ASAYİŞ - 26 Temmuz 2016 Salı 12:04

Akın Öztürk'ün İzmir'deki çok gizli karargahına baskın

A
A
A
Akın Öztürk'ün İzmir'deki çok gizli karargahına baskın

Fethullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sonrası yakalanarak tutuklanan eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk'ün, polisin bile bilmediği İzmir'in Buca ilçesinde karargahı ortaya çıktı. Öztürk'ün hakim, savcı, emniyet müdürleri ve yüksek rütbeli askerlerle bu karargahta sık sık toplantılar yaparak darbe planı yaptığı iddia edilirken, evi basan polis çok önemli bilgi ve belgelere ulaştı.

Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) içerisindeki bir grup Fethullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ) bağlı askerlerin alçakça darbe girişiminin ardından, operasyonlarda da kararlılık devam ediyor. Örgüte ve plana ilişkin her gün yeni yeni bilgiler ortaya çıkarken, tutuklanan ve 15 Temmuz darbe girişimin bir numaralı sanıkları arasında gösterilen eski Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk ile ilgili flaş bir gelişme yaşandı.

Darbe kararı İzmir'deki karargahta mı alındı?
Öztürk'ün, askeri şura üyesi olduktan sonra polisin bile bilmediği Buca Şirinyer’deki 4 katlı karargahı ortaya çıktı. Sık sık İzmir'e gelen Akın Öztürk'ün, burada hakim, savcı, emniyet müdürleri ve yüksek rütbeli askerlerle sık sık toplantılar yaptığı iddia edildi. NATO Komutanlığı’na iki kilometre mesafedeki karargahta, 15 Temmuz darbe girişiminin de planlandığı öne sürüldü.

Polis karargahta çok önemli bilgilere ulaştı
Öte yandan, FETÖ soruşturması kapsamında Akın Öztürk'ün karargahına bir baskın yapıldı. Karargaha gizli bir operasyon düzenleyen polis, çok önemli bilgi ve belgelere ulaştı. Ele geçirilen belgeler arasında, darbe soruşturması kapsamında tutuklanan kişilere ait bir listede ele geçirildi. Listelerin yanında da buluşulan kişilerle ilgili notlar yer aldı.

Darbe günü İzmir'de olduğu söylemişti
Tutuklanan ve cezaevine konulan Akın Öztürk, darbe günü ise İzmir'de olduğunu itiraf etmişti. Öztürk ilk ifadesinde, "Askeri darbeyi planlayıp, yöneten bir kimse değilim. Kimin planlayıp, yönettiğini bilmem" demişti. Öztürk'ün daha sonra da İzmir'de saat noter işlemlerini tamamlayarak Akıncı Üssü'ne gittiğini anlatmıştı.

Karargahı bakın kim deşifre etti: "Polisin haberi yoktu"
Darbenin bir numaralı ismi olarak gösterilen Akın Öztürk’ün gizli toplantılar yaptığı karargahını ise komşusu ihbar etti. İhlas Haber Ajansı (İHA)'ya konuşan M.A., birlikte hatıra resim çektirdiği Akın Öztürk’ün 5 yıl önce aldığı 4 katlı binaya sık sık geldiğini, binaya yüksek rütbeli askerlerin ve emniyet müdürlerinin makam araçlarıyla geldiğini anlattı. M.A., "Darbe girişiminden sonra Akın Öztürk’ün bir numaralı darbeci olduğunu öğrendim. Kendisinin resimlerini basında gördüm. Akın Öztürk’ün darbe için gizli planlar yaptığı 4 katlı binanın varlığından polisin haberi yoktu. Ben emniyete giderek ihbar ettim. Benim ihbarımdan sonra polis 4 katlı binayı basarak arama yaptı. Darbe girişimi sırasında bir çok vatandaş tankların önüne yeterek ölümü göze almıştı. Ben de bir vatandaş olarak üzerime düşen görevi yaptım" dedi.

Şahıs polise ifadesinde ne dedi?
Öztürk'ün evini deşifre eden M.A., ifadesinde ise şu ifadelere yer verdi:
"Üç adet sivil aracı park halinde olduğunu fark ettim. Araçlardan birinde jammer (sinyal kesici) vardı. Araçların yanında bir de sivil lüks bir otomobil vardı. Aracımı sağa yanaştırıp park ettim. Meraktan araçları incelediğim sırada lüks sivil aracın içinden resmi üniformalı rütbeli asker indi. Sivil araçların içindeki şahıslar da araçlarından inip çevre güvenliği sağladılar. Rütbeli şahıs binaya girdi. Bende o anda yapacak işim olmadığı için sivil şahısların yanına gittim ve rütbeli askerin kim olduğunu sordum. Bana Hava Kuvvetleri Komutanı Akın Öztürk olduğunu, kendilerinin de asker olduğunu, ayrıca valilikten gelen koruma görevlileri de olduğunu söylediler. Akın Öztürk, yaklaşık 1,5 saat binada kaldıktan sonra çıktı. Ben de korumalarından müsaade alarak yanına gittim ve kendimi tanıttım. Yaklaşık 2-3 dakika sohbet ettik. Ben kendisine 'fotoğraf çekilebilir miyiz?' diye sordum. Kendisinin kabul etmesi üzerine birlikte fotoğraf çekildik. Bu fotoğraf halen telefonumdadır. Kendileri daha sonra araçlarına binip gittiler. Akın Öztürk ile günlük konulardan bahsettik. Şuan tam hatırlamıyorum. Akın Öztürk'ün yanında bulunan sivil araçlardan biri kırmızı bir araçtı. Diğerlerinin plakasını bilmiyorum. Bununla birlikte tarihini tam hatırlayamamakla birlikte yine 09.04.2015 gününe yakın tarihlerde bir kaç ay önce Akın Öztürk'ü, emniyet müdürü ve bir hakimle sohbet ederken gördüm. Aynı şahısları bu kafede Akın Öztürk ile sohbet ederken bir kaç kez gördüm. Emniyet Müdürü ile hakimin kim olduklarını ve isimlerini bilmiyorum. Sadece orada yaptığım araştırmada savcı ve emniyet müdürü olduklarını öğrendim."
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.