SAĞLIK - 24 Nisan 2018 Salı 16:42

3. Biyoteknoloji Sempozyumu’nda kanserden korunmanın yolları anlatıldı

A
A
A
3. Biyoteknoloji Sempozyumu’nda kanserden korunmanın yolları anlatıldı

İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Biyoteknoloji Kulübü tarafından düzenlenen ve bu yıl 3’üncüsü yapılan Biyoteknoloji Sempozyumu’nda uzmanlar kansere neden olan etkenlerle korunmanın yollarını anlattı.

  İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, kanser konusunda önemli bir etkinliğe imza attı. Üniversitenin Biyoteknoloji Kulübü tarafından bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen sempozyumda İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi’nin yanı sıra çeşitli üniversitelerden gelen uzmanlar; kanserden korunmanın bilimsel yolları, terapisine ilişkin güncel yaklaşımlar ve kanser tedavisinde son gelişmeleri anlattılar. Üniversitenin konferans salonunda düzenlenen sempozyumun açılışında konuşan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, kanserle ilgili günümüzde çok önemli gelişmelerin yaşandığına dikkat çekerek, Özellikle Türk bilim insanları kanser alanında çok önemli çalışmalara imza atıyorlar. Multidisipliner birçok çalışmayla alınan mesafeler var” dedi. Sempozyuma katılımla ilgili memnuniyetini dile getiren Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “Bir üniversite öğrencisinin kalibresini yansıtan şey soru sorma kabiliyetidir.Zira, sempozyuma 53 farklı üniversiteden 46 farklı akademik alanda öğrenci katılıyor. Bu, oldukça memnuniyet verici bir tablo. Katılımcı öğrencileri ve sempozyumu hazırlayan Biyoteknoloji Kulübü üyeleri ile ilgili bölümlerin öğretim üyelerini kutluyorum. Sempozyumun sonunda kanser hastalığı ile ilgili birçok sorunun cevabını alacağınıza eminim” diye konuştu.

 “Çok sayıda kimyasala maruz kalıyoruz”

  Sempozyumda Pamukkale Üniversitesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Alaattin Şen, “Sitokrom P450: Kimyasal Karsinogenezin Önlenmesi ve Tedavisinde Besinlerin Rolü” başlıklı bir sunum gerçekleştirdi. Günümüzde insanoğlunun kimyasallardan kaçınmasının artık mümkün olmadığının altını çizen Prof. Dr. Şen, sadece kirleticilerin değil, aynı zamanda petrokimyasal atıkların, hazır gıdaların, ilaçların ve kullandığımız diğer besinlerin önemli kimyasal içerikler taşıdığını kaydetti. Üreticilerin hazır gıdalara bilerek veya bilmeyerek yaklaşık 2 bin’den fazla kimyasal eklediklerini ileri süren Prof. Dr. Alaattin Şen, şunları söyledi:
  “Bu eklemelerin bazıları koruyucu amaçlı olmakla birlikte, çoğunluğu ise tatlandırmak, renklendirmek ve raf ömrünü uzatmak gibi amaçlar taşımaktadır. Ama sonuçta bunlar doğal besinlerin içine katılan kimyasal maddelerdir. Her türlü kirleticilerden uzak durmaya çalışsak bile tükettiğimiz hazır gıdalarla kimyasallara oldukça yüksek oranda maruz kalıyoruz. Bunların yanında hasta olduğumuzda kullandığımız ilaçlar var ki; ilaçların da bir takım yan etkiler içeren eklentiler içerdiğini biliyoruz.”

  “Kimyasallar vücudumuzda reaksiyona yol açıyor”

  Konuşmasında insanların kimyasallara daha çok ağız yoluyla (oral yolla) maruz kaldıklarına dikkat çeken Prof. Dr. Şen, şöyle devam etti:
  “Bu kimyasallar sindirim sistemi yoluyla emiliyor ve büyük bir kısmı da bu sistem aracılığıyla atılıyor. Ama çoğu kısmı da karaciğere geliyor. Bu yüzden karaciğer vücudumuza giren kimyasalların ana metabolizma organıdır. Büyük bir miktarı burada değişime uğruyor ve ardından kan yoluyla hedef dokulara yayılımı gerçekleşiyor. Bu kimyasallar karaciğer, akciğer ve böbreklerde dönüştürülüyorve vücuttan atılmaya çalışılıyor. Vücudumuz bu maddelerin zararlı etkilerini bertaraf etmeye çalışsa da bu süreç içinde istemediğimiz reaksiyonlar da ortaya çıkıyor. Buna Biotransformasyon reaksiyonları deniliyor.”

Uzmanlar kanser konusunu masaya yatırdı

  Sempozyumda İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mine AnğKüçüker “Bakterilerin Genotoksinleri”, Necmettin Erbakan Üniversitesi Biyoteknoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Egemen Foto “Akılcı İlaç Tasarımı”, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Tıp FakültesiÖğr. Üyesi Doç. Dr. Cenk Kığ “Kanserin Tedavisinde Güncel Yaklaşımlar”, İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi, Tıp FakültesiÖğr. Üyesi Doç. Dr. Zeynep DoğusanYamalıoğlu “Kanser ve İmmünoterapi”, Acıbadem Üniversitesi, Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğr. Üyesi Prof. Dr. Özlem Er, “Onkolojide Gelişmeler-2018”, Arda Deniz Dokuzoğlu da “Sentetik Viroloji ve Onkolitik Virüsler” konularında s
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.