ASAYİŞ - 20 Kasım 2014 Perşembe 21:18

16 yaşındaki sürücünün yargılanmasına başlandı

A
A
A
16 yaşındaki sürücünün yargılanmasına başlandı

Mersin'de Üniversite (MEÜ) öğrencisi Mehmet Deniz Sınar'a otomobille çarparak ölümüne yol açmak suçlamasıyla tutuklanan 16 yaşındaki sürücünün yargılanmasına başlandı.

Mersin 5. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın ilk duruşmasında, kazadan sonra tedavi gördüğü hastanede hayatını kaybeden 22 yaşındaki Mehmet Deniz Sınar'ın yakınları ve tarafların avukatları hazır bulundu. Sanık D.A ise İzmir Çocuk ve Gençlik Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndan Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemiyle (SEGBİS) duruşmaya katıldı. D.A savunmasında, kaza günü kına evinde bulunduğunu ve halasını eve bırakmak için babasından izinsiz arabasını aldığını belirtti. Dönüş yolunda kazanın meydana geldiğini belirten D.A, "Ortalama 40 ila 50 kilometre hızla gidiyordum. Bana yeşil ışık yanmıştı. Yeşilde geçtikten sonra bir anda yayayla karşılaştım. Çarpar çarpmaz fren yaptım, aslında aracın hızı fazla değildi, maktulü de aracın altında sürüklemedim" ifadelerini kullandı. Kazadan sonra şok geçirdiğini söyleyen Sanık, "Aracın otomatik vites olması nedeniyle frenden ayağımı kaldırınca araç hareket etmeye başladı. Sonra kendimi toparladım ve arabayı park ettim. Babamın araçla ayrıldığımdan haberi yoktu. Benim ehliyetim yok. Olay nedeniyle üzgünüm, ailesinden özür diliyorum. Olay nedeniyle maddi ve manevi elimizden geleni yapacağız" dedi.

D.A, 'babasının anahtarı bilerek verdiği' ve 'başka bir araçla yarıştığı' iddialarını ise reddetti.
Anne Muazzez Sınar da duruşmadaki konuşmasında sanığın, olay sırasında kendilerini telefonla arayıp oyaladığını iddia ederek, "Sanık bana oğlumun yaralandığını söyledi. Kazadan sonra da 18 gün ortalıkta görünmedi. Oğlum, ailemin tek erkek evladıydı. Daha önce de babasını kaybettim. Oğlum hastanede yaşam mücadelesi vermesine rağmen sanık ve yakınları bize destek olmadı. Kendisi 40 ila 50 kilometrede gittiğini söylüyor, benim çocuğumun vücudunda çok sayıda kırıklar vardı. Kazanın o hızda olması mümkün değil. Davaya katılmak istiyorum, adalete güveniyorum" şeklinde konuştu.

Abla Derya Sınar ise sanık D.A'nın telefonda 'sarhoş' gibi konuştuğunu, kazanın ardından da şikayetçi olmamaları için sanığın ailesinin şikayetçi olmamaları için 40 bin lira para teklif ettiklerini ileri sürdü.
Kaza sırasında Deniz Sınar'ın yanında bulunan arkadaşı Oğuz Kalender, salona çağrılarak tanık olarak dinlendi. Yaya yolundayken yeşil ışık yanınca karşıya geçmek için hareketlendiklerini ifade eden Kalender, "Yolun ortasına geldiğimizde aracı fark ettim, çok hızlı bir şekilde üzerimize geliyordu. Ben ani bir refleksle kendimi ileriye doğru attım ama araç, Deniz'e çarptı. Çarpmanın etkisiyle Deniz yaklaşık 50 metre sürüklendi. Ben arkadaşımın yanına gittiğimde sanık olay yerinden ayrılmaya çalışıyordu ancak oradakiler engel oldu. Sanık herhangi bir şekilde Deniz'e müdahale etmedi, kaldı ki olay yerine gelen sağlık görevlileri bile bir kısım organlar dışarı çıktığı için müdahale etmekten çekinmişti" diye konuştu.

Tanıklardan Muhammet Serdar Özörnek ise aracıyla giderken kazaya şahit olduğunu, sürücünün kırmızı ışıkta geçtiğini gördüğünü ve ortalama hızının 100 kilometre olduğunu savundu.
Tanık olarak dinlenen Mahmut Dağ da kaza sırasında kendi tezgahında oturduğunu belirterek, "Bir aracın diğer araçlardan önce, lastiklerinden ses çıkararak hareket ettiğini gördüm. Çıkan ses egzoz sesine benzer değişik bir seti. Daha sonra aracın birine çarptığını fark ettim.

Ancak fren nedeniyle asfalttan çıkan bir ses duymadım. Şahıs önce durdu, sonra devam etmek istedi ancak ben aracın önüne geçerek kendisini durdurdum. Daha sonra da araçtan indirerek eşime teslim ettim. Daha sonra sanığın yakınları olay yerine geldi. Polis henüz gelmemişti. Yanlarında gelen 35 yaşlarında birini direksiyona oturttular. Aracı kullanan kişinin o olduğunu söyleyeceklerdi. Ancak biz durumu anlatınca yapamadılar. Polis gelmeden önce de çocuğa başka bir tişört giydirdiler. Daha sonra olay yerine gelen şahsın babası bize, polislerin duymayacağı şekilde 'çocuk çok heves etti ben de arabayı verdim' dedi" ifadelerini kullandı.
Tanıkların dinlenmesinin ardından mahkeme heyeti, sanık D.A'nın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı 15 Ocak 2014'e erteledi. 

KORAY ÜNLÜ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Niğde Niğ-Bor Kültür Sanat Festivali’nin 4’üncüsü düzenlenecek Niğde’nin Bor ilçesine bağlı Kemerhisar ve Bahçeli beldelerinde Uluslararası Sanat Festivali gerçekleştirilecek. Niğde’yi tanıtmak için Halibas Art tarafından geleneksel hale getirilen Uluslararası Niğ-Bor Kültür Sanat Festivali’nin bu yıl 4.’sü gerçekleştirilecek. Niğde Valiliği, Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi, Kemerhisar ve Bahçeli Beldesi katkılarıyla 22 -28 Nisan tarihleri arasında yapılacak olan festivale 15 ülkeden 50’yi aşkın sanatçı katılacak. Amaçlarının sanatın, tüm engelleri yıkacağını ve insanların hayatının bir parçası olduğunu göstermek olduğunu söyleyen etkinliğin organizatörü Serkan Haliloğulları , hayatın bir parçası olan sanatı kitlelere ulaştırmak, toplumdaki sanat bilincini yükseltmek ve kentimizi tanıtmak istediklerini ifade etti. Haliloğulları, "Bor Rum Kilisesi’nde 22 Nisan’da bir açılışımız olacak. O açılışımızdan sonra 23 Nisan’da Kemerhisar’da çocuklarla ve sanatçılarımızla beraber 23 Nisan kutlamaları gerçekleşecek. Aynı gün Roma Havuzu’nda bir etkinliğimiz olacak. 24 Nisan’da engelli çocuklarla beraber engelsiz sanatı tanıtma amaçlı programımız olacak. 25 Nisan günü ise Perşembe Güzel Sanatlar Lisesi ile etkinliğimiz olacak. 26-27 Nisan’da Kemerhisar’da ve Bahçeli’de etkinliğimize edeceğiz, 28 Nisan günü ise Niğde İl Kültür Merkezi’nde kapanış programı yapacağız. Amacımız burada farklı kültürleri bir araya getirmek, kaynaşmayı sağlamak. 15 ülkeden yaklaşık yüz civarı bir sanatçı topluluğuyla beraber sanatın her dalında etkinlikler yapacağız" şeklinde konuştu.
Kayseri Tokat depreminde Kayseri’deki evde hasar iddiası Kayseri’de yaşayan 5 çocuk babası Ferdi Yakupoğlu, Tokat’ta meydana gelen 5.6 büyüklüğündeki deprem sonrası evinin hasar gördüğünü iddia ederek, yetkililerden yardım istedi. AFAD’dan alınan bilgiye göre, saat 18.11’de merkez üssü Tokat’ın Sulusaray ilçesinde 5.6 büyüklüğünde deprem kaydedildi. Yerin 5.9 kilometre derinliğinde meydana gelen deprem Kayseri’den de hissedildi. İddiaya göre, Kayseri’nin Kocasinan ilçesine bağlı Mevlana Mahallesi Havuzbaşı Sokak’ta bulunan 3 katlı bir ikamette de hasra meydana geldi. Tokat Sulusaray merkezli depremde evinin duvarlarında ve kolonlarında çatlak meydana geldiğini söyleyen Yakupoğlu, “Bugünkü depremde benim evim bu hale geldi. Yetkililerden gelip, evimize bakmalarını istiyoruz. En azından riskli olup, olmadığımızı bilmek istiyoruz. Çocuklarımla birlikte korku içerisindeyiz. Ben maddi olarak bir yardım da talep etmiyorum. Sadece risk altında olup, olmadığımızın cevabını bize versinler. Rahatlık içerisinde evimizde oturalım. Ben marketteydim. Eşim ve çocuklarım beni aradılar. ‘Baba deprem oldu’ dediler. Benim büyük kızım, telefonunu almak için eve girdiğinde evin bu hale geldiğini söyleyerek, fotoğraf attılar. Biz evimizde korku içerisinde oturuyoruz. Yetkililerden biz herhangi bir maddi yardım talep etmiyoruz. Sadece gelip, evimize bakarak riskli olup, olmadığına bakmalarını istiyoruz. Başka herhangi bir isteğimiz yok” ifadelerini kullandı.
Samsun Vezirköprü’de gece yarısı kırmızı karınca operasyonu: Zararlı böcekleri yiyecek Samsun’un Vezirköprü ilçesinde gece vakti doğaya kırmızı karınca salındı. Karıncalar orman zararlısı böcekleri yiyerek ekolojik dengenin bozulmamasını sağlayacak. Vezirköprü Orman İşletme Müdürlüğü ekipleri, gece saat 02.00’de Orman İşletme Müdürlüğünden hareket ederek Çorakdere mevkisinde daha önce tespit edilen karınca yuvalarına ulaştı. Özel kıyafetli görevliler tarafından teknik kurallara uygun bir şekilde karınca yuvasındaki karıncalar daha önce oluşturulan 3 adet özel sandıklara yerleştirildi. Araçlarla daha önceden hazırlanmış olan yeni yuvaların olduğu Narlısaray İşletme Şefliği Kızılcapelit mevkine götürülen kırmızı orman karıncaları belirlenmiş olan yeni yuvaya kraliçe karıncalarla birlikte tekniğine uygun olarak yerleştirildi. Yuvalara karıncaların beslenmesi için toz şeker döküldü. Ekolojik dengenin bozulmaması için doğal yollarla zararlı böceklere karşı yapılan biyolojik mücadele amacıyla orman zararlısı böceklerin olduğu bölgeye kırmızı orman karıncalarının nakili yaklaşık 3 saat sürdü. Vezirköprü Orman İşletme Müdürü Mecit Koçak, transferin gece yapılması gerektiğini belirterek, “Kırmızı karıncaları yaklaşık 80-100 metre çapında bir alanda ormanlara zarar veren böcekleri yiyerek biyolojik mücadeleye katkıda bulunurlar. Amacımız mevcut karınca yuvasının bir kısmını taşıyıp, karınca yuvasının bulunmadığı yeni bir bölgeye naklederek orada bulunan zararlı böceklere karşı biyolojik mücadeleye katkıda bulunmaktır. Nakledilen ana kırmızı karınca yuvasının geride kalan kısmında bulunan karıncaların da oradaki faaliyetlerine devam etmesi için eski haline benzer bir yapıda olacak şekilde düzenlendi ve geride kalan karıncaların beslenmeleri için bu yuvaya da toz şeker döküldü. Ayrıca orman hayvanlarının yuvaya zarar vermemesi içinde yuva tel örgü içine alınarak korunmaya bırakıldı” dedi. Gece yarısı yapılan operasyonuna Vezirköprü Orman İşletme Müdür Yardımcısı Tuncay Patan, Narlısaray İşletme Şefi Dilek Aksoy, Orman Muhafaza Memurları ve özel kıyafetleri ile donatılmış ekipler katıldı.