SAĞLIK - 04 Şubat 2018 Pazar 10:25

2017'de Türkiye'de kansere yakalanan insan sayısı 160 bin

A
A
A
2017'de Türkiye'de kansere yakalanan insan sayısı 160 bin

Prof. Dr. Füsun Tokatlı, ''Dünyada her yıl 17 milyon kişi kansere yakalanmaktadır. Bunların 8 milyonu kanser nedeniyle kaybedilmektedir. ABD'de 2017 yılında kansere yakalanan hasta sayısı 1 milyon 700 bindir.

Türkiye'de ise bu rakam 160 bindir. Erkeklerde, kadınlara göre yüzde 20 daha fazla kanser görülmekte'' dedi.4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle Beylikdüzü Belediyesi ve Medicana International İstanbul Hastanesi işbirliğinde düzenlenen etkinlikte, Beylikdüzü’nün önde gelen isimleri ve onkoloji konseyi bir araya geldi düzenlendi. Etkinliğe Beylikdüzü Kaymakamı Mehmet Okur, Beylikdüzü Belediyesi Başkan Vekili Ömer Şatır, Medicana International İstanbul Hastanesi yöneticileri akademisyenler, doktorlar, yerel siyasetçiler, STK temsilcileri ve çok sayıda davetli katıldı. Etkinlikte kanserin nedenleri, tedavi yöntemleri, en ç ok görülen kanser tipleri ve farkındalık konuları konuşuldu. Etkinlik sonrası onkoloji bölümünde tedavi gören hastalar ziyaret edilerek moral verildi ve hediyeler dağıtıldı. Ziyaretin ardından her biri farklı kanseri temsil eden renkli balonlar havaya uçurularak kansere dikkat çekildi.

4 Şubat Dünya Kanser Günü nedeniyle etkinlik düzenlediklerini belirten Prof. Dr. Füsun Tokatlı, ''Amacımız, insanlarımızda kanser yönünde bir farkındalık oluşturmak. Kanser taraması ve tanısı konusunda hastalarımızı ve insanları bilinçlendirmek''dedi.

''2017'de Türkiye'de kansere yakalanan insan sayısı 160 bin''

Dünyada her yıl 17 milyon kişinin kansere yakalandığının bilgisini veren Prof. Dr. Tokatlı, ''Bunların 8 milyonu kanser nedeniyle kaybedilmektedir. ABD'de 2017 yılında kansere yakalanan hasta sayısı 1 milyon 700 bindir. Türkiye'de ise bu rakam 160 bindir. Erkeklerde, kadınlara göre yüzde 20 daha fazla kanser görülmekte. Ayrıca erkeklerde en sık gördüğümüz kanser türleri; akciğer, prostat, kalın barsak, mesane ve midedir. Kadınlarda ise meme, tiroit kanseri, rahim kanseri, kolon ve akciğer kanseridir. Kadınlarda akciğer kanserine yakalama ve ölüm oranları artmaktadır. Çünkü kadınlar daha fazla sigara tüketmeye başlamıştır. Halbuki erkeklerde akciğer kanserinde ölüm oranların azalmaktadır. Çocuklarda en sık gördüğümüz kanser ise lösemidir. Arkasından beyin tümörü ve lenf bezi kanseri gelmektedir'' şeklinde konuştu.

''6 bin kadar kanserin obezite nedeniyle ortaya çıktığı gösterilmiştir''

Tarama programlarına katılmanın kanserden korunmak için en önemli etkinliklerden biri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tokatlı, ''Kanserden korunma özellikle halkımızı bilinçlendirme yönünde olur. Kansere sebep olan etkenleri bilmek önemlidir. Tütün ve tütün mamullerinin azaltılması ya da yasaklanması gerekmektedir. Obezite ile savaş çok önemli. Çünkü 6 bin kadar kanserin obezite nedeniyle ortaya çıktığı gösterilmiştir. Demek ki obezite ile savaş ikinci planda geliyor. Fizik egzersizlerin arttırılması, teşvik edilmesi ve halkımızın tarama programlarına katılımı arttırılması gerekir. Kanserde erken tanı çok önemlidir. Bunu sağlayan tarama programlarıdır. Tarama programları Sağlık Bakanlığı tarafından Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezleri (KETEM), Toplum Sağlığı Merkezleri ve Aile Sağlığı Merkezleri tarafından yürütülmektedir. Tedaviler, erken tanı yapılınca oldukça kolaydır ve kişini hayatını kurtarır'' diye konuştu.

''Meme, kolon ve prostat kanseri gibi kanserlerde cerrahi ön plandadır''

Kanserde tedavi konusuna değinen Prof. Dr. Tokatlı, ''Meme, kolon ve prostat kanseri gibi kanserlerde cerrahi ön plandadır. Cerrahi yapılamayan hastalarda radyoterapi, kemoterapi ve hormon tedavileri ülkemizde ve hastanemizde yapılmaktadır. Kolon kanserlerinde ve meme kanserinde ameliyat önem arz eder. Özellikte erken tanıda kadınlarımızın 3'de 2'sinin memesi korunabilmektedir. Yani memenin tümü değil, bir kısmı alınmakta ve böylece hastalarımız memeleri ile hayatını idame edebilmektedir. Enken evrede prostat kanserinde radyoterapi, cerrahiye eş değerdir. O yüzden illaki cerrahi olması gerekmez. Radyoterapi ile de kür sağlanabilmekte'' ifadelerini kullandı.

Prof. Dr. Tokatlı sözlerini şöyle sonlandırdı: 

''Halkımızın kanser konusunda farkındalığını arttırmak için kamu spotları çok önemli. İkinci olarak tarama programlarının yaygınlaşması, Aile Sağlık Merkezlerinin bu konuda halkımızı bilinçlendirmesi çok önemli. Halkımızın bilinçlenip kendi vücudunda oluşacak herhangi farklı bir şikayeti mutlaka aksatmadan doktora giderek takibini yaptırması gereklidir''.

Etkinlikte konuşan Kaymakam Mehmet Okur, ''Yaşadığımız dünyada gelişmiş teknoloji ile hayatımızı kolaylaştırsak da maalesef önemli olumsuz etkenleri beraberinde getiriyor. Stres, kullandığımız telefonlar ve bilgisayarlar gibi teknolojik unsurlar hayatımıza olumsuz etkenlerdir. Bunların yanında insanların gözünün aç olmasından kaynaklanan aşırı kazanç hırsı da var. Bunlar maalesef dünyayı yaşanamaz hale getiriyor. Yediğimiz ürünlerin genetik yapısının değiştirilmesi olumsuzlardan bir tanesi. Burada da toplumsal duyarlılığın oluşmasının gerektiğini düşünüyorum. İnsanlar beslenmesine çok dikkat etmelidir. Burada görev bizlere ve ailelere düşüyor'' dedi.

Etkinlikte konuşan bir diğer isim Başkan Vekili Ömer Şatır ise, ''Sağlık önemli ve bu konuda farkındalık oluşturmak çok önemli. Siyasetimiz ne olursa olsun, ırkımız ve dinimiz ne olursa olsun önemli değil. Kanser ve diğer hastalıklar için hepsini bir kenara bırakıp birlikteliğimizi sağlamamız gerekir. Dünyada sağlığı bozacak etkenler çoğaldı. Bu etkenlere karşı koyabilecek birlikteliği sağlayabilmek adına buradayız''dedi. 

Adem Gürer - Murat Ergin
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Türkiye’de yapay zeka lisesi kurulma yolunda ilk adım atıldı İstanbul İl Milli Eğitim Müdürlüğü ve Teknopark İstanbul iş birliğiyle “Yapay Zeka Lisesi kurulum ve içerik geliştirme çalıştayı” gerçekleştirdi. Teknopark İstanbul’da Türkiye’nin geleceğine yön verecek önemli bir adım olan ilk “yapay zeka lisesinin oluşum sürecini şekillendireceği ifade edilen “Yapay Zekâ Lisesi Kurulum ve İçerik Geliştirme Çalıştayı” gerçekleştirildi. Programda konuşan İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin aydın, yapay zekâ, çağın en hızlı gelişen ve dönüşen alanlarından biri olarak, eğitim ve genç nesiller için kritik bir öneme sahip, bu bağlamda, Yapay Zekâ Lisesi kurma hedefimiz, genç beyinlerin bu alanda nitelikli bir eğitim almasını sağlayarak, Türkiye’nin küresel arenada rekabet gücünü artırmayı amaçladıklarını belirtti. Teknolojinin hızla ilerlediği bir çağda, yapay zeka bilgi ve becerisi, sadece bireylerin değil, aynı zamanda ulusların ve toplumların geleceğini şekillendirdiğini ifade eden Aydın, Yapay Zeka Lisesi, genç yeteneklere bu alanda eğitim sağlayarak, onları geleceğin liderleri, yenilikçileri ve girişimcileri olarak yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Çalıştayda yapay zeka eğitim ve öğretim konularında uzman isimler bir araya gelerek fikir alışverişinde bulunacağı ve stratejik adımların belirleneceği bir ortam oluşturmayı hedeflediklerini ifade etti. Teknopark İstanbul’da düzenlenen programa, İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, Teknopark İstanbul yönetim kurulu üyesi Mehmet Akif Özyurt, akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. “Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine gençlerimizi şimdiden hazırlıyoruz” İstanbul Milli Eğitim Müdür yardımcısı Hüseyin Aydın, “Günlük hayatımızın birçok alanında kullanılmaya başlanan yapay zekanın etki alanının her geçen gün arttığına şahit oluyoruz. Bilişimden medyaya, sanayi ve ticaretten eğitime kadar çeşitli alanlarda kullanılmaya başlanan yapay zekanın geleceğin en önemli alanlarından biri olduğunun farkındayız. Yapay Zeka Lisesi ile geleceğin bilimsel ve teknolojik gelişmelerine şimdiden hazırladığımız gençlerimiz için bu alanda nitelikli ve eğitim temelli adım atmayı sağlayarak ülkemizin küresel ölçekte diğer ülkelerle teknoloji ve bilimsel rekabette güçlü bir konuma gelmesi gerekiyor. Sayın Cumhurbaşkanımızın, ilan ettiği Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Dönüşüm vizyonuyla, bakanlığımız eğitim, bilim ve teknolojiyi ulusal hedeflerimize entegre ederek Türkiye’nin eğitimdeki dönüşümüne öncülük etmektir. Bu iki yaklaşım; yani geleneksel değerlerle yenilikçi teknolojilerin benimsenmesi ülkemizin eğitimde kapsamlı bir dönüşüm yaşamasını sağlayacak stratejik bir birlikteliği temsil etmektedir.” dedi. (AZ-
Aydın Aydın inciri için zorlu mesai başladı Dünyanın en kaliteli incirinin yetiştiği ve fiyatı altınla yarışan Aydın’ın sarılop incirinin üretimi için çiftçilerin zorlu mesaisi başladı. Küresel iklim krizi nedeniyle toprağın tavının kaçmaması için adeta zamanla yarışan Aydınlı çiftçileri, aydın dağlarını ilmek ilmek işliyor. Traktör işlemediği için atlarla sürülen arazilerde eli kolu tutan herkes toprağı en iyi şekilde işlemek için çalışıyor. Türkiye’nin en verimli topraklarına sahip illerin başında gelen Aydın’ın incir üretimi yapılan sarp arazilerinde motorlu taşıtlar iş görmediği için halen toprak karasabanla işleniyor. Her türlü teknolojik imkana ve ekonomik güce sahip olmasına rağmen köylüler yamaç olan arazilerini sadece atlarla sürüp işleyebilirken, bir çift at ile çalışanlar aylık 75 bin TL ile 90 bin TL arasında kazanıyor. Çalışan herkese adeta mühendis maaşından fazla ücret ödenen Aydın dağlarında çalışan da çalıştıran da durumdan memnun iken çiftçilerin en büyük sorunu dolgun ücrete rağmen çalışacak kişi bulunmaması. Büyük Menderes Nehri’nin Kuzey ve Güney yamacında bulundan verimli Aydın dağlarında motorlu araçların iş görmemesi nedeniyle halen atlarla toprağı işlemek zorunda olduklarını belirten çiftçi Hayati Kuruş, bu işe hevesli olan kardeşi ile mesai yaptıklarını belirtti. Küresel iklim krizi nedeniyle son yıllarda mevsimlerin değişerek iklim şartlarının kıştan direk yaz mevsimine döndüğü için toprağı işleme süresinin azaldığını belirterek adeta zamanla yarıştıklarını söyledi. Boyundan büyük sabanla toprağı işliyor Son yıllarda incir ve zeytinyağı fiyatlarının adeta altınla yarışması nedeniyle tarım sektöründe çalışmanın daha cazip hale geldiğini belirten ve küçük yaşına rağmen mahareti ile görenleri şaşırtan 14 yaşındaki Tunahan Kuruş, boyundan büyük işi başarıyor. Çocukluğundan beri tarla bahçe işlerinin içinde olduğunu belirten Küçük Tunahan, babasının kendisine hediye ettiği atlarla boyundan büyük sabanı atlara koşup çift sürüyor. Aylık 75-90 Bin TL arasında para kazandığını ve halinden memnun olduğunu belirten Tunahan, görenlerin şaşırdığını söyledi. Kendisinin çift süreceğine inanmadığı için çalışırken izlemeye gelenlerin bile olduğunu belirten Tunahan Kuruş, çalışıp kazanmanın mutluluk verici olduğunu söyledi. Kardeşi ile birlikte dağlarda çift süren 24 yaşındaki Hayati Kuruş ise, mesleği babasından öğrendiğini çok meraklı ve istekli olduğu için kardeşine de öğrettiğini belirterek “Aydın dağlarında üretim yapmak arazi yapısı nedeniyle zor. Yamaç olduğu için traktörün işlemediği bu incir bahçelerini atlarla sürüyoruz. Kardeşim Tunahan, bu işe çok meraklı ve oldukça da becerikli. Israrla kendisine at alınmasını istedi. Bizler gibi O da atlarla çift sürüyor” diye konuştu. (İK-
Ankara RTÜK Başkanı Şahin: “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin, gündüz kuşağında yer alan programları işaret ederek, “Kadına yönelik şiddet, toplumsal şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” dedi. RTÜK tarafından ATO Congresium Kongre ve Sergi Merkezi’nde “Etik İlkeler Rehberi Tanıtım Toplantısı” düzenlendi. Toplantıda, RTÜK tarafından onaylann ve radyo, televizyon, internet ve isteğe bağlı yayın hizmetlerinde dikkat edilmesi gereken “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadeleye İlişkin Etik İlkeler” de paylaşıldı. RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, yaptığı konuşmada medyanın sorunları ve karşılaşılan güçlüklerle nasıl baş edilmesi gerektiği üzerinde çalışıldığını ifade etti. “Şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir” Kadına yönelik şiddete ilişkin gündüz kuşağında yer alan programların etik kurallara uyması gerektiğini belirten Şahin, “Kadına yönelik şiddet, gündüz kuşağı programları ile ilgili hassasiyettir. Bu hassasiyetlerimizin dile getirildiği, her fırsatta konuşulduğu artık aşikardır. Kusura bakmasınlar bu programlar veya bu şekilde devam edenler, üzülerek söylemek istiyorum ki hiç sevmediğimiz müeyyide konuları gündeme gelecektir” diye konuştu. RTÜK’ün karar kıldığı etik ilkeleri de paylaşan Şahin, şöyle konuştu: “Etik ilkelerimizden bahsetmemiz gerekirse; ‘mağduru değil, faili göster’, ‘şiddeti meşrulaştırma’, ‘saygın değil, suçlu o’, ‘cezayı yayınla adaleti göster’, ‘mücadeleyi destekle çocuklara örnek ol’, ‘güçlü kadını anlat, kadını güçlü anlat’ şeklinde etik ilkelerimiz bunlar. “Kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır” Medyada kadına yönelik şiddet ile mücadeleye ilişkin etik ilkelere uyulup uyulmayacağını takip edeceklerini aktaran Şahin, şu ifadelere yer verdi: “Bu kararların uygulanmasında üst kurul uzmanlarımız 7/24 mesai yapacaktır. Bu konuda kararlıyız. Kadına yönelik şiddet görüntüleri ve kadın istismarı medyamızın gündeminden çıkmalıdır. Medyamız bu sorunun çözümüne katkı sağlamalı diye düşünmekteyiz. Kadına yönelik şiddetle topyekün mücadele etmek şarttır. Yaptığınız ve yapacağımız katkılar için şimdiden siz değerli medya mensuplarına teşekkür ediyorum.” Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ise yaptığı konuşmada, Türkiye’de kadına yönelik şiddetin önlenmesi noktasında çok ciddi ilerlemeler kaydedildiğini söyledi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Türkiye’de kadına yönelik şiddete karşı sürekli çalışmalar yürütüldüğünü belirten Bakan Ersoy, “Bunca ilerlemeye, katedilen mesafeye rağmen maalesef bugün halen bu sorunun devam ettiğini görüyoruz. Yargı alanında düzenlemeler yapıldı. Devlet olarak kadına yönelik şiddetle mücadeleyi en temel politikalarımızdan biri haline getirdik. Bu çerçevede kurumlarımız tarafından birçok yasal düzenleme hayata geçirildi” ifadesini kullandı. Bürokrasi, yerel yönetimler, iş dünyası, spor kamuoyu, dernekler ve vakıfların kadına karşı şiddette önemli farkındalık oluşturacak kampanyalar düzenlediğine dikkati çeken Ersoy, “Meselenin psikolojik, sosyolojik, kültürel yanına dikkat çeken çalışmalar yapıldı. Ama hepimizi derinden yaralayan olumsuz haberlerin geldiğini görmeye üzülerek devam ediyoruz” dedi. Kadınların bireysel özgürlüklerinin yanı sıra siyasi ve sosyal alandaki etkilerinin artmış olmasına rağmen karşılaşılan tablonun ne kadar büyük bir sorunla karşı karşıya kalındığını gösterdiğini ifade eden Ersoy, “Sorun ne kadar büyük olursa olsun, bu sorunu çözmek ne kadar karmaşık gibi görünse de biz kadına yönelik şiddetin son bulması için elimizden gelen gayretin daha fazlasını yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu. "En büyük tehlike normalleştirmektir" Kadına şiddet sorununun altını çizen Ersoy, şunları kaydetti: “Kadına yönelik şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz. Televizyon ekranlarında bu sorunla ilgili bir haberle karşılaştığımızda bunu sıradan bir olay olarak görmeyeceğiz. Unutulmamalıdır ki toplumsal yaşamı, insan onurunu, iyi bir yaşamı tehdit eden bir sorun karşısında en büyük tehlike onu normalleştirmektir. Bu soruna alışmaktır. İşte biz bu bakış açısını reddediyoruz. Kadına şiddeti asla normalleştirmeyeceğiz ve buna alışmayacağız. Bu açıdan belki de en büyük rol siz değerli medya yöneticilerimize düşmektedir.” Programa RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, RTÜK Üyesi Deniz Güçer, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Kadının Statüsü Genel Müdürü Süreyya Erkan, Emniyet Genel Müdürlüğü Asayiş Daire Başkanlığı Aile İçi ve Kadına Karşı Şiddetle Mücadele Şube Müdürü Sibel Özdemir ile davetliler katıldı.
Antalya Muratpaşa’da DJ’lik kursuna yoğun ilgi Antalya’da Muratpaşa Belediyesi, son yıllarda eğlence sektöründe giderek popülerleşen disc jockey (DJ) mesleğinin meraklılarına Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz bir kurs başlattı. Muratpaşa Belediyesi, hobi ya da bir iş kolu olarak DJ’likle ilgilenmek isteyenlere Türkan Şoray Kültür Merkezi’nde ücretsiz kurs düzenlemeye başladı. DJ Daraske ismini kullanan Murat Aydın’ın eğitimini verdiği kursta, kursiyerlere başlangıç seviyesinde DJ’lik bilgileri verildi. Eğitmen Aydın, bundan 2 yıl önce Muratpaşa Belediyesi’nin katkılarıyla bir kez daha ücretsiz kurs açtıklarını söyledi. Aydın, sertifikalarını alan 35 öğrenciden 25’inin aktif olarak DJ’liğe devam ettiğini belirtti. Kursta; armoni, elektronik dans müziklerinin bölümleri gibi temel düzeyde bilmeleri gereken bilgileri verdiklerini aktaran Aydın, kursun devamında pratik üzerine yoğunlaşacaklarını ifade etti. İki arkadaşıyla Antalya Ritim Grubu’nda müzik yaptıklarını söyleyen Hatice Şahin Eşkiler arkadaşlarıyla hobi olarak eğitime katıldıklarını belirtti. Heykeltıraş Seyhan Erdem ise müzik öğrenmek için katıldığını belirttiği kurs için şunları söyledi: “Geçmiş yıllarda manuel müzik çalardık. Aradan 20 yıl geçti, her şey dijitalleşti. Hevesimizi tekrar devam ettirelim dedik. Teorik olarak hemen hemen her şeyi hallettik. Ses uyumu, notaların uyumu, armoni uyumu, yapacağımız işin genel tanımına hakim olduk. Bundan sonra pratiklere geçeceğiz. Onu bekliyoruz heyecanla.”