Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) sözde 'Hava Kuvvetleri Komutanlığı imamı" olduğu belirlenen ve darbe girişiminin kilit isimlerinden firari Adil Öksüz'ün serbest bırakılmasına ilişkin iddianamenin şüphelileri arasında yer alan Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca, “Darbe girişimine katılan FETÖ'cüleri teslim etme gibi onurlu bir vatandaşlık görevini yerine getirirken Adil Öksüz ile görüştüğü iddiasıyla iddianameye sanık olarak konulmam büyük bir yanılgıdır, adaletin, hukukun katledilmesidir. Mahkeme heyetinin gerçeklerden uzak bu iddianameyi kabul etmeyeceğine olan inancım tamdır” dedi.
Başbakanlık Müşaviri Ali İhsan Sarıkoca, yaptığı açıklamada, iddianameye ilişkin haberlerin basında yer almasının ardından vatandaşlarda, "Başbakanlık müşavirinin o hainle neden görüştüğü" sorusunu gündeme getirdiğini belirterek, "15 Temmuz gecesi Kahramankazan Belediye Başkanı Sayın Lokman Ertürk ile birlikteydik. Birileri o gece benzin istasyonu ve bankamatiklerde, ekmek fırınları önünde sıra beklerken yahut kendilerince güvenli limanlara sığınırken, biz hain darbe girişimini öğrendiğimiz ilk andan itibaren, bir an bile tereddüt etmeden kanımızla canımızla mücadele ettik. Bunun için ne gerekiyorsa yaptık" ifadelerini kullandı.
Sarıkoca, darbe girişimi sabahı kolluk kuvvetlerine de yardımcı olduklarını vurgulayarak, "Akıncı Üssünden kaçmaya çalışan sivil ve askeri şahısları yakalama konusunda kolluk kuvvetlerimize yardımcı olduk. Yakaladıklarımız arasında adının sonradan Adil öksüz olduğunu öğrendiğimiz kişi de yer alıyordu. Bu kişinin FETÖ içerisinde imam seviyesinde yetkili bir kişi olduğunu öğrendik ancak kritik konumunu bilmiyorduk. Adil Öksüz'ün kolluk kuvvetlerine teslim edilmesini sağladık. Darbe girişimine katılan FETÖ'cüleri teslim etme gibi onurlu bir vatandaşlık görevini yerine getirirken Adil Öksüz ile görüştüğü iddiasıyla iddianameye sanık olarak konulmam büyük bir yanılgıdır, adaletin, hukukun katledilmesidir. Mahkeme heyetinin gerçeklerden uzak bu iddianameyi kabul etmeyeceğine olan inancım tamdır" dedi.
Kahramankazan halkına ve Belediye Başkanı Ertürk'e teşekkürlerini ileten Sarıkoca, şunları söyledi:
"Kahramankazan’daki mücadelemiz sırasında kendi halkına ateş açan hainleri ve onların azmettiricisi olan FETÖ imamını gördüm. Şimdi detaylara girmeyeceğim, ancak şu kadarını söyleyeyim ki o günkü istiklal ve istikbal mücadelesinde yaptığım ve yapmaya çalıştığım her şeyden gurur duyuyorum. Bugünden geriye dönüp bakıldığında, o günün psikolojisini anlamak zor. Birileri, 'Sen bürokratsın, orada ne işin vardı?' diyorlar. Bunu söyleyenlere şunu hatırlatmak isterim, Türk milleti tarih sahnesinde var olduğu günden bugüne, asker millettir. Savaş anında, büyüğünden küçüğüne kadınından erkeğine, herkes askerdir.”
Sarıkoca, 1997’de İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde göreve başladığını ve çeşitli kademelerde hizmetlerde bulunduğunu belirterek, “FETÖ'nün hain yüzü ortaya çıkmadan önce bu örgütle mücadeleye ilk başlayan ve bu uğurda bedel ödeyen bir vatan evladıyım. Bilenler bilir. FETÖ ile birçok kişi irtibatlandırılabilir ama ben asla. Bu konuda sütte leke var, bende yok” dedi.
Bazı haberlerde BİMER’i kurduğu ve görev süresi içerisinde istediği bilgileri başbakana ilettiği istemediklerini iletmediği şeklinde ifadelerin yer aldığını anlatan Sarıkoca, şunları aktardı:
“BİMER’i 2006’da kurdum. BİMER’den önce başbakanlığa bir yılda ortalama 50 bin müracaat yapılırken, BİMER sayesinde yılda 1,5 milyon müracaat ortalama 3-4 günde cevaplanır hale geldi. Yurt içinden ve dışından birçok önemli ödül aldım ve tüm kayıtlar devletin arşivindedir. Kendimi şikayet eden müracaatı bile özel kaleme sevk ettim. 2012 Nisanında bir kumpasla Cumhurbaşkanımız Başbakan iken yanıltılarak görevden alındım. Amaç BİMER’i etkisiz hale getirmekti ve öylede oldu. Tek bir örnek vermem yeterli olur sanırım. Haberlere yansıdığı ve içim kan ağlayarak teyit ettiğim için söylüyorum. Ankara garında vatandaşlarımızı katleden hain canlı bombanın ablası BİMER'e yazmış, ‘Kardeşim tuhaf kişilerle görüşüyor, terörle bağlantısı olabilir, endişeleniyorum’ diye ve işlem yapılmamış. Sanırım daha fazla söze gerek yok. Adımın bu iddianamede yer almasının ve medyada çarpıtılarak yapılan haberlerin amacını biliyorum. Madem yargıya intikal etmiş, baştan sona garabet dolu bir iddia var ortada, bunların konuşulacağı ve gerçeklerin gün yüzüne çıkacağı yer mahkemedir. Bu aşamada başka bir şey konuşmak devlet terbiyeme yakışmaz. Türk adaletine güvenim tamdır.”
