimsiz parmak olan sol serçe parmağının altına geliyor fakat F klavyede bu tuş en işlek parmaklarımızdan olan sol işaret parmağımıza denk geliyor. Q klavye tamamen yavaş yazmak için tasarlanmıştır. F klavye ise tamamen bilimsel metotlarla sesli sessiz harf dizilimi ile hızlı yazmak için tasarlanmış bir klavye. Klavye kullanmayı bilmeyenlere tavsiyem öncelikle F klavye öğrenmeleri ve bunu da 10 parmak metoduyla öğrenmeleridir. Böylece hem işlerini daha kolay daha çabuk yapmış olacaklar hem zamandan tasarruf sağlamış olacaklar hem de sağlıklarını korumuş olacaklar.”


Programa öğretmenlerin yanı sıra Gümüşhane Cumhuriyet Başsavcısı Bozan Çevik, Gümüşhane Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Muhammet Hilmi Avan ve diğer ilgililer katıldı.


Eğitim sonunda Aşkın ve Çevik tarafından öğretmenlere katılım belgeleri verildi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Yozgat Geleceğin şampiyon adayı safkan Arap atları Yozgat’ta yetiştiriliyor Yozgat’ta yaşayan Sami Taşkın, iki oğlu ile birlikte 3 yıldır bozkırın ortasında geleceğin şampiyon adayı safkan Arap yarış atları yetiştiriyor. Sorgun ilçesinde yaşayan Sami Taşkın, veterinerlik bölümünde okuyan oğlu Mehmet Emin ve atçılık ve yetiştiriciliği bölümünde okuyan oğlu Yasin Taşkın ile el ele vererek 3 yıl önce safkan Arap yarış atı üretimine başladı. 3 yıldır harada tay üretimini sürdüren Sami Taşkın ve oğulları, at sayısını 15’e çıkardı. Baba ve oğullarının kurduğu Pınar Taşkın Harası, geleceğin şampiyon atlarına da ev sahipliği yapıyor. Harada tayların her türlü bakımlarını kendileri yapan baba ve oğulları, atları yonca, arpa ve yulaf ile özenle besliyor. 6 kısrak, 4 aygır ve 5 yavru tayın bulunduğu harada, safkan Arap atları ırk özellikleri bozulmadan yetiştiriliyor. 2.5 yaşına gelen taylar, Ankara, İstanbul, Bursa ve İzmir gibi illere gönderilerek hipodromlarda yarışlara katılmak üzere hazırlanıyor. Gelecekte şampiyonluklar kazanmaları için Yozgat’ta yetiştirilen safkan Arap atları, 6 aylık eğitimin sonunda 3 yaşına geldiklerinde hipodromlarda yarışmaya başlıyor. “Amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” Yozgat’ın coğrafi yapısının ve iklim özelliklerinin Arap atı yetiştiriciliğine elverişli olduğunu söyleyen Sami Taşkın, “Haramızda safkan Arap atı yetiştiriciliği yapıyoruz. Yozgat bölgesi Arap atı yetiştiriciliğinde uygun iklime sahip bir bölgemiz. Daha önce de burada yarış atı yetiştirilmiş. Tarihte de bu bölgelerde dayanıklı yarış atı ve savaş atlarının yetiştirildiğini biliyoruz. Biz 3 yıldır bu işi yapıyoruz. Amacımız burada şampiyon yarış atları yetiştirmek. Burada 6 damızlık kısrağımız var. Hazırda yarışlara katılacak 2 yaşın üzerinde 4 tane tayımız var, 5 tane de sıfır ve 1 yaş aralığında tayımız var. Haramızda toplamda 15 tayımız bulunmakta ve bunların bakımlarını ve yetiştiriciliğini de çocuklarımla birlikte yapıyorum. Tüm teknik desteği kendileri sağlamakta. Çocuklarımla birlikte el ele verip bu bölgede şampiyon yarış atları yetiştirmeyi düşünüyoruz. Biz haramızda yaklaşık 2 yaşına kadar atlarımızı yetiştiriyoruz. Burada onları yarışa hazırlama imkanımız yok. 2 yaşından sonra taylarımız İstanbul, Bursa gibi şehirlerde yarışa hazırlanmaya gidiyor. 3 yaş gibi de Arap atları hipodromda yarışmaya başlıyor. İnşallah bizim de amacımız Yozgat’tan şampiyon yarış atları çıkarmak” dedi. “4 tayımız bu sene yarışlara katılacak” Eskişehir Osman Gazi Üniversitesi Mahmudiye Atçılık Meslek Yüksek Okulu Bölümü’nde okuyan Yasin Taşkın ise, “Burada 3-4 senedir babam ve ağabeyimle yarış atı yetiştiriciliği yapıyorum. Hedefimiz şampiyon yarış atları yetiştirmek. Şu an sorunsuz doğumlarımız da devam ediyor. Çiftliğimizde herhangi bir sıkıntımız yok. Bu sene ekim-kasım ayları gibi 4 tayımız sahalara inerek yarışlara katılacak. Biz burada atlarımızın yemlerini kendimiz üretiyoruz. Atlarımızı arpa, yulaf, yonca gibi yemlerle özenle besliyoruz. İnşallah buradan şampiyon atlar çıkaracağız” şeklinde konuştu.