ASAYİŞ - 17 Aralık 2017 Pazar 10:25

30 tonluk trafoyu çaldılar

A
A
A
30 tonluk trafoyu çaldılar

Özelleştirilme sonrasında sorumluluk bölgesindeki enerji altyapısını iyileştirmek için altyapı yatırımlarını sürdüren Dicle Elektrik tarafından Mardin’de eskisinin yerine konulacak olan 30 ton ağırlığındaki beton köşk trafo çalındı. Trafo hırsızlığı yüzünden mahalle halkı mağdur oldu.

Dicle Elektrik tarafından Mardin’in Kızıltepe ilçesindeki kışa hazırlık çalışmaları kapsamında gerçekleştirilmekte olan yatırımlar arasında Turgut Özal Mahallesi’nin elektrik trafosunun değiştirilmesi de vardı. Eski trafonun yerine konulmak üzere enerji şirketi tarafından getirilen 1.250 KVA gücündeki yeni tip beton köşk trafo monte edileceği yere bırakıldı. Henüz montajı yapılmayan ve TR-8 olarak isimlendirilen yaklaşık 30 ton ağırlığındaki trafo, kimliği belirsiz kişilerce sahte irsaliye düzenlenmek suretiyle vinç ile kamyona yüklenerek çalındı.

Mahalleli mağdur oldu

Enerji şirketinin ihbarı üzerine güvenlik güçleri, çalınan trafoyu bulmak için aramalara başladı. Turgut Özal mahallesinde bulunan yüzlerce konutta yaşayan binlerce kişi ise, yaşanan trafo hırsızlığı nedeniyle mağdur oldu. Dicle Elektrik tarafından yaşanan hırsızlık olayı ile ilgili yapılan açıklama şöyle denildi:

“Özel sektör olarak 1,2 milyar lira ile bölgenin en büyük yatırımını gerçekleştirdik. Eskisinden çok daha güçlü ve kaliteli hale gelen bölgedeki enerji altyapısı, devam eden yatırımlarla daha da güçlenecek. Dicle Elektrik işini yaptıkça, bölgedeki enerji kalitesi dünya standartlarını yakalıyor. Tüm dağıtım bölgeleri arasında teknolojiye en fazla yatırım yapan şirketlerden biriyiz. Dicle Elektrik olarak biz yatırımlarımızı sürdürdükçe bölgemiz de ekonomik açıdan güçlenecek. Günün sonunda kazanan bölge insanı olacak. Ancak biz bölge insanına daha iyi hizmet vermek için uğraşırken yaşanan bu hadiseler, çalışmalarımızı sekteye uğratmakta ve bölge insanını maalesef mağdur etmektedir.” 

Beril Solmuşgül

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.