GENEL - 17 Temmuz 2018 Salı 13:39

Gümüşhane Üniversitesi’nde 2’nci yılında ‘15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ paneli gerçekleştirildi

A
A
A
Gümüşhane Üniversitesi’nde 2’nci yılında ‘15 Temmuz Hain Darbe Girişimi’ paneli gerçekleştirildi

Gümüşhane Üniversitesinde 15Temmuz hain darbe girişiminin 2.

Gümüşhane Üniversitesinde 15Temmuz hain darbe girişiminin 2.yıldönümünde “Tüm Yönleriyle Hain Darbe Girişimi” konulu panel düzenlendi.


15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü etkinlikleri kapsamında gerçekleştirilen panel Mühendislik ve Doğa Bilimleri Fakültesi Çok Amaçlı Salon’da gerçekleştirildi.


Paneli İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Coşkun Topal yönetirken, İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ali Kuzudişli ve İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Kadir Sancak da panelist olarak katılım sağladı.


Panelin açılış konuşmasında Türkiye’nin tarihine bakıldığında çeşitli darbelerin olduğunu dile getiren İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Coşkun Topal, Türkiye’deki yaşanmış darbeler hakkında bilgiler paylaştı.



“15 Temmuz darbe girişimi, tarihimiz boyunca yapılan diğer darbelerin hiçbirisine benzemiyor”


Özelikle çok partili hayata geçtikten sonra Türkiye’de birçok kez darbe yaşandığını ve birçok kez darbe girişimine maruz kalındığını hatırlatan Topal, “Bizim siyasi tarihimizde 27 Mayıs 1960 darbesi çok önemlidir. Bu tarihte yapılan askeri darbe, ondan sonraki süreçte Türkiye’deki darbelerin de kapısını aralamıştır. Darbeler Türkiye’de toplumu şekillendirmeye çalışmış; ama siyasal iktidarları da zayıflatmıştır. Yapılan bu müdahaleler hiçbir şekilde Türkiye’nin problemlerini çözmemiş, daha da ağırlaştırmıştır. 15 Temmuz 2016 tarihinde gerçekleştirilen darbe girişimi, tarihimiz boyunca yapılan diğer darbelerin hiçbirisine benzemiyor. Ordu içerisinde FETÖ adı verilen bir cunta, milletin silahlarıyla millete yönelik bir katliama girişti. Başta Cumhurbaşkanlığı ve TBMM olmak üzere birçok yer bombalandı. 251 şehidimiz ve 2 bin 193 gazimiz oldu. Tabi burada Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın halkı darbeye karşı direnişe ve sokaklara davet etmesi ordu içerisinde esas yapıyı oluşturan Türk Silahlı Kuvvetlerimizin cuntacılara karşı durması darbeyi fakir bırakmıştır” dedi.



“Dini değerlerin istismarı bugün ortaya çıkan bir olay değil”


Darbe girişiminin çok yönlü olarak ele alındığı panelde “Dini Değerlerin İstismar Edilmesi” başlıklı sunumunu gerçekleştiren İlahiyat Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Ali Kuzudişli, FETÖ’nün kullandığı kaldıraçlardan en önemlilerinden birisi olan dini değerlerin istismar edilmesi olduğunu söyledi. Kuzudişli, “Hain FETÖ darbe girişiminin üzerinden iki yıl geçti. Bu iki yıl içerisinde biz akademisyenler olarak daha serinkanlı ve bilimsel değerlendirmeler yapmak ve bu tür olayların bir daha ülkemizde ortaya çıkmaması için geçmişe yönelik olarak çeşitli analizler yapmak üzere önlemler almak mecburiyetindeyiz. Günümüz toplumsal olayları içerisinde dini değerlerin istismarına baktığımız zaman, bunun bugün ortaya çıkan bir olay olmadığını, ilk münafıkların ve yalancı peygamberlerin ortaya çıktığı döneme kadar uzandığını görmekteyiz. Yaptığımız araştırmalar neticesinde ulaştığımız sonuçları başlıklar halinde sunacak olursak, her değer aynı zamanda istismara müsaittir. Siyaset içerisinde aktif olmak, makam sahibi olmak isteyen kimseler, hem siyaset hem de halk bu ilişkiyi kötü bir şekilde kullanmaktadır. Dini kullanarak ekonomik yarar ve çıkar elde etmek, kayıtsız ve denetimsiz olarak toplanan paralar ile birlikte Türkiye’de çeşitli ekonomik yapılar ortaya çıkmıştır. Kendini dindar ve belli bir gruba bağlı olarak göstererek, üst mertebelere de tırmanmaya çalışılabiliyor. Yaşadığımız olayları eğer serinkanlı bir şekilde analiz edebilirsek, bu tür olayların bir daha çıkmaması için önlem almaya çalışırsak, bir daha sıkça bu tür olaylarla karşılaşmayız” diye konuştu.



“Türkiye’de darbe gerçekleşiyorsa bunun Amerika’nın bilgisi ve rızası olmadan gerçekleşebilmesi aklın alacağı bir şey değil”


İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Kadir Sancak ise “15 Temmuz Darbe Girişiminin Dış Bağlantıları ve Darbe Girişiminin Dış Basındaki Yansımaları” adlı sunum gerçekleştirdi. Sancak, sunumunda şu noktalara dikkat çekti: “15 Temmuz darbe girişimi Türkiye’nin yaşadığı ilk darbelerden değildir. Cumhuriyet dönemi darbeler tarihine baktığımız zaman bir anlamda Türkiye-NATO ilişkileri tarihidir desek çok da yanlış olmaz. Türkiye’nin NATO’ya üyelik tarihi 1952 ve Türkiye’de yapılan ilk darbenin tarihi de 1960’dır. Türkiye’de çok somut olaylara değinmeden önce sadece mantık yürüterek dahi bir darbe gerçekleşiyorsa eğer ve o darbe bir sonuca ulaşıyorsa, bunun Amerika’nın bilgisi ve rızası olmadan gerçekleşebilmesi aklın alacağı bir şey değildir. 15 Temmuz bir darbe girişimidir; ama nihai olan bir şeydir. Çünkü ondan önce olan gelişmeler darbeye gerek kalmadan da bir şeyler değiştiririz, diye yapılan başka eylemler de vardır. 15 Temmuz’a giden süreçte neler yaşandı, cemaat-hükümet arasındaki çatışma ne zaman başladı, bugün FETÖ dediğimiz yapılanma iktidarı ne zaman devirmeye başladı, şeklinde onları hatırlamak lazım. Üzerinde uzlaşılamamış olsa da birtakım değerlendirmeler yapılabilir. Bunlardan bir tanesi de 2010 yılında gerçekleşen Mavi Marmara olayıdır. İsrail Devleti’nin Mavi Marmara gemisine uluslararası sularda hukuka aykırı bir şekilde operasyon yapılması ve buna karşılık olarak da FETÖ’nün de ‘otoriteden izin alınmalıydı’ şeklinde İsrail Devleti’ne destek açıklaması, belki de hükümet ile cemaat arasındaki en önemli kırılmadır denilebilir. Devamında basına yansıyan bir iddia da 2010 yılında cemaatin AK Parti’den 100 ya da 150 milletvekili istemesi, iktidarın da buna izin vermemesidir. Yine 2011 yılında özellikle hükümetin bürokrasideki ‘cemaatçi kadroları’ yavaş yavaş temizlemeye çalışması ilk işaretler olarak ifade edilmektedir. FETÖ’nün bu yaşanan olaylardaki rolü oldukça nettir. FETÖ’nün de şuan Amerika Birleşik Devletleri himayesinde olmuş olduğunu biliyoruz. İslam dünyasındaki liderler seviyesinde genel olarak darbeye karşı çıkıldığını görmekteyiz. Basında ise tek sesli bir duruş söz konusu değildir. Daha ziyade iki ölçekli bir duruş vardır. Halk nezdinde ise Türkiye’nin Cumhurbaşkanımız Erdoğan lehinde bir duruş sergilediğini söyleyebiliriz.”



“Biz 10 bin liralık proje alamazken, FETÖ mensupları, FETÖ ile ilgisi olan öğretim üyeleri milyon dolarlık projeleri çok rahatlıkla alıyordu”


Panelistlerin konuşmalarının ardından kürsüye çıkan Gümüşhane Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Halil İbrahim Zeybek, “İhanet teşebbüsünün aslında akademik olarak, üniversitelerde çalışanlar olarak benzer işaretlerini hepimiz görüyorduk. Diğer kurumlarda olduğu gibi üniversitelerde de öğretim üyeleriyle oluşturulan bir sohbet gurubuyla bu işler yürütülüyordu. Bizler bugünkü bütçelerle 10 bin liralık, 20 bin liralık TÜBİTAK projelerine almakta zorluk çekerken, birkaç ret cevabı aldıktan sonra o projelerimizi kabul ettirirken milyon dolarlık projelerin cemaat mensupları, cemaat ile ilgisi olan öğretim üyeleri tarafından çok rahatlıkla alındığını, ortaya da bilimsel ciddi bir üretimin de konmadığını hatırlıyoruz. Olayın sona ermesinde teşebbüsün engellenmesinde bütün vatandaşlarımız gibi özellikle Emniyet teşkilatımızın çok önemli bir rolü oldu. Bir başka nokta ayak seslerinin aslında bu tür bir gidişatın işaretlerini her birimiz gördük, hissettik. Lakin ihanetin bu boyutlara gelebileceğini hepimizin bildiği gibi kendi silahlarımızın kendi vatandaşlarımızın üzerine doğrultacağını göremedik, hissedemedik. Üniversitemizde de diğer kurumlarda olduğu gibi bu süreç 15 Temmuz sonrası inceleme ve soruşturma komisyonu vasıtasıyla devam ettiriliyor. Bütün kurumlarda olduğu gibi üniversitemizde de ilk günden bu güne kurum olarak hassasiyetle, elemanlarımız ile ilgili bu konuyla bağlantılı gerekli idari tahkikatı sürdürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘Başaramayacaksınız, ülkemizi bölemeyeceksiniz, bayrağımızı indiremeyeceksiniz, ezanımızı susturamayacaksınız ve bin yıllık bu kutlu yürüyüşü durduramayacaksınız’ tespitlerine canı gönülden katıldığımızı ifade etmek isterim. Çok sık söylediğimiz bir dörtlükle aslında yaşadığımız bütün darbelerin, o kanlı ihanet gecesinin ve bundan sonra yaşayacağımız bütün benzeri olayların temel sebebi Anadolu’daki varlığımızdır. Şair ‘Mal da bizim, mülk de bizim. Son da bizim, ilk de bizim. Ebed müddet silinemez, damgamız var, mülk de bizim’ diyor. Her birimizin 251 şehidimiz, 2 bin 193 gazimize öncelikle vefa borcumuzu yerine getirmek, şehitlerimizin emanetlerine sahip çıkmak, gazilerimizin her türlü ihtiyaçlarını gidermek gibi sorumluluklarımız bulunmaktadır. Ayrıca o şehitlerimize karşı bir diğer sorumluluğumuz da gerek akademik, gerek idari olarak çalıştığımız kurumlarda görevlerimizi bu milletin refahı, huzuru ve ülkemizin bölgesel güç olma noktasından, küresel güç olma noktasında alabileceği yola katkı sağlamak gibi bir sorumluluğumuz da bulunmaktadır. Tekrar 251 şehidimizi ve bu güne kadar gelen tüm şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. İkinci yılı olması sebebiyle basında gördüğümüz ve halen tedavileri devam eden gazilerimiz var. Onlara da Allah’tan acil şifalar diliyoruz” ifadelerini kullandı.


Rektör Zeybek’in konuşmasının ardından panelistlere hediye takdimi ile panel sona erdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları Resmi Gazete’de Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararları Resmi Gazete’de yayımlandı. Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı tarafından yapılan atama kararlarına göre Hazine ve Maliye Bakanlığı’nda açık bulunan Vergi Başmüfettişliklerine Furkan Fırat, Erhan Yaşaran, Hatice Senger Erdoğan, Levent Emre, Bayram Gülçiçek, Barış Gürsoy, Volkan Nurdağ ve Halime Eda Tandoğan atandı. Bakanlıkta açık bulunan Vergi Müfettişliklerine ise Sevil Toprak, Osman Neşet Tandoğan, Erol Cihan Dersinlioğlu ve yapılan yeterlilik sınavda başarı gösteren Vergi Müfettiş Yardımcıları Murat Dönmez, Güler Çelik, Harun Yartaş ve İbrahim Ayyıldız atandı. Atamalar 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 2 ve 3’üncü maddeleri ve 375 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin ek 37’nci maddesi gereğince gerçekleştirildi. Tarım ve Orman Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliklere ise 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince Müfettişler Caner Atasever, Mahmut Kaynar ve Songül Afşar atandı. Tarım ve Orman Bakanlığında ayrıca 5’inci Bölge Müdürü Şahin Çılgın görevden alındı. Kültür ve Turizm Bakanlığında ise açık olan Başmüfettişliklere 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince Müfettişler Ercan Sarı, Atilla Özkan, Mustafa Yavuz Ülküm, Birol Baha Bağ, Burak Büyükkuzukıran, Fatih Tuna Tunasoylu, Enes Keten ve Emre İlhan atandı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Afyonkarahisar İl Kültür ve Turizm Müdürü Mehmet Tanır ise görevden alındı. Karar ile birlikte 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2 ve 3’üncü maddeleri gereğince Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında açık bulunan İş Müfettişliğine Yasin Zengin, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığında açık bulunan Başmüfettişliğe Müfettiş Eşref İmamoğlu atandı. Karara göre 3 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nin 2’nci maddesi gereğince Milli Eğitim Bakanlığı Zonguldak İl Milli Eğitim Müdürü Züleyha Aydoğan ve Devlet Malzeme Ofisi Genel Müdürlüğü Trabzon Bölge Müdürü Enver Uzun ise görevden alındı.
Aksaray Aksaray’da nefes kesen polis-hırsız kovalamacası kamerada Aksaray’da inşaat malzemesi deposunu soyan hırsızlar ile polis arasındaki kovalamaca film sahnelerini aratmadı. Elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar bir süre sonra motosikletin aküsünün bitmesiyle bu kez de yaya olarak kaçmaya başladı. Gecenin sessizliğini siren seslerine bıraktığı kovalamacada hırsız kardeşler yarım saat süren takip sonucu yakalanırken, nefes nefese kalan şüphelilerden biri yere yatırılıp ters kelepçe yapıldığı esnada polis memurlarına “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Olay, gece yarısı Tacin Mahallesi’nde bulunan bir inşaat malzemesi deposunda yaşandı. Edinilen bilgiye göre, depodan oksijen bariyerli yerden ısıtma borusu çalan 2 hırsız, çaldıkları boru paketlerini beraberinde getirdikleri 3 tekerlekli elektrikli motosiklete yükledi. Hırsızlık esnasında çevrede bulunan bir vatandaş durumu fark ederek hemen 112 Acil Çağrı Merkezine ihbarında bulundu. İhbar üzerine olay yerine polis ekipleri sevk edildi. Kısa sürede belirtilen adrese intikal eden ekipler 2 şahsı depodan hırsızlık yaparken suçüstü kıstırdı. Polisleri görünce neye uğradıklarını şaşıran 2 hırsız deponun duvarından atlayarak bahçe dışındaki boruları yükledikleri elektrikli motosiklete binerek kaçmaya başladı. Şahısların kaçması üzerine polis ekipleri telsizden anons ederek diğer ekiplere kaçış istikameti hakkında bilgi verdi. Ekiplerin hırsızların peşine düşmesiyle gecenin sessizliği siren sesleriyle yankılandı. Polis ve hırsızlar arasında yaşanan kovalamaca ise film sahnelerini aratmadı. Bir süre elektrikli motosikletle kaçan hırsızlar kaçarken çaldıkları boruları da motosikletin kasasından aşağıya attı. Polis ekiplerinin bölgeyi abluka aldığı kovalamacada motosikletin aküsünün bitmesi üzerine hırsızlar bu kez de motosikleti bırakıp yaya olarak kaçmaya başladı. Taşpazar Mahallesi’nde ara sokaklara ve apartmanların bahçesine girerek izlerini kaybettirmeye çalışan S.Ç. (21) ve U.Ç. (34) isimli 2 kardeş çok geçmeden yakalandı. Yüzüstü yere yatırılarak ters kelepçe yapılan nefes nefese kalan hırsızlardan S.Ç. ekiplerin ters kelepçe taktığı esnada “Kalbim var” diyerek yardım istedi. Yüzüstü yatırılarak kelepçelenen 2 kardeş gözaltına alınarak polis aracına bindirildi. Şahıslar sorgulanmak üzere İl Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesine götürülürken çaldığı yaklaşık 150 bin TL değerindeki malzemeler sahibine teslim edildi. Olayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tahkikat başlatıldı.
Sakarya Para vermeyen annesini benzin dökerek yakan şahıs tutuklandı Sakarya’nın Akyazı ilçesinde para istediği annesinden ret cevabı aldıktan sonra benzin dökerek kendisini ve annesini ateşe veren şahıs tutuklanarak cezaevine gönderildi. Elleri sargıda adliyeye sevk edilen şahsın, kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” ifadeleri de dikkatlerden kaçmadı. Korkunç olay, 18 Nisan Perşembe günü Akyazı ilçesi Erdoğdu Mahallesi’nde meydana geldi. İddiaya göre, geçtiğimiz hafta annesi M.Y.’den (64) geçtiğimiz hafta bir miktar para alan ve tekrar isteyince ret cevabı ile karşılaşan Ö.Y. (42) öfkelendi. Ö.Y., maddi ve ailevi sorunları iddiası ile benzin dökerek annesi ve kendisini yaktı. Durumun haber verilmesi üzerine bölgeye jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İlk müdahalesi olay yerinde yapılan talihsiz kadın, ilk olarak Akyazı İlçe Devlet Hastanesi’ne buradan da Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırıldı. Vücudunda 2 ve 3’üncü derece yanıklar oluşan ve hayati tehlikesi bulunan M.Y., buradaki müdahalelerinin ardından Kocaeli Şehir Hastanesi Yanık Ünitesi’ne sevk edildi. Elleri sargılı şekilde adliyeye sevk edilen şahıs tutuklandı Her iki elinde de yanıklar oluşan şüpheli Ö.Y. ise olaydan kısa bir süre sonra yakalanarak ilçe jandarma komutanlığına götürüldü. Şahıs, burada tamamlanan işlemlerinin ardından elleri sargılı bir şekilde adliyeye sevk edildi. Ö.Y.’nin kendisini görüntüleyerek soru yönelten gazeteciye, “Niye çekiyorsun ki bu kadar, ne yaptığımı sen nereden biliyorsun?” cevabını vermesi ve ‘Pişman mısınız?’ sorusunu ise yanıtsız bırakması dikkatlerden kaçmadı. Adliyeye sevk edilen Ö.Y., tutuklanarak cezaevine gönderilirken, hastanede tedavi gören M.Y.’nin hayati tehlikesinin devam ettiği öğrenildi.