EKONOMİ - 21 Kasım 2014 Cuma 10:02

Akaryakıt indiriminin enflasyona yansıması

A
A
A
Akaryakıt indiriminin enflasyona yansıması

Ekonomi Profesörü Kerem Alkin, “Danıştay yapacağı inceleme sonucunda yürütmeyi durdurma kararı alırsa, akaryakıt bayileri ve dağıtıcılar uyguladıkları indirimi geri alırlar” dedi.

Akaryakıt indiriminin dağıtıcı ve bayiler tarafından uygulanmaması durumunda olası bir Danıştay başvurusu iddialarını değerlendiren Ekonomi Profesörü Kerem Alkin, “Danıştay yapacağı inceleme sonucunda yürütmeyi durdurma kararı alırsa, akaryakıt bayileri ve dağıtıcılar uyguladıkları indirimi geri alırlar” dedi. Alkin, aynı zamanda 2015 yılında enflasyon rakamının yüzde 6’ya düşeceğini belirtti.

Akaryakıt dağıtım şirketlerinin, motorinin litre fiyatında ortalama 10 kuruşluk indirim yapması üzerine gözler tüketicinin yanı sıra dağıtıcı bayilere de çevrildi. Akaryakıtta uygulanan indirimin ardından motorinin litre satış fiyatı Ankara'da 4,26 liradan 4,16 liraya, İstanbul'da 4,22-4,20 liradan 4,12-4,10 liraya, İzmir'de de 4,19 liradan 4,09 liraya düştü. Yapılan indirimin ardından bayilerin Danıştay’a başvuracağı iddialarını değerlendiren Nişantaşı Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kerem Alkin, “Bu konu Danıştay’a giderse ve Danıştay yapmış olduğu inceleme sonucunda yürütmeyi durdurma kararı alırsa, akaryakıt bayilerinin ve dağıtıcıların yapmış olduğu indirim geri alınabilir. Bu durum enflasyon anlamına gelmez. Çünkü yapılmış olan bir indirim geri alınmış ve böylelikle akaryakıt fiyatlarına zam yapılmamış olur. Bu yönüyle bakıldığı zaman Danıştay kararının enflasyon üzerinde negatif bir etkisi olmaz” dedi.

Sürecin akaryakıt bayileri lehine sonuçlanması için bayilerin Danıştay’a net gerekçeler sunmalarının önemine değinen Prof. Dr. Alkin, “Yaşanabilecek bu durum çok hassas bir konuyu içeriyor. Akaryakıt istasyonları kendi lehlerine yönelik bir karar çıkması için Danıştay’a çok net gerekçeler sunmalıdır. Danıştay bütün bunları dikkate alarak iddia edilen kar marjlarıyla ilgili sıkıntıyı haklı çıkaracak birtakım gerekçeler var mı bunlara bakarak kararını alacaktır” diye konuştu.

“İNDİRİM ENFLASYONU DÜŞÜRECEK”
Akaryakıtta gerçekleşen indirimin beraberinde enflasyonu da düşüreceğini söyleyen Prof. Dr. Alkin, “Bu indirim, Kamu tarafında Maliye Bakanlığı açısından önemli bir fırsat. Enerjiye akaryakıta zam yapmadan akaryakıtın 1 litre içerisindeki dolaylı vergi ağırlığını arttırmak suretiyle maliye kendine daha fazla bir vergi alanı oluşturabiliyor. Çünkü ham olan kısmı ya da sadece akaryakıt olan kısmı ucuzladığında o zaman daha fazla vergi alabilmek için orada Maliye Bakanlığı’na bir alan çıkıyor. Şimdi bu noktada hareketle özel sektör Maliye Bakanlığı gibi mi davranır? yani akaryakıt fiyatları inse de ve bunun doğal sonucu olarak bazı sektörlere rekabet nedeniyle bunu bir miktar ürettiği malın fiyatına yansıtmayı mı tercih eder bunu anlamamız gerekir. Ama Maliye Bakanlığı’nın tercihi gibi akaryakıt maliyetlerindeki azalma karı arttırmak için kullanılırsa, en azından fiyatı değiştirmeyeceği anlamına gelir. Fiyat değişmediği zaman enflasyon sıfır demektir. O zaman firmalar bu akaryakıt fiyatlarındaki düşüş nedeniyle uzunca bir süre fiyatlarında değişiklik yapmazlarsa aylık bazda bu sürekli sıfır enflasyon anlamına gelir. Bu durum enflasyonu sürekli düşürür. O nedenle Ocak ve Şubat aylarından itibaren aylık enflasyon rakamlarının beklediğimizden daha hızlı iyileştiğine de şahit olabiliriz” dedi.

ENFLASYON YÜZDE 6’YA DÜŞEBİLİR
‘2015 Mayıs-Haziran yıllıklandırılmış manşet enflasyonu rakamlarının 6 civarına geldiğini görebiliriz’ diyen Alkin, “Bu rakam içinde bulunduğumuz yıl ile kıyasladığımızda 3-3,5 puanlık bir düzelmeyi gösteriyor. 2014 yılı itibari ile enflasyonu neler tetikledi diye bakarsak, kuraklık ve don afeti nedeniyle bu yıl yaş sebze, meyve bunun yanı sıra gıda ve tarım fiyatlarında enflasyon şokunu yaşadık. Temmuz’a kadar dünyada petrol fiyatları 115 dolar düzeyindeydi ve enerji, döviz kurlarından da bir şok yaşadık. Şu ana baktığımızda iklim koşullarının daha iyiye gittiğini söyleyebiliriz. 2014’ün kuraklığı muhtemelen 2015’te olmayacak tarım mahsulü daha iyi olacak. İki, dünyada enerji fiyatları yüzde 30 oranında geriledi. Üç, döviz kurları çok iyi gidiyor. Türk Lirası tekrar kısmen değer kazandı. Bunlar bir araya geldiği zaman geçen yıl yaşadığımız tatsızlıklardan dolayı 3.3.5 puan enflasyonda gereksiz bir etki çıktığında şimdi o gereksiz etki matematiksel olarak geriye doğru temizlenmiş olacak. O nedenle de 9,5 civarındaki yıllık enflasyonunun yaz başında 6,5’lara hatta altına geldiğini hep birlikte göreceğiz” ifadelerine yer verdi.

“DOĞALGAZDA AVANTAJ SAĞLAYACAĞIZ”
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan’ın Avustralya’da düzenlenen G20 zirvesinde yaptığı “Bugün yüzde 30 civarındaki küresel enerji fiyatlarında aşağı doğru düzelme Türkiye’nin cari açığına 4,4 milyar dolar yansıyacak” ifadelerini de yorumlayan Alkin, “2015 yılı sonuna uygun petrol fiyatlarının devam ettiğini varsayalım. Bu enerji fiyatlarının cari açığa 4,4 milyar dolar minimum olmak üzere 6 - 8 milyar dolar bir etkisinin de olacağını da tahmin ediyorum. Bunun aynı zamanda doğal gaz fiyatlarına da müspet yönde etkisinin olacağını da tahmin ediyorum. Çünkü Rusya ‘da doğalgazın metreküp fiyatları petrole göre endeksleyerek belirliyor. O zaman o da petrol fiyatlarının düşmesine bağlı olarak biraz fiyatları aşağı çekmeyi tercih ederse o zaman doğalgazdan da bir avantajımız olacak. 2015 yılı sonu için hesap edersek 6-8 milyar dolar arasında cari açığımıza müspet bir yansıması olabilir bu da Türkiye’yi doğal olarak rahatlatabilir. Gelecek yıl ekonomi biraz daha büyüdüğünden dolayı bu yıl 50 milyar doların altına sarktığına şahit olduğumuz cari açık, gelecek sene büyümemizin daha iyi olması nedeniyle bir miktar artarken bunun yerine bir de petrolden bir avantajımız gelirse artışla düşüş birbirini götürür o zaman 2015 yılını 50 milyar dolarlık bir cari açıkla kapatmış oluruz. Bu da Türkiye’nin lehine bir durum” ifadelerini kullandı.

İNDİRİM VATANDAŞA NASIL YANSIDI?
Söz konusu indirimi değerlendiren vatandaşlar da şu yorumlarda bulundu: "Bu düşüşü olumlu buldum, fakat yetersiz görüyorum. Akaryakıt fiyatlarının daha da inmesini bekliyorum. Diğer ülkeler ile karşılaştırdığımızda benzin fiyatlarımızın yüksek olduğunu düşünüyorum. Litre fiyatının 4 liraya kadar inmesi gerekiyor ki Türkiye standartlarında herkes rahat bir şekilde arabasını kullanabilsin.Dünya’da en pahalı benzini biz kullanıyoruz. Varil fiyatları düşeli iki ay oldu. Fakat bu indirim Türkiye’ye yeni geliyor. İndirim yeterli değil.”

İLKNUR SARGUT- HÜSEYİN ÇAKMAK
İSTANBUL

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Uzm. Dr. Demirkan: “İş stresini yenmek için ‘hayır’ demeyi öğrenin” SAMSUN (İHA) – Psikiyatri Uzmanı Dr. Arda Kazım Demirkan, iş stresini yenmek için ‘hayır’ demenin önemi olduğunu söyledi. Liv Hospital Samsun Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, sosyal yaşamda ve iş yerinde stres yönetimi ve öfkeyle başa çıkma konusunda bilgilendirmelerde bulundu. İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin stresi artırdığını belirten Uzm. Dr. Arda Kazım Demirkan, “Ofis çalışanları, haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi zaman kişisel stresler bireyi iş yerinde zorlayabilir. Ancak stres oluşturan en önemli sorunlardan biri de kişiye kaldırabileceğinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu yüzden size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmelisiniz” dedi. İş yerindeki çalışma sürelerinin de bir stres kaynağı olduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzm. Dr. Demirkan, “Ekonomik İş Birliği ve Kalkınma Örgütü’nün (OECD) 2017 raporuna göre 38 ülke arasında Türkiye yıllık en uzun çalışma saatleri sıralamasında 14. sırada yer almaktadır” diye konuştu. Çalışma saatlerinin dışında aile ve sosyal yaşamda stres oluşturan farklı konu ve sorunların da söz konusu olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Demirkan, “Yaşam şartları gereği insanlar gerçek hayatlarında kişisel ve çevresel birçok engelle karşılaşmaktadır. Örneğin, başarılı bir futbolcu sakatlanabilir, istediğimizden az paraya sahip olabiliriz veya evliliğimizde sorunlar olabilir. Bu ve benzeri durumlarda fiziksel ve duygusal sağlığımızı olumsuz etkileyen zorluklarla başa çıkmakta yetersiz kaldığımızda yaşadığımız psikolojik durum, ‘stres’ olarak tanımlanmaktadır” şeklinde konuştu. “Fiziksel ve sosyal uyumsuzluk stres sebebi” Bireyin yaşadığı fiziksel ve sosyal çevresinde meydana gelen uyumsuz durumlar sebebiyle, bedensel ve psikolojik olarak sınırlarının ötesinde sarf ettiği gayretin stresi meydana getirdiğini ifade eden Uzm. Dr. Demirkan, “Bir stres oluşturucu durumun diğerinden daha önemli olmasının nedenini belirli ölçülerde sezgisel olarak anlayabilmemiz için bazı önemli faktörler bulunmaktadır. Bunlar; stres oluşturucusunun şiddeti, kronikliği (ne kadar sürdüğü), zamanlaması, yaşamlarımızı ne kadar etkilediği, ne kadar öngörülebilir olduğu ve stres oluşturucunun ne kadar denetlenebilir olduğudur. Stres kaynakları çok yoğun ve güçlü olduğunda bireylerin kullanmış oldukları başa çıkma yöntemleri yetersiz kalınca krizler ortaya çıkabilir. Stres ile krizi birbirinden ayıran bazı faktörler vardır. Krizde bireylerde travma ya da kriz oluşturan durum kişinin olaylarla başa çıkma kabiliyetini aşmaktadır. Streste ise bireyin başa çıkma kabiliyetinin aşılması şart değildir. Bireylerin yaşamlarındaki değişimler ne ölçüde hızlı gelişirse, yaşanacak stres de o kadar büyük olmaktadır. Rol ve görev tanımlarındaki belirsizlik, roller arası çatışma, bireyler arası çatışma, sorumluluk, katılım, iş güvenliği, yönetim şekli, iş stresi, bireyin iş ile ilgili olan durumları, iş süreçleri ve iş yerindeki diğer çalışanlarla etkileşim sonucu ortaya çıkan psikolojik ve fizyolojik dengenin bozulması olarak tanımlanmıştır” ifadelerini kullandı. “Hayır demeyi öğrenin” İş yaşamında çalışma ve yaşam dengesinin bozulması, artan işsizlik nedeniyle işten atılma korkusu gibi etmenlerin de stresi artırıcı unsurlar olarak belirtildiğini vurgulayan Demirkan, şunları söyledi: “Yoğun stres artışının üretkenliği azaltarak ekonomiye olan yükün artmasına, işe gelmeme ve hasta olduğu halde işinin başında olma durumuna neden olduğu, bunun da iş motivasyonu ve performansta azalmaya, sık birim değiştirme gibi olumsuz çalışma yaşantısına sebebiyet verdiği belirtilmiştir. Ofis çalışanları haftanın neredeyse tamamını iş yerlerinde geçirmektedir. Kimi bireyler haftanın ilk günü olan pazartesiye mutlu, heyecanlı başlarken kimileri de pazartesi gününe isteksiz başlamaktadır. Ancak bu konunun gün ile bir ilgisinin olmadığını kabullenerek, kişisel streslerimize çözüm arayışı getirmeliyiz. Bir diğer önemli husus da iş yerlerinde bazen çalışanlara kaldırabileceklerinden fazla iş yükü verilmesidir. Bu nedenle, size kapasitenizi ya da bilginizi aşacak düzeyde bir görev verildiğinde ‘hayır’ cevabını verebilmeniz önemlidir.”
Samsun Başkan Türkel: “Gençlerin projelerini el birliğiyle hayata geçireceğiz” Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, “Gençler, artık Serhat abiniz var. Lütfen projelerinizle, bırakacağınız izlerle gelin. O projeleri hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapacağım ve el birliğiyle projelerinizi hayata geçireceğiz” dedi. Samsun’un Atakum Belediyesi, TBMM’nin 104. kuruluş yıldönümü ile 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı özel bir programla kutladı. Müzik dinletisinden dans gösterilerine ve geleneksel oyunlara kadar birbirinden özel etkinliklerle, bayram coşkusu kentin dört bir yanına taşındı. Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, 23 Nisan kutlamaları kapsamında makamını, 9 yaşındaki Ayşe Sultan’a devretti. Öğrencinin taleplerini dinleyen Başkan Türkel, hayata geçireceği projeler hakkında, minik Ayşe’nin fikirlerini aldı. “Projelerinizi hayata geçireceğiz” Atakum Belediyesi, Çakırlar Korusu Tesislerinde kutlama töreni gerçekleştirildi. Törende konuşan Başkan Serhat Türkel, “Çocuklar, Atakum sizinle çok daha güzel. Ben belediye başkanı olarak bu coşkuya ortak olmaktan, ev sahipliği yapmaktan çok mutluyum ve gururluyum. İyi ki varsınız, sizleri çok seviyorum. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir, çocuklar. Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden, ayak izlerinden hiç ayrılmadım. Sizlere söz veriyorum bundan sonra da hiç ayrılmayacağım. Ben Türkiye Cumhuriyeti’nin evladı, Mustafa Kemal Atatürk’ün ilkelerinden, devrimlerinden, ayak izinden hiç ayrılmamış bir belediye başkanı olarak; kendi anne, babama ve 7’den 70’e herkese; Türk Bayrağı’nı, Mustafa Kemal Atatürk’ü tanıtan ve sevdiren kıymetli öğretmenlerimize minnettarım. Öğretmenlerimizin ellerinden öpüyorum. Memleketimizi, Atatürk’ü size sevdirdikleri ve onun ilkelerine bağlı çocuklar yetiştirdikleri için, sizlerin de annelerinizin babalarınızın ellerinden öpüyorum. Bayramımız kutlu olsun. Ben de Cumhuriyetin çocuğuydum, Cumhuriyetin genci oldum. Şimdi orta yaşlı yaşlıyım. Gençler, artık Serhat abiniz var. Lütfen projelerinizle, bırakacağınız izlerle gelin. O projeleri hayata geçirmek için ne gerekiyorsa yapacağım ve el birliğiyle projelerinizi hayata geçireceğiz” diye konuştu. Atakum, çocuk sesleriyle şenlendi DJ İnanç Seven’in müzik dinletisi ile başlayan program, Atakum Belediyesi Minikler Halk Oyunları Ekibi’nin gösterisi ile devam etti. Miniklerin yöresel oyunlarının ardından çocukların en büyük eğlencesi, sihirbaz gösterisi sahne aldı. TOG A Ram Sam Sam’ın dans atölyesinde gönüllü gençler, çocuklara eğlenceli dans figürleri öğrettiler. Cumhur Kocaoğlu’nun sunumuyla geçmişten günümüze geleneksel sokak oyunları, miniklerden büyük ilgi gördü. Çocuklar körebe, halat çekme gibi geleneksel oyunlarla günboyu keyifli vakit geçirdi. Samsun Brass Bando Takımı’nın gösterileri, renkli görüntüler sergilerken; Music Art’ın, birbirinden güzel şarkılarını seslendirdiği konser, seyircilerin büyük beğenisini topladı. ATAçocuk’tan özel program Ata Çocuk Gelişim Merkezi, miniklerin bayramına özel olarak hazırlandı. Mevlana 1, Mevlana 2, Demirkent, Atakent ve Yeni Mahalle şubelerinde eş zamanlı gerçekleştirilen etkinliklerde, öğrenciler şiirler okuyup, 23 Nisan şarkıları söylediler. Öğretmenlerinden en sevdikleri masalları dinleyen minikler; günün simgesi renkli balonları gökyüzüne bıraktılar. Eğlenceli oyunlar ve aktivitelerle dolu bir gün geçiren çocuklar; mutluluklarını öğretmenleri ve velileri ile paylaştı. Çakırlar Korusu’nun yanı sıra Buse Aydın Parkı, Doğa Bilimleri Köyü gibi kentin birçok noktasında eş zamanlı kutlamalar gerçekleştirildi. Kent genelindeki etkinliklere katılan Atakum Belediye Başkanı Serhat Türkel, miniklerin bayram coşkusunu paylaştı. Şenlikte halaylar çeken vatandaşlar, kortej yürüyüşüne marşlarla eşlik etti. Doğanın Çocukları Akademisi’nin (DOÇAK) düzenlediği kutlama programında, çocuk korosuyla şarkılar söyleyen çocuklar; drama gösterisinde yeteneklerini sergilediler. Minikler, birbirinden özel etkinliklerin yer aldığı atölyelerde; gün boyu keyifli anlar yaşadılar.
Bursa Başkan Oktay Yılmaz: "Bursa için elbirliğiyle çalışacağız" Yıldırım Belediye Başkanlığı’na ikinci defa seçilen Oktay Yılmaz, önümüzdeki 5 yıllık dönemin hem Yıldırım, hem de Bursa için ’ortak çalışma kültürünün geliştiği’ hamleler yılı olması için çalışacaklarını söyledi. Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı ve BGC Yönetim Kurulu üyelerinin ziyaretinde yerel seçim sonuçlarını değerlendiren Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, özellikle yerel yöneticilerin her alanda ’iyilikleri ile yarışması gerektiğini’ vurguladı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Bursa Büyükşehir Meclisinde genelini elinde bulundurduğuna, Yıldırım’da da seçimi birinci parti olarak tamamladıklarına dikkat çeken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Yeni dönemde her alanda iyiliklerimizi yarıştırmalıyız. Bursa’yı ve Yıldırım’ı parti ayırımı yapmadan daha ileri taşıyabiliriz. Öteleyerek, kavga ederek halka hizmet edilemeyeceğini biliyoruz. Zaten işbaşına geldiğimiz günden bu yana parti ayrımı yapmaksızın çalışıyoruz. Bu anlayışı hem Yıldırım’da, hem de Büyükşehir de sürdüreceğiz. Önümüzdeki dönemde doğru yapılacak her projeye, her çalışmaya destek olacağız. Hatalı gördüğümüz şeyler olursa da uzlaşı kültürü içinde gündeme getireceğiz” dedi. Yıldırım Belediye Başkanı olarak geçtiğimiz 5 yıllık dönemde yapıcı eleştirilere her zaman açık olduğunu ve bu eleştirileri ’iyileştirici faaliyet’ olarak gördüğünü ifade eden Oktay Yılmaz, önümüzdeki 5 yılında farklı olmayacağını, Bursa’yı hep birlikte ileri taşıyacaklarını söyledi. Yıldırım Belediye’nin çalışmalarına ilişkin de bilgi veren Başkan Oktay Yılmaz, açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Halen devam eden işlerimizi derleyip toparlıyoruz. Büyükşehir’le olan ortak işlerimizin ‘halka hizmet, kente hizmet’ anlayışıyla devam edeceğine inanıyorum. İmarla ilgili sorunları aşmak çok önemli. Bu sorunları aştıkça hizmet çıtası artarak devam eder. Önümüzdeki dönemde gerçek anlamda kentsel dönüşüm çalışmalarımız devam edecek. Bir yandan konut üretirken, diğer yandan ulaşım, altyapı ve sosyal kültürel alandaki hizmetlerimizi bir bütün olarak ele alacak ve arttırarak sürdüreceğiz.” Son 5 yıllık süreçte Yıldırım ilçesine 1,5 milyon metrekare yeşil alan kazandırıldığını ve ’Doğuda gelişim olmaz’ ön yargısını kırdıklarına dikkat çeken Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, "Yeni bulvarları, yeşil alanları, sosyal ve kültürel alanları Yıldırım’a kazandırdık. Yenilerini de kazandırmaya devam edeceğiz. Yeni dönemde Mevlana’ya, Millet Mahallesi’ne, Karapınar’a ve Kaplıkaya’ya sosyal yaşam merkezleri eklenecek. Yeşil, Emirsultan ve Cumalıkızık gibi Bursa’nın gözbebeği olan benzersiz değerlere sahibiz. Uludağ’ın eteğinde ormanla bütünleşen bir ilçeyiz. Yılların birikimi olan kaçak ve çarpık yapılaşmayı projelerimizle sağlıklı hale getirdikçe Yıldırım ilçemiz tüm Türkiye’ye örnek bir ilçe olma yolunda kararlılıkla ilerleyecek” dedi. Bursa basınının, Bursa yararına gerçekleşen tüm çalışmalara geçmiş dönemlerde destek verdiğini, bundan sonra da destek olacağını ifade eden Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı da, Türkiye’nin en güçlü yerel basınının Bursa’da görev yaptığına dikkat çekti. Bursa Gazeteciler Cemiyeti’nin 77 yıl önce, 1947 yılında kurulduğunu ve o günden bu yana Bursa basınının Türkiye için adeta bir ’gazetecilik okulu’ olduğunu ifade eden BGC Başkanı Nuri Kolaylı, “BGC olarak öncelikle basın etik değerlerine önem veriyor ve mesleğimizin onuru için mücadele ediyoruz. Habercilikte tehdit ve şantaja yer yok. Bu yola sapanların BGC çatısı altında barınamaz. Basın etik değerlerine sahip olmadığı tespit ettiklerimizi BGC’ye üye almıyoruz. Üye ise üyeliklerine son veriyoruz. Sürekli Türkiye gündemine getirdiğimiz ve rapor olarak hazırladığımız Basın Meslek Yasası TBMM’de görüşülerek kabul edilirse, basının eski saygınlığını kazanması yönünde önemli bir mesafe almış olacağız. Tehdit ve şantaja dayalı sözde haberciliği engelleyeceğiz" şeklinde konuştu. Yaklaşık bir saat süren ve sohbet ortamında gerçekleşen ziyarete Bursa Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Nuri Kolaylı’nın yanı sıra, Başkan Vekili Fuat Kars, Başkan yardımcıları İhsan Altıkardeş, Hakan Işıkkent ve Ahmet Akhan, Genel Sayman Tevfik Fikret Sönmez, Yönetim Kurulu Üyeleri Huriye Gül Kolaylı, Ersin Yıldıran, Mehmet Ali Ekmekçi ve Enhar Güneş ile BGC Genel Sekreteri Sinan Tunç katıldı.