GÜNDEM - 19 Ekim 2018 Cuma 10:49

36 metre derinlikte tadına tat katan peynire ilgi her geçen gün artıyor

A
A
A
36 metre derinlikte tadına tat katan peynire ilgi her geçen gün artıyor

Karaman’da doğal yöntemlerle hazırlanan ve 5 ay bekletildiği 36 metre derinlikteki mağarada tadına tat katan peynire ilgi her geçen gün artıyor. Peynirin olgunlaşması için bekletildiği mağarada incelemelerde bulunan Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurul Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, Anadolu’nun geleneksel ürünlerinden Divle obruk peynirini standardize edip halka ve dünyaya kazandırmak istediklerini söyledi.

Karaman’ın Ayrancı ilçesine bağlı Üçharman köyünde doğal yöntemlerle hazırlanan ve deri tulumlara basıldıktan sonra yerin 36 metre altındaki mağarada 5 ay süreyle bekletilen Divle obruk peyniri ilgi görüyor. Divle obruk peyniri, koyun ve keçi sütünden yapılıyor. Mayıs ayından itibaren yapılmaya başlanan peynirler, koyun ve keçi derilerinden yapılan tulumlara basıldıktan sonra olgunlaşacakları mağaraya taşınıyor. Konya Gıda ve Tarım Üniversitesinden bir heyet de Divle obruk peynirini ve koyulduğu mağarayı incelemek için Üçharman köyüne geldi. Asansörle yerin 36 metre aşağısına inen heyet, peynirler ile mağarada incelemelerde bulundu.

Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölüm Başkanı ve Cumhurbaşkanlığı Sağlık ve Gıda Politikaları Kurulu Üyesi Prof. Dr. Zümrüt Begüm Ögel, burada yaptığı açıklamada, ekip olarak meşhur Divle obruk peynirini yerinde görmek ve incelemek için buraya geldiklerini belirterek, "Anadolu’muzun geleneksel değerlerini toprak altından tarihi eser çıkarır gibi, geleneksel ürünlerimizi de standardize edip halkımıza daha geniş kapsamlı olarak hatta dünyaya kazandırmak adına neler yapabiliriz düşüncesiyle buradayız. Tabii bu arada bu mağaralar, halkımızın yüzlerce binlerce yıldır yapageldiği bu obruk peynirini görmek çok ilginç oldu. Ben hayranlıkla izliyorum. Mağaranın özelliğine baktığımız zaman hem bakteri, hem maya ve hem de küf ağırlıklı büyüme olduğunu görüyoruz. Mağara, taze olan bu peynirleri besleyerek zamanla olgunlaştırıyor. Daha sonra ona özgü tadını veriyor. Bizler de bilim insanları olarak bu ürünümüzü her seferinde aynı kaliteyi sağlayacak şekilde nasıl üretebilirizi düşünüyoruz. Bu nedenle de Ankara Üniversitesinden bazı hocalarla işbirliği yapmaya karar verdik. Ürünümüzü ticarileştirme ve daha geniş kitlelere ulaştırabilme adına önümüzdeki haftalarda da bununla ilgili olarak toplantılarımız olacak” diye konuştu.  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Konya’da “Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar” projesi hayata geçiriliyor Konya’da aralarında Beyşehir, Hüyük ve Derbent’in ilçelerinin de olduğu 10 farklı ilçede “Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar” projesi kapsamında çiftçilere toplam 58 bin 700 kilo sertifikalı fasulye tohumu dağıtılmaya başlandı. Projenin Beyşehir’deki ilk dağıtım töreninde yüzde 36’sı çiftçi katkılı geriye kalanı hibe destekli 10 ton sertifikalı fasulye tohumu düzenlenen törende üreticilerle buluşturuldu. Törende konuşan Konya İl Tarım ve Orman Müdürü Duran Seçen, Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen “Tarım Arazilerinin Kullanımının Etkinleştirilmesi” projesi çerçevesinde, ekim programında olmayan ve nadasa ayrılan alanlar ile işlemeli tarıma uygun olmayan sahalar öncelikli olmak üzere uygun tarımsal üretim teknikleri ile değerlendirilerek bitkisel üretimin artırılması, bitkisel ürünlerde arz güvencesinin sağlanması ve sektör taleplerine uygun sertifikalı tohum kullanımının yaygınlaştırılması amacıyla İl Tarım ve Orman Müdürlüğü bünyesinde farklı projeler yürütüldüğünü belirtti. Konya’da da arz açığının azaltılması, yeni çeşitlerin üretimi alınması, münavebe kültürünün yaygınlaştırılması ve toprak yapısının düzeltilmesi için kuru fasulye üretim alanlarının artırılması çalışmalarının devam etmekte olduğunu da anlatan Seçen, “Bakanlığımızın 2024 yılı yatırım programı dahilinde İl Müdürlüğümüz tarafından hazırlanarak Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğüne sunulan ve ilimizde uygulanması uygun görülerek başlatılan ‘Kuru Fasulye ile Beyaz Bahar Projesi’ toplam 5 milyon 937 bin 500 liralık bütçe ile yüzde 64’ü bakanlığımız ve yüzde 36’sı çiftçi katkısı ile yürütülmektedir. Proje kapsamında yaklaşık 59 ton Sertifikalı Kuru Fasulye tohumu teslimi gerçekleştirerek, 10 ilçemizde yaklaşık 5 bin dekar alanda tohumların toprak ile buluşması sağlanacaktır. 58 bin 700 kilogram sertifikalı fasulye tohumu; Ahırlı, Akşehir, Altınekin, Beyşehir, Çumra, Derbent, Doğanhisar, Hüyük, Kadınhanı ve Selçuklu ilçelerindeki çiftçilerimizle buluşturulacaktır. Teslimi yapılan sertifikalı tohumlar ile bölgemizde arz açığının azaltılması, yeni çeşitlerin üretime alınması, münavebe kültürünün yaygınlaştırılması ve toprak yapısının düzeltilmesi için ve kuru fasulye üretim alanlarının artırılması yaklaşık 5 bin dekar alanda ekilmesi amaçlanmıştır. Teslim törenini yaptığımız Beyşehir ilçemize yaklaşık 10 ton sertifikalı fasulye tohumu teslimini gerçekleştiriyoruz. Projeye dahil olan üreticilerimize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyor, üreten, üretilene değer katan, ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayan tüm çiftçilerimizin bol ve bereketli bir üretim sezonu geçirmesini temenni ediyorum” dedi. Beyşehir Belediye Başkanı Adil Bayındır da hayata geçirilen projeler ile devletin her daim çiftçinin yanında olduğunu gösterdiğini vurgulayarak, emeği geçenlere teşekkür etti. Konuşmaların ardından çiftçilere protokol mensupları tarafından fasulye tohumları dağıtımı gerçekleştirildi.
Kastamonu Kastamonu Üniversitesi’nde “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayı düzenlendi Kastamonu Üniversitesi’nde Veteriner Fakültesi ile Orman Fakültesi işbirliği ile “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayı gerçekleştirildi. Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Vahşi Yaşamı Araştırma ve Koruma Öğrenci Topluluğu ve Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölümü işbirliği ile Kastamonu Üniversitesi Merkez Kütüphanesi Sezai Karakoç Salonu’nda düzenlenen “Yabani Hayvanlarda İlk Yardım ve Rehabilitasyon” çalıştayını Kastamonu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Veysel Doğan düzenledi. Çalıştaya, Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü ve Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekolojisi ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin konuşmacı olarak katıldı. Çalıştayda konuşan Dünya Doğayı Koruma Vakfı (WWF-World Wide Fund for Nature) Türkiye Yaban Hayat Danışmanı Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, 1975 yılında kurulan ve birçok alanda faaliyet veren Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın (WWF) tarihçesine kısaca değinerek Türkiye’de ve Dünyada yaban hayatı rehabilitasyonu faaliyetleri hakkında bilgiler verdi. Doğal Hayatı Koruma Vakfı’nın çalışmalarından ve projelerinden de bahseden Kütükçü, yürütülen faaliyetlerin kurtarma, ilk yardım ve tedavi, bakım ve rehabilitasyonun yanı sıra eğitim gibi konuları kapsadığını söyledi. Veteriner Hekim Kütükçü, yaban hayvanlarının immobilizasyonu ve nakilleri hususunda doğru yöntemlerin hassasiyetle kullanılmasının gerekliliğine de vurgu yaptı. Kastamonu Üniversitesi Orman Fakültesi Yaban Hayatı Ekoloji ve Yönetimi Bölüm Başkanı Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ise, yaban hayatı kavramını merkeze alan bir konuşma yaptı. “Yaban Hayatı Yönetimine Genel Bir Bakış” konusunun üzerinde duran Dr. Öğretim Üyesi Evcin, Türkiye’de 160 binden fazla omurgasız hayvan türü, 500’den fazla balık türü, 30 iki yaşamlı, 120 sürüngen, 500’e yakın kuş ve 160 memeli türünü görülebileceğinden bahsetti. Yaban hayatı konusunda katılımcılara video gösterimi yapan Dr. Öğretim Üyesi Evcin, sorulan soruları cevaplayarak sunumunu tamamladı. Türkiye’nin biyoçeşitliliği açısından dünyada önemli bir yere sahip olduğunu dile getiren Dr. Öğretim Üyesi Evcin, bu çeşitliliğin korunması için önlemlerin acilen alınması gerektiğine dikkat çekti. Dr. Öğretim Üyesi Evcin’den sonra yeniden söz alan Veteriner Hekim Ahmet Emre Kütükçü, National Geographic tarafından hazırlanan kurtarma ve nakil sürecinde bulunması gereken kurtarma nakil aracı, narkotik tüfek ve hayvan kurtarma ekipmanlar hakkında bilgi verdi. Yabani hayvanlara hassas davranılması gerektiğini ifade eden Kütükçü, kaya sansarı, kerkenez, alaca baykuş, hazar yılanı, çulluk, leylek, kirpi, bıldırcın kılavuzu, küçük kumru hayvanlarının bakım ve rehabilitasyon yaptıklarını söyledi. Sunumun sonunda canlandırma yapan Kütükçü, yabani hayvanı tutarken uyulması gereken kurallardan bahsetti. Çalıştay Veteriner Fakültesi ve Orman Fakültesi öğrencilerinin sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. Çalıştayın ikinci gününde de Ilgaz Dağı Milli Parkı’nda gerçekleştirilen arazi uygulamasında doğa yürüyüşünün ardından yaban hayvanlarının doğrudan ve dolaylı gözlem yöntemleriyle izlenmesi ve fotokapanlar üzerine uygulamalı olarak çalışma gerçekleştirildi. Sahada yaban hayvanlarına ait iz ve dışkıların tespit edilmesi, tanınması ve fotokapan yöntemiyle izlenmesi üzerine Dr. Öğretim Üyesi Özkan Evcin ve Veteriner Hekim Dr. Ahmet Emre Kütükçü tarafından bilgilendirmeler yapıldı.