GÜNDEM - 05 Temmuz 2015 Pazar 11:37

Ailesi minik Hüseyin'e ağlıyor

A
A
A
Ailesi minik Hüseyin'e ağlıyor

Mersin’in Silifke ilçesinde, 2 inek, 30 oğlak satarak doğuştan damak ve dudak yarığı ameliyatı yaptırdıkları 3 yaşındaki çocuklarını başka bir rahatsızlıktan dolayı hastanede kaybeden aile, evlatlarının ölümünde ihmal olduğunu ileri sürdü.

Mersin’in Silifke ilçesinde, 2 inek, 30 oğlak satarak doğuştan damak ve dudak yarığı ameliyatı yaptırdıkları 3 yaşındaki çocuklarını başka bir rahatsızlıktan dolayı hastanede kaybeden aile, evlatlarının ölümünde ihmal olduğunu ileri sürdü. Yetkililer ise, ishale bağlı bir virüsün çocuğun kanında hızla yayıldığını ve bu nedenle öldüğünü bildirdi.

İlçeye bağlı Yeniçıktı Mahallesi'nde ikamet eden Yıldıray (43) ve Hürü Okur (39) çifti, 3 yaşında ölen çocukları Hüseyin Uğur’un hastanede yapılan iğne sonucunda fenalaşarak hayatını kaybettiğini iddia ettiler.
Baba Yıldıray, anne Hürü, çocukları Sevdagül (14) ve Esma Ayşe Okur (5) 3 yaşında ölen Hüseyin Uğur’un fotoğraflarını elinden düşürmüyorlar. 

Çocukları Hüseyin Uğur’un dudak ve damak yarığı rahatsızlığıyla dünyaya geldiğini belirten Yıldıray Okur, “Doğduğunda bize doktor ‘oğlunuz damak ve dudak özürlüsü olarak dünyaya geldi. Ama üzülmeyin iyi bir plastik cerrahi uzmanı ile görüşürseniz oğlunuz düzelir’ dedi. Çocuğumuzu kucağımıza aldığımız gün itibari ile moralimiz bozuldu. Bu süreçte 6 aylıkken ve 1 yaşında çocuğumuzun sağlığına kavuşması için Çukurova Üniversitesi Adana Balcalı Hastanesi Plastik Cerrahi Uzmanı'na iki defa ameliyat ettirdik. Biraz kendini toparlamıştı. 15 Haziran günü akşam üzeri çocuğumuz hastalandı. Yaşadığımız yer ile hastane arası 50 kilometre. Arabamız olmadığı için komşudan bizi Silifke Devlet Hastanesi Acil Servisi'ne götürmesini rica ettik. Akşam 9 gibi hastaneye giriş yaptık. Doktora çocuğumuzun iki ameliyat geçirdiğini hatırlattım. Doktor çocuğumun ağzını açıp baktı. Hemşireden bir iğne yapılmasını istedi. Çocuğumuza bir iğne yapıldı. İki de şurup yazdı. Çocuğumuzu acil servisten alıp tekrar 50 kilometre mesafedeki evimize geldik. Ancak çocuğum iğneden sonra halsizleşti ve huysuzlaştı. Sabaha kadar çocuğumuz ağladı. Sabah tekrar Silifke Devlet Hastanesi'ne giderek çocuğumuzu bir uzman doktora gösterdik. Uzman doktor çocuğumuzun acilen Mersin’e sevk edilmesini istedi. Ambulansla çocuğumuzu Mersin Kadın ve Çocuk Hastanesi'ne götürdük. Mersin’deki doktor çocuğumun birkaç gün hastanede yatarak tedavi göreceğini söyledi. Ben de eşimi çocuğumun başında bırakarak tekrar Silifke’ye döndüm. Ancak aynı gün çocuğum gece vefat etti. Şimdi soruyorum. Benim çocuğum nasıl öldü, neden öldü? Biri bunu bana anlatsın. Silifke Devlet Hastanesi Başhekimine gidip sorumluların bulunmasını istedim. Çocuğumun ölmesinde kim sorumlu ise ortaya çıkmasını istiyorum” dedi. 

Anne Hürü Okur ölen çocuklarının tedavisi için gerekli tüm girişimleri yaptıklarını belirterek, “Eğer çocuğumuza ilk götürdüğümüz Silifke Devlet Hastanesi'nde bakılsaydı ya da bir uzman doktor çağrılıp yatırılıp tedavi edilseydi, belki de yaşayacaktı. Doğduğu gün 2 ineğimizi 30 oğlağımızı satıp tedavisini yaptık. Gülüyordu, oynuyordu. Hiçbir şeyi yoktu. Sorumluların bulunmasını istiyoruz” diye konuştu.
Kardeşinin tüm bakımı ile ilgilenen abla Sevdagül Okur ise, “Kardeşime hep ben bakıyordum. Yürüyordu, gülüyordu. 3 yaşına kadar bütün bakımını annemle birlikte yapıyorduk. Kardeşimin ölmesi bizleri çok üzdü. Sorumluların bulunmasını istiyorum” şeklinde konuştu. 

Silifke Sağlık Müdürü Dr. Yüksel Eren Okur ailesinin şikayetini değerlendirdiklerini, sorumluların bulunması yönünde çalışma başlattıklarını, çocuğun gastroenterit teşhisi ile tedavi edildiğini, ishale bağlı bir virüsün çocuğun kanında hızla yayıldığını ve bu nedenle öldüğünü söyledi.  

MURAT ŞENGİ

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Çanakkale Bakan Bak: "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler" Çanakkale Kara Savaşları’nın 109’uncu yıl dönümü anma törenleri kapsamında binlerce izci, 57’nci Alay Vefa Yürüyüşü gerçekleştirdi. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler." dedi. Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından ’57’nci Alay Vefa Yürüyüşü’ne katılanlar, ilk olarak Eceabat ilçesine bağlı Kocadere köyünde kamp kurdu. Yürüyüş öncesinde katılımcılara, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak tarafından tümü şehit düşen 57’nci Alay askerlerinin son yemeği, kırık buğday çorbası dağıtıldı. Sabah namazı kılındı Ardından, 109 yıl önce şehit düşen askerler gibi sabah namazı kılındı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanı İsmail Kaşdemir ve çok sayıda rütbeli askerin de yer aldığı katılımcılar, saat 06.00’yı gösterdiğinde harekete geçti. Atalarına yürüdüler Yarbay Mustafa Kemal’in 25 Nisan 1915 sabahı düşman çıkarmasını haber alınca, savaşların kahraman birliği 57’nci Alayı Conkbayırı’na gönderdiği ve "Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum" sözleriyle tarihe geçen o günkü tarihi yürüyüş, bir kez daha hayat buldu. Yaklaşık 6 kilometrelik yürüyüş, 1,5 saat sonra Conkbayırı’nda sona erdi. Yürüyüşe binlerce izci katıldı. Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak yaptığı açıklamada, "Amacımız bu ülke gençlerine Çanakkale destanını, Malazgirt zaferini, Dumlupınar, 30 Ağustos’taki, Sakarya’daki, 15 Temmuz’daki destanları unutturmamak, hatırlatmak. Bu toprakların ne kadar kıymetli olduğunu, bu vatan için binlerce şehidin verildiğini anlatmak ve bunları yaşamalarını sağlamak. Gençlerimiz o atmosferi görüyor, o zamanki o mücadelenin zorluklarını yaşananları hissediyor. Amaç bu toprakların gücünü, nasıl bir mücadele verildiğini anlatmak. Bakanlık olarak bunu sürekli gerçekleştiriyoruz. Aynı zamanda ülkenin dört bir yanından gençlerimizi Çanakkale gezileriyle buraya taşıyoruz. Geziyorlar, programlar yapıyoruz. Rehberler, tarihçiler buradaki destansı mücadeleyi anlatıyorlar. Bu topraklar kanla yoğrulmuş, destansı mücadele var, Gazi Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları o zaman mücadelede yer aldılar. Tüm dünya ve batı medeniyetine, emperyalizme karşı büyük mücadele ortaya konduğu, dünyanın en güçlü donanmaları, ordularını burada yendiler. Herkese, tüm dünyaya ’Çanakkale geçilmez’ efsanesini anlattılar, gösterdiler. Geçmişimizle tarihimizle gurur duyuyoruz" dedi.
Kütahya Kütahya’da silah ticareti operasyonu: 6 gözaltı Kütahya ve Afyonkarahisar’da kaçak silah ticareti yapanlara yönelik 7 adrese eşzamanlı düzenlenen operasyonda, 6 şüpheli gözaltına alındı. Kütahya İl Emniyet Müdürlüğü sorumluluk bölgesinde silah ticareti yapan şahısların tespitine yönelik Asayiş Şube ve İstihbarat Şube Müdürlükleri tarafından yapılan koordineli çalışma sonucu, Afyon’dan silah bulundurma ruhsatı ile birlikte yasal yoldan silah satın alan şahısların Kütahya’ya getirdikleri silahları sattıkları ve satışı gerçekleştirdikten sonra da hırsızlık süsü vererek çalındığı yönünde müracaatta bulundukları tespit edildi. E.D. (37), E.D. (39), Y.V. (32) ve B.M. (23) isimli şahıslar hakkında projeli teknik ve fiziki takip çalışması neticesinde yapılan ara yakalamada, toplam 66 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ele geçirildi. Hakkında çalışma başlatılan 4 şüpheli şahsın 2 ayrı şahıs ile silah ticareti konusu ile ilgili olarak irtibatlı olduğu tespit edildi. Şüphelilerin yakalanması ve soruşturmaya konu başkaca suç unsurlarının ele geçirilmesi amacıyla Kütahya İl merkezinde 6 şüpheli şahsın yakalanması ve suç unsurlarının ele geçirilebilmesi için Kütahya il merkezinde 4 adres, jandarma sorumluluk bölgesi olan Siner Mahallesi’nde 3 adres olmak üzere toplamda 7 adreste yapılan eş zamanlı operasyon sonucu 6 şüpheli şahıs yakalandı. Yapılan arama neticesinde, 2 adet ruhsatsız tabanca, 5 adet av tüfeği, 127 adet tüfeği kartuşu, 13 adet çeşitli çaplarda tabanca fişeği ve 5 adet tabanca şarjörü ele geçirildi. Yakalanarak gözaltına alınan 6 şüpheli şahıs hakkında adli işlem başlatıldı.