POLİTİKA - 10 Ekim 2017 Salı 16:08

ABD’nin vize yasağına ilişkin konuştu

A
A
A
ABD’nin vize yasağına ilişkin konuştu

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ABD’nin vize yasağına ilişkin, “Amerika’nın yaptığı uygulama yanlıştır. Asla doğru değildir, desteklemiyoruz” dedi.

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM’deki grup toplantısında yaptığı konuşmasına, Avrupa Şampiyonası final maçında İngiltere’yi 2-1 yenerek şampiyon olan Ampute Milli Futbol Takımı’nı kutlayarak başladı. Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti:

“Geçen hafta Enis Berberoğlu’nun duruşması vardı. Enis Berberoğlu, müebbetle yargılandı 25 yıl hapse mahkum edildi alt mahkeme tarafından. Enis Berberoğlu’nun toplu iğne ucu kadar suçu yoktur. Ama Enis Berberoğlu üzerinden CHP’ye nasıl kumpas kurarız onun arayışları vardı. Siz kim olursanız olun, nerede olursanız olun, hangi makamı işgal ederseniz edin CHP’ye hiç kimse kumpas kuramayacaktır. Hakimleri, savcıları aldılar sözde hakim ve savcıları. Talimatla karar veren, sarayın hakimleri ve savcılarına görev verdiler. Ama bu ülkede namuslu hakim ve savcılar da var. Enis Berberoğlu’nun davası bir üst mahkemede bozuldu. Enis Berberoğlu’nun bir an önce serbest bırakılmasını, TBMM’ye gelip görevinin başında olmasını istiyoruz. Enis Berberoğlu kaçar mı? Suçsuz adam niye kaçsın, kaçar mı? Kaçtığı zaman ben bu suçu işledim anlamına gelir. Niye kaçsın? Devlet sırrı diyorlar, devlet sırrı ne demektir? Derin devletin bildiği, kimsenin de duymaması gereken bir sırdır. Eğer o sır hukuka aykırıysa ve açıklanırsa devlet ona sahip çıkmaz. Adana Cumhuriyet Başsavcılığının bir yazısı üzerinde gizli mizli hiçbir şey yok. İçinde mühimmatlar var diyor. Gizli diye kim söylüyor? Herkesin bildiği bir sır, bir olay gizli olabilir mi? Fatura kime çıkıyor? Enis Berberoğlu’na. Niye fatura ona çıkıyor? Acaba CHP’ye nasıl ulaşabiliriz diye. Biz elimizde belge olmadan konuşmayız. Enis Berberoğlu aylardır boşu boşuna hapishanelerde yatıyor. Bir an önce dönmesini ve parlamentoda görevinin başında olmasını istiyoruz.”

“BU TOPRAKLARDA TÜTÜN 400 YILDIR EKİLİYOR”

Tütün üreticilerinin dertli olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, “Şu gerçeğin altını çizmek isterim bu topraklarda tütün 400 yıldır ekiliyor. Bizim tütünümüz aslında bir dünya markasıdır. Cumhuriyetin ilk yıllarında ihracatın yüzde 30’unu tütün oluşturur. Bu kadar değerli olan tütün 2002’de uluslararası tekellere yenildi. 2002’de 405 bin 882 aile tütünden geçiniyordu. 2015’te 7 kat küçüldü 56 bine düştü. Yabancı sigara üreticileri Türkiye’ye tütün ithal etmeye başladılar. Tütün ürünleri imalatının yüzde 89,3’ünü yabancılar oluşturuyor. Geriye kalıyor yüzde 10. Şimdi bu yüzde 10’a da göz diktiler. Bu nedenle parlamentoya bir kanun getirdiler. Orada CHP’nin milletvekilleri, komisyon üyeleri her türlü muhalefeti tütün üreticisinin lehine yapıyorlar, yapmaya da devam edecekler” açıklamasında bulundu.

“Namusu ve şerefi üzerine yemin eden insanlar ölümü göze alırlar namuslarından ve şereflerinden vazgeçmezler” diyen Kılıçdaroğlu, “Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı makamında Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel başkan yardımcılarını ağırlıyor, belediye başkanlarını ağırlıyor. Hani sen namusun ve şerefin üzerine tarafsız davranacağına dair yemin etmiştin? Bir kez daha Erdoğan’a soruyorum, çık şu milletin önüne senin için namus ve şeref ne anlama geliyor bir anlat bakalım. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin genel merkezi yok mu? Gidersin orada görüşürsün. Neden Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda görüşüyorsun?” şeklinde konuştu.

Ampute Milli Takımının Avrupa şampiyonu olduğunu hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Bakan hemen Erdoğan’ı arıyor, ‘Takım şampiyon oldu kutlar mısın?’ diyor. Kutluyor. ‘Beşiktaş stadı içinde Beşiktaş’a teşekkür edelim, stadı buraya açtılar diye’ diyor. ‘Ne demek, ne teşekkürü parasını biz verdik’ diyor. Beyefendi sanki cebinden ödedi. Ne demek parasını biz verdik. O parayı bu ülkedeki tüyü bitmemiş yetim ödedi. Sanki o para babasının parası. Kimsin sen?” ifadelerini kullandı.

“BUGÜN GELDİĞİMİZ NOKTADA DIŞ POLİTİKADA ORTAK BİR DİLİMİZ YOK”

Dış politikada ciddi sorunlar yaşandığına dikkat çeken Kılıçdaroğlu, “Dış politikanın ayrı bir önemi vardır. Ayrı bir dili vardır. Bu dili kullanan adamlara da diplomat denir. Dış politikada konuşurken herkes dikkat etmek zorundadır. Dış politikada iktidar, muhalefet olmaz. Ortak bir dil geliştirilir. İktidar olanlar dış politikadaki bütün gelişmeleri muhalefete aktarmak zorundadırlar. Bugün geldiğimiz noktada dış politikada ortak bir dilimiz yok. İç politikada farklı dillerimiz olabilir. Ama dış politika böyle değil. Eğer dış politikada yanlışlar yaparsanız bunun sonuçları ağırdır ve uzun sürede telafi edilemez” değerlendirmesinde bulundu.

“CEZALANDIRILAN HÜKÜMET DEĞİL, CEZALANDIRILAN 80 MİLYON OLUYOR”

Dış politikadaki atışmaları basın üzerinden yapmanın, arka kapı diplomasisini tamamen kapatmanın hiç kimseye yarar getirmeyeceğini kaydeden Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

“Amerika’da Sarraf davası var Halk Bankası Genel Müdür Yardımcısı tutuklu. Şimdi rehin alma politikasıyla sorun çözülmeye çalışılıyor. Dış politikadan Erdoğan o kadar habersiz ki, okuduğum zaman gözlerime inanamadım. Şöyle söylüyor Amerika ile yaşanan vize krizi dolayısıyla, ‘Bu karar her şeyden önce çok üzüntü verici. Ankara’da büyükelçinin böyle bir kararı alarak uygulamaya sokması üzüntü verici.’ Bir büyükelçi böyle bir karar alabilir mi? Dünyadan haberi yok. Neden? Amerika’yı kızdırmayalım da bari bütün yükü büyükelçinin sırtına atalım.

Böyle bir anlayışla dış politika yürütülür mü? Siz alınan bir karar var ve karar çok ağır, Türkiye açısından çok ağır, ilk kez böyle bir kararla karşılaşıyoruz, üzüntü verici ve topu sadece büyükelçinin omuzlarına yıkıyorsunuz. Amerika’nın yaptığı uygulama yanlıştır. Asla doğru değildir, desteklemiyoruz. Binlerce öğrenci gidecek okumaya Amerika’ya, hastalar var tedavi olmak için gidecekler, iş adamlarımız Amerika’ya gidecekler. Bütün bunların tamamının önü kesiliyor. Cezalandırılan hükümet değil, cezalandırılan 80 milyon oluyor. Sağduyunun egemen olmasını akılcı politikalar üretilmesi gerektiğini ifade edeyim. Her iki ülkenin de sağduyulu davranması lazım. Toplumlara zarar vermesinin yararı yoktur. Evet, Amerika bizim stratejik ortağımız söyleniyor. Stratejik ortaklar arasında bu kadar ağır yaptırımlara yol açacak uygulamaların olmaması gerektiği düşüncesindeyiz. Umarız kısa süre içerisinde bu kriz aşılmış olur.”

“BİZ ASKERİN İDLİB’E GİDİŞİNE DESTEK VERİYORUZ”

“Türk Silahlı Kuvvetleri İdlib’e gidiyor” ifadesini kullanan Kılıçdaroğlu, “Her ülke kendi geleceğini güvence altına almak zorundadır. Türkiye de kendi geleceğini, sınırlarını güvence altına almak zorundadır. Biz askerin İdlib’e gidişine destek veriyoruz. TSK oraya gitmeli bir çatışmasızlık bölgesi oluşturmalı” dedi.

İdlib konusunda 6 madde halinde düşüncelerini sıralayan Kılıçdaroğlu, “Türkiye halkı AK Parti’nin yanlış Suriye politikasının bedelini çok ağır ve kanlı bir şekilde ödemeye devam etmektedir. İdlib’ten gelecek her şehidin sorumlusu Recep Tayyip Erdoğan’dır. İdlib’deki cihatçıların karadan temizliği Türkiye’ye havale edilmiştir. Görünen odur ki Türkiye İdlib’i temizledikten sonra devirmeye çalıştığı Esat yönetimine teslim edecektir. İdlib’teki temizliğin maliyeti çok yüksek olacaktır. TSK’nın Fırat Kalkanı’ndan çok daha fazla sorunla karşılaşacağı açıktır. İdlib’deki yüz binlerce sivil çatışmalardan kaçmak için Türkiye’ye yönelebilir. İdlib’te varlık gösteren cihatçı terörist örgütlerin Türkiye’ye sızmaları ve ülke içinde saldırılar yapmaları güçlü ve endişe vericidir” diye konuştu.

BAŞBAKAN YILDIRIM’A NURİYE GÜLMEN VE SEMİH ÖZAKÇA ÇAĞRISI

Sözlerini önemli bir konu ile bitirmek istediğini söyleyen Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

“Nuriye, Semih sadece işlerini istediler. Bir KHK ile görevlerine son verildi. Birisi şu anda hastanede birisi hapishanede. Bir baba olarak bir baba olan Binali Yıldırım’a seslenmek isterim; dünyanın en haklı talebi işini istemek. Dünyanın en haklı talebini yerine getirmek için size düşen görevler vardır. Bu görevleri yerine getirirseniz büyürsünüz insanlık, insan hayatı bu kadar ucuz olmamalı. Ölümle pençeleşen iki kişiye yapılan zulümdür, bu zulme kimse alet olmamalıdır. Komisyonlar kurdular ne yaparsanız yapın ama bunların bir an önce bunların görevlerinin başına dönmesi lazım.”

Pelin Üzek Kılıç

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Tokat Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki deprem anı güvenlik kamerasında Tokat’ta yaşanan 4,7 büyüklüğündeki depremin ardından, Tokat Sulusaray ilçesi Belediye Başkanı Davut Kılıç, ilçede herhangi bir olumsuz durumun bulunmadığını söyledi. Öte yandan deprem anı güvenlik kameralarına yansıdı. AFAD tarafından açıklanan bilgilere göre, saat 01.06’da merkez üssü Sulusaray ilçesi olan 4,7 büyüklüğünde deprem meydana geldi. Deprem, 9,97 kilometre derinlikte kaydedildi. Sarsıntı Sivas ve Yozgat illerinden de hissedildi. Depremi hisseden vatandaşlar büyük bir panik yaşayarak kendilerini dışarı attı. Deprem anı iş yerlerinin güvenlik kameralarına yansırken Tokat Sulusaray Belediye Başkanı Davut Kılıç, açıklamalarda bulundu. Başkan Kılıç, şu ana kadar herhangi bir olumsuz durumun olmadığını fakat dikkatli olunması gerektiğini söyledi. “Yıkılan, hasarlı bir bina yok” Kılıç, ilçede yıkılan ve hasarlı bir binanın olmadığını ifade ederek, “Saat 01.06’da Sulusaray ilçe merkezli 4,7 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Şu ana kadar herhangi bir olumsuzluk yok. Yıkılan, hasarlı bir bina yok. Herhangi bir can kaybı ve yaralanma da yok. Köylerimizde de sorun yok. Özellikle vatandaşlarımız bu gece, dikkatli, uyanık olmasını ve mümkünse bu geceyi dışarda geçirmeleri önemli. Vatandaşlarımızı dikkatli olmaları konusunda anons yaparak uyarıyoruz. Deprem ülkemizin gerçeği. İlçemiz de Kuzey Anadolu fay hattına yakın bölgede bulunuyor. Hepimize geçmiş olsun” dedi. Vatandaşlar ise depremi hisseder hissetmez kendilerini evden dışarı attıklarını belirtti.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için toplandı İstanbul’da yüzlerce taksici Sarıyer’de gasp edilip öldürülen meslektaşları Yaşar Yanikyürek için bir araya geldi. İstanbul’un çeşitli noktalarında bir araya gelen taksicilerin katılımıyla, yol kenarında ölüme terk edilen Yaşar Yanıkyürek’in cenazesi Zincirlikuyu Mezarlığı gasilhanesine getirildi. İstanbul’da taksisine aldığı yabancı uyruklu iki şahıs tarafından öldürülüp Sarıyer’de yol kenarına atılan Yaşar Yanıkyürek için yüzlerce meslektaşı bir araya geldi. İstanbul’un farklı noktalarında toplanan taksiciler bir araya gelerek Yaşar Yanıkyürek’in cenazesinin Zincirlikuyu Mezarlığı’na getirilmesine eşlik etti. Farklı noktalarda toplanan taksiciler Beyoğlu’nda bir araya gelerek konvoy halinde Zincirlikuyu Mezarlığı’na hareket etti. Polis ekipleri çevrede güvenlik önlemleri aldı. Zincirlikuyu Mezarlığı önünde toplanan taksiciler burada basın açıklaması yaptı. Konuyla ilgili konuşan İstanbul Taksi Şoförleri Derneği Başkanı Deniz Dündar, “Bugün 14.30 sularında Anadolu Yakası’ndan aldığı yolcu ile Avrupa Yakası Sarıyer Tarabya, bizim Madenler dediğimiz bölgede yabancı yolcusu tarafından katledilen Yaşar Yanıkyürek abi için bütün meslektaşları olarak, arkadaşları olarak buradayız. Cenazemizi yalnız bırakmadık. Bu bizim ilk cenazemiz değil, görünene göre son cenazemiz de olmayacak. İki üç ay önce İzmir’de Oğuz Erge kardeşimiz, yaklaşık 9-10 ay önce Yıldıztabya, Gaziosmanpaşa’da Samet Kubiloğlu kardeşimiz, ondan 1 sene öncesine kadar Aydın Altun abimiz, bu ne ilk ne de son. Biz bir an önce yetkililerden taksicilerin can ve mal güvenliği için ivedi bir şekilde çalışma yapmalarını arzu ediyoruz. Bugün Yaşar abi için buradayız, cenazemizi gasilhaneye teslim ettik. Yarın Feriköy Mezarlığında öğle namazına müteakip defnedip son görevimizi yerine getireceğiz ama bunun son olup olmadığını bilmiyoruz. Ne yazık ki evden helalleşerek çıkıyoruz. Bir an önce yetkililerden, kabinli araç ya da başka bir çözüm bekliyoruz. Buna yetkililer, İstanbul’da taksiyi yönlendiren UKOME kurulu karar verecek. Bizler dernekler olarak, daha önce büyükşehir belediyesine bunun müracaatını yaptık. Bu ilk değil son değil. Biz helalleşerek çalışmak istemiyoruz. Bizler huzur, güven içinde çalışmak istiyoruz. Bizler STK’lar olarak sizler için her şeyi yapıyoruz. Bu işin hızlanması için sizlerin de bir an önce müracaatta bulunmanız gerekmektedir. Lütfen bizim sesimizi artık duyun. Lütfen bizi ciddiye alın" ifadelerini kullandı. "Azrailimizi yanımızda taşıyoruz" Ölümlerin artık son bulması için yetkililerin önlem almasını isteyen ve evden helalleşerek çıkıyoruz diye belirten Deniz Dündar, "Bugün bu, yarın bir başkası, kimi taşıdığımızı bilmiyoruz. Azrailini yanında taşıyan bir meslek grubu haline geldik. Bütün yetkililere, özellikle taksici dostu cumhurbaşkanımıza sesleniyorum; Sayın Cumhurbaşkanım lütfen bu çığlığımızı, bu haykırışımızı duyun” şeklinde konuştu.
İstanbul İstanbul’da taksiciler öldürülen meslektaşları için eylem yaptılar İstanbul’da bir grup taksici bir araya gelerek, öldürülen taksici Yaşar Yanıkyürek için ve son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetleri, kötü şartları protesto etmek için eylem yaptı. İstanbul Sarıyer’de 34 TFY 89 plakalı taksinin şoförü Yaşar Yanıkyürek, otomobilinde önce gasp edildikten sonra bıçaklanarak yol kenarına atılmıştı. Bu duruma tepki gösteren bir grup taksici bir araya gelerek, son zamanlarda taksicilere yönelik artan sözlü şiddet ve cinayetler, kötü şartları protesto etti. Göztepe Köprüsü önünde toplanan taksiciler, Beşiktaş Meydanı önüne kadar konvoy yaptı. Göztepe Köprüsü önünde basın açıklaması yapan taksiciler, ardından Beşiktaş Meydanı’na doğru yolu çıktı, oradan tekrar Göztepe Köprüsü’ne gelen taksiciler protestoyu sonlandırdı. Durumla ilgili konuşan taksici Osman Balıkçı, "Burada bugün toplandık, iyi bir şey için toplanmak isterdik ama maalesef ki kötü bir olay için toplandık. Sevdiğimiz bir taksici ağabeyimiz Yaşar ağabeyimiz bugün hakkın rahmetine kavuştu. Bir vatandaş Ataşehir’den binip Sarıyer tarafına gidiyor ve ağabeyimizi katlediyor. Bu üzücü haberi aldıktan sonra bütün taksi camiası olarak toplandık. Şimdi de güzergahımız olarak buradan çıkacağız, artık sesimizin duyulmasını istiyoruz. Biz senelerdir gece çalışıyoruz, burada arkamda duran bütün abilerim, arkadaşlarımız hepsi evlerine ekmek parası götürmek için gece sabaha kadar çalışıyorlar ve hiçbir güvencemiz yok, bugün de gördük ki bu kadar basit bir şekilde, üstelik gündüz vakti bir abimizi kaybettik. Yaşar abimiz hakkın rahmetine kavuştu ancak bu ne ilk ne de son olacak gibi duruyor, burada toplanmamızın amacı sadece insanlara zarar vermek ya da bir şeyleri engellemek değil, sadece sesimizi duyurmak için buradayız. Buradaki bütün arkadaşlar da bu saatten sonra sadece can güvenliklerini ve Yaşar abimiz gibi bir son olmaması için ellerinden geldiğince birbirlerini kolladıkça da bir şeylerin olmasını istiyorlar ama maalesef olmuyor. Buradan yetkililere sesleniyoruz, bugün bir abimizi daha kaybettik, Yaşar Yanıkyürek ağabeyimiz bıçaklanarak katledildi. Bunların yaşanmaması için yetkilileri de artık göreve bekliyoruz. Şu anda Göztepe köprüsü altından çıkacağız, Beşiktaş güzergahında kimseyi rahatsızlık vermeden sessiz bir protesto yapacağız, bu sessiz çığlığımızı lütfen duyun. Toplamda yaklaşık 600-700 araçlık bir grup olacak" ifadelerini kullandı.