POLİTİKA - 30 Ekim 2017 Pazartesi 15:11

Gümüşhane Milletvekilleri basınla buluştu

A
A
A
Gümüşhane Milletvekilleri basınla buluştu

AK Parti Gümüşhane Milletvekilleri Hacı Osman Akgül ve Cihan Pektaş, seçildiklerinin 2.

AK Parti Gümüşhane Milletvekilleri Hacı Osman Akgül ve Cihan Pektaş, seçildiklerinin 2.yılında düzenledikleri basın toplantısıyla şehirde yapılan yatırımları ve planlamaları anlattı.


Belediye Meclis salonunda düzenlenen toplantıda Belediye Başkanı Ercan Çimen ve AK Parti İl Başkanı Av.Celalettin Köse ile katılan milletvekilleri açıklamalarının ardından gazetecilerin gündemle ilgili sorularını cevaplandırdı.



“15 yılda devrim niteliğinde yatırımlara imza attık”


Toplantıda ilk olarak söz alan İl Başkanı Köse, erdemliler hareketi olarak kurulan AK Parti’nin ilk seçimden bugüne 15 yıldır kesintisiz iktidarda olduğunu, bu dönemde ülkede devrim niteliğinde birçok yatırıma imza attığını söyledi.


Ülke genelindeki bu hizmetlerin Gümüşhane’ye de yansıdığını kaydeden Köse, “İlimiz her alanda yeniden imar ve ihya edildi. Yatırımların zirve yaptığı, altın çağını yaşadığı dönem 26.döneme tekabül etmekte. Biz milletvekillerimizle, belediye başkanlarımızla gerekli uyum ve ahenk içerisinde hareket ederek daha çok yatırım gelmesi için el birliğiyle hareket etmekteyiz. Hizmet noktasında bir çivi daha fazla çakmanın derdi içerisindeyiz” dedi.



“40 noktada 100 milyona yakın çalışmamız, her tarafta şantiyemiz var”


Belediye Başkanı Çimen de 4 Nisan 2014 tarihinde göreve geldiğinden günden bugüne kadar milletvekilleriyle, tüm belediye başkanlarıyla şehre hizmet etmeye çalıştıklarını belirterek, “Güzel bir noktaya geldik devam ediyoruz. AK Parti iktidarının güçlü olmasından aldığımız güç ve istikrarla yapıyoruz bunları. Söz verdik yapıyoruz. 2014’te ne söz verdiysek çoğunu yerine getirdik. Biz halkın önüne çıkarken bu şehrin sorunlarını STK’ların söylemlerini dikkate alarak, ortak akıl oluşturarak çözmeye çalıştık. Bugüne kadar çok güzel işler yaptığımız kanaatindeyim. Artan bütçe, artan işlerimiz var. Devraldığımız belediyenin bütçesi 30 milyondu 65 milyona çıkardık. Hatta bu yıl bitmeden 10 milyonluk ek bütçe yaptık. Şuanda 75-80 milyona yaklaşan bütçemiz var. 40 yerde 100 milyona yakın çalışmamız var. Her tarafta şantiyemiz var. Bunlar kolay değil. Şehrin konut ihtiyacından suyuna, çevre düzenlemesinden asli görevlere kadar bütün soysal ihtiyaçlara sayın vekillerimizin, il başkanımızın, teşkilatımızın ve STK’ların desteğiyle bugüne kadar geldik” diye konuştu.



“AK Parti hükümetleri döneminde 9,1 milyar TL yatırım aldı Gümüşhane”


AK Parti Gümüşhane Milletvekili ve TBMM Çevre Komisyonu Başkanı Cihan Pektaş ise AK Parti’nin verdiği her sözü yerine getirdiği için her geçen gün milletten alaka, teveccüh ve tercihine mazhar olduğunu belirterek, “Özellikle Gümüşhane’de bu yatırımlardan çok büyük oranda pay alıyor. Gümüşhane’de AK Parti olarak güzel bir birlik ve beraberliğimiz var. AK Parti hükümetleri döneminde 9,1 milyar TL yatırım aldı Gümüşhane. Yatırımlarda Türkiye’de nüfusa bölününce Gümüşhane açık ara birinci sırada” şeklinde konuştu.



“Yokların şehriydi Gümüşhane”


Bölünmüş yol, çevre yolu, tüneller, havaalanı, tarımsal yatırımlar, sulama, dere ıslahı, baraj, orman, turizm proje ve yatırımlarından bahseden Pektaş, “Gümüşhane’yi modern şehir haline gelmesi için olması gereken projeleri yapıyoruz. Bunlar öyle kolay olacak işler değil. Sadece içme suyu 200 milyon lira. Ciddi projeler. Helali hoş olsun. Hemşehrilerimize herşeyin en güzel yakışır. Biz bu hizmetleri daha da artırarak devam ettireceğiz. Yokların şehriydi Gümüşhane. Şuanda hepsini mantar gibi görmeye başladık. Bir taraftan merkezi hükümetimizin, bir taraftan belediyelerimiz, bir taraftan da özel idaremizin hizmetleriyle çok güzel bir noktaya geldik” diye konuştu.



“Gümüşhane’miz çok tahribat görmüş bir kentimiz”


AK Parti Gümüşhane Milletvekili Hacı Osman Akgül de birlik, beraberlik içerisinde şehre yapılabilecek her türlü hizmetin en iyisini yapma gayretinde olduklarına değinerek, “Bizim bu birlik ve beraberliğimizi bazılarını rahatsız etti. Bu birlik ve beraberliği bozma çabası içerisinde. Biz buna fırsat vermeyeceğiz. Basımızı özellikle bizi eleştirmesinden son derece memnun oluruz. Biz hata yapabilen insanlarız. Bizi eleştirin. Ama sakın bizim aramıza fesat sokmaya çalışmayın. Medeniyet su ve yolla olur. Ulaşım projelerimiz ortada. Suyla ilgili projelerimiz ortada. Bu iki ana konuda Gümüşhane’yi biz en son inşallah 2023’e hızlı tren projesi tamamlanmış ve ihalesi yapılmış olarak sokacağız. Bunun gayret ve çabası içerisindeyiz. Bir kente o kentin kadim medeniyetini çağrıştıracak bir eser oluşturmak zorundasınız. Gümüşhane’miz çok tahribat görmüş bir kentimiz. Gümüşhane’nin bir kimlik sahibi olduğunu eski fotoğraflarda görüyorsunuz. Şuan bir kimlik sahibi bir kent değil Gümüşhane. İnşallah kimlik sahibi kent yapacağız. Başkanımız 4 yıldır eksiklerini tamamlanıyor. Ama bir kentin planlamasında o kentin kendine özgü kimliğini vermek zorundasınız. Biz Gümüşhane’yi el birliğiyle, ortak aklı oluşturarak ve Gümüşhane kimliğini hepimizin kabul edeceği bir kimliğe kavuşturarak yapacağız. Bu kentin turizm, tarım, ulaşım açısından geleceğinin çok parlak olduğunu düşünüyorum. Biz inşallah bu dönem itibariyle önümüzdeki 2 yıl itibariyle de yapacaklarımızı sizlerle paylaşarak, sizlerin de fikirlerini alarak, STK’ları da bu projelere ortak ederek yürütmeye devam edeceğiz. Biz bu dönemde diğer partilerimizle de birlikte bu şehri kalkındıracağız, hiç kimseyi dışlama çabası içerisinde olmayacağız. İşin şov kısmında değil de iş kısmında olacağız” ifadelerini kullandı.


Toplantıda daha sonra Milletvekilleri gazetecilerin sorularını cevaplandırdı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde Osmanlı Cihan Devleti’nin ihtişamlı eserleri, Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde satılıyor. Türkiye’den kaçırılan eserlerin satışa sunulduğunu iddia eden Sanat Danışmanı İbrahim Ethem Gören, “Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz” dedi. Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde, Osmanlı Cihan Devleti’ne ait birçok ihtişamlı eser açık artırmayla satılıyor. Osmanlı Cihan Devleti hattatlarının, tezhipçilerinin, kağıt ve mürekkep ustalarının Mushaf-ı Şerifleri, elyazmaları ve hüsn-i hat levhaları ile İznik çinileri, Osmanlı ipek seccadeleri, çeşmeler, mermer kitabeler, hançerler, fincan setleri birbiri ardına satışa konu edildi. Söz konusu mezatta, Sultan Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan’ın 1860 tarihli tezhipli Mushaf’ı ve Sultan 2. Mahmud’un tuğrası ile havi mermer çeşme kitabesi de satışa çıkarılıyor. Onlarca Osmanlı Cihan Devleti eseri satışta İddiaya göre, Türkiye’den kaçırılarak, İslam Dünyası ve Hindistan’ın Sanat Eserleri Müzayedesi’nde yeni sahiplerine servis edilen eserler, ‘Mehmed Şefik Bey’in ‘Nad-ı Ali’ duası, Kanuni Sultan Süleyman dönemi 1539 tarihli şamdanı (tombak), Sadrazam Sinan Paşa için yapılmış deniz feneri(tombak), Hattat İbrahim Rodosi’nin talebesi Hafız Yusuf ketebeli 1712 tarihli Delail’ül-Hayrat’ı, 17’inci yüzyıl hattatlarından Hüsameddin Bur(u)sevi’nin Mir’atü-l-Kainat isimli yazma risalesi, 17. yüzyıla ait altın kakmalı, gümüş savatlı Osmanlı hançeri, Seyyid Ahmed bin Musa’nın 1682-1683 tarihli nesih Mushafı, hattat Mehmed Emin Efendi’nin 1796-97 tarihli nesih Mushaf’ı, 17’inci yüzyıla tarihlenen yakut ve zümrüt taşlarıyla bezeli Osmanlı akik fincan seti, 1900’lü yılların başına tarihlenen Osmanlı ipek halısı, 1590 yılına tarihlenen İznik çini bardağı, Lale Devri’ne ait mermer çeşme, 19’uncu yüzyıl Konya seccadesi, 18’inci yüzyıla tarihlenen Batı Anadolu işi seccade, 18’inci yüzyıl Osmanlı gümüş tabakları, Osmanlı şehzadesi Musa Çelebi’nin yağlı boya portresi, Hattat Mustafa Rakım ketebeli, Hattat Ubeydullah Zihni Efendi’nin 1804 tarihli, nesih hatlı Mushaf’ı ve Hattat Mehmed Şehri’nin 1730’lu yıllara tarihlenen müfredat meşk murakkaı’ oldu. “Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini ardından müzelerini yağmalıyor” Londra’da satışa çıkarılan Osmanlı Cihan Devleti eserlerine ilişkin konuşan Sanat Danışmanı, İttifak Gazetesi Yazarı İbrahim Ethem Gören, “İngiltere’de Sothesb’y Müzayede Şirketi’nde Osmanlı Cihan Devleti’nin en ünlü sanatkarlarının eserleri satışa arz edildi. Bu durum kamuoyunun gönlünü hun ediyor. Şöyle ki; emperyalist devletler, özellikle Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini, merkez bankalarını ardından da müzelerini yağmalıyor. Bugün Londra’da birbiri ardına sıralanan onlarca müzede neredeyse topyekun İslam Devletleri’nin müzelerinde bulunan eser sayısından daha fazla ese yer alıyor. Konumuzla ilgili olarak, Londra merkezli müzayede şirketinde bugün, öğleden sonra bir canlı yayında düzenlenecek olan bir mezat var. Bu mezatta onlarca Osmanlı Cihan Devleti sanatkarının eserleri satışa arz ediliyor. Bunların arasında birbirinden güzel, kıymetli Mushaf-ı Şerifler, el yazmaları, cüzler, İznik çinileri, Osmanlı killeri, ipek seccadeler, Sultan 2. Mahmud’a ait çeşme kitabesi göze çarpıyor. Yine bunların arasında 31. Osmanlı Padişahı 110. İslam Halifesi Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan için hicri 1270, miladi 1860 tarihinde Hattat İbrahim Hakkı tarafından ketebe konulmuş bir Mushaf-ı Şerif var. Maalesef bu Mushaf-ı Şerif’te satışa konu edilen eserler arasında yer alıyor. Bu Mushaf bir taraftan neşriyatının güzelliğinin yanında diğer taraftan da 18. yüzyıl ve özellikle 19. yüzyıla damga vurmuş olan Türk rokokosunun en güzel örneklerinden biri. 2 haftalık hilal parlaklığında bezeme unsurlarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. “Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’” Tarihi eserlerimizin daha fazla korunması gerektiğini dile getiren Gören, “Biz eserlerimize maalesef sahip çıkamıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dışişleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz. Daha dikkatli bir şekilde davranılması gerekiyor. Bugünkü müzayede özelinde de Kültür ve Turizm Bakanlığının hemen devreye girerek bu satışın iptal edilmesini talep ediyoruz. Bu eserler, illegal yolarla Türkiye’den çıkarıldıysa, bunların Kültür Bakanlığına, ait oldukları yere, Anadolu toraklarına iade edilmesini bekliyoruz. Bunun dışında sadece yazma eserler değil, hemen hemen her alanda İznik çinilerimize de sahip çıkamıyoruz. Çeşme kitabeleri var. Devasa kitabeler, nasıl oluyor da bizim sınırlarımızdan çıkartılıyor? Gümrük kapılarındaki görevlilerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Havalimanı’nda özellikle yurt dışı çıkışlarında sanat eseri kaçakçılığı konusunda oradaki görevlilerin daha dikkatli olması gerekiyor. Onlara özel eğitimler verilmesi gerekiyor. Tarihimize, medeniyetimize ve eserlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Ankara Atılım Üniversitesi öğrencileri çubuk makarnadan yaptıkları köprü ile birinci olmak için yarıştı Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Kuzeyboru A.Ş iş birliğiyle "Kuzeyboru Çubuk Makarna Köprü Yarışması 2024" düzenlendi. Atılım Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölümü ve Kuzeyboru A.Ş iş birliğiyle 18-19 Nisan tarihlerinde "Çubuk Makarna Köprü Yarışması 2024" düzenlendi. Yarışmaya inşaat mühendisliği bölümü öğrencilerinin yanı sıra mimarlık, tıp fakültesi, yazılım mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, havacılık ve uzay mühendisliği, makine mühendisliği bölümü öğrencilerinden oluşan takımların hazırladığı 12 makarna köprü katıldı. Atılım Üniversitesi İnşaat Mühendisliği Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Cenan Mertol, yaptıkları yarışmanın makarna köprü yarışması olduğunu hatırlatarak, "Bu yarışmada öğrenciler spagetti yani çubuk makarnaları kullanarak, derslerde öğrendiklerini ve hayal güçlerini kullanarak burada maksimum yük taşıyan bir köprü yapmaya çalışıyorlar. Toplamda 40 öğrencimiz, 12 farklı takımımız var. Bu takımlar daha çok inşaat mühendisliği öğrencileri ağırlıklı olsa da, sadece inşaat mühendisliği değil mimarlık, makine mühendisliği, bilgisayar mühendisliği, yazılım mühendisliği, havacılık ve uzay mühendisliği, tıp bölümlerinden öğrenciler de takımlarda yer almaktadır. Öğrenciler hem eğlenceli zaman geçiriyor hem de bilgilerini biraz da ortaya koyma yönünde adımlar atıyorlar. Bu sene Kuzeyboru isimli firmayla işbirliği yapıyoruz. Güzel ödüllerimiz var ve bu ödüller için öğrenciler kıyasıya yarışıyor" dedi. "Böyle etkinlikler esasında öğrencilerin hem ufkunu açıyor hem de eğitim hayatlarına büyük bir katkı sağlıyor" Yarışmanın iki gün süreceğini ifade eden Mertol, "Birinci gün 8 saat içinde köprülerini yapacaklar. Köprüler ertesi gün özgünlük, orijinallik ve yük taşıma kapasitelerine göre değerlendirmeye alınacaktır. En sonunda da katılımcılara katılım belgeleri ve kazananlara ödülleri takdim edilecektir. Çok güzel ve dolu dolu 2 gün geçireceğiz. Burada en önemlisi öğrencilerimizin gerçekten isteyerek bu iş yapmaları. Böyle etkinlikler öğrencilerimizin isteyerek iş yapma kapasitesini çok daha fazla arttırıyor. Mesela bu yarışmadan sonra derslere daha bir istekli geliyorlar. O anlattığınız statik, dinamik ve mukavemet derslerini daha eğlenceli ve daha isteyerek öğrenmeye çalışıyorlar. O yüzden böyle etkinlikler esasında öğrencilerin hem ufkunu açıyor hem de eğitim hayatlarına büyük bir katkı sağlıyor" ifadelerini kullandı. Yarışma jürisinde yer alan Prof. Dr. Tolga Akış, Doç. Dr. Meriç Yılmaz, Dr. Öğretim Üyesi Halit Cenan Mertol, Dr. Öğretim Üyesi Ebru Akış ve Dr. Öğretim Üyesi Saman Aminbakhsh tarafından ekiplerin hazırladığı köprüler "estetik-özgünlük" olarak değerlendirilerek, köprülerin dayanım testleri gerçekleştirildi. Değerlendirme sonucunda Egemen Erdil, Barış Ozan Bal ve Berenay Tolga Alkan’dan oluşan "Winners" grubu birinci, Zeynep Sude Daşcı, Soner Parlak, Baran Özpolat, Hüseyin Arda Özdemir ve Erdem Şahin’den oluşan "1 Çiçek 4 Böcek" grubu ikinci, Ramazan Erten, Yaren Köroğlu, Ekin Bejan Baykara, Emir Kutluhan Arslan ve Gözde Naz Aksoy’dan oluşan "Betta" grubu üçüncü oldu.
İstanbul Osmanlı Cihan Devleti’nin mirası olan eserler Londra’daki müzayede evinde Osmanlı Cihan Devleti’nin ihtişamlı eserleri, Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde satılıyor. Türkiye’den kaçırılan eserlerin satışa sunulduğunu iddia eden Sanat Danışmanı İbrahim Ethem Gören, “Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dış İşleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz” dedi. Londra merkezli Sothesb’y Müzayede Evi’nde, Osmanlı Cihan Devleti’ne ait birçok ihtişamlı eser açık artırmayla satılıyor. Osmanlı Cihan Devleti hattatlarının, tezhipçilerinin, kağıt ve mürekkep ustalarının Mushaf-ı Şerifleri, elyazmaları ve hüsn-i hat levhaları ile İznik çinileri, Osmanlı ipek seccadeleri, çeşmeler, mermer kitabeler, hançerler, fincan setleri birbiri ardına satışa konu edildi. Söz konusu mezatta, Sultan Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan’ın 1860 tarihli tezhipli Mushafı ve Sultan 2. Mahmud’un tuğrası ile havi mermer çeşme kitabesi de satışa çıkarılıyor. Onlarca Osmanlı Cihan Devleti eseri satışta İddiaya göre, Türkiye’den kaçırılarak, İslam Dünyası ve Hindistan’ın Sanat Eserleri Müzayedesi’nde yeni sahiplerine servis edilen eserler, ‘Mehmed Şefik Bey’in ‘Nad-ı Ali’ duası, Kanuni Sultan Süleyman dönemi 1539 tarihli şamdanı (tombak), Sadrazam Sinan Paşa için yapılmış deniz feneri(tombak), Hattat İbrahim Rodosi’nin talebesi Hafız Yusuf ketebeli 1712 tarihli Delail’ül-Hayrat’ı, 17’inci yüzyıl hattatlarından Hüsameddin Bur(u)sevi’nin Mir’atü-l-Kainat isimli yazma risalesi, 17. yüzyıla ait altın kakmalı, gümüş savatlı Osmanlı hançeri, Seyyid Ahmed bin Musa’nın 1682-1683 tarihli nesih Mushafı, hattat Mehmed Emin Efendi’nin 1796-97 tarihli nesih Mushafı, 17’inci yüzyıla tarihlenen yakut ve zümrüt taşlarıyla bezeli Osmanlı akik fincan seti, 1900’lü yılların başına tarihlenen Osmanlı ipek halısı, 1590 yılına tarihlenen İznik çini bardağı, Lale Devri’ne ait mermer çeşme, 19’uncu yüzyıl Konya seccadesi, 18’inci yüzyıla tarihlenen Batı Anadolu işi seccade, 18’inci yüzyıl Osmanlı gümüş tabakları, Osmanlı şehzadesi Musa Çelebi’nin yağlı boya portresi, Hattat Mustafa Rakım ketebeli, Hattat Ubeydullah Zihni Efendi’nin 1804 tarihli, nesih hatlı Mushafı ve Hattat Mehmed Şehri’nin 1730’lu yıllara tarihlenen müfredat meşk murakkaı’ oldu. “Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini ardından müzelerini yağmalıyor” Londra’da satışa çıkarılan Osmanlı Cihan Devleti eserlerine ilişkin konuşan Sanat Danışmanı, İttifak Gazetesi Yazarı İbrahim Ethem Gören, “İngiltere’de Sothesb’y Müzayede Şirketi’nde Osmanlı Cihan Devleti’nin en ünlü sanatkarlarının eserleri satışa arz edildi. Bu durum kamuoyunun gönlünü hun ediyor. Şöyle ki; emperyalist devletler, özellikle Amerika ve İngiltere işgal ettikleri devletlerin önce hazinelerini, merkez bankalarını ardından da müzelerini yağmalıyor. Bugün Londra’da birbiri ardına sıralanan onlarca müzede neredeyse topyekün İslam Devletleri’nin müzelerinde bulunan eser sayısından daha fazla ese yer alıyor. Konumuzla ilgili olarak, Londra merkezli müzayede şirketinde bugün, öğleden sonra bir canlı yayında düzenlenecek olan bir mezat var. Bu mezatta onlarca Osmanlı Cihan Devleti sanatkarının eserleri satışa arz ediliyor. Bunların arasında birbirinden güzel, kıymetli Mushaf-ı Şerifler, el yazmaları, cüzler, İznik çinileri, Osmanlı killeri, ipek seccadeler, Sultan 2. Mahmud’a ait çeşme kitabesi göze çarpıyor. Yine bunların arasında 31. Osmanlı Padişahı 110. İslam Halifesi Abdülmecid Han’ın kızı Münire Sultan için hicri 1270, miladi 1860 tarihinde Hattat İbrahim Hakkı tarafından ketebe konulmuş bir Mushaf-ı Şerif var. Maalesef bu Mushaf-ı Şerif’te satışa konu edilen eserler arasında yer alıyor. Bu Mushaf bir taraftan neşriyatının güzelliğinin yanında diğer taraftan da 18. yüzyıl ve özellikle 19. yüzyıla damga vurmuş olan Türk rokokosunun en güzel örneklerinden biri. 2 haftalık hilal parlaklığında bezeme unsurlarını görüyoruz” ifadelerini kullandı. “Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’” Tarihi eserlerimizin daha fazla korunması gerektiğini dile getiren Gören, “Biz eserlerimize maalesef sahip çıkamıyoruz. Kültür ve Turizm Bakanlığının, Savcılıklarımızın, Dış İşleri Bakanlığımızın, gerekirse de Milli İstihbarat Teşkilatı’nın daha sıkı bir şekilde denetim yapması gerekiyor. Eskiler derler ki; ‘Kültür milletin yurdudur’, kültürü ve medeniyeti bu tür eserler meydana getirir. Biz Osmanlı hattatlarının eserlerini, kendi müzelerimizde, İstanbul’da, Ankara’da ve Anadolu coğrafyasındaki müzelerde görmek istiyoruz. Daha dikkatli bir şekilde davranılması gerekiyor. Bugünkü müzayede özelinde de Kültür ve Turizm Bakanlığının hemen devreye girerek bu satışın iptal edilmesini talep ediyoruz. Bu eserler, illegal yolarla Türkiye’den çıkarıldıysa, bunların Kültür Bakanlığına, ait oldukları yere, Anadolu toraklarına iade edilmesini bekliyoruz. Bunun dışında sadece yazma eserler değil, hemen hemen her alanda İznik çinilerimize de sahip çıkamıyoruz. Çeşme kitabeleri var. Devasa kitabeler, nasıl oluyor da bizim sınırlarımızdan çıkartılıyor? Gümrük kapılarındaki görevlilerin bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Havalimanı’nda özellikle yurt dışı çıkışlarında sanat eseri kaçakçılığı konusunda oradaki görevlilerin daha dikkatli olması gerekiyor. Onlara özel eğitimler verilmesi gerekiyor. Tarihimize, medeniyetimize ve eserlerimize sahip çıkmamız gerekiyor” şeklinde konuştu.
Antalya Antalya’da 170 şüpheli tutuklandı Antalya’da son bir haftada 293 bin 777 şahıs hakkında sorgulama yapıldı. 906’sı aranan şahıs olmak üzere 2 bin 246 şahıs yakalandı, adli makamlara sevk edilen 170 şahıs tutuklandı. 255 bin 679 araç ve 10 bin 069 motosiklet incelendi; çalıntı 4 otomobil, 7 motosiklet ele geçirildi. Emniyet Müdürlüğü asayiş birimlerince son 1 haftada; “kasten yaralama, taksirle öldürme, kasten yaralama, hırsızlık ve cinsel suçlar” başta olmak üzere meydana gelen asayiş olayları, günübirlik konaklama yerleri uygulaması ve aranan şahıslara yönelik yapılan çalışmaların sonucu açıklandı. 293 bin 777 şahıs hakkında sorgulama yapıldı. 906’sı aranan şahıs olmak üzere 2 bin 246 şahıs yakalandı, adli makamlara sevk edilen 170 şahıs tutuklandı. 255 bin 679 araç ve 10 bin 069 motosiklet incelendi, çalıntı 4 otomobil, 7 motosiklet ele geçirildi. Günübirlik konaklama yerleri uygulamasında; 332 kayıtlı günübirlik tesisi ve 81 kayıtsız günübirlik tesisi ile toplam 708 günübirlik konaklama yeri kontrol edildi. Anlık veri göndermediği tespit edilen 15 işletmeye "konaklayan kaydı yapmamaktan", 3 şahsa "kayıt dışı günübirlik kiralama yaptırmak" suçundan cezai işlem uygulandı. Yapılan çalışmalar neticesinde; 41 adet ateşli silah, 200 adet fişek ve 4 adet kesici alet, hırsızlık malzemesi 2 adet bisiklet, 2 adet cep telefonu ile çok sayıda gıda, giyim eşyası ve para ele geçirildi.