GÜNDEM - 15 Temmuz 2017 Cumartesi 14:04

15 Temmuz gazileri bir sene sonra aynı yerde buluştular

A
A
A
15 Temmuz gazileri bir sene sonra aynı yerde buluştular

15 Temmuz hain darbe girişimi gecesinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde darbeci hainlere karşı direnirken vurulan gaziler bir yıl sonra aynı noktada bir araya geldi.

15 Temmuz’da darbe yapmaya kalkışan FETÖ’cü hainlere karşı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde canları pahasına direnirken darbeci hainler tarafından vurulan gaziler, bir sene sonra gazi oldukları noktada yeniden bir araya geldi. Duygu dolu anlar yaşayan ve o gece yaşadıklarını tekrar hatırlayan gazilerin, “Allah bir daha böyle bir gece yaşatmasın” dediler.

15 Temmuz gecesi İBB binası önünde vurularak gazi olan Ayla Aşkın, “Hainlerle direkt diyalog yaşadım. Onlara, “Sizin ne işiniz var burada? Askerin yeri kışladır” dedim. Bunu deyince onlar çok kızıyorlarmış bu kelimeye ve arkamı dönmeye kalmadan vurulduğumu hissettim. Direkt üstümüze sıktılar. Sağ kalça ve sol kolumdan vuruldum. Çok badireler atlattık ama vatanımı böyle görünce çok duygulanıyorum. Yani verdiğimiz mücadeleye değmiş diyorum. Bunun için çok mutluyum. Yoksa buraya her geldiğimde çok üzülüyorum” diye konuştu.

Güneydoğu’da PKK’ya karşı verilen mücadele gazi olan Ekrem Tutuş, “Beni bir yüzbaşı vurdu. Ona, “Komutanım bu size yakışmıyor” dedim o da" ben kendime yakıştırıyorum, cehennem olun evinize gidin.Gitmezseniz hepinizi vururum" dedi. Ben de "biz halkız siz askersiniz, biz biriz deyince", "hayır; siz ve biz bir değiliz cehennem olun evinize gidin" dedi ve ateş etti. Daha sonra gözümü hastanede açtım. Ben Güneydoğu'da da gazi olmuştum. 15 Temmuz'da gazi oldum. Vatana canım feda” dedi.

Gazi olmanın kendisi için bir şeref olduğunu belirten 15 Temmuz Gazisi Arif Kılınç, “Vatan uğruna yapılan her şey bizim için bir şereftir. O gece, bizi düşmandan muhafaza etmekle görevli olan ekserlerin bize ateş etmesi bizi büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Ama çok şükür hak, adalet galip oldu” dedi.

Sabahattin Çelik isimli gazi ise, “Bizim vergilerimizle bizi vuran insanların bir an önce yargılanıp idam edilmesini istiyoruz. Bunlar bizim devletimizden isteklerimiz. Bir an önce bunu istiyoruz. Ve şunu bütün dünya bilsin. FETÖ terör örgütü de şunu bilsin; bir daha böyle bir şeye kalkışırlarsa bunu hesabını 15 Temmuz gazilerine verecekler” ifadelerini kullandı.

Kendisinin de İBB binasının önünde vurularak gazi olduğunu söyleyen Bedri Azbay, “Sayın Cumhurbaşkanımızın çağrısı üzerine ben de sokağa çıktım. İyi ki çıktık. İyi ki burada bulunduk. İyi ki 15 Temmuz oldu. En azından içimizdeki hainler temizlenmiş diyelim” diye konuştu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı üzerine sokağa çıktığını söyleyen 15 Temmuz gazisi Metin Kaba, “Allah razı olsun ki ondan çağrı yaptı. Yoksa memleketimizi kaybedebilirdik. Şerefsizler her yeri sarmıştı. Ben çok duygulanıyorum. Buraya geldiğim zaman kendimi kaybediyorum. Ben de burada vuruldum. Gazilik bize nasip oldu. Keşke şehit olsaydık diyorum” dedi.

İsmail Eker İsimli genç gazi ise “İBB binasının olduğu alanda vücuduna 3 kurşun ve 5 şarapnel parçasının isabet ettiğini belirterek, “Kalçama 3 tane G3 kurşunu ve 5 tane şarapnel parçası isabet etti. Bir yandan mutluyum bir yandan hüzünlüyüm. Vatan hainlerini tanımış olduk. 15 Temmuzun hala tazeliğini koruyor. Unutmadık, unutturmayacağız” ifadelerini kullandı.

Aynı zamanda kendisinin milli güreşçi olduğunu da söyleyen Eker, “Avrupa’da 3’üncü oldum. İnşallah hedefim Avrupa Dünya Şampiyonası. Bu sene iyi çalışıp, iyi gayret edip, Avrupa Dünya Şampiyonasında bayrağımız dalgalandıracağım, inşallah” dedi.

Olayı ilk olarak televizyon ekranından duyduğunu söyleyen Ufuk Albayrak ise “Hiçbir şey düşünmeden sokağa çıktım. Burada çok büyük bir katliam vardı. Burada silah sesleri hiç susmadı. Karşımızdaki Şehzadebaşı Camii’nden de sela sesleri hiç susmadı. Bu zaten bir haçlıyla hilalin savaşıydı. Hilal kazandı bu savaşı. Yani biz Türkler kazandık” şeklinde konuştu. 

Mehmet Altunışık - Emrah Kuş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Aile ve Gençlik Fonu’na 6 binden fazla başvuru yapıldı Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu’na bugün itibarıyla 6 bin 299 çiftin başvurduğunu belirterek, “Değerlendirmesi yapılan ve olumlu sonuçlanan çiftleri bu hafta evlilik öncesi eğitimlere aldık” dedi. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, Dinar ve Sandıklı ilçelerini ziyaret etti. Vatandaşlarla bir araya gelen, esnafı ziyaret eden Göktaş’a halk yoğun ilgi gösterdi. Sandıklı ilçesinde seralara da giden burada çalışan kadınlarla bir araya geldi. Ziyaretinin ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Göktaş, Aile ve Gençlik Fonu başvurularına ilişkin, “Bugün itibarıyla 6 bin 299 çiftimiz fondan yararlanabilmek için başvuruda bulundu” yanıtını verdi. Başvuruların titizlikle değerlendirildiğini aktaran Göktaş, “Şu ana kadar en çok başvuruyu Hatay’dan aldık. Değerlendirmesi yapılan ve olumlu sonuçlanan çiftleri bu hafta evlilik öncesi eğitimlere aldık. Resmi nikahın ardından da krediler hesaplarına yatmaya başlayacak” diye konuştu. Projenin öncelikli olarak deprem bölgesinde pilot olarak uygulanmaya başladığını hatırlatan Göktaş, “Depremden etkilenen gençlerimize öncelik veriyoruz. Pilot bölge Adıyaman, Gaziantep’in İslahiye ve Nurdağı ilçeleri ile Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya olarak belirlenmişti. Fonu deprem bölgesinin ardından Türkiye geneline yaygınlaştırmayı hedefliyoruz. Ülkemizin gençleri her şeyin en iyisini hak ediyor” ifadelerini kullandı. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına yönelik 8 bin personel alımıyla ilgili takvime yönelik soru üzerine Bakan Göktaş, şunları kaydetti: “Başvuru süreci tamamlandı. Bakanlık tarihimizdeki tek seferde en büyük personel alımını yapıyoruz. Nisan ayı içerisinde atamaları gerçekleştireceğiz. Değişen ihtiyaçlara göre hizmetlerimizin niteliği ve kalitesi her geçen gün artıyor. Yeni mesai arkadaşlarımızla milletimize en iyi hizmeti sunmak için çalışmaya devam edeceğiz.”
Samsun Samsun için büyük hedef: 5 milyon turist İYİ Parti Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İmren Nilay Tüfekci, Samsun’u turizm şehri yapacak mega projelerini açıklayarak, “Hedefimiz 5 milyon turist” dedi. Tüfekci’nin Visit Samsun, Masal Park ve Savarona Adası projeleri turizm gelirlerine katkı sağlarken, Samsun’u Ege ve Akdeniz şehirleri ile yarıştıracak. Samsun’da yaptığı seçim kampanyası ve projeleri ile Türkiye’nin dikkatini çeken İmren Nilay Tüfekci, şehri cazibe merkezi yapacak bazı mega projelerini anlattı. “3 ana proje ile Samsun’u lokomotif şehir yapacağız” Samsun’un turizm vitrininin doğru oluşturulmadığına dikkat çeken Samsun Büyükşehir Belediye Başkan Adayı İmren Nilay Tüfekci, büyükşehir için hazırladığı 3 imza proje ile kent turizmini ayağa kaldırmayı planlıyor. Tüfekci’nin Visit Samsun, Masal Park ve Savarona Adası projeleri turizmde Samsun’u Ege ve Akdeniz şehirleri ile yarıştıracak. Samsun’un Karadeniz’in en büyük, Türkiye’nin ise 16. büyük şehri olduğunu belirten İmren Nilay Tüfekci, Samsun’un yeni nesil turizm projeleri sayesinde Karadeniz’in de yıldızının parlayacağını söyledi. Yılda 5 milyon turist, 500 milyon dolar gelir Nilay Tüfekci, “Samsun, ülkemize gelen yaklaşık 50 milyon yabancı turistin yalnızca çok küçük bir rakamı olan, 100 bin turisti çekmektedir. Samsun’a yerli yabancı yılda ortalama 600 bin turist gelmektedir. Ortalama geceleme sayısı 1,4 gündür. Yapacağımız turizm yatırımları ile yılda 5 milyon turist ve 4 gün geceleme sayısına ulaşmayı hedefliyoruz. Her bir turistin günlük 100 dolar harcadığı kabul edildiğinde; yılda 500 milyon dolar turizmden gelir elde edeceğiz” diye konuştu. Samsun’un geliri artacak Vatandaşların sorun yaşadığı her konuda projelerin hassasiyetle hazırlandığını belirten İmren Nilay Tüfekci, kalkınan bir Samsun için turizm ve ihracat gelirlerini artırmanın şart olduğunu söyledi. Geleceğin Samsun’unu bir cazibe merkezi olarak konumladığını belirten İmren Nilay Tüfekci, turizmde 3 ayrı proje ile şehrin rekabet gücünü önce ulusal, ardından uluslararası alanda artıracağını ifade etti. 5 milyon turist ve döviz girdisi Tüfekci’nin 5 milyon turisti hedeflediği Visit Samsun projesi, kentin kanyonlar, deltalar, sahilleri, şelaleleri gibi her ilçesinde yer alan turizme elverişli doğal güzelliklerinin cazibe alanı haline getirilerek teşvik edilmesini öngörüyor. Tüfekci, “Bu bölgelerin bazılarında sosyal tesis var ama içinde lavabo bile bulunmuyor. Bizim başkanlığımızda yatırımcıları doğal güzelliklerin bulunduğu alanlara teşvik edecek adımları atacağız ve restoranı, aktivite alanları, kafeleri ile turistlerin keyifli ve kaliteli zaman geçireceği ortamı oluşturacağız” dedi. Gastronomi, deniz turizmi, kaplıca, rafting, yayla, kış turizmi, kuş izlemi, yaz turizmi konularında işletmelerin geliştirilmesi ve gerekli yerlere tesis inşası için teşvik edici olacaklarını anlatan İmren Nilay Tüfekci, ayrıca Masal Park projesi ile de 300 bin ziyaretçinin çekilebileceğini ifade etti. Tüfekci "Masal Park ile sadece turizme değil, burada kullanılacak 55 milyon kesme çiçeğin üretimi sayesinde çiftçimize de çok büyük katkı sağlayacak. Masal Park Samsun’un toparlanması ve üzerinden ölü toprağını atması için çok büyük öneme sahip” diye konuştu. Masal Park Projesi Yaklaşık 130 bin metrekare alan üzerinde kurulacak Masal Park, Dubai’de gerçekleştirilen Miracle Park projesinden esinleniyor. Bu projenin 6 yıl gibi kısa bir zamanda kendi maliyetini çıkaracağı hesaplanıyor. 20 bin metrekarelik Savarona Adası Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Savarona Yatı’nın isminden ilham alınarak projelendirilen Savarona Adası da Tüfekci’nin imza projelerinden biri. Samsun’un ilk turistik adası Savarona yaklaşık 20 bin metrekarelik bir alanı doldurarak yapılacak. Üzerinde kule, kafe, restoran, hediyelik eşyaların satıldığı stantlar olacak. “Şehrimizin kaynaklarını çok doğru şekilde kullanırsak bunların hepsine yetecek maddiyat var. İstanbul’daki, Ankara’daki bağlantılarımızla da bunları destekleyeceğiz” diyen İmren Nilay Tüfekci, Samsun’un turizmden aldığı payın yüzde 1 seviyesinde kalmasının üzücü olduğuna dikkat çekti.
İzmir "Ölü Kadınların Şarkısı": Sahne Tozu Tiyatrosu’ndan duygusal bir prömiyer Sahne Tozu Tiyatrosu’nun sahnelediği ve Haluk Işık’ın yönettiği "Ölü Kadınların Şarkısı" adlı oyun, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde seyirciyle buluştu. Sahne Tozu Tiyatrosu oyuncularının ustalıkla canlandırdığı bu oyun, seyircileri derinden etkileyen bir performans sergiledi. Dünya Tiyatro Günü prömiyer ile kutlandı "Dünya Tiyatro Günü’nde gerçekleştirilen prömiyer gösterimi büyük ilgi gördü. Oyunun teması ve sahnedeki performanslar, izleyicilerin duygusal anlar yaşamasını sağladı. Haluk Işık’ın yönetmenliğindeki bu özel oyun, seyirciler arasında büyük bir coşku oluşturdu. Seyirci oyun sonunda dakikalarca ayakta alkışladı. Sahne Tozu Tiyatrosu’nun deneyimli oyuncuları, rollerini ustalıkla canlandırarak seyircilere unutulmaz anlar yaşattı. “Ölü Kadınların Şarkısı", Sahne Tozu Tiyatrosu’nun başarılı prömiyerlerinden biri olarak hafızalara kazındı. Duygusal derinliği ve etkileyici sahne performanslarıyla izleyicilerin beğenisini kazandı. Oyun sonunda yardımcı yönetmen Banu Kezel, Dünya Tiyatro Günü’nde sahnede olmanın mutluluğunu paylaşarak sahneye oyunun yönetmeni Haluk Işık’ı davet etti. Haluk Işık, Dünya Tiyatro Günü’nü kutlayarak, Sahne Tozu Tiyatrosu’na teşekkürlerini iletti. Konuşmaların ardından sahneye Sahne Tozu Tiyatrosu Genel Sanat Yönetmeni Çağlar İşgören davet edildi. Haluk Işık’a teşekkür eden İşgören, Dünya Tiyatro Günü’nde prömiyer yapmanın sevincini paylaştı. Çağlar İşgören, Haluk Işık’ın doğum günü olduğunu paylaşarak seyirciler eşliğinde sürpriz kutlama gerçekleştirdi. Bosna-Hersek iç savaşını konu alıyor Eve Ensler’in “Zorunlu Hedefler” adlı eserinden yola çıkılarak kurgulanan, yorumlanan ve sahnelenen oyun, yakın dönemin en yakıcı olaylarından biri olan Bosna-Hersek iç savaşını konu edinmektedir. Savaşın akıl almaz travmalarını yaşayan ve Balkan dağlarının kuytuluklarında unutulmuş bir klinikte, onulmaz yaralarıyla baş başa bırakılan kadınların yaşamına, Birleşmiş Milletler tarafından gönderilen bir doktor ile asistanı katılır. Altı kadının yaşadıklarıyla ve sonrasına dair çok bilinmezli arayışlarıyla örülen oyun, savaş denen vahşeti en acımasız yüzüyle sergilemekte, izleyicisini bu dramın parçasına dönüştürmektedir. Geçmişte ve yine aynı yazarın-yönetmenin yorumuyla sahnelenmiş ve ödüllendirilmiş “Ölü Kadınların Şarkısı” tüm ezberinizi bozacak, size barışın sonsuz erdemini hatırlatacaktır. Umudu var etmenin yolu, gerçeği görmekle başlar. Bu oyunu asla unutamayacaksınız.