ASAYİŞ - 27 Mart 2017 Pazartesi 18:52

AK Parti’li gruba saldırdığı iddia edilen anne ve kızı serbest

A
A
A
AK Parti’li gruba saldırdığı iddia edilen anne ve kızı serbest

Antalya’da referandum çalışması yapan AK Parti’li gruba saldırdığı iddia edilen anne ve kızı adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Sabah adliyeye sevk edilen Rahşan Karasu ve kızı Zehra Özer’in duruşması, 4. Sulh Ceza Mahkemesi’nde görüldü. ‘Halkı kin ve nefrete sürüklemek’ suçlamasıyla yargılanan anne ve kızı, adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Avukatları ile kol kola adliyeden çıkan anne Rahşan Karasu ve kızı Zehra Özer, CHP’liler tarafından alkışlarla karşılandı. Annesi ve kardeşi adına bir açıklama yapan Yasin Karasu, annesinin Türk geleneklerine uygun bir cumhuriyet kadını olduğunu belirtti. Annesinin hiç kimsenin türbanıyla ya da başka bir değeriyle uğraşmayacağını söyleyen Karasu, “Onun derdi sadece ülkesinin daha demokratik, daha çağdaş olması için mücadele etmektir. Doğruların ortaya çıkmış olması, annemin tutuksuz olarak yargılanması hukukun halen var olduğunu bize ispatlamıştır. Bizi mutlu etmiştir. Biz korkmayacağız. İnandığımız değerleri, doğru kültürde, doğru biçimde niyetimiz hayırsa, hayır olarak anlatmaya devam edeceğiz. Ama kimsenin kılını bile incitmeyeceğiz. Kimseyi kırmayacağız, doğru bildiğimiz değerleri söylemekten vazgeçmeyeceğiz. Kimseden de korkmadan yaşamaya devam edeceğiz” dedi.

"BAŞÖRTÜSÜNÜ ÇEKMEDİM"

Açlık grevinin bittiğini söyleyen Rahşan Karasu ise, “Orucumu bozuyorum” dedi.

Gazetecilerin “Başörtü çekme olayı oldu mu?” sorusuna Rahşan Karasu, “Hayır olmadı. Yemin ediyorum olmadı” cevabını verdi.

CHP Antalya İl Başkanı Mustafa Erdem ise mağdur edebiyatı yapanların dün dışarıdayken gerçek mağdurların bir gece içeride tutulmasının kendilerini çok üzdüğünü söyledi. “Adalet yerini buldu” diyen Erdem, “Bizim kadınlarımız cumhuriyete, Atatürk’e, laik parlamenter cumhuriyete ve demokrasiye sonuna kadar sahip çıkmaya devam edeceklerdir. Özellikle hem AK Parti İl Başkanının yaptığı hem de Dışişleri Bakanımızın yaptığı o talihsiz açıklamanın ne kadar talihsiz ve yersiz olduğunun altını çiziyorum. Hukuk yerini bulmuştur. Biz mücadelemize sonuna kadar devam edeceğiz” açıklamasını yaptı.

Avukat Lider Tanrıkulu, yargılamanın devam ettiğini belirterek, başörtüsünü çekme gibi bir durumun söz konusu olmadığını vurguladı.

Açıklamaların ardından Rahşan Karasu ve Zehra Özer, CHP’li grupla birlikte adliyeden ayrıldı.

İsa Akar-İsmet Ersoy

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul United Colors of Benetton 23 Nisan Çocuk Bayramı’nı coşku ile kutladı İSTANBUL (İHA) – 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerle kutlandı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, bu yıl da ülkenin pek çok noktasında renkli ve eğlenceli etkinliklerle kutlandı. İstanbul Modern ve Yapı Kredi Bomontiada’da United Colors of Benetton’un desteklediği özel etkinliklerde çocukları ve ailelerine birçok etkinlik sunuldu. İstanbul Modern’de düzenlenen “Müzede Oyun” şenliği, 20, 21 ve 23 Nisan tarihlerinde ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Etkinliklere 2–10 yaş arası 2 bin çocuğun ve aileleri katıldı. Etkinlilerde sergi turları, “Renk Atölyesi”, drama etkinlikleri ve ebeveynlere yönelik “Üreticilik Seminerleri” ile dolu bir gün geçiren aileler, müzenin sanat alanında kolaj çalışmaları üretme fırsatı buldu. Şenlik kapsamında, İstanbul Modern Kütüphane’de oyuncularla buluşan çocuklar ve aileleri, Akasya Asıltürkmen ile Aslı Tandoğan’ın rehberliğinde masal dünyasına adım attı. Çocuklar, müzenin “Fahrelnissa Zeid” ve “Müzede Ne Var?” kitaplarını drama etkinlikleri eşliğinde dinledi. 23 Nisan günü aynı anda, Bomontiada’ nın 4. katı ve avlusunda gerçekleşen "World Çocuk Festivali" ise renkli bir karnaval havasında geçti. Benetton’un iş birliğiyle yapılan festival, 5 binin üzerinde katılımcıyı ağırladı. Saksıda yüzler, kedi evi tasarımı, rengarenk ev tasarımı, ayna tasarımı ve peg doll boyama gibi aktivitelerle çocuklar eğlenceli zaman geçirirken, sirk korteji, bubble show, örgü standı, yüz boyama standı, zumba show ve Flapper Swing konseri gibi etkinlikler de gerçekleşti. United Colors of Benetton’un destekleriyle gerçekleşen bu etkinlikler renkli ve keyifli anılarla dolu bir gün yaşattı.
İzmir İzmir’de sağlık çalışanlarına şiddette meslektaşlarından tepki İzmir Şehir Hastanesi’nde dün yaşanan şiddet girişiminin ardından, sağlık çalışanlarından şiddete karşı tepki açıklaması geldi. İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Dün bir katliam olmaması bütünüyle tesadüfidir. Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” dedi. Sağlık çalışanları, dün bir kişinin İzmir Şehir Hastanesi’ne pompalı tüfekle gelerek sağlık çalışanlarını tehdit etmesi ve ‘katliam’ yapacağını söylemesi olayının ardından sağlıkta şiddete tepki gösterdi. İzmir Şehir Hastanesi Poliklinikler-3 önünde toplanan ve Hekimsen ile birlikte birçok sendikanın da aralarında bulunduğu sağlık çalışanları şiddetin son bulması adına pankartlar eşliğinde sloganlar attı. Sağlık çalışanları adına açıklama yapan İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “Saldırgan sabah saatlerinde bir pompalı tüfekle ve bir yığın mermiyle hastaneye gelmiş, bir aile bireyinin ihbarı sayesinde güvenlik ve kolluk kuvvetleri şahsa müdahale edebilmiştir. Ancak silahı alınıp serbest bırakılan şahıs, akşam saatlerinde tekrar elini kolunu sallayarak 9. kata kadar çıkarak servise girmiş. Saldırgan klinikte görevli hekimlere yönelik şiddet uyguladı. Asistan hekim arkadaşlarımız kendilerini odaya kilitleyerek saatlerce beklemiş, ancak saldırgan etkisiz hale getirildiğinde odadan çıkabilmişlerdir. Daha bir hafta önce 17 Nisan’da sağlık terörüne kurban verdiğimiz Dr. Ersin Arslan’ı anarken yetkilileri, şiddete karşı önlem alınması için göreve çağırmıştık. Yıllardır dillendirdiğimiz bu çağrılar yine duyulmadı. İdareciler tarafından adeta görünmez olduk” ifadelerine yer verdi. “Sağlık çalışanlarının endişeleri sürmektedir” Dün bir katliamın olmamasının, tesadüf olduğunun altını çizen Kaynak, “Ancak hekimlerin ve sağlık çalışanlarının endişeleri, kaygıları sürmektedir. ülkemizdeki her sağlık çalışanını tehdit eden, sağlıkta şiddet karşısında kamu yöneticileri olaya seyirci olmaktan öteye gitmemektedir. Çünkü sağlıkta şiddet, tıkanmış olan sağlık sisteminin siyasetçiler ve kamu yöneticilerinin tepkiyi kendilerinden uzak tutmak için yararlandıkları bir enstrümandır. Çünkü yeterli ve iyi hizmet alamayan hastalarla, hasta yakınlarıyla sağlık çalışanlarını karşı karşıya bırakmış, bilerek ve isteyerek sağlıkta şiddete zemin hazırlamıştır. Bu ülkede her gün en az 80 beyaz kod verilen, son 10 yılda bildirilen 110 bin sağlıkta şiddet olayı rastlantı değildir, asla maruz görülemez, asla hiçbir bahanenin arkasına gizlenemez” diye konuştu. Sağlık kurumlarında, sıradan bir alışveriş merkezlerindeki gibi güvenlik önlemlerinin dahi alınmadığını vurgulayan Kaynak, “Başka ülkelerde sağlık çalışanlarına yönelik şiddet uygulayanlara çok ağır yaptırımlar uygulanırken ülkemizde mümkün olduğu kadar hafifletici sebepler gerekçesiyle neredeyse saldırganların arkası sıvazlanarak çoğu serbest bırakılmaktadır. Dün İzmir Bayraklı Şehir Hastanesi’ne silahla gelen şahısın silahına el konulup serbest bırakılmış olması durumun vahametini gözler önüne sermektedir. Kurumlara girişte denetleme yapılmadan gerçek anlamda çalışan güvenliği sağlanabilir mi? Yetersiz ve yetkisiz güvenlik elemanları ile bu işin çözülemeyeceği ortadadır. Hastane polislerinin ve güvenlik görevlilerinin sayısı ve yetkileri mutlaka arttırılmalıdır. İşe yaramayan göstermelik X-ışın cihazları yerine her giriş noktasında denetimli geçiş kontrolü sağlayan aktif güvenlik elemanları görevlendirilmelidir. Acilen bu konuda ağır yaptırımlar içeren yasal düzenlemeler yapılmalıdır” cümlelerini aktardı. “Sağlıkta şiddet varsa hizmet yok” Sağlık kurumlarında, çok ciddi koruyucu ve şiddeti engelleyici insan gücü, sağlık polisi, emniyet güçleri, elektronik ve görsel kontrol mekanizmaları oluşturulması gerektiğinin altını çizen Kaynak, şunları kaydetti: “Adil bir hukuk sistemi çerçevesinde Sağlıkta şiddeti önleyecek yasal düzenlemeler geciktirilmeden yaşama geçirilmelidir. Artık bir gün bile beklemeyeceğiz. Sağlıkta şiddet için önlem alınmadıkça, sağlık çalışanlarına insani çalışma şartları sağlanmadıkça, sağlık hizmeti verilemez, verilmesi beklenemez. Sağlıkta şiddet varsa, hizmet yok.”