SAĞLIK - 08 Nisan 2016 Cuma 11:02

'70 bine yakın diyaliz hastası var, bunların sadece 22 bini organ bağışı bekleme listesinde'

A
A
A
'70 bine yakın diyaliz hastası var, bunların sadece 22 bini organ bağışı bekleme listesinde'

Memorial Ataşehir Hastanesi Nefroloji ve Organ Nakli Bölümü'nden Prof. Dr. Murat Tuncer, ''70 bine yakın diyaliz hastası var, bu kişilerin sadece 22 bini bekleme listesinde. Yapılan araştırmalar göre, bekleme listesindeki diyaliz hastaları düzenli olarak organ nakli merkezlerine kontrole gittiklerinden dolayı bekleme listesinde olmayanlara göre 2 kat daha uzun yaşıyor'' dedi.

Dünyada görülme sıklığı giderek artan böbrek yetmezliği, her yıl milyonlarca kişinin hayatını kaybetmesine yol açıyor. Toplumun yaklaşık yüzde 10’unu etkileyen böbrek rahatsızlıkları en çok kadınlarda ve ileri yaşlarda görülüyor diyen Memorial Ataşehir Hastanesi Nefroloji ve Organ Nakli Bölümü’nden Prof. Dr. Murat Tuncer, diyaliz hastaları hakkında şu bilgileri verdi: ''70 bine yakın diyaliz hastası var bu kişilerin sadece 22 bini bekleme listesinde. Yapılan araştırmalara göre, bekleme listesindeki diyaliz hastaları düzenli olarak organ nakli merkezlerine kontrole gittiklerinden dolayı bekleme listesinde olmayanlara göre 2 kat daha uzun yaşıyor. En büyük hayalimiz bir gün bu ülkede hiçbir hastanın böbrek yetmezliği ile diyalizde kalmamasıdır.
'
'ORGAN NAKLİNDE İKİNCİ GÖRÜŞ ÖNEMLİ''
Organ naklinde ikinci görüşün önemine dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, ''Böbrek nakli olmak isteyen ve ilk gittikleri yerden nakil olmazsın şeklinde cevap alanlar mutlaka ikinci bir uzmandan değerlendirme almalıdır. Bizim her yıl, nakil olmazsınız denilen ancak nakil yaptığımız ve şu ada sağlığına kavuşan 50-60 kadar hastamız oluyor. Bu sebeple ilk nakil merkezinden ret cevabı aldıklarında mutlaka başka bir nakil merkezine gidip bilimsel olarak neden naklin olamayacağını araştırsınlar. Her hasta bilimsel olarak nakil olabiliyorsa mutlaka bu şansını denemelidir.” dedi.

"HALSİZLİK, KAŞINTI VE BULANTI ŞİKAYETLERİNİ ÖNEMSEYİN"
Prof.Dr. Murat Tuncer, ''Sağlık sistemimizin gelişmesiyle böbrek yetmezliklerinde tanı artık kısa bir zamanda konulabiliyor. Daha önce sistem bu kadar gelişmediği için şeker veya tansiyon hastalarına tanı koyulamazdı. Şimdi diyabet ve tansiyon hastaları daha uzun süre yaşadıkları için böbrek yetmezliği sayısı da günden güne atış gösteriyor. Böbrek hastalığı çok sinsi bir hastalıktır. Genellikle halsizlik, yorgunluk, vücutta kaşıntı, bulantı gibi sebeplerle başka hastalıklarla bağlanır. En tipik belirtisi geceleri yatmadan önce sıvı alınmamasına rağmen 3-4 defa idrara çıkmasıdır'' diye konuştu.

''ORGANLAR BOZULMADAN TESPİT EDİLMELİ''
Erken tanının çok önemli olduğunu ve organların bozulmadan önce hastalığın tespit edilmesi gerektiğini açıklayan Prof. Dr. Tuncer,''Birinci idrar yolu enfeksiyonunu geçiren erkek çocuklarında ve ikinci idrar yolu enfeksiyonu geçiren kız çocuklarında idrar kaçağı var mı diye mutlaka tetkik yapılmalı ve varsa bu kaçak mutlaka tedavi edilmelidir. Bu, ileride karşımıza böbrek hastası olarak gelmelerini engelleyecektir. Günümüzde bu takip ve kontroller düzenli bir şekilde yapılmadığı için şu an hastalarımızın yüzde 15'i ürolojik sorunlara bağlı böbrek yetmezliği yaşıyor. Avrupa'da bu oran yüzde1,5’tur. Bu sebeple koruyucu faktörler çok önemlidir. Tuz tüketimini sınırlama, günde en az 1,5-2 litre su içmek, sigaradan uzak durmak, spor yaparak göbek çevresini eritmek, tansiyon hastalarında tansiyonu 13'e 8'in altında tutmak, şeker sağlığına dikkat etmek bunların hepsi böbrek sağlığı açsısından çok önemlidir'' dedi.

NAKİL EN ÖNEMLİ TEDAVİ SEÇENEĞİ
Böbrek yetmezliğinden en etkili tedavi yönteminin böbrek nakli olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Tuncer, ''Tıp kitaplarında da diyaliz yöntemi, organ nakli zamanına kadar hastayı hayatta tutmayı amaçlayan geçici bir tedavi yöntemi olarak belirtilir. Böbrek yetmezliğinin tek tedavi yöntemi, organ naklidir. Her yaş grubundan organ nakli yapılan hastaların, diyalizdeki hastalara göre 3-3,5 kat daha uzun yaşadıklarını araştırmalar göstermektedir'' şeklinde konuştu.

BÖBREK NAKLİNDE DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR
Böbrek nakli ile doğru bilinen yanlışlara değinen Prof. Dr. Tuncer, ''Böbrek naklinde doğru zannedilen birçok yanlış var. Örneğin böbreğinin birini vermekle insanlar yarım olacağını düşünüyorlar. 5 binin üzerinde böbrek nakli olan hastamız var. Şu ana kadar vericiler hiçbir sağlık sorunu yaşamadılar. İki böbrekle ya da bir böbrekle yaşama arasında hiçbir fark yoktur.Bir diğer yanlış şeker hastaları böbrek nakli olamaz düşüncesidir. 2000'li yılların başından itibaren hastalarımızın yüzde 35'inin şeker hastası olduğunu söyleyebiliriz. Şeker hastası da organ nakli olabilir. En önemli yanlış inanışlardan biri de nakil olan kişilerin kullandıkları ilaçlara bağlı olarak ileride kanser olacaklarıdır.Yapılan çalışmalarda görülmektedir ki;organ nakli olan hastalarda kanser gelişimi riski toplumdaki normal bir bireydeki ile benzer orandadır. Bu tür yanlış inanışlar organ bağışına karşı olumlu bakış açısını değiştirmemelidir. Çünkü organ bağışı yapılabilecek en önemli insanlık görevi ve en büyük sevaptır” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Ruhsatsız tabanca ile yakalandı, “Taşımıyorum bozuk” diyerek tüfek ruhsatı gösterdi Aksaray’da ruhsatsız tabanca ile yakalanmasına rağmen önce “Taşımıyorum” deyip inkar eden, sonra da “Bozuk” diyen sürücü bir de “Ruhsatım var” diyerek tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. Olay Gülağaç Yolu Kireçlik Mevkiinde yaşandı. Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde gece yarısı bekçilerin de katıldığı asayiş ve trafik uygulaması yapan İl Emniyet Müdürlüğü asayiş ile trafik şubesi ekipleri şüphe üzerine Gülağaç ilçesinden Aksaray merkez istikametine seyreden Ali B. (38) idaresindeki 51 ACV 230 plakalı otomobile "dur" ihtarında bulundu. Sürücüsü ehliyet ve ruhsat kontrolünden geçirildikten sonra araçta arama yapan bekçiler araç içerisine gizlenmiş bir adet tabanca buldu. Kullandığı araçta tabancayla birlikte yakalanmasına rağmen “Taşımıyorum” diyen sürücü Ali B. daha sonra tabancanın bozuk olduğunu belirterek işlem yapılmasından kaçmak istedi. 2 ayrı bahanesiyle başarılı olamayan sürücü bu kez de “Ruhsatım var” diyerek yakalattığı tabanca yerine tüfek ruhsatı gösterdi. 3 ayrı bahanesiyle işlemden kaçamayan sürücü son olarak tabancayı kabullenerek “Benim, tamir için taşıyorum” dedi. Tabancaya bekçiler tarafından dolu boş kontrolü yapıldıktan sonra el konulurken ruhsatsız tabanca taşımaktan gözaltına alınan sürücü adli işlemler için polis merkezine götürüldü.
Bartın Bartın’daki feci yangının tanıkları yaşanan dehşeti anlattı Bartın’da 1 kişinin öldüğü, 2 kişinin yaralandığı yangında şok detaylar ortaya çıkarken, olayın tanıkları ise yaşanan dehşeti anlattı. Bartın’ın Kayadibikavlak Köyü Örencik Mahallesi’nde bulunan tek katlı bir evde saat 20.30 sıralarında kesin sebebi henüz bilinmeyen bir nedenle yangın çıktı. Bitişiğindeki eve de sıçrayan yangında Tevfik Çetinbağ hayatını kaybederken, eşi Seher Çetinbağ, ile kardeşi Selim Çetinbağ ağır şekilde yaralandı. Olay yerine itfaiye, jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. İtfaiye ekiplerinin yaklaşık 2 saat süren çalışmalarının ardından yangın söndürülürken, iki ev de kullanılamaz hale geldi. Yaralılar ambulansla hastaneye kaldırılırken, durumlarının ağır olduğu belirtildi. Boş tüpü itfaiye evden uzaklaştırdı Yangın esnasında Bartın Merkez İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, bölgede geniş güvenlik tedbirleri alındı. Yangının tamamen söndürülmesinin ardından nöbetçi savcı ve olay yeri inceleme ekipleri, evin içerisinde, çevresinde detaylı inceleme yaptı. Evin kapısının önündeki boş tüp ise, ekiplerin incelemesinin ardından bir itfaiye eri tarafından kapının önünden alınarak, yola çıkartıldı Faciada şok detaylar Facianın ardından olayla ilgili sır perdesi de aralanmaya başladı. Yanarak ölen Tevfik Çetinbağ’ın yatalak hasta olduğu ve yangından kaçamadığı öğrenildi. Patlama esnasında kocasıyla birlikte evde bulunan Seher Çetinbağ’ın patlamanın hemen ardından yardım istemek için dışarı çıktığı ve kocasının kardeşi olan Selim Çetinbağ ile birlikte yatalak eşini kurtarmak için alevlerin arasına girdiği belirtildi. Alevlerin arasında kalan Seher Çetinbağ ve kaynı Selim Çetinbağ, Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmayı başaramazken, kendileri de ağır bir şekilde yaralandı. "Gaz sızıntısı" iddiası Yapılan ilk incelemelerde, Seher Çetinbağ’ın olaydan birkaç saat önce tüp değişimi yaptığı belirlendi. Dolu tüpü kendisini ocağa monte ettiği ileri sürülen Seher Çetinbağ’ın, yemek yapmak için tüpü açtıktan bir süre sonra tüpten sızan gazın alev aldığı ve patlamanın meydana geldiği tahmin ediliyor. Yangının kesin sebebinin ise itfaiye ve olay yeri inceleme ekiplerinin hazırladığı raporların tamamlanmasının ardından ortaya çıkacağı kaydedildi. Patlama sesine irkildiler Alevlerin kül ettiği evlerin yaklaşık 5 metre uzağındaki evde oturan Belma Çetinbağ ve yengesi Fatma Çetinbağ, o anlarda yaşanan dehşeti anlattı. Yangında amcasını kaybeden ve babası yaralanan Belma Çetinbağ, yemek yerken patlama sesi ile irkildiklerini kaydetti. Patlama sesinin ardından dışarı çıktıklarında ise amcasının kaldığı evin alevlerin arasında kaldığını gördüğünü kaydeden Belma Çetinbağ, “Akşam yemeği yiyorduk. Ben yan evdeki üst kattaydım. Bir yerde bir patlama gibi bir ses oldu. Ben yengeme, soba gibi bir şey patladı dedim. Yengem dışarı çıktı. Ev yanıyor diye bağırmaya başladı. Dışarı çıktım ben de, baktım ahşap ev birden alev almış” dedi. Kurtarmak isterken alevlerin arasında kaldılar Babası ve yengesinin yatalak amcasını kurtarmak için alevlerin sardığı eve girince yaralandığını söyleyen Belma Çetinbağ, “Babamla yengem de, sakat amcamı kurtarmak için eve girmişler ama kurtaramamışlar. Zaten ev bir anda alev aldı. Evde 2 kişi vardı, amcamla yengem vardı. Tüp patlayınca yengem, dışarı çıkıp bizimkileri mi çağırdı, ne olduğunu tam olarak bilmiyorum. Babamla, yengem tekrar amcamı kurtarmak için girmişler içeri. Sonuç olarak ikisi de yandı. Onlar da şu an hastanede. Amcam tamamen yandı. Yengem de yanmış olarak içeriden çıktı. Ambulans hastaneye götürdü. Amcam sakattı, sol tarafı hiç tutmuyordu, yatalaktı, yatağa bağlıydı” diye konuştu. “Yengem büyük ihtimal tüpü tam takamadı” Patlamanın ve yangının tüp değişiminden sonra olduğunu kaydeden Belma Çetinbağ, “Yengemin bu akşam tüpü değiştirdiği söylenmişti. Büyük ihtimal tüpü tak takamadı, çakmağı çakınca öyle patlama oldu. Zaten yengem tüpü yeni değiştirmiş. Büyük ihtimal tüpten oldu. Tüpü tam takamadı herhalde” diye konuştu. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma sesi duydum” Emmi yanıyor diye bağırma sesi üzerine alevlerin arasında kalan amcası Tevfik Çetinbağ’ı kurtarmaya çalıştığını anlatan Fatma Çetinbağ ise, “Akşam yemeğini yiyorduk, o anda aniden bir dinamit patlaması gibi bir patlama oldu. Ben merdivenden aşağıya inerken baktım emminin evi alev almış. ‘Emmi yanıyor’ diye bağırma duydum. Kurtarmaya çalıştım, camı falan açtım ama kurtaramadık. Bir şey yapamadık, çok üzgünüm. Yemek yaparken mi olmuş bilmiyoruz. Tüp mü patladı bilmiyoruz. Ama akşamüstü, boş tüpü kapının ağzına koydu. Galiba tüpten oldu” diye konuştu. Olay yerinde yapılan incelemelerin tamamlanmasından sonra ise Tevfik Çetinbağ’ın yanan bedeni, ceset torbasına konularak, evden çıkartıldı. Çetinbağ’ın cesedi, evin önüne getirilen tabutun içerisine yerleştirildi. Tabuta konulan Tevfik Çetinbağ’ın cesedi jandarma, itfaiye ekipleri ve vatandaşlar tarafından cenaze aracına taşındı.