GÜNDEM - 20 Aralık 2016 Salı 17:11

3. havalimanı nerededir, nasıl gidilir? 3. havalimanı ne zaman açılacak?

A
A
A
3. havalimanı nerededir, nasıl gidilir? 3. havalimanı ne zaman açılacak?

Türkiye’nin en önemli projelerinden biri olan 3. Havalimanı nerededir? 3. Havalimanına nasıl gidilir? Çalışmaları hızla devam eden 3. havalimanının açılış tarihi ne zaman? İstanbul yeni Havalimanı Haritası ve yol tarifi öğrenmek için haberimizden yararlanabilirsiniz.

Türkiye'nin dev projesi 3. Havalimanı çalışmaları büyük hızla devam ediyor. Başbakan binali yıldırım 3 . Havalimanın açılışıyla ilgili tarih verdi. İstanbul yeni Havalimanı haritası ve yol tarifini öğrenmek için haberimizden yararlanabilirsiniz... 

3.Havalimanı Nerede Yapılıyor

İstanbul’un hatta Avrupa’nın mega yatırımları arasında olan ve son dönemlerin en çok merak edilen projelerinden olan 3.Havalimanı nerede sorusu da oldukça merak konusu olmaktaydı. 2013 yılında ihalesi yapılan ve Cumhuriyet tarihinin en büyük ihalesi olan 3. Havalimanı ihalesi 22 milyon Euro gibi rekor bir ihale bedeli ile yap işlet devret sistemi ile İGA yatırımcılarının oluşturduğu Cengiz, Mapa, Limak, Kolin, Kalyon Ortak Girişim Grubu(OGG)’na verilmiştir. 6 ayrı pistten oluşan ve ortalama 150 milyon yolcu taşıma kapasitesi bulunacak olan 3.Havalimanı projesi bitimi ise 2018 yılında olacaktır.

3. havalimanı ne zaman açılacak?

Bakanlık noktayı koydu

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 3. Havalimanının 29 Ekim’de açılamayacağına yönelik iddialara ilişkin, “Bu proje Türkiye’nin gurur projesidir ve durdurmaya, engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Milletimize söz verdiğimiz gibi 29 Ekim 2018 günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile hizmete açılacaktır” açıklamasını yaptı.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı, 3. Havalimanının 29 Ekim’de açılamayacağı iddialarına yönelik açıklamada bulundu. Bakanlıktan yapılan açıklamada; “Türkiye Cumhuriyeti’nin en büyük projesi olan ve dünyanın gıpta ile izlediği 3. Havalimanı inşaatında yaşanan işçi olayları Bakanlığımız tarafından da titizlikle ve yakından takip edilmektedir. Temeli atılırken ‘Bu havalimanını yapamayacaklar’, daha sonra da Gezi eylemlerinde ‘Havalimanı inşaatını durdurun, yapmaktan vazgeçin’ denildi. Bugün ise açılışına sayılı günler kala aynı çevreler ‘havalimanını 29 Ekim’de açamayacaklar’ iddiası ile milletimizin moralini, çalışanların motivasyonunu bozma gayreti içinde oldukları gözlemlenmektedir. İsmi ne olacak ile başlatılan tartışmalar daha sonra servis olayını gerekçe göstererek bazı marjinal grupların yer aldığı, HDP ve CHP’li bazı milletvekillerinin de destek verdiği bir provokasyona dönüştürülerek farklı bir noktaya çekilmek istenmiştir. Yaşanan bu durum, sadece Türkiye’nin gözbebeği olan projemiz için değil, tüm Türkiye için üzüntü vermiştir. Bu proje Türkiye’nin gurur projesidir ve durdurmaya, engellemeye kimsenin gücü yetmeyecektir. Milletimize söz verdiğimiz gibi 29 Ekim 2018 günü Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın teşrifleri ile hizmete açılacaktır. Söz konusu olayın gerçekleştiği ilk andan itibaren İGA’nın tüm yönetim kademesi tarafından, iddia edilen sorunların araştırılması ve varsa bir sorun çözümü için çok yoğun bir mesai harcanmıştır. İGA yönetimi; sorun ve taleplerini dinlemek üzere çalışanlarla hızlıca bir araya gelmiş; yapılan görüşme sonucu, sorun yaşandığı tespit edilen noktalarda vakit kaybetmeden somut adım atılmaya başlanmıştır. Bu görüşmenin ardından İGA ivedilikle bünyesindeki taşeron (500’e yakın firma) firma patronlarıyla bir araya gelmiş ve sorunların giderilmesi ile ilgili kendilerine de talimat vermiştir. Dört yılı aşkın bir süredir havalimanı şantiyesinde çalışmalar devam etmektedir. Giderek artan ve nihayetinde 36 bin çalışana ulaşan İstanbul Yeni Havalimanı şantiyesi, orta büyüklükte bir ilçe nüfusuna sahiptir. Bu büyüklükteki şantiyede kuşkusuz çalışanların temizliğinden, sağlığına, içme suyundan yemeğine kadar büyük bir organizasyon gerekmektedir. İGA yönetimi de bunu büyük bir başarı ile sürdürmektedir. Bunun yanı sıra İstanbul Yeni Havalimanı projesinde görev alan, mavi ya da beyaz yaka ayrımı olmadan tüm çalışanların yediği yemekler, işçilerin geri bildirimleri üzerine hassasiyetle incelemeler yapılmakta ve kalitesi test edilmektedir. Ancak bir eksiklik olmaması amacıyla Bakanlığımız, yemekhanelerin, yatakhanelerin de diğer sosyal yaşam alanlarının bir kez daha gözden geçirilmesini istemiştir. Servis konusu ile ilgili olarak sefer sayılarının artırılması ve bekleme alanlarının düzenlemesi konusunda daha titiz davranılacaktır. Servis bekleyen işçilerin rahatı için çadır ve üstü kapalı bekleme alanları oluşturulacaktır. Çalışanların sağlığı ve rahat çalışma koşullarına sahip olması için Bakanlığımız da çalışma ve denetimlerine devam etmektedir” denildi.  

3. havalimanı nerededir, nasıl gidilir? 3. havalimanı ne zaman açılacak?

200 milyonun üzerinde yolcu kapasitesi olacak

Yıllık yolcu kapasitesi 101.5 milyon olan Atlanta Havalimanı’nı geride bırakacak olan 3. Havalimanı, tüm bölümler tamamladığında yıllık 200 milyonun üzerinde yolcu kapasitesi ile hizmet vermeye hazırlanıyor. İstanbul Atatürk Havalimanı'nın yoğunluğu ve kapasite yetersizliğine çare olacak 3. Havalimanı çalışmaları 7 gün 24 saat aralıksız bir şekilde devam ediyor. İnşaatın en önemli bölümü olan ana terminal binası da planlanan şekilde yükselmeye başladı. Havadan kaydedilen görüntülerde 1 milyon 300 bin metrekarelik alanda inşaatı devam eden ana terminal binasının meydana çıkmaya başladığı görülüyor.

3.Havalimanına Nasıl gidilir
İstanbul’un 3.Havalimanı yani İstanbul Yeni Havalimanı, Avrupa yakasında Karadeniz kıyısındaki bölgede olacaktır. Havaalanı Tayakadın ve Akpınar köyleri arasında 76.5 KM2 alana inşa edilmektedir. 3. Havalimanı Çatalca, Göktürk Arnavutköy kavşağında ve Terkos Gölü’ne yakın bir alanda inşa edilmektedir. 3. Havalimanı konumu ile en ideal alan olma özelliğini göstermektedir. 3. Köprünün bağlantı noktasında olacak olan ve İstanbul içinden en rahat şekilde ulaşımın sağlanacağı 3. Havaalanı ile Atatürk Havalimanı arasında kuş uçuşu mesafe ise 35 KM ‘dir.

3.Havalimanının yapılacağı alanın yaklaşık olarak \% 80’lik kısmı kamuya ait alandır. Geri kalan alanlar ise kamulaştırılacak ve bu şekilde 3. Havalimanı yapımı tamamlanacaktır. Yüksek teknoloji sistemleri ile donatılacak olan 3. Havalimanı 6 pistten oluşacak ve 3.500 hektarlık alanda kurulacaktır. 3.Havalimanına nasıl gidilir sorusu da oldukça merak konularından biridir. Fakat şuan için ulaşımın ta anlamıyla olmadığı bölgeye projenin bitmesi ile birlikte birçok alternatif gidiş yolu açılacaktır.

Taksim ile mesafesi 15 dakika olan 3. havalimanı karayolu taşımacalığında Kuzey Marmara Otoyolu ve Yavuz Sultan Selim Köprüsü ile bağlantılı olacak. Raylı sistem olarak, Yüksek Hızlı Tren ile havalimanındaki aktarma istasyonunda sonlanacak. Terminal, raylı sistem aracılığı ile Taksim’e bağlanacak. Bu raylı sistem, eski demir yolu hattının güzergâhından geçirilecek. Böylece, toplu taşıma aracılığıyla İstanbul’un tüm bölgelerinden ulaşım sağlanacak.

3. havalimanı nerededir, nasıl gidilir? 3. havalimanı ne zaman açılacak?

3.Havalimanı Konumu

İstanbul'un üçüncü havalimanı Karadeniz sahiline Terkos gölüne yakın Arnavutköy-Göktürk-Çatalca kavşağında 7700 ha'lık Akpınar ve Yeniköy mahalleleri arasındaki alanda yapılacak. Alanın yüzde 80'i kamuya ait. Diğer arsalar icin kamulaştırma başladı. Atatürk Havalimanı ile İstanbul'un üçüncü havalimanının arası kuş uçuşu mesafeyle 35 km olacak.Eski kömür ocaklarının bulunduğu alan toprakla doldurulacak.

 

İşte THY’nin yeni havalimanına taşınma planı

Türk Hava Yolları’nın yeni havalimanına taşınma planları netlik kazandı. Buna göre 18 saat içerisinde ekipmanlar, 600 tır ile karadan taşınacak.

İstanbul’da yapımı süren yeni havalimanında ilk fazın yüzde 80’i tamamlanırken, merak edilen en önemli sorulardan biri olan Türk Hava Yolları’nın yeni havalimanına nasıl taşınacağı konusu da netlik kazandı. Türk Hava Yolları Genel Müdürü Bilal Ekşi, bayrak taşıyıcı havayolu şirketinin yeni adresine nasıl taşınacağını ilk kez İhlas Haber Ajansı’na açıkladı. 330 uçaktan oluşan geniş filosuyla dünya da 301 noktaya uçarak bu alandaki rekoru elinde bulunduran THY’nin taşınma işlemlerine ilişkin detayları paylaşan Bilal Ekşi, taşınma öncesinde ve sonrasında karadan ve havadan gerçekleştirilecek operasyonların detaylarını sıraladı.

600 TIR YENİ HAVALİMANINA TAŞIYACAK

18 saatlik bir sürede Türk Hava Yolları ve Türk Hava Yolları’na yer hizmeti veren Turkish Ground Services (TGS), için toplam 600 civarında tırla yeni havalimanına taşınma işleminin gerçekleştirileceğini açıklayan Bilal Ekşi, “Birinci günde oraya taşınmamıza herhangi bir engel yok. Yani biz birinci günde orada olacağız. Yolcumuzu hiçbir şekilde mağdur etmeden taşıyacağız. Birinci günde hazır olacak binalarımız için müteahhitlerimiz çalışmaya devam ediyor. Hat bakımı inşaatımız yüzde 40’lara doğru geldi. Diğer inşaatlarımız hızlı bir şekilde devam ediyor. Bunun dışında da şirketin taşınmasıyla alakalı yurt dışından bir danışmanlık aldık. Her hafta arkadaşlar toplanıyor. İlk 18 saat içerisinde bize hizmet veren TGS şirketiyle birlikte biz de dahil olmak üzere yaklaşık 600’e yakın tır, oraya malzeme taşıyacak. Dolayısıyla devasa bir operasyon ama tüm çalışmalar yapıldı” diye konuştu.

THY’NİN 120 UÇAĞI BOŞ OLARAK YENİ HAVALİMANI’NA NAKLEDİLECEK

Uçakların nakli konusundaki soru işaretlerine de açıklık getiren Ekşi, “29 Ekimde tören olacak, Atatürk Havalimanı’nda (AHL) da operasyon devam edecek. Bir gün sonrasında yani 30 Ekim’de de yine Atatürk Havalimanı’nda operasyon devam edecek. THY dışındaki diğer taşıyıcılar Atatürk Havalimanı’ndaki operasyonlarını bitirecek ve yeni havalimanına taşınacaklar. Uçaklarını, malzemelerini götürecekler ama biz AHL’de hala o bir gün operasyona devam edeceğiz. Sonra sıra bize geliyor ve hem Atatürk Havalimanı hem yeni havalimanı toplam 18 saat için bütün seferlere kapatılıyor. Yani ticari yolculu seferlere her ikisi de kapatılıyor. İşte o aşamada yaklaşık şuan ki çalışmalara göre 120 tane uçağın boş olarak Atatürk Havalimanı’ndan yeni havalimanına nakli olacak” dedi.

UÇUŞ KAPASİTESİ YARIYA İNDİRİLECEK

Havalimanının taşınma aşamasında operasyonel sorunların yaşanmaması için alınacak önlemler kapsamında son 24 saatlik dilimde uçuşların yüzde 50 düşürüleceğini dile getiren THY Genel Müdürü Bilal Ekşi, “AHL’den son seferlerimizi yapacağız, bazı uçaklarımız yolculu olarak yurt dışına gidecek. Dönüş seferlerini orada bekleyecekler. Yeni Havalimanı açıldığında 120’ye yakın uçağımız zaten oradaydı, diğer uçaklarımız da açılış takvimine uygun olarak kalkıp yolculu olarak gelmeye başlayacaklar. Bazıları da yolcusuz olarak gelecekler. Biz hiçbir yolcu mağduriyeti oluşmasın diye şöyle yapacağız; AHL’de birinci gün sefer yaparken dahi seferlerimizi yüzde 50’ye düşürüyoruz. Teçhizatlarımızı bir kısmını diğer kısma aktaralım diye. Çünkü 18 saat içinde bütün teçhizatı aktarmak kolay olmadığı için bazılarını önden gönderiyoruz” dedi.

SEFERLER KADEMELİ OLARAK ARTACAK

Taşınma işleminin ardından seferlerin kademeli olarak arttırılacağına dikkat çeken Ekşi, “Yolcunun terminale alışması ve ani bir yoğunluk olup da herhangi bir yolcu mağduriyeti oluşmaması için birinci gün seferleri tedrici olarak yapıyoruz. Yani ilk iki saat yüzde 10 sefer yapacağız. Sonra bunu yüzde 30’a çıkartıyoruz. Günün sonunda yüzde 50’ye çıkartıyoruz. İkinci gün ise yüzde 75’e çıkartıyoruz. Üçüncü günde de tarifemizin yüzde 100’ünü yapacak durumda oluyoruz” ifadelerini kullandı.

Geçtiğimiz günlerde ise Atatürk Havalimanı’nın nasıl taşınacağı açıklanmış, 30 Ekim gece 03.00 itibariyle taşınma işlemlerine başlanarak 31 Ekim gece saat 23.55’te taşınma süreci tamamlanacağı ifade edilmişti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Antalya MATSO BAşkanı Güngör: "Sektörde eğitim almış kişiler kaliteyi artırıyor" Manavgat Ticaret ve Sanayi Odası (MATSO) Başkanı Seydi Tahsin Güngör, üyelere yönelik çok sayıda eğitim düzenlediklerini belirterek, “Sektörlerde eğitim almış ve nitelik kazandırılmış bireyler tarafından işlerin yürütülmesi kaliteyi artırıyor” dedi. MATSO üyeleri ve çalışanlarının ticari, ekonomik, sosyal ve kültürel yönden gelişimine katkı sağlayarak, ticari hayatın gerektirdiği özelliklerle donatılması için eğitim, toplantı ve seminer düzenliyor. MATSO tarafından düzenlenen eğitim, seminer, toplantılara çok sayıda üye katılıyor. MATSO Başkanı Seydi Tahsin Güngör, oda üyelerinin kurumsal ve kişisel gelişimine katkı sağlamayı hedeflediklerini belirterek görev süresince 50’yi aşkın eğitim, toplantı ve seminer programı düzenlediklerini söyledi. Güngör, “Göreve geldiğimizden itibaren 50’yi aşkın mesleki ve sosyo-ekonomik içerikli faaliyetler ile üyelerimizi bir araya toplayıp yerel ekonomik kalkınmanın anahtarı olan eğitimi merkezimize alarak hareket ettik. Sürdürülebilirlik anlayışı içinde eğitim-öğretim, araştırma ve toplumsal faaliyetlerin içeriğini ve kalitesini sürekli iyileştirmeyi temel alıp; katılımcılarımızın sorgulayarak, araştırarak öğrenmesinin teşvik edildiği bir eğitim ortamı oluşturmaktayız. Kaliteli bir eğitim ortamı; toplumsal işleyiş mekanizmalarının dengede ilerlemesinin en temel ölçütüdür. Mustafa Kemal Atatürk’ün de dediği gibi “Eğitimdir ki bir milleti ya hür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da milleti esaret ve sefalete terk eder” ifadelerine yer verdi. "Yerel ekonomik kalkınmada öncü" Sektörlerde eğitim almış ve nitelik kazandırılmış bireyler tarafından işlerin yürütülmesinin kaliteyi artırdığına vurgu yapan Başkan Güngör şunları söyledi: Ülke genelinde kalkınma sürecini başarıya ulaştıran önemli kilit taşı yerel kalkınmadır. Ulusal kalkınmanın gerçekleştirilmesinde temel faktör olan yerel kalkınma; yerel kaynakları daha etkin ve verimli bir şekilde kullanılmasından hareketle, yerelde yer alan paydaşların koordineli bir şekilde çalışması önem arz etmektedir. Unutmamalıyız ki yerel halkın kalkınma politikalarına katılımını sağlayan önemli araç sanayi ve ticaret odalarıdır. Kentimizde önemli bir aktör olarak hizmet eden odamız; insanların yaşam kalitesini ve firmaların gelişimini, siyaset, kültür ve ekonomi temelinde dönüşümü ifade eden yerel ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde büyük bir rol oynamaktadır." "Güçlü bir Manavgat" MATSO olarak üyelere yönelik düzenledikleri eğitimlerle; kentin yerel ekonomik kalkınmasına katkı sağladıklarına vurgu yapan Başkan Güngör, "Kent ekonomisinin çeşitlenerek güçlenmesi için çaba gösteriyor, çalışmalar yürütüyoruz. Kentimizin ekonomik olarak kalkınmasını artırabilmek için üyelerimizden gelen taleplerin ışığında daha çok eğitim ortamı hazırlayıp; ekonomisi çeşitlenmiş, yaşam kalitesi yükselmiş, güçlü bir ’Manavgat’ için var gücümüzle çalışacağız” diye konuştu.
Denizli Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek Denizli iş dünyasıyla bir araya geldi Denizli Ticaret Odası (DTO), Denizli Sanayi Odası (DSO), Denizli Ticaret Borsası (DTB) ile Denizli İhracatçılar Birliği’nin (DENİB) başı çektiği Denizli iş dünyası ile sivil toplum kuruluşlarını aynı çatı altında buluşturan Denizli İş Adamları, Tüccarlar ve Sanayiciler Platformu’nun organizasyonuyla gerçekleştirilen Nihat Zeybekci Kongre ve Kültür Merkezi’ndeki Denizli İş Dünyası İle İstişare Toplantısında, Denizlililer 3 saate yaklaşan geniş katılımlı toplantıda, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’e merak ettiklerini sorma ve düşüncelerini iletme imkanı yakaladı. Toplantının başında, Denizli iş dünyası ve kentteki sivil toplum kuruluşlarını temsil eden Denizli Platformu adına DTO Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Uğur Erdoğan, kısa bir hoş geldiniz konuşması yaptı. Başkan Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109’uncu yıl dönümünü kutlayarak ve başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, vatanın bölünmez bütünlüğü, Türk Milleti’nin huzuruyla güvenliği için hayatlarını feda etmekten çekinmeyen şehitleri anarak başladığı konuşmasını Denizli iş dünyasının beklentilerini aktararak sürdürdü. Erdoğan, “Denizli ekonomisi, tüm sektörlerin aktif ve geliştiği bir yapıdır. İhracata dayalı tekstil ve ham maddeleri, hazır giyim ve konfeksiyon, demir ve çelik, maden ve mermer, makina ve gıda ile cam sanayi, en önemli gelir kaynaklarımızdır. Aynı zamanda ülkemizde ziyaretçi sayısıyla ilk 5’te yer alan turizm sektörü, ülkenin gıda bazlı bazı ihtiyaçlarının neredeyse tamamını karşılayan tarım ve hayvancılık sektörü ve önemli bir iş hacmine ulaşan ticaretimizle, Türkiye’nin önde gelen üretken şehirlerindeniz. Yıllık 4 milyar 200 milyon dolar civarındaki ihracatımızın üçte birini, tekstil ve hammaddeleri ile hazır giyim ve konfeksiyon oluşturmaktadır. Ülkemizin, dokuzuncu ihracatçı şehriyiz. 180 ülkeye ihracat yapmaktayız” dedi. Tekstil Sektörü İle İhracatçıya Destek Olunmasını İstedi Başta tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon sektörü olmak üzere ihracatçıların uluslararası pazardaki rakipleriyle rekabet edebilmesi için bazı beklentileri olduğunu dile getiren Başkan Erdoğan, “İşimizi, sektörlerimizi ve firmalarımızı büyütmek için yurt dışındaki uluslararası fuarlara giderek ikili iş görüşmeleri yapıyoruz. Ancak ihracatta lokomotifimiz olan tekstil, hazır giyim ve konfeksiyon gibi sektörlerimiz, bir süredir fiyat tutturma noktasında büyük sıkıntı yaşamaktadırlar. Rakiplerimizle yüzde 40-45’e ulaşan fiyat farkları ortaya çıkmıştır. Bu çerçevedeki sıkıntılarımızın daha büyük kayıplara yol açmaması için, geçici de olsa sektör bazlı desteklerin hızla devreye sokulmasını arzu etmekteyiz. Döviz kurundaki artış, TÜİK’in açıkladığı yıllık Üretici Fiyat Endeksi’ndeki artışın altında kalmamalıdır. 2003-2013 yılları arasındaki dönemde, kurdaki yıllık artış yüzde 3,5 iken ÜFE’deki artış yüzde 6,5 idi. Bu durum, iş dünyasında bir şekilde telafi edilebiliyordu. Ancak şimdi makas çok açıldı. 2022’de ÜFE’deki artış yüzde 98; ücretteki artış %94 olurken dolardaki artış ise yüzde 35’te kaldı. 2023’te ÜFE’deki artış yüzde 81, ücretteki artış yüzde 107 olurken dolardaki artış ise yüzde 60’a kadar çıkabildi. Bu durum, ihracatçımızın uluslararası pazarlardaki rekabet avantajını elinden alıyor. Finansman maliyetinin yüksekliği ile kredilere erişilmesinde de sorunlar yaşanmaktadır. Tüketici finansmanının sınırlandırılmasını bu süreçte anlayabiliyoruz ancak üretici finansmanındaki %2’lik büyüme sınırı, sanayicimizi zora sokuyor. Bunun yanı sıra gıda sanayinde kullanılan doğal gaz tüketimi yıllık 300 bin metreküpün üstüne çıktığında fiyatı ikiye katlanıyor. Bu uygulamanın da yeniden gözden geçirilmesi gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu. Denizli’nin Merkezi Yönetimden Öncelikli Beklentilerini Aktardı Denizli Ticaret Odası Başkanı Uğur Erdoğan, şehirlerinin ve sektörlerinin gelişmesi için önemli ve gerekli gördükleri toplumsal beklentiler olarak nitelendirdiği bazı yatırımların önünün açılması gerektiğinin de altını çizdi. Başkan Erdoğan, “Az önce sizlere dile getirdiklerimizin ötesinde, kamu arazilerinin tahsisinde üretim, istihdam, ihracat amaçlı yatırımlara yönelik taleplere öncelik verilmesini öneriyoruz. Orman vasfını yitirmiş araziler, sanayi alanı olarak değerlendirilebilir; üretime kazandırılabilir. Biz de bu ve benzeri uygulamalar sayesinde ortaya çıkacak alanlarda sektörlerimizin kümelenmesini kolaylaştıracak yeni küçük, karma ya da ihtisas sanayi siteleri kurmak istiyoruz. Sayın Bakanım, bugün yüzlerce iş insanımızla sizleri buluşturduğumuz bu salonda yaptığımız toplantılarımız, hep bereketli oldu. 2020 yılının mart ayında gerçekleştirdiğimiz toplantımızdaki talebimiz üzerine, dönemin Hazine ve Maliye Bakanı Sayın Berat Albayrak’tan Denizli-Aydın Otobanımızın ödeneğini imzaladığına dair müjdeyi yine bu binada almıştık. 140 kilometrelik Aydın-Denizli Otoyolu’nun 80 kilometrelik Kuyucak-Denizli Kocabaş arasındaki bölümü trafiğe açıldı. Sayın Cumhurbaşkanımızdan, bu yıl geriye kalan kısmının da tamamlanacağının müjdesini aldık; kendilerine teşekkür ediyoruz” dedi. "Denizli iş dünyası, yüksek enflasyon ve faizle mücadelede devletinin yanındadır" Enflasyonist baskıyla mücadele kapsamında yürütülen çalışmaları yakından takip ettiklerini ve destelediklerini vurgulayan Başkan Erdoğan, Denizli iş dünyasının yüksek enflasyon ve faizle mücadelede devletinin yanında olduğuna da dikkat çekti. Erdoğan, “Sayın Bakanım; enflasyonla mücadelenizi destekliyoruz ve yanınızdayız. Ülkemiz ekonomisinin içinden geçmekte olduğu bu dönemde üstlenmiş olduğunuz görevde, başarılı olacağınızdan eminiz. Hem sizin şahsi birikiminiz hem de ülkemiz ekonomisinin temellerinin sağlamlığı, bize bu güveni veriyor. Ülkemizin içinde bulunduğu durumda her kesime fedakârlık düştüğünün de farkındayız. Ancak yüksek enflasyonla ve faizle mücadele kapsamındaki girişimler, üretimi ve ihracatı teşvik edecek mahiyetten ayrılmamalıdır. Üreterek ve tüketerek bu mücadeleyi sürdürecek şartları oluşturmalı, toplumun tüm kesimleriyle sahiplenmeli ve korumalıyız. Özetle her şartta çarkların dönmesini sağlamalıyız. Denizli’miz, sektörlerimiz, işletmelerimiz de bu konuda üzerine düşeni daha çok çalışarak yapacaklardır” dedi.
İzmir İzmir’de 5 kişinin öldüğü ‘makas’ faciasında 22,5 yıla kadar hapis istemi İzmir’in Menderes ilçesinde, hafif ticari aracıyla makas atan Yusuf İslam Koçak’ın (19) neden olduğu, 4’ü aynı aileden 5 kişinin öldüğü, 20 kişinin de yaralandığı kazaya ilişkin iddianame hazırlandı. Koçak için ’bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan toplam 22,5 yıla kadar hapis istendi. Kaza 30 Haziran 2023 saat 19.30 sıralarında İzmir-Aydın Yolu Kısık Mahallesi mevkiinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, İzmir’den Torbalı istikametine seyir halinde olan Yusuf İslam Koçak (19) idaresindeki hafif ticari araç, makas atmak istediği sırada sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle sol şeritte ilerleyen Özcan Özer (57) idaresindeki 34 DEB 698 plakalı otomobile çarptı. Çarpmanın etkisiyle savrularak refüjü aşan Özcan Özer idaresindeki otomobil, karşı yola geçti ve Torbalı’dan İzmir istikametine seyir halinde olan İsmail A. idaresindeki 09 BU 404 plakalı minibüsle kafa kafaya çarpışınca ortalık savaş alanına döndü. Kazayı görenlerin durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirmesi üzerine olay yerine polis, jandarma, sağlık ve itfaiye ekipleri sevk edildi. Polis ve jandarma ekipleri kazanın olduğu bölgede güvenlik önlemleri alırken, araçların içerisinde sıkışan yaralılar itfaiye ekipleri tarafından çıkartıldı. Sağlık ekipleri tarafından yapılan ilk incelemede otomobil içerisinde bulunan Özcan Özer’in eşi Sibel Özer (54) ve ablası Şengül Acar’ın (69) kaza yerinde hayatını kaybettiği belirlendi. Kazada otomobilde bulunan sürücü Özcan Özer ve oğlu Ali Alperen Özer ile minibüste bulunan Mustafa Karaca ise kaldırıldıkları hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybetti. Özer yönetimindeki otomobilde bulunan Seren Ö., Hatice B. Ö., Ayaz E. K., Deniz K., Doğa K., Yiğit Ö. ve Çiçek A. ile minibüsteki yolcular; Mete A., Hatice K., Fatma T., Belgin H., Hıdır K., Chen T., Erdem Ç., Azra Ç., Esra T., Hüsniye A. M., Kuzey K., Cehn C. J. ve S. K. ise yaralandı. Yaralılar tedavilerinin ardından taburcu edildi. Feci kaza anı araç içi kamerasına yansımıştı Feci kaza anı ise bir otomobilin araç kamerasına yansımıştı. Görüntüde, hafif ticari aracın Özcan Özer’in kullandığı otomobile hızla yandan çarptığı, çarpmanın şiddetiyle kontrolden çıkan otomobilin refüjü aşıp, karşı yöne geçerek minibüsle çarpıştığı anlar yer almıştı. Kazada otomobile çarptıktan sonra hızla uzaklaşan hafif ticari aracın sürücüsü Yusuf İslam Koçak, yakalanıp, gözaltına alınmış ve sorgusunda, önündeki bir aracı sollarken direksiyon hakimiyetini kaybettiğini söylediği öğrenilmişti. “Kesinlikle makas atarak araç kullanmadım” Jandarmadaki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen Koçak tutuklandı. Koçak’ın ifadesinde, "Ticari aracımla sağ şeritte seyir halindeydim. Önümdeki servis aracını sollamak için sinyalimi yaktım. Sola geçtikten sonra önümdeki aracı ilk önce görmemiştim. Gördükten sonra panik yaptım. Hemen sağ seride geçtim. Bu sırada direksiyon hakimiyetini kaybettim, sağdaki bariyerlere çarptım. Çarpmanın etkisiyle araç tekrar sol seride doğru gitmeye başladı. Soldaki araca çarpmamak için direksiyonu tam sağa kırdım. Buna rağmen kullandığım araç, otomobile yandan çarptı. Sollamaya çıktığım sırada aracımın hızı hatırladığım kadarıyla 70-80 km civarındaydı. Olay yerinden korktuğum için hızlıca uzaklaştım. Daha sonra kazayı yakınlarıma haber verdim. Avukatım ile jandarma karakoluna müracaatta bulundum. Ben kesinlikle makas atarak araç kullanmadım. Böyle bir kazaya sebep olduğum için pişmanım" dedi. Makasçı sürücü 8’de 8 kusurlu çıkmıştı Kazayla ilgili hazırlanan tespit tutanağında, otomobil sürücüsü Özcan Özer ile minibüs şoförü İsmail A.’nın kusursuz olduklarının belirlendiği, tüm kusurun hafif ticari araç sürücüsü Yusuf İslam Koçak’ta olduğu belirtildi. Kaza tespit tutanağında, "Bu kazanın oluşumunda 35 ADF 564 plakalı araç sürücüsü Yusuf K.’nın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda yer alan 46/2C maddesini içeren aksine bir işaret bulunmadıkça trafiği aksatacak veya tehlikeye düşürecek şekilde şerit değiştirmek maddesini ihlal ettiği, diğer araç sürücülerinin bu kazada herhangi bir kusurunun bulunmadığı kanaatine kaza yeri incelemesi, sürücü beyanı ve kamera kayıtları neticesinde varılmıştır" ifadelerine yer verildi. 22,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı Ticari aracın sürücüsü Yusuf İslam Koçak için ’bilinçli taksirle ölüme ve yaralanmaya neden olma’ suçundan toplam 22,5 yıla kadar hapis istemiyle iddianame hazırlandı. Ağır Ceza mahkemesi, iddianameyi kabul etti. Özer ve Akbaş ailelerin avukatı Aykut Dikencik, "Bu tür katliamlarda verilen cezalar caydırıcı olmamaktadır. Yeni yasalara ihtiyaç var. Mahkemenin sanığa en ağır cezayı vermesi hususunda ciddi olarak mücadelemize devam edeceğiz" dedi.