GÜNDEM - 03 Mayıs 2016 Salı 09:52

315 metre yükseklikte Türk bayrağı dalgalandırdılar

A
A
A
315 metre yükseklikte Türk bayrağı dalgalandırdılar

3. Boğaz köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün kulesine tırmanarak '350 metre' yükseklikte özçekim yapan iki genç, bu kez Türkiye’nin en yüksek gökdeleninin vincine tırmanarak 3 Mayıs Türkçülük Gününe özel 315 metre yükseklikte Türk bayrağı dalgalandırdı.

Türkiye’nin 3. Boğaz köprüsü olan Yavuz Sultan Selim Köprüsünün kulesine tırmanarak “350 metre” yükseklikte özçekim yapmasıyla tanıdığı Pavel Smirnov ve Fırat Somut, çılgın bir projeye imza attı. Rooftopper adı verilen tırmanma ve parkur sporcusu gençler bu kez, inşası devam eden ve tamamlandığında Türkiye’nin en yüksek noktası olacak olan gökdelenin vincine tırmanmaya karar verdi. Hazırlıklarını tamamlayan gençler, karanlıktan faydalanarak yaklaşık 2 buçuk saatte Anadolu yakasındaki şantiyeye girdi. İş makinelerinin gürültüsünden yararlanarak kendilerini gizleyen gençler, yaklaşık 1 buçuk saatte 300 metre yükseklikteki 62 katlı gökdeleni çıktıktan sonra 15 metre yukarıdaki kule vincine tırmandı.

315 METREDE TÜRK BAYRAĞI DALGALANDIRDILAR
Zirveye ulaşan gençler burada 3 Mayıs Türkçülük Gününe özel üzerlerine giydikleri ay yıldızlı ve Ne Mutlu Türküm Diyene yazılı tişörtle Türk bayrağı dalgalandırdı. Günün anlam ve önemine binaen “bozkurt” işareti yapan gençler, o anları saniye saniye kayda aldı. Yaklaşık “315 metre” yükseklikte özçekim yapmayı ihmal etmeyen gençler, şantiyede yaklaşık 4 saat kaldıktan sonra ayrılmalarının ardından kule vinci çalışmaya başladı. İstanbul’daki bazı yüksek binalara tırmanmaları nedeniyle şantiye girişlerine fotoğrafları asıldığı öğrenilen gençler, şantiyeden çıkarken duvara, oraya girdiklerini belirtmek için “Pavel & Fırat was Here” yazdı.

“BU GÖKYÜZÜNE SARILMA AŞKIDIR, O AN HUZUR DOLUYORUZ”
O anları İhlas Haber Ajansı (İHA)'ya anlatan Pavel Smirnov, “Aslında biz parkur sporcuyuz. Sosyal medyada bazı ülkelerde bu işin çok kişi tarafından yapıldığını gördük. Bunun üzerine bizde, ‘Türkler olarak biz neden bunu yapmıyoruz?’ dedik ve o şekilde başladık. İlk olarak 3. köprüde bunu yapma gereği duyduk. Bu yaptığımız gökyüzüne sarılma aşkıdır, o an huzur doluyoruz. Çünkü şehrin içinde bize doğru bir baskı var. O baskıyı yenebilmek için yükseğe çıkıyoruz” dedi.
Halk tarafından kendilerine çok tepki geldiğini belirten Smirnov, “Bu işi neden yapıyorsunuz ve düşmekten korkmuyor musunuz? En ufak bir hata seni götürür, denildi. Parkurdaki tecrübe ve gücümüz sayesinde bu işi yapmaktan korkmuyoruz. Zihinsel ve fiziksel olarak biz buna tamamen hazırız. Yani bir hata olduğunda biz bunu nasıl kurtaracağımızı biliyoruz” ifadelerini kullandı.

“AMACIMIZ TÜRKİYE’NİN EN YÜKSEK BİNASINDA TÜRK BAYRAĞINI DALGALANDIRMAKTIR”
Gerçekleştirdikleri projede tırmandıkları binanın tamamlandığında Türkiye’nin en yüksek binası olduğunu söyleyen Smirnov, “Şuan vinçle birlikte 315 metre, bizde bu projeyi 3 Mayıs Türkçülük gününe armağan etmek istedik. Mükemmel bir şekilde sonlandırdığımız bu projeyi Türkçülük Gününe armağan ediyoruz. Amacımız Türkiye’nin en yüksek binasında Türk bayrağını dalgalandırmak ve bunu başardık” şeklinde konuştu.
Smirnov ile birlikte gökdelene tırmanan rooftopper Fırat Somut ise, “Tırmandığımız yer Anadolu yakasında, konum vermek istemiyorum. Çünkü işçiler olsun güvenlik görevlileri olsun, onların sıkıntı yaşamasını istemeyiz. Oraya tırmandık çünkü tamamlandığında Türkiye’nin en yüksek noktası orası olmuş olacak. Normalde en yüksek olarak Saffhire biliniyor ama burası tamamlanmadığı için bilinmiyor. Oraya tırmanmak için çok fazla hazırlık yapmamız gerekti. Gece saatlerinde başladık ve 2 buçuk saat şantiyeye girmek için uğraştık. İçerideki işçiler makinelerle çalışırken, çıkan her sesin arkasına gizlenerek adım adım ilerledik ve yeni bir şeyler yapmaya çalıştık. Sonunda içeri girerek 62 kat çıktık. Aç ve susuz kalarak zorlandık ama projemizi bitirdik” dedi.

“TÜRKİYE’NİN EN YÜKSEK NOKTASINA TIRMANIŞIMIZI 3 MAYIS RUHUNA ARMAĞAN EDİYORUZ”
Türk bayrağını olabildiğince yükseklikte dalgalandırdıklarını ifade eden Somut, sözlerini şöyle sürdürdü: “3 Mayıs ruhu ebediyen yaşasın diye bozkurt işareti yaptık. Bende arkadaşımda Türk bayraklı tişört giydim. 1944’den bu yana biz Türkçülük gününü kutluyoruz. Bu kapsamda bizde Türkiye’nin en yüksek noktasının vincine tırmanışımızı 3 Mayıs ruhuna armağan ediyoruz. 3 Mayıs bizim için bir anma günüydü bizde bunu armağan etmek istedik.”

“ÇILGIN DEĞİLİZ, ROOFTOPPER SPORCUSUYUZ”
Çılgın selfici değil “Rooftopper” sporcusu olduklarını kaydeden Somut, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’deki ilk rooftopper sporcularıyız. Halk bizi çılgın olarak tanıyor ama biz normal hayatlarına devam eden ve gerekse çalışan insanlarız. Bizde normal hayatlarımıza çalışarak devam ediyoruz. Tek yaptığımız şey bir yerlere tırmanmak ya da sokaklarda atlayıp zıplamak değil. Halk bizi ister istemez yanlış anlayabiliyor ama bizde sizden biriyiz, sadece biraz daha çılgın bir ruha sahibiz. Normalde bu tür anma günlerinde genelde yürüyüş ve söyleşiler olur. Biz yapabileceğimiz en farklı anmayı yapmak istedik ve en farklısı da bu oldu”

DOĞAN CAN CESUR
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.