EKONOMİ - 27 Eylül 2017 Çarşamba 14:55

2018-2020 Orta Vadeli Program açıklandı

A
A
A
2018-2020 Orta Vadeli Program açıklandı

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “2017 yılına ilişkin göstergeler yıl genelinde yüzde 5.5 seviyesinde büyüme oranının yakalanabileceğine işaret etmektedir. Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5.5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını artırdığımız bir büyüme patikası hedefliyoruz” dedi.

Kalkınma Bakanlığında bir araya gelen Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Maliye Bakanı Naci Ağbal ve Kalkınma Bakanı Lütfi Elvan, 2018-2020 dönemini kapsayan Orta Vadeli Programı basın toplantısı ile açıkladı. İstikrarlı ve yüksek hızlı büyüyen bir ekonomik yapı için Orta Vadeli Programda 5 politika alanına öncelik verdiklerini belirten Mehmet Şimşek, “Bunlar; makro ekonomik istikrarın sürdürülmesi, beşeri sermaye ve işgücü kalitesinin artırılması, yüksek katma değerli üretimin yaygınlaştırılması, iş ve yatırım ortamının iyileştirilmesi ve kamuda kurumsal kalitenin artırılmasıdır” açıklamasında bulunduktan sonra öncelik verilen alanlarda yapılacak çalışmaları ve alınacak tedbirleri açıkladı.

“Uygulayacağımız reformlar sayesinde 2017 yılında yüzde 5.5 büyüme hedefliyoruz”

İlk olarak küresel ekonomiyi ele alan Başbakan Yardımcısı Şimşek, daha sonra Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. “Hedefimiz büyümeyi hızlandırmak, istihdamı artırmak ve gelir dağılımını daha da iyileştirmek” açıklamasında bulunan Mehmet Şimşek, Bu çerçevede enflasyonun düşürülmesi, mali disiplinin sürdürülmesi ve cari dengenin iyileştirilmesinin önem arz ettiğini söyledi. Şimşek, “Türkiye ekonomisi 2016 yılında karşılaştığı iç ve dış olumsuzluklara rağmen yüzde 3.2 oranında büyüdü. Aldığımız tedbirlerin etkisiyle 2016 yılı son çeyreğinden itibaren ekonomide hızlı bir toparlanma gerçekleşti. 2017 yılına ilişkin göstergeler yıl genelinde yüzde 5.5 seviyesinde büyüme oranının yakalanabileceğine işaret etmektedir. Program döneminde de uygulayacağımız reformlar sayesinde yüzde 5.5 düzeyinde daha dengeli, sürdürülebilir ve kapsayıcılığını artırdığımız bir büyüme patikası hedefliyoruz. Son 14 yılda küresel krize ve bir çok iç ve dış şoka, jeopolitik gerginliklere rağmen Türkiye ortalama yüzde 5.6 büyümüştür. Nihai hedefimiz ülkemizin refah seviyesini daha da yükselterek, ekonomimizi üst gelir seviyesine taşımaktır. Program dönemi sonunda kişi başı milli gelirimizin 13 bin doları aşacağını tahmin ediyoruz. Bu seviye bugün itibariyle Dünya Bankası tamına göre üst gelir grubuna çıkmak için belirlenen eşik değerin üzerindedir” dedi.

“İşsizlik oranında yılbaşından itibaren kademeli bir iyileşme sağladık”

2016 yılında ekonomideki ivme kaybının da etkisi ile işsizlik oranında bir artış söz konusu olduğunun altını çizen Şimşek, “İstihdama artırmaya yönelik aldığımız tedbirler ve ekonomik büyümedeki hızlanma sonucunda işsizlik oranında yılbaşından itibaren kademeli bir iyileşme sağladık. Program dönemi boyunca bu eğilimin devam edeceğini öngörüyoruz. 2019 itibariyle işsizlik oranının yeniden tek haniye düşmesini, 2020 yılında yüzde 9.6 oranında gerçekleşmesini öngörüyoruz ki, bu dönemde işgücüne katılım oranındaki artış ve çalışma çağındaki nüfustaki artışa rağmen sağlanacaktır” diye konuştu.

“Enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz”

2017 yıl sonunda enflasyonun yüzde 9.5 olacağının öngörüldüğünü ifade eden Şimşek, “Önümüzdeki dönemde enflasyon, hedefle uyumlu patikaya gelene kadar para politikasında sıkı duruşun sürdürülmesi beklenmektedir. Program döneminde enflasyonun kademeli olarak iyileşerek yüzde 5 seviyesine gerilemesini hedefliyoruz. 2016 yılında milli gelire oranla yüzde 3.8’e kadar gerileyen cari işlemler açığının 2017 yılında altın ve enerji dengesindeki bozulma nedeniyle bir miktar artmasını bekliyoruz. 2020 yüzde 3.9 seviyesinde gerçekleşeceğini tahmin ediyoruz. Cari işlemler açığın finansmanını iyileştirmeye yönelik çabalarımız devam etmekte. Yatırım ortamının iyileştirilmesi bu konuda temel önceliğimizdir” şeklinde konuştu.

“Bütçe açığının bu sene yüzde 2 sene düzeyinde yükselmesini öngörüyoruz”

“Ekonomiyi artırmak için aldığımız tedbirlerin etkisiyle geçici olarak bütçe açığımızın bu sene yüzde 2 düzeyine yükselmesini öngörüyoruz” açıklamasında bulunan Mehmet Şimşek, önümüzdeki dönemde gerek bütçe gelirlerinin kalitesini gerekse cari harcamalarda tasarrufların artırılması gerekse yatırım harcamalarının etkinleştirilmesi sonucunda program dönemi boyunca bütçe açığının kademeli olarak iyileşmesini hedeflediklerini ifade etti.

2018 yılında yüzde 1.9 olarak gerçekleşmesi beklenen merkezi yönetim bütçe açığının milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 1.6’ya düşürmeyi hedeflediklerini de kaydeden Şimşek, “2017 yılında yüzde 2.4 seviyesine yükselmesi beklenen kamu kesimi borçlanma gereğinin milli gelire oranının program dönemi sonunda yüzde 1.3’e gerilemesini hedefliyoruz. 2016 yılında yüzde 28.1 olan AB tanımlı borç stokunun gayri safi yurt içi hasılaya oranının 2017 yılı sonunda sınırlı artarak yüzde 28.5 seviyesinde gerçekleşmesini öngörüyoruz. 2018 yılında da bu seviyede kalacak olan borç stokunun program dönemi sonunda yüzde 27.5 seviyesine gerilemesini bekliyoruz” ifadelerini kullandı. 

Yağmur Yıldız
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı Bilecik’in Osmaneli İlçesinde Kaymakam Yüksel, köy ve mahalle muhtarları ile tanışma ve istişare toplantısı yaptı. Muhtarlara, yeni görevlerinin hayırlı olmasını dileyen Kaymakam Yüksel Ünal “İlk kez seçimini kazanarak yeni muhtar olan 18 muhtarımıza, yeni seçilen 1 İl Genel Meclis üyemize, eski muhtarlarımız ile İl Genel Meclisü üyelerimize görevlerinde kolaylıklar diliyorum. Yeni muhtarlar ağırlıklı olarak gençlerden oluşuyor. Bir mahallenin sorununu en iyi muhtar bilir. Sizler mahallelerinizde bizlerin gören gözü duyan kulağı olacaksınız. Bu yüzden sizlere büyük işler düşüyor. Sizler seçilerek göreve geldiniz. Ben inanıyorum ki mahallenizi ve köyünüzü en iyi şekilde temsil edeceksiniz. Devletin varoluş amacı vatandaşın rahat, huzur ve güven içinde yaşamasını sağlamaktır. Sizler de vatandaşların sorunlarını bizlere ve yerel yönetimlere aktarmakla görevlisiniz. Bizler zincirin halkaları gibiyiz. Ekip ruhu ile hep birlikte güzel çalışmalara imza atacağımıza olan inancım tamdır. Bu vesile ile şimdiden sizlere görevinizde başarılar diliyorum” dedi. Osmaneli için hizmet ve yatırımlarına hız kesmeden devam edeceğini belirten yeni Belediye Başkanı Bekir Torun da yerel yönetimde muhtarların önemine değinerek, “Osmaneli’mize nitelikli hizmet sağlarken mahallelerimizin ihtiyaçlarını ve isteklerini tespit etmemiz noktasında muhtarlarımıza büyük görev düşüyor. Bu kapsamda muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olmamız, ortak akılla karar almamız hizmetlerimiz açısından önem arz ediyor. Kaymakamımızın düzenlemiş olduğu tanışma kahvaltısına katkı sağlayan kıymetli muhtarlarımıza teşekkür ediyorum. İnşallah bu hizmetleri gerçekleştirirken siz kıymetli muhtarlarımızla iş birliği içerisinde olacağız. Şimdiden destekleriniz için teşekkür ediyorum. Cenab-ı Allah birlik ve beraberlik içerisinde çalışmayı nasip etsin. Mahallelerimizin gözü, kulağı olacak siz kıymetli muhtarlarımıza yeni görevinizde başarılar diliyorum. Hayırlı, uğurlu olsun inşallah" dedi. Toplantının sonunda kendini tanıtan mahalle ve köy muhtarları düzenlenen tanışma kahvaltısından dolayı Osmaneli Kaymakamı Yüksel Ünal’a teşekkürlerini sundular.
İstanbul Gülşen 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesinde Türk pop müziğinin yıldız ismi Gülşen, 2 Mayıs’ta İstanbul Volkswagen Arena sahnesinde sevenleri için şarkı seslendirecek. Sahne performansıyla Türkçe pop müziğin zirve isimlerinden Gülşen, unutulmaz performans için 12 Mayıs’ta Volkswagen Arena sahnesine geliyor. Gülşen’in eşsiz sesi ve enerjisiyle dolu muhteşem konserin biletleri Biletinal’da satışa çıktı. 1996 yılındaki ilk albümü "Be Adam" ile müzik sektörüne giriş yapan Gülşen, 2004’te dördüncü albümü “Of... Of... “ ile büyük bir çıkış yakaladı. Bu şarkısıyla Altın Kelebek hem de Kral TV Video Müzik Ödülü kazandı. “Yurtta Aşk Cihanda Aşk” (2006) albümünden sonra satış başarılarını sürdürerek “Beni Durdursan mı?” (2013) albümüyle Türkiye’de yılın en çok satanı oldu. Bunu yılın en çok satan ikinci albümü olan "Bangır Bangır" (2015) takip etti. "Yurtta Aşk Cihanda Aşk", "Bi’ An Gel", "Yeni Biri", "Sözde Ayrılık", "Yatcaz Kalkcaz Ordayım", "Kardan Adam", "İltimas", "Bangır Bangır" ve "Bir İhtimal Biliyorum" şarkılarıyla Türkiye Resmi Listesi’nde haftalarca bir numarada kaldı. Şarkı yazarı kimliğiyle de öne çıkan Gülşen, kendi yazdığı şarkıları da seslendirmeye başladı ve meslektaşları için liste başarıları yakalayan birçok hit şarkı hazırladı. 2015’te YouTube’da en çok izlenen Türk şarkıcı olurken sonraki yıl tek bir video klibi iki yüz milyonun üzerinde izlenen ilk Türk şarkıcı olma unvanına erişti. Bugüne kadar altı Altın Kelebek ve dokuz Kral Türkiye Müzik Ödülü dahil olmak üzere onlarca ödül kazandı.
Erzincan Okuldaki Çiftlik Projesi hayata geçirildi Tarım ve Orman Bakanlığı ile Millî Eğitim Bakanlığı arasında imzalanan protokol ile “Okuldaki Çiftlik" projesi başlatıldı. Başlatılan proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedefleniyor. Ülke genelinde 28 ili kapsayan projede her ilde bir okul ve bir sınıf belirlendi. Erzincan’daki proje, Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda gerçekleştirildi. Bugün okul bahçesinde projenin ilk aşaması olan meyve fidanlarının dikimi yapıldı. Okul bahçesinde yapılan etkinliğe Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin, Erzincan Milli Eğitim Müdürü Hacı Ömer Kartal, Koordinasyon ve Tarımsal Veriler Şube Müdürlüğü teknik ekipleri, öğretmenler ve öğrenciler katıldı. Ardından şeftali, kayısı, erik, elma gibi meyvelerin fidanları, okul bahçesinde toprakla buluşturuldu, can suyu verildi. Dikilen her ağaca öğrencilerin adı verildi. 5. Sınıf öğrencileri okul hayatları boyunca sahibi oldukları fidanın bakım ve sulama işlerini takip ederken, İl Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri de öğrencilere teknik destek sağlayacak. Proje ile ilgili bilgi veren Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürü Murat Şahin “Bu proje ile çocukların tarım, orman, doğa ve doğal yaşam konularında farkındalık oluşturmaları, bilinçlenmeleri, aidiyet duygusunu geliştirmeleri ve harekete geçmeleri hedeflenmektedir. Demirkent TOKİ Ortaokulu’nda kurulacak sera, kümes ve meyve bahçesinde gerçekleştirilecek uygulamalı eğitimlerle çocuklarımızı üretim süreçlerine dahil edilecek olması bizler için çok kıymetlidir.” diye konuştu.
Tokat Tokat depreminde 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı Tokat’ta incelemelerde bulunan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, "Şu ana kadar alınan 500 ihbardan 50 yapı incelendi, 5 yıkık, 15 de ağır hasarlı yapı tespit edildi" dedi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Tokat’ta 5.6 büyüklüğündeki depremin merkez üssü olan Sulusaray ilçesinde incelemelerde bulundu. Tokat Valisi Numan Hatipoğlu, Bakan Yardımcısı Tuzcuoğlu’na deprem hasarı hakkında bilgi verdi. İlçe hükümet konağı önünde gazetecilere açıklama yapan Tuzcuoğlu, "Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımız olarak da Sayın Bakanımız Mehmet Özhaseki beyin hemen talimatlarıyla biz de kendi bakanlığımızın çalışmaları açısından her türlü önlemi, tedbiri ve gayreti ortaya koyduk. Arkadaşlarımızı çok hızlı bir şekilde bölgeye sevk ettik. Gerek çevre illerden buraya transfer ettiğimiz teknik arkadaşlarla, gerekse bakanlık merkezinden buraya yönlendirdiğimiz teknik ekiplerimize, hasar tespit ekiplerimizle birlikte gerek Yozgat ve Tokat’ta çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Şu anda 20 ekip 50 teknik personelle birlikte bu çalışmalarımız yürüyor, ihtiyaç halinde yine Sayın Valimizin, yine AFAD’ımızın koordinasyonunda teknik ekip sayılarımızı arttırabiliriz. Birkaç gün içerisinde de inşallah bu bölgedeki tüm hasar tespitlerini de tamamlamayı düşünüyoruz" dedi. "Ağır hasar 99 öncesi yapılan binalarda" Tuzcuoğlu yaptıkları incelemede depremde ağır hasar alan binaların 1999 yılı öncesi yapılan binalar olduğuna dikkat çekerek, "Gerek Tokat’ta gerek Yozgat’ta baktığımız zaman ağırlıklı olarak hasar gören yapıların yine 1999 öncesi binalar olduğunu tespit ediyoruz. Bunların çoğunluklu olarak 40-50 yıl öncesine ait kerpiç yapılar, yığma yapılar, mühendislik ve fen hizmetlerinden yoksun olan yapılmış olan binalar olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla ülkemiz bir deprem bölgesidir. Gerek kuzeyden geçen fay hatları, gerek Doğu Anadolu ve güneyden geçen fay hatları, gerekse Ege ile Ege’deki fay hatlarını göz önüne aldığınız zaman ülkemizin tamamı çok önemli bir deprem bölgesi oluyor. Himalayalar’dan Alp’lere kadar uzanan bu hat içerisinde bizim ülkemiz depremsellik açısından, risk açısından beşinci ülke konumunda. Öyle olunca muhakkak suretle biz yapılarımızı sağlam, sıkı ve mühendislik hizmetleri çerçevesinde inşa etmek zorundayız. Depremden çok fazla bir şey olmayabilir. Ama yapılarımız eğer ona dayanaklı değilse o zaman maalesef istenmeyen tablolarla karşı karşıya kalıyoruz" diye konuştu. "500 ihbar geldi, 5 bina yıkıldı, 15 bina ağır hasar aldı" Tuzcuoğlu, depremin ardından 500’e yakın ihbar alındığını ifade ederek şunları söyledi: "Değerli arkadaşlar Tokat ilimizde bakanlığımızın yapmış olduğu çalışmalarda 500 ihbar aldık şu ana kadar. Bu ihbarların sayısı artabilir. Özellikle şu anda hemşehrilerimizin bir kısmı evlerine giremiyorlar. Bunlar giriş yapmaya başladıkları zaman muhtemeldir ki orada birtakım ihbarlar da alınacak. Bu ihbarların sayısı artabilecek ve biz de yapılan her türlü ihbara teknik ekiplerimizle beraber hemen gidip yerinde inceleme, araştırma ve neticelerimizi ortaya koyacağız. Şu ana kadar incelenen 50 yapıdan 5 tanesi yıkık görünüyor. Yine 15 tane ağır hasarlı yapı görünüyor. Az önce de bahsetmiş olduğum gibi bunların büyük çoğunluğu yine kerpiç işte yığma yapılar. Mühendislik hizmetinden yoksula yapılmış olan yapılar. Diğerlerini de yine en kısa sürede tamamlamış olacağız. Kamu binalarımızla alakalı bir hasar görünmüyor. Bu sevindirici bir şey. Aslında depremle alakalı bizi en çok teselli bulduran konu bir can kaybı olmaması."