POLİTİKA - 14 Mart 2017 Salı 16:57

HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz:

A
A
A
HÜDA-PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz:

Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, Avrupa ülkelerinde yaşanan olayları diplomatik bir nezaketsizlik olarak ifade etmenin hafif kaldığını, bu durumun apaçık siyasi bir düşmanlık, organize bir eylem olduğunu söyledi.

Hür Dava Partisi (HÜDA-PAR) Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Mehmet Yavuz, Avrupa ülkelerinde yaşanan olayları diplomatik bir nezaketsizlik olarak ifade etmenin hafif kaldığını, bu durumun apaçık siyasi bir düşmanlık, organize bir eylem olduğunu söyledi.


Gümüşhane’de İl Başkanı Mehmet Kabayel ve parti mensuplarının katılımıyla Osmanlı Sahancısı’nda yaptığı basın toplantısında konuşan Yavuz, Almanya ile başlayıp Hollanda ile devam eden ve sonra Avrupa’nın geneline yayılan Türkiye’nin siyaset kurumunu aşarak, millete yönelik, devlete yönelik son eylemler ile saldırı boyutuna gelen olayları HÜDA-PAR olarak şiddetle kınadıklarını söyledi.


Avrupa ülkelerinin bu konuda neredeyse birleştiklerini, bu konunun bir partinin meselesi olarak değil, partiler üstü bir mesele olduğunu algılayıp memlekette yaşayan herkesin bu olaya tepki göstermesi gerektiğini düşündüklerini dile getiren Yavuz, “Bizler de HÜDA-PAR olarak bu siyasi düşmanlığı, bu diplomatik terbiyesizliği şiddetle kınadığımızı ifade etmek istiyoruz. Bu vesile ile Türkiye’nin 250 yıla yaklaşan Batı serüvenini sonlandırması gerektiğini düşünüyoruz. Bizler iki asrı aşan süre içerisinde Batı sevdasından vazgeçmeli, kendi ana gerçeğimiz olan Doğu coğrafyasına, İslam coğrafyasına yönümüzü çevirmeliyiz. Türkiye’nin yapması gereken budur” dedi.


Herhangi bir olay nedeniyle Avrupa ülkelerinin gösterdiği tavırların artık yenilir, yutulur boyuttan çıktığını kaydeden Yavuz, “Biz bunu bir düşmanlık olarak görüyoruz ve bununu gereği olarak Türkiye’nin bir devlet politikası olarak Avrupa’dan yönünü çevirmesini gerektiğini düşünüyoruz” diye konuştu.


Türkiye’de ortaya konan tepkilere bakıldığında bunun bir memleket meselesi olarak görülmesini memnuniyetle karşıladıklarını dile getiren Yavuz, “Bir takım çatlak sesler çıksa da bunun bir parti meselesi değil de parti üstü bir mesele değil de memleket meselesi haline geldiğini görmüş olduğumuzdan da ayriyeten memnuniyet duyuyoruz” ifadelerini kullandı.


Türkiye’nin kendi dinamikleriyle yönünü İslam coğrafyasına çevirerek hem siyasi hem ekonomik hem de kültürel anlamda kendi ayaklarının üstünde durabilecek bir potansiyele sahip olduğuna değinen Yavuz, 16 Nisan tarihinde yapılacak referandumla ilgili görüşlerini ise şöyle açıkladı:


“16 Nisan 2017 tarihinde Türkiye bir referanduma gidecek. Avrupa’da yaşanan son olaylar ile bu olayı bağımsız olarak ele almamak gerekiyor. Çünkü Sayın Cumhurbaşkanımız başta Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere Batı devletlerine geliştirmiş olduğu eleştirilerin, karşı taraf tarafında ciddi anlamda rahatsızlıkla karşılandığını görüyoruz. Bu nedenle olayları bağımsız olarak ele almamak gerekiyor. Bizler HÜDA-PAR olarak hem kendi parti programımızda, hem de halkımıza verdiğimiz sözle, yetkiyi ele geçirdiğimiz takdirde, halkın inanç ve değerleri ile barışık bir anayasayı yapacağımıza dair söz verdik. Esasen halkın da beklentisi bu yöndedir. Dolayısıyla şu anda yapılan şey 16 Nisan’da yapılacak olan başkanlık sisteminin hukuki bir alt yapısı hazırlanıyor. Halkın ve bizim beklentimiz bu değil. Yani tümden değişmesi gereken bir anayasa ama bu yapılan düzenlemenin değişecek anayasanın ilk adımı olduğunu düşünüyoruz. Böyle olmasını temenni ediyoruz. Meseleye bu gözle baktığımız için, bütün eksikliklerine ve yetersizliğine rağmen HÜDA-PAR olarak kararımız ’evet’ olacak. Memleketin selametine olacak şey budur. Evet ve hayır konusundaki kamplaşmayı doğru bulmuyoruz. Türkiye’de ortalama 50 milyon seçmen var. Farklı gerekçeler ile hayır ve evet diyecek olanlar var. Bunun bir siyasi tavır olacağını düşünüyoruz.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Hamza Dağ: “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, “‘Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerimi anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim” dedi. AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ, Selçuk’ta düzenlenen mitinge katıldı. Dağ’a binlerce hemşehrisinin yanı sıra, AK Parti İzmir milletvekilleri Şebnem Bursalı ve Mehmet Muharrem Kasapoğlu, MHP İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, Cumhur İttifakı Selçuk Belediye Başkan Adayı Dahi Zeynel Bakıcı, MHP İzmir İl Başkanı Veysel Şahin, AK Parti Selçuk İlçe Başkanı Hakan Bayraklı ve MHP Selçuk İlçe Başkanı Nuri Yılmaz da eşlik etti. “İzmir kararını vermiştir” Hamza Dağ, 2 ayı aşkın süredir İzmir’in her yerinde hemşeriyle kucaklaştığını belirterek, “Ben, İzmir’imizde artık şunu net bir şekilde görüyorum. 31 Mart için İzmir kararını vermiştir. Bugün de görüyorum ki Selçuk kararını vermiş. Hemşehrim İzmir’in, Selçuk’un her sokağına hizmet istiyor, proje istiyor. İnşallah biz bu hizmetleri de projeleri de şehrimize kazandıracağız” ifadeleri kullandı. “Tek gündemimiz İzmir” Bugüne kadar hiç kimseyi ötekileştirmediğini vurgulayan Dağ, “Bundan sonra da ötekileştirmeyeceğiz. Hiç kimse bizim nezdimizde ayrımcılığa maruz kalmamıştır, kalmayacaktır. Kimse bildiği işin dışında başka bir iş yapmak zorunda kalmayacaktır. Belediye başkanına ne için oy verilir? ‘Eser üretsin, hizmet getirsin, yatırım yapsın, sorunları çözsün.’ Evet; bizim tek gündemimiz İzmir, mesaimizin tamamı bin 294 mahallemiz her sokağında, hanesinde geçecek. İzmir’de istişareyi, ortak aklı merkeze alacağız. İzmir’de tüm projelerimi beraber hazırladık, beraber hayata geçireceğiz. Sorunlara anlık değil sürdürülebilir çözümler üreteceğiz” diye konuştu. “Bıkmadan, usanmadan heyecanımı tüm İzmir’le paylaşacağım” Seçim çalışması süresince 4 önemli lansman yaptığını vurgulayan, Selçuk için yapacaklarına da değindi. Hamza Dağ, konuşmasında şu ifadeleri kullandı: “Gelin projelerle tartışalım’ dedik. Onlar anlamıyorlar, başka işlerle uğraşıyorlar. Ancak ben bıkmadan, usanmadan, sokak sokak, meydan meydan projelerim anlatmaya, heyecanımı tüm İzmir’le paylaşmaya devam edeceğim. İzmir’in, Selçuk’un tarihi dokusunu, kültürel mirasını, asırlara sari olan medeniyet birikimini koruyacağız. Selçuk tarımıyla, turizmiyle bereketli ilçelerimizdendir. Bizler de oluşturacağımız eser ve hizmet ekosistemiyle destek olarak parlayan bir yıldız olmasını sağlayacağız.” Miting, Selçuk Belediye meclis üyesi adaylarının tanıtımıyla sona erdi.
Edirne Edirne’de gastronomi yolculuğu başladı Edirne Valiliği, gastronomi turizminin gelişimine katkı sağlamak amacıyla Osmanlı Saray Mutfağı lezzetlerini kitaplaştırılarak gelecek nesillere aktarılacak. Edirne Valiliği tarafından “Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri Kitabı” tanıtımı iftar programı düzenlendi. Edirne’de valilik öncülüğünde önemli bir projeye imza atıldı. Proje çerçevesinde "Topraktan Tabağa Edirne Yöresel Yemekleri" kitabı oluşturulacak. İftariyelikler, ara sıcaklar, çorbalar, ana yemek, tatlı ve içecekler geçmiş lezzetlere göre sunumla hazırlandı. Tabaklar süslendi, masalar hazırlandı. Ezanın okunmasının ardından oruçlar açıldı. Yemeğin ardından ise duaya geçildi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen iftar menüsünde geçmişten günümüze gelen lezzetler arasında yer alan bademli terbiyeli tavuk çorbası, ballı gemici böreği, taş kebabı- sarımsaklı pilav, zerde ve ayva şerbeti yer aldı. Geçmişten günümüze gelen ve unutulmaya yüz tutmuş Rumeli, Balkanlar ve Osmanlı Saray Mutfağında yer alan lezzetlerin gelecek kuşaklara aktarılması ve tanıtılması için önemli bir proje çalışmasına imza atıldı. Proje çerçevesinde 87 farklı çeşidin yer alacağı bir kitap oluşturulacak. Edirne’nin kadim ve Osmanlı’ya başkentlik yapmış sultanlar şehri olduğunu söyleyen Vali Yunus Sezer, aynı zamanda balkanlardan gelen insanların yerleştiği ve kendi kültürlerini yaşattığı da bir şehir olduğuna değindi. "Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağı lezzetleri yaşatılacak" Hem Balkan hem de Osmanlı saray mutfağının yaşatıldığı Edirne’de çok anlamlı bir ilke imza atıldığını söyleyen Vali Yunus Sezer, "Gelecek nesiller Edirne mutfağında neler var diye baktığı zaman ellerinde bir kitap ve kaynak olacak. Bizim somut varlıklarımızın yanı sıra kültürel zenginliklerimiz de çok önemli. Çok büyük emek var. Hem Rumeli hem de saray mutfağına ait 87 çeşit farklı lezzet var. Bunların bir kitapta buluşması çok önemli. Şeflerimiz kendi illeri için farklı bir şey yapmak istiyorlar. Yaklaşık 1 buçuk aydır çalışmalar devam ediyor" dedi. Gastronomi anlamında çok önemli faaliyetler yürütmüş parmakla gösterilen iller olduğunu söyleyen Vali Sezer, "Biz büyük bir hazine üzerinde duruyoruz. Ama kendimizi anlatmakta zorluk çekiyoruz. Bizim bir tava ciğerimiz, bir de ciğer sarmamız var. Dışarıdan insanlara sorduğumuzda neyimiz var diye ’Bir gelip ciğerinizi yeriz’ diyorlar. Bu güzel bir şey aslında. Ama bunun yanına ne koyabiliriz? Bunun üzerinde çalışıp Rumeli Saray ve Osmanlı mutfağını günümüzle uyarlayıp nasıl yaşatabiliriz bunun peşindeyiz" şeklinde konuştu. "Edirne’nin parlayan yıldız olmasını istiyoruz" Edirne’nin her konuda balkanların ve Türkiye’nin parlayan bir yıldızı olmasını istediklerini belirten Vali Sezer, "Bunu da sanayide, ticarette, turizmde, gastronomide eğitimde aktivitelerle birlikte başarmamız lazım. İçinde saray ve Rumeli mutfağının da olduğu birkaç yemeği ve menüyü tava ciğerin yanına ekleyebilirsek zenginleştirebiliriz" ifadelerine yer verdi. Festivallerin yanı sıra marka aday olabilecek lezzetleri de sunabilecekleri bir yerin olmasının çok önem taşıdığını belirten Vali Sezer, "Bunu başarırsak herkes restoranında alternatif bir ürün sunmak isteyecek. Bunu da hazırlanan projelerle hayata geçireceğiz. Valilik olarak bunu yapıp özel sektöre devrederiz. Buna biz öncü oluruz" diye konuştu. "3 hedefe inşallah hep birlikte ulaşacağız" Önlerinde 3 hedef olduğunu ve buna şeflerle birlikte ulaşacaklarını belirten Vali Sezer, birincisinin bu kitabı hazırlamak ve basıp yayınlamak, ikincisinin gastronomi festivalleri düzenlemek üçüncüsünün de bu markalaştırılan yemeklerin daimi sunulacağı tarihi bir yer yapmak olduğunu ifade etti. "Edirne gastronomide de büyük zenginliğine sahip" Edirne’nin tarihi ve kültürel mirasının yanı sıra gastronomi anlamında da büyük zenginliğe sahip olduğunu söyleyen İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, düzenlenen iftarda saray, Rumeli ve Balkan mutfağından lezzetlerin yer aldığı bir menü hazırladıklarını aktardı. İftar programına, Vali Sezer ve eşi Canan Sezer, Vali Yardımcıları Erdoğan Beypınar ve Eyyüp Batuhan Ciğerci ile eşleri, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, şefler, gastronomi yazarları ve basın mensupları katıldı. Devecihan Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen iftar programı toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.