GÜNDEM - 05 Şubat 2018 Pazartesi 18:07

66 yıllık terzi tüm malzemeleri müzeye bağışladı

A
A
A
66 yıllık terzi tüm malzemeleri müzeye bağışladı

Bilecik'te 66 yıllık terzilik mesleğini sonlandıran 78 yaşındaki Terzi Bilal Gülen, aralarında 2 asırlık malzemelerin de bulunduğu bütün eşyalarını müzeye bağışladı. Burada haftanın belli günlerinde ziyaretçilere terzilik zenaatını anlatan Bilal amca, hayatından memnun.

Bilecik Belediyesi tarafından kentte kazandırılan Yaşayan Şehir Müzesi Zenaatlar Bölümüne 66 yıllık terzilik mesleğini sonlandırarak eşyalarını bağışlayan Bilal Gülen, haftanın belli günlerinde müzeye gelerek ziyaretçilere zenaatını anlatıyor. 78 yaşındaki Terzi Bilal Gülen, İHA muhabirine 12 yaşında bu mesleğe başladığı ve 1963 yılında askerden geldikten sonra kendi dükkanının açtığı anlattı. 55 yılık dükkan hayatını sonlandırdıktan sonra bütün malzemeleri Yaşayan Şehir Müzesine bağışladığı anlatan Gülen, sözlerine şöyle devam etti; "12 Yaşında çıraklığa başladım ve 78 yaşına kadar terzilik yaptım. Çıraklığım 2-3 sene de kalfalığa geçtim. 16 yaşında ceket dikmeye başladım. 17-18 yaşında tamamen ustalaştım. 20 yaşında askere gittim. Askerden geldim 1963 senesinde dükkan açtım ve bu zamana kadar terzilik yapıyorum. Şuanda 78 yaşındayım. Dükkanımı kapattım bir zamanda. Dükkanımı kapattıktan sonra müzeye bağışladım. Burada şimdi şuanda benim dükkanım müzede müze olarak duracak. Şimdi burada dükkanımı buraya bağışladığım için benim bilgimi almak için talebeler geliyor. Talebeler geldiği zaman bana haber veriyorlar. Ben geliyorum talebelere gençlere burada terzilik sanatkarlığı hakkında bilgiler veriyorum. Kenrilerine, 'Bilgisayarı cep telefonuyla oynamayı bırakın. Tatillerde sanatkarları yanına gidin sanat öğrenin. Liseyi bitirdikten sonra üniversiteyi kazanamazsanız sanata dönersiniz. Ama sanat öğrenmezseniz üniversiteyi kazanamazsınız ortada kalırsınız' diye nasihat ediyorum talebelere gençlere" dedi.

"200 yıllık dikiş makinesi var"

Yaşayan Kent Müzesi içinde zanaatlar bölümünde bulunan terzilik odasında asırlık malzemelerin olduğunu anlatan 78 yaşındaki Terzi Bilal Gülen, "Dikiş makinem 1952-53 senesinde alınmış makinem. Bu makine 100 senelik falan vardır. Öbürü 200 seneliktir. Ütüm var kömür ütüsüydü o zaman. Kömürle ısınıyorduk. Önceden elektrik yoktu, elektrik olmadığı için kömürü ateşliyorduk. Kömürle ısıtıyorduk ütüyü. Hepsi değerli çünkü niye diyeceksin bir iğne bile değerli benim için. Bu iğne olmasa ben bu terziliği yapamam. Bu yüzük olmasa ben bu terziliği yapamam. Makinenin iğnesi olmasa yapamam. Bu ütüyü ben çıraklığımda kullanıyordum. Bu kömürlü bir ütü. Bunun içine yaktığımız kömürleri parçalayarak atıyorduk. Sonra elbiseleri ütülüyorduk. Burada bulunan 1940’lı yılların annemin elbiseleri. 40’lı yıllarında giydiği elbiseleri de ben müzeye bağışladım. Burada vatandaş görsün diye" dedi.

"Bu yıllarda zenaatkar bulmak zor"

78 yaşındaki Terzi Bilal Gülen, bu yıllarda zenaatkar bulmanın zor olduğunu anlatarak, "Sanatkar kalmadı. Şuan mesela terzi kalmadı. Terzi A dan Z ye dikecek terzi kalmadı. Ama bizim zamanımızda iç çamaşırından tut kravatına varıncaya kadar mantosunu paltosunu hepsini dikiyorduk. Şimdi terziler sadece tamir yapıyor. Kısaltma, uzatma, dalatma genişletme bunları yapıyor. Biz müşterinin ölçüsünü alıyoruz biz ölçüsünü aldıktan sonra modelini söylüyor. Modeline göre kesiyoruz. Provaya hazırlıyoruz. Az önceki gibi yaptığım dikimdeki gibi provaya hazırlıyoruz. Provasını yapıyoruz 1’inci prova, 1’inci provadan sonra 2’inci provayı hazırlıyoruz karşıdakiler gibi. Sonra burada 2’inci provayı yaptıktan sonra ceketi bitiriyoruz. Cekete istediği modeli verdikten sonra ceket manto hangisiyse provadan sonra bitiyor ceket" dedi.

"Ehli Sanat Etkinlikleri devam edecek"

Yaşayan Şehir Müzesi Müdüresi Yurdanur Kırlı ise yapılan etkinlik hakkında bilgi vererek, "Ehli Sanat Etkinlikleri kapsamında zenaatlar odası terzilik bölümünde ilimizin eski esnaflarından Bilal Gülen amcamız müzeye gelen ziyaretçilere geçmişten günümüze terzilik mesleğini uygulamalı olarak müzeye gelen ziyaretçilerimize anlatarak gösteriyor. Bundan sonra yorgancı çömlekçi sepetçi demirci ve dokumacı ablalarımız gelip o odaların içinde uygulamalı olarak müzeye gelen ziyaretçilere anlatılacak" dedi. 

Cem Kaan Toka - İbrahim Sünetçi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bilecik Osmaneli’nde 23 Nisan coşkuyla kutlandı Bilecik’in Osmaneli ilçesinde, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. Osmaneli’nde 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı coşkuyla kutlandı. İlçedeki tören, İlçe Milli Eğitim Müdürü Erhan Döş tarafından Osmaneli Hükümet Konağı önündeki Atatürk Anıtı’na çelenk sunulması, saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Daha sonra 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlamaları ilçe stadyumunda devam etti. Buradaki kutlamalara, Kaymakam Yüksel Ünal, Belediye Başkanı Bekir Torun, Cumhuriyet Savcısı İsmail Küçükdağ, Jandarma Komutanı Teğmen Mustafa Güzel, Emniyet Müdür vekili Selçuk Karakaş Milli Eğitim Müdürü Erhan Döş, il genel meclis üyeleri, daire müdürleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, siyasi parti başkanları, vatandaşlar ile öğrenciler katıldı. Günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapan Osmaneli İlkokul Müdürü Şenol Altıntaş, "Bugün burada 104’üncü yılını kutladığımız 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı bütün dünya çocuklarına kutlu olsun. Bugünü çocuklarımıza armağan eden başta ulu önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve tüm şehitlerimizi rahmet, şükran ve minnetle anıyoruz" dedi. Programda ayrıca günün anlam ve önemini belirten şiirler okundu. Çocuk oyunlarının oynandığı ve tekvando gösterilerinin ardından dereceye giren öğrencilere Kaymakam Yüksel Ünal ve protokol üyeleri tarafından ödüller verildi. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri ilçede bütün okullarda coşkuyla kutlandı.
Konya Meke Gölü havaların ısınmasıyla yabancı turistlerin uğrak yeri oluyor Konya’nın Karapınar ilçesinde bulunan Meke Gölü, havaların ısınmasıyla karavanla geziye çıkan yabancı turistlerin ilgi odağı oluyor. Yaz aylarının yaklaşmasıyla karavan ile Türkiye’ye gelen turistler, Karapınar’da doğal güzellikleri geziyor, Meke Gölü’nde kamp yapıyor. Meke Gölü yeraltı sularının çekilmesi ve kuraklık gibi sebeplerden dolayı kurudu. Buna rağmen kış aylarında yerli ve yabancı turistlerin uğrak yeri olan Meke Gölü, ilkbahar mevsiminde de karavanları ile seyahat eden yabancı turistlerin ilgisini çekiyor. Karavanları ile Yunanistan’dan yola çıkan ve Türkiye’de birçok yeri gezdikten sonra Karapınar’a ulaşan İsviçreli çiftler Philippe ve Petra Müller ile Sabine ve Reto Huber, Avusturyalı Walter Frashing ve eşi Sandra, Meke Gölü’nde mola verdi. Yürüyüş yapıp, gün batımını ve gün doğumunu izleyen turistler burada kamp yaptı. İsviçreli Philippe Müller, 4 hafta önce Yunanistan’dan gelerek Türkiye’de seyahate başladıklarını ifade ederek, "Karapınar’ı ve özellikle Meke Gölü’nü çok sevdik. Türk yemeklerini ve insanların bizlere karsı olan tutumları çok güzeldi. Bir sonraki durağımız Kapadokya olacak. Dünyada su kaynaklarının bilinçsiz kullanımı var. Su kaynaklarının çok fazla kullanılması ve küresel ısınmanın olumsuz etkileri tüm dünyada görülüyor. Meke Gölü’nün susuz hali bile etkileyici” dedi. Avusturalı Walter Frashing, Meke Gölü’nde su olduğu zamanın fotoğraflarını gördüklerini ve çok etkilendiklerini kaydederek, ”Gölün bu hali çok üzücü. İklim değişikliği burayı da kötü etkilemiş. Su dolu fotoğrafları çok güzeldi. Bu haline insan üzülüyor. Bizler de harika manzaranın tadını çıkarıp bol bol fotoğraf çektik” şeklinde konuştu.