GÜNDEM - 14 Eylül 2017 Perşembe 11:25

Ağrı’nın ağır yükü

A
A
A
Ağrı’nın ağır yükü

Yeni bir hayat kurmak için Afganistan, Pakistan ve Bangladeş gibi ülkelerden yasa dışı yollarla Ağrı üzerinden Türkiye’ye girerek batı illerine ulaşmaya çalışan ve yolda yakalanan yüzlerce kaçak göçmenin tekrar Ağrı’ya dönmesi nedeniyle kent adeta göçmenlerin kentine döndü. Duruma tepki gösteren vatandaşlar, göçmenlerin kontrol altına alınmasını istiyor.

Afganistan, Pakistan ve Bangladeş’te yaşanan istikrarsızlık, işsizlik, terör olayları ve yoksulluktan kurtulmak isteyen yüzlerce insan, kendilerine ve ailelerine daha iyi bir hayat sağlamak için günlerce dağlarda aç ve susuz şekilde yürüdükten sonra kaçak yollarla İran’dan Türkiye’ye giriş yapıyorlar. Çoğu zaman Avrupa ülkelerine gitmek için insan kaçakçılarına yüklü miktarda para veren göçmenler, yaklaşık 1 ay yürüyüp dağlarda yatarak Ağrı’ya ulaşıyorlar. Doğubayazıt’tan Ağrı’ya kadar çocuklarla birlikte gece gündüz yürüyen göçmenler, insan kaçakçıları tarafından yasa dışı şekilde arabalarla batı illerine götürülüyorlar. İstanbul, Ankara ve diğer şehirlerde yakalanan yüzlerce kaçak göçmen tekrar Ağrı’ya gönderiliyor. Aylardır Ağrı Otogarı'nı mesken tutan göçmenler nedeniyle esnaflar huzursuzluk yaşıyor. Göçmenler, otogarda hayırsever vatandaşların verdiği yemeklerle hayata tutunmaya çalışıyorlar. Aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu göçmenler, otogarın içinde ve çevresinde gölgelik alanlarda dinleniyorlar. Otogar koridorlarında birçok annenin çocuğunu üstü açık bir şekilde yerde karton parçası üzerinde uyutması ve kendisinin de sandalye üzerinde uyumaya çalışması yürekleri burkuyor. Hiçbir şeyden habersiz çocuklar ise oyun oynayarak zaman geçiriyorlar. Göçmenlerin çaresiz bekleyişleri devam ediyor.
Duruma tepki gösteren vatandaşlardan Mehmet Yılmaz, yaz mevsimi boyunca Ağrı’ya yoğun bir şekilde göçmenlerin yasa dışı şekilde geldiklerini söyledi. Göçmenlerin aileleri ve çocukları ile gelmesinin de içler acısı bir durum olduğunu belirten Yılmaz, yaklaşan kış mevsimi nedeniyle göçmenler için endişe duyduklarını dile getirdi. Duruma bir çare bulunması gerektiğini vurgulayan Yılmaz, “Garajda, kaldırımlarda ve refüjlerde yerde yatan insanları görüyoruz. Bunlar kontrolsüz bir şekilde şehre giriş yapıyorlar. Batı illerinde yakalandıklarında doğu tarafına geri gönderiyorlar. Ağrı’nın ekonomisi zaten belli, sıkıntılı bir şehirdir. İnsanlar göçmenlere yardımcı olmak istese de olamıyor. Devlet büyüklerimizin bu duruma el atmalarını istiyoruz. Gece yollarda gördüğümüzde arabalarımıza almaya korkuyoruz. Ne olduğu belli olmayan insanlardır, bilemiyoruz belki de zararsız insanlardır. Geçenlerde Doğubayazıt’tan gelirken yol boyu aç ve susuz bir şekilde gelen insanları gördüm. Her ne kadar insanın yüreği sızlasa da arabalarımıza almaktan korkuyoruz. Bu oldukça sıkıntılı bir durumdur. Devlet büyüklerinin buna bir çözüm bulmalarını istiyoruz. Ben göçmenleri gördüğümde onlarla çat pat konuşarak anlamaya, anlaşmaya çalışıyoruz. Şu an Ağrı Otogarı'nda yüzlerce göçmen kaldırımlarda yerlerde yatıyor. Bu muameleyi hiçbir insan hak etmiyor. Bunlar için bir toplama yeri veya kamp gibi bir yerde toplanmaları daha iyi olur” dedi.
Barış Polat adlı vatandaş ise, yaz mevsimi boyunca binlerce kaçak göçmenin Ağrı’dan batı illerine ulaşmaya çalıştıklarını ifade ederek, göçmenlerin günlerce dağlarda ve yollarda aç bir şekilde yürüdüklerini söyledi. Göçmenlerin durumunun oldukça kötü olduğunu kaydeden Polat, “İnsanlarımız ellerinden geldiğince duyarlı bir şekilde davranmaya çalışıyorlar. Bazen derede su içtiklerine şahit oluyoruz. Halkımızın verdiği ekmeklerle idare ediyorlar. Otogarda göçmenleri görüyoruz. Gerçekten de içler acısı bir durum yaşanıyor. Biz göçmenleri çoğu zaman yollarda ve otogarda yerlerde uyuduklarını görüyoruz. Geceleri Erzurum ve İstanbul taraflarına yürüyerek gittiklerini ve yakalandıklarında tekrardan geri gönderildiklerini biliyoruz. Onlar refah bir hayat sürmek için batı illerine gidiyorlar. Ağrı’nın ekonomisi göz önünde zaten, bunlar tekrar Ağrı’ya geldiklerinde kendilerine iyi şartlar sunulamıyor. Bu göçmenlerin iyi bir şekilde gözetilip korunması gerekiyor. Kış mevsimi de yaklaşıyor, Ağrı’nın kışı çok sert geçiyor. Allah yardımcıları olsun. Milletimiz inşallah duyarlılığını gösterir de göçmenlere yardım ederler. Üniversite açılmak üzere, eğitim öğretim sezonu başladı. Batı illerinden gelen ve başka illere giden öğrencilerimiz var, otogarda yaşanan bu yoğunluk nedeniyle göçmenlerin yerlerde uyuması içler acısı bir durum. İnsan bazen bu durumu kaldıramıyor” şeklinde konuştu.

Abdullah Söylemez - Ahmet Genç 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.