Başbakan Yardımcısı Akdoğan, bazı gazetelerin Ankara temsilcileriyle buluşmasında çözüm sürecine yönelik gelişmeleri değerlendirdi. Sürecin tıkandığı iddialarını ret eden Akdoğan, "Çözüm süreciyle ilgili şunu görmek lazım; bu seçimlere kurban edilebilecek bir konu değildir. Basit siyasi hesaplar, polemiklerle yürütülebilecek bir süreç değildir" dedi.
"SÜRECİN DİLİNİ DOĞRU ANLAMAK LAZIM"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylık sürecinde en önemli vurgularından birinin "sürecin dilini doğru anlamaz lazım" mesajı olduğunu hatırlatan Akdoğan, "Sayın Başbakan'ın da en önemli vurguları bu konuya. Açılım sürecinde çok önemli reformlar hayata geçirirken, bir pazarlığın parçası olarak bunu yapmadık. Halkımızın temel hak ve özgürlüklerinin geliştirilmesi yönünde yapılması gerekenleri yaptık, yapıyoruz. Örgütün silah bırakması vesaire önemlidir. Bunun çözülebilmesi için birtakım temaslar yapılmaktadır. Bu tür süreçlerin dili, tarzı ne olmalıdır bunu doğru anlamak lazım" şeklinde konuştu.
"KÜRTLERİ HDP'YE TESLİM ETMEYİZ"
"Biz HDP'nin seçimde rakibiyiz, siyasi rekabet içindeyiz" diyen Akdoğan, "Bu rekabet seçim öncesinde de olacak, bu süreç başarı ile sonuçlansa bile siyasi mücadele devam edecek. HDP'nin bu anlayışının Kürtlerin değer dünyasına uygun hareket etmediğini düşünüyoruz, Kürtleri de bunlara teslim edecek değiliz" ifadelerini kullandı.
"DEMİRTAŞ DİLİNE DİKKAT ETMELİ"
Akdoğan, bununla birlikte çözüm sürecindeki aktörlerin dillerine dikkat etmeleri gerektiğini belirterek, "Selahattin Demirtaş'ın Sayın Cumhurbaşkanımıza yönelik yaklaşımları ve daha önceki yaklaşımları sürecin ruhuna uygun değil" dedi.
"DESTEK YÜZDE 68"
"Bu süreci AK Parti başlattı, Sayın Erdoğan başlattı" diyen Akdoğan, şöyle devam etti:
"Sürece destek yüzde 68. Bir sürece yüzde 68 destek varsa, bu büyük bir siyasi hareketin, yüzde 52 ile Cumhurbaşkanlığı seçimini kazanan büyük bir siyasi hareketin öncülüğünde gerçekleştirilmiştir. Burada AK Parti'nin çok üzerinde bir destek olması, MHP ve CHP'nin neredeyse yarısının da bu süreci önemsediğini kabullendiğini ve 'akan kan dursun' dediğini gösteriyor. Bu da çok önemlidir."
"ÇÖZÜM DEVLET POLİTİKASI"
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın devletin başındaki kişi olduğunu belirten Akdoğan, "Çözüm süreci de devlet politikasıdır. Bütün kurumların sürecin ruhuna uygun hareket etmesi gerekir. Hükümetin bu konudaki kararlılığı, samimiyeti ne kadar önemli ise Sayın Cumhurbaşkanı'nın bu sürecin arkasında olması önemlidir" dedi.
"ÜTOPYAMI GERÇEKLEŞTİR' YOK"
Karanlığı "ışığın olmaması hali" olarak tanımlayan Akdoğan, "Bir yerde ışık yoksa karanlık yoktur. Bir yanda 'elimizde silah olsun', diğer taraftan 'demokrasi olsun', bu kabul edilemez. Demokrasiye inanan silah üzerinden tehdit oluşturmayacak. Bugün demokrasimiz çok gelişti. İfade hürriyetinin sınırları çok genişledi. 'Benim elimde silah var, sen benim ütopyamı gerçekleştir...' Böyle bir şey yok. Demokrasiye inanıyorsan gelirsin demokratik mücadeleni verirsin… Halkın razı olmadığı hiçbir şey yapılamaz. Gelirsin siyaset kurumuna, ne derseniz dersiniz, millet de ne kadarını kabul ederse o kadarı olur" ifadelerini kullandı.
"ATEŞLE OYNAYAN YANAR"
Akdoğan, "Bu süreçten çok hazzetmeyen, işine uymayan birtakım odakların, örgüt içerisindeki bazı yapıların bu süreci nasıl bozabiliriz arayışı içinde olduğu anlaşılıyor. Eller yeniden tetiğe uzanırsa, 'biz nasıl benzin dökeriz' diye, bu tür birtakım tezgahlar provokasyonlar filan düşünülüyorsa bunlara karşı devlet uyanıktır, yapanın yanına kar kalmaz. Bu işten kendileri zararlı çıkar. Ateşle oynayan yanar. Silahı devreye sokan kaybeder" dedi.
"KIYAMET KOPMAZ"
Sürecin devam edip etmesinin başkalarının ne yaptığına bağlı olmadığına dikkat çeken Akdoğan, "Bu süreç başladığında HDP Meclis'te miydi? Biz bu işleri başlattığımızda HDP Meclis'te değildi. Meclis'te olmayan ve siyaset yapan partiler var, onlar eline silah mı alıyor? Bu demokrasiye inanmamak anlamına gelir. 'Dünyayı ayağa kaldırırız, yok şöyle olur, yok böyle olur.' HDP süreçte rol oynuyor doğrudur, heyette milletvekili olmayanlar da var. Temsil noktasında bir sıkıntının yaşanacağına inanmıyorum. Kıyametin kopacağına da inanmıyorum. Yanlış yapan kendi kaybeder" açıklamasında bulundu.
BATUHAN YAŞAR
