GÜNDEM - 27 Mayıs 2017 Cumartesi 00:50

100 yıl sonra ilk defa teravih namazı kılındı

A
A
A
100 yıl sonra ilk defa teravih namazı kılındı

Tokat’ta Fatih Sultan Mehmet zamanında Artukoğullarından Hacı Turhan tarafından 1474 yılında yaptırılan mescitte 100 yıl sonra ilk defa teravih namazı kılındı.

Tokat'ın tarihi mekanlarından Sulu Sokak Çarşısında Sultan Hamamının ön tarafında bulunan mescit yaklaşık 10 yıl önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edildi. 100 yılı aşkın bir süredir ise ibadete kapalı olan mescitte Ramazan ayının ilk teravih namazı kılındı. Gaziosmanpaşa Üniversitesi (GOÜ) Genel Sekreteri ve Sanat Tarihçisi Ekrem Anaç, mescidi yaptıran Hacı Turhan’ın Fatih Sultan Mehmet zamanında yaşayan önemli devlet adamlarından birisi olduğunu belirterek, “İstanbul’un fethine hazırlık olarak Balkanlardaki faaliyetlere katılan Hacı Turhan, Mora’yı fethetmiş Mora Fatihi önemli bir şahsiyet. Onun Tokat’a yaptırmış olduğu küçük bir mescidin 1910’lu yıllarda çekilmiş olan fotoğraflarında yıkık bir vaziyette imiş. Yaklaşık olarak 10 yıl önce Vakıflar Bölge Müdürlüğü tarafından restore edildi. Restore edilmesine rağmen ibadete açılmamıştı. Biz bu Ramazandan teravihi burada kılmaya niyet ettik. Bir gurup arkadaş olarak 100 yıl sonra mescitte tekrar namazla ibadetle buluşturmayı arzu ettik. Bu tamamen sivil bir inisiyatif, bunu önemli ve değerli görüyoruz. İnşallah 100 yıl gibi uzun bir aradan sonra mescit tekrar ibadete kavuşmuş olacak” diye konuştu. 

100 yıldan uzun bir süre sonra ilk defa teravih namazı kılmaya gelen vatandaşlar ise yaklaşık 50 kişilik mescitte Ramazan ayı boyunca namaz kılmanın hazzını yaşayacaklarını kaydetti.
İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü’nün arşivinde ise Hacı Turhan Mescidinin tarihi ile ilgili şu bilgilere yer veriliyor:
“Akkoyunlu Uzun Hasan’ın Tokat’ı yakmasından sonra, Fatih Sultan Mehmet zamanında Artukoğullarından Hacı Turhan tarafından 1474 yılında yaptırılmıştır. Sulu Sokak, Sultan Hamamı önünde bulunan mescit, moloz taştan yapılmış olup, kare planlı mekan üzerine sekizgen kubbe oturtulmuş küçük bir yapıdır” 

Nurhan İçmez 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Şehit oğlunun hasretini böyle gideriyor, odasını anı evine çevirdi 2018 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) Suriye’nin Afrin kentinde gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nda şehit düşen İzmirli Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın annesi, oğlunun doğumundan şehit oluncaya kadar kullandığı eşyalarıyla anı odası oluşturdu. Şehit oğlunun eşyalarını koklayıp öperek özlem gideren annenin evi, minik ziyaretçilerle doluyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) tarafından Suriye’nin Afrin bölgesinde yürütülen Zeytin Dalı Harekatı’nda, 10 Şubat 2018 tarihinde şehit olan Piyade Uzman Çavuş Ali Akdoğan’ın İzmir Bayraklı’daki evi, adeta müzeye çevrildi. Şehidin annesi Fatma Akdoğan, oğlunun şehit olmasının ardından odasında hatıralarını sergilemeye karar verdi. Şehit Ali Akdoğan’ın evdeki odası, bebeklik döneminde giydiği kıyafetler, eğitim hayatında aldığı karneler, askeri eşyaları, üniformaları, başarı belgeleri, fotoğrafları ve kişisel eşyalarının bulunduğu bir anı odasına dönüştürüldü. Oğlunun hayali olan tespih koleksiyonuna da odada ayrı bir yer tutan anne Akdoğan, 6 senedir özlemini yaşadığı oğlunun bebeklik kıyafetleri ve eşyalarını öpüp koklayarak hasret gideriyor. Eşyalarıyla hasret gideriyor Şehit düşen oğlunun 7 yıla yaklaşan hasretini eşyalarını koklayarak hasret gideren anne Fatma Akdoğan, şehidin odasını nasıl anı evine çevirdiğini anlattı. Akdoğan, "Oğlumun 2018 yılında Suriye Afrin’de yürütülen harekatta şehit olduğu haberini almıştık. Çok üzücü ancak bizim için aynı zamanda gurur verici bir durum. Onun yokluğunda evde hep onun eşyalarını bir yerlerden bulup duygusal anlar yaşıyordum. Ali, tespihlere çok düşkündü ve hep bir tespih koleksiyonu olsun istiyordu. Ben de bebeklikten bu yana onun kullandığı eşyaları, odasını müzeye dönüştürerek sergi yapmak istedim. Eşyalarını düzenleyip bir camekan yaptırıp buraya koydum. Oğlumun mayına bastığı botlardan tut, kundağı, zıbını, çorapları, bebeklikten beri her şeyini biriktirmişim. Buraya kurduğum ses sitemiyle de sürekli Kur’an okunuyor onun ruhu için. Onun kokusunu, hasretini eşyalarıyla gideriyorum" dedi. Minik ziyaretçilerle doluyor Şehidin anı evine dönüştürülen odasını ziyaret etmek, şehidin hatıralarını görmek için özellikle çocukların eve geldiğini söyleyen Fatma Akdoğan, ziyaretçiler geldikçe mutlu olduğunu söyledi. Akdoğan, "Buraya küçük öğrenciler geliyor, 5 yaşındaki çocuklar, lise öğrencileri, veliler, sürekli gelenler oluyor. Onlar geldikçe ben de mutlu oluyorum, tüm ziyaret etmek isteyenlere kapım açık" diye konuştu. Amcasının adını aldı Diğer oğlunun bebeğine de şehit amcası Ali Akdoğan’ın adını verdiklerini söyleyen Fatma Akdoğan, "Diğer oğlum, yeni doğan bebeğine ağabeyinin ismini koydu. Ali koydu ismini. Torunum da inşallah öyle cesur bir kahraman delikanlı olur. Ben de sevindim ve duygulandım. O da büyüdüğünde bu anı odasına gelerek amcasının nasıl bir kahraman olduğunu görür" sözlerine yer verdi. "Telefonla konuştuk, 2 saat sonra şehit oldu" Oğluyla yaptığı son telefon konuşmasından 2 saat sonra oğlunun şehit düştüğünü söyleyen anne Akdoğan, "Acısı çok büyük, gururu da büyük. Her zaman gurur duydum iki oğlumdan da. Ali Suriye’deydi şehit olduğunda ama bilmiyordum. Ben tedirgin olmayayım diye Kars’ta olduğunu söyledi. Ben yanına gitmek için Kars’a gelmek istediğimi söylediğimde gelmememi söyledi. Son telefon konuşmamızdan 2 saat sonra şehit oldu. Bugün 2 bin 228 gün oldu Ali şehit olalı. Yani 6 yıl 3 ay 8 gün oldu. Her gün sayıyorum. Bıkmadan, usanmadan ve gururla da her gün yanına gidiyorum Kadifekale Şehitliğine... Çok şükür metanetliyim. Eşim ve oğlum sürekli en büyük destekçilerim. Bu odada sürekli Kur’an-ı Kerim okunuyor. Gelen arkadaşlardan da Allah razı olsun. Hep inançlı insanlarımız buraya gelip ziyaret etmek istiyorlar; odasını görmek istiyorlar. Onlar da büyük tabi moral oluyor. Herkes saygı duyuyor şehit ailesi diye bize ve biz de saygı duyuyoruz. Çok teşekkür ediyorum herkese, gelen öğrencilere. Rabbim herkesin evladını bağışlasın" dedi. "Allah devletimize, milletimize zeval vermesin; hayat cesurları sever" Oğlunun her zaman söylediği ’Hayat cesurları sever’ sözünü de dilinden düşürmeyen Fatma Akdoğan, "Oğlumun yokluğu 7’inci seneye girdi. Biz iman gücümüzle, Kur’an, bayrak ve vatan sevgimizle ayakta dururuz. En büyük gururumuz şehitlerimizin mertebeleri. Ömür boyu gurur duymaya devam edeceğiz. Allah devletimize, milletimize, askerimize zeval vermesin. Ali ’Hayat cesurları sever’ derdi. Çünkü Ali’de hiç korku yok. Ne bir korku ne bir çekinme... Biz şehitlerimizle hep gurur duyuyoruz. Gazilerimizle de öyle. Rabbim düşmanlara fırsat vermesin. Terör destekçilerini, terör belasını Allah ’Kahhar’ adıyla kahretsin. Ali’nin anı odası herkese açık, herkes buraya gelip ziyaret edebilir" açıklamasında bulundu.