DÜNYA - 19 Eylül 2017 Salı 12:17

Akıncı: Birkaç ay içinde yeni girişim beklemiyoruz

A
A
A
Akıncı: Birkaç ay içinde yeni girişim beklemiyoruz

KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Kıbrıs sorununda birkaç aylık süreç içerisinde yeni bir girişim beklemediklerini söyledi.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı, Ercan Havalimanı’ndan ayrılmadan önce yaptığı açıklamada, Kıbrıs sorununda önümüzdeki birkaç aylık süreç içerisinde yeni bir girişim beklemediklerini söyledi. Rum tarafının Güney’de yapılacak başkanlık seçimlerine kadar olan süreç içerisinde Kıbrıs Türk tarafı ile ilişkileri hakkında düşüncelerini net bir şekilde ortaya koyması gerektiğini belirten Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’ne “ucu açık bir sürecin” müzakereleri bir yere götüreceğini düşünmediklerini de söyleyeceğini ifade etti.

ABD’ye gitmek üzere Müzakereci Özdil Nami’nin de yer aldığı bir heyetle bu sabah KKTC’den ayrılan Akıncı, BM 72. Genel Kurulu’nun yapılacağı New York’ta Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Antonio Guterres ile Cumartesi günü bir görüşme gerçekleştirecek. Akıncı, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu kapsamında temaslarda bulunmak için her yıl New York’a gidildiğini ancak bu yılki ziyareti önemli kılan iki konu bulunduğunu ifade etti. Bunlardan birinin, bu görüşmenin Crans Montana’da başarısızlıkla sonuçlanan müzakereler sonrası olması, diğerinin de Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri’nin müzakerelerle ilgili raporunu Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’ne sunmadan öncesi görüşecek olmaları olduğunu kaydetti.

“BUNDAN SONRA NE OLACAK?”

Akıncı, “Genel Sekreterle ele alınacak asıl konu bundan sonrasıdır. Bundan sonra ne olacak sorusu gündemin baş köşesini meşgul etmektedir” dedi.

BM Güvenlik Konseyi’ne sunulacak raporda beklentilerinin bir tarafın veya diğer tarafın suçlanması olmadığını ancak objektiflik beklentisi içerisinde olduklarını kaydeden Akıncı, “Ne olup bittiğinin kısa da olsa geçeklere dayalı bir şekilde yansıtılmasını bekliyoruz” dedi.

GÜNEY KIBRIS’TAKİ SEÇİM

Bundan sonra ne olacağı konusunda Ocak ve Şubat aylarında Güney Kıbrıs’ta yer alacak başkanlık seçimlerinin önemli olduğunu kaydeden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafı açısından önemli olanın o makama kimin geleceği olmadığını “hangi düşüncelerin o makamı temsil edeceği “ olduğunu kaydetti.

Akıncı, “Rumlar açısından bu süreç yeniden olaylara bakma ve yeniden değerlendirme yapma fırsatı içeriyor. Temennim, bunu Rum tarafının çok sağlıklı bir şekilde değerlendirmesi ve Kıbrıs Türkleri ile olan ilişkilerinde nasıl bir gelecek düşündüklerini net ve somut bir şekilde ortaya koymasıdır” dedi.

GUTERRES ÇERÇEVESİ ÇARPITILIYOR

Antonio Guterres’in İsviçre’de yer alan son zirvede ortaya koyduğu çerçeve ile ilgili olarak da Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının Guterres’in ortaya koyduğu çerçevenin içerisinde kalarak görüş sunduğunu, açılımlar yaptığını, ancak Rum tarafının olayları çarpıtarak haber yaptıklarını kaydetti.

Akıncı, “Guterres’in ortaya koyduğu çerçevenin netleşmesi için de görüşlerimizi söyleyeceğiz” dedi.

Mustafa Akıncı, Guterres’e “Ucu açık ve sonuçsuz bir sürecin bizi bir yere götüreceği kanaatinde değiliz. Aynı anlayış, ayni metot, aynı yolu yürüyerek farklı bir yere varmamız mümkün değildir. Varacağımız yer ayni nokta olacaktır. Ucu açık olmayan yeni bir inisiyatif düşünülecek mi?” yönündeki düşünce ve sorularını aktaracağını söyledi.

Elli yıl sonra İsviçre’de yer alan beşli konferansın Kıbrıs Türk tarafının büyük gayretleri ve Türkiye’nin desteği ile gerçekleştirildiğini, toprak konusunun konuşulmasının, İsviçre’deki zirvelerin Türk tarafının sonuç odaklı yaklaşımı çerçevesinde gerçekleştirildiğini ifade eden Akıncı, “Kıbrıs Türk tarafının inisiyatif alan sonuç odaklı yaklaşımlarını tüm katılımcılar gördü, ama bunun sonrasında gelinen noktada Kıbrıs Türk halkı hala statüsü belli olmadan, ambargolar altında yaşamaya devam ediyor” dedi.

Kıbrıs Türk halkının yalnızlığa terk edilmesinin büyük bir haksızlık olduğunu ve Birleşmiş Milletler camiasının buna göz yummaması gerektiğini ifade eden Akıncı, Crans Montana’da yaşananların farklı bir ölçekte de olsa 2004’te yaşananların bir benzeri odluğunu söyledi.

Akıncı, “Kıbrıs Türkü’nün statüsünün ne olacağı konusunda Birleşmiş Milletler’in de üzerine düşeni yapması gerektiği kanaatindeyim” dedi.

“HİDROKARBON KAYNAKLARI KAYGI VESİLESİ”

Hidrokarbon kaynaklarının ortak zenginlik olduğunu, bunun tek taraflı bir zenginlik olarak ileriye taşınmasının bir kaygı vesilesi olduğunu belirten Akıncı, Guterres’in bunu da dikkate alması gerektiğini kaydetti.

İki toplumun barış içerisinde birlikte var olmasının yolunun bulunması gerektiğini ifade eden Akıncı, Kıbrıs Türk tarafının her zaman bu bakış açısı içerisinde olduğunu bunun başarılamamasının nedeninin Kıbrıs Türk tarafı olmadığını kaydetti.

“SONUÇ ODAKLI ANLAYIŞ İLE YOLA DEVAM ETMEK İSTİYORUZ”

Akıncı, “Çözüm odaklı, sonuç odaklı bir anlayışla yola devam etmek arzusundayız. Bu tek taraflı niyetle olacak bir şey değil. Muhtemelen güneydeki seçimlerden sonra ortaya çıkan tablo ışığında Genel Sekreter yeniden bir durum değerlendirmesi yapmak isteyecektir” dedi. Akıncı, New York’ta Guterres ve Kıbrıs Rum Yönetimi Lideri Nikos Anastasiadis’le herhangi bir üçlü toplantının planlanmadığını da vurguladı.

Halkın yaşam kalitesini yükseltmek için atılacak adımları ihmal etmemek gerektiğini ifade eden Akıncı, trafik, sağlık ve saatler konusu da dahil tüm konularda halkın mutluluk ve esenliğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi.

Emir Abdurrahman Bulut 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Reklam Kurulu, aldatıcı reklamlar ve haksız ticari uygulamalar için 3,5 ayda 94 milyon TL ceza kesti Reklam Kurulu’nun 16 Nisan 2024 tarihinde gerçekleştirilen 344 sayılı toplantısında, tüketicileri aldatan, yanıltan, tecrübe ve bilgi eksikliklerini istismar eden reklamlar ile haksız ticari uygulamalar incelendi. Toplantıda görüşülen 161 adet dosyadan 139’u mevzuata aykırı bulunurken, söz konusu reklam ve ticari uygulamalar hakkında durdurma cezası ile birlikte toplam 28 milyon 884 bin 143 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, Reklam Kurulu, yılın ilk 3,5 ayında toplam 639 adet dosya hakkında görüş ve değerlendirmelerde bulundu. Aldatıcı reklam veya haksız ticari uygulama olduğu tespit edilen 554 adet dosya hakkında durdurma cezasının yanı sıra, toplam 94 milyon 139 bin 110 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Son toplantının gündem konusunu tüketicileri yanıltan indirimli satış reklamları oluşturdu Açıklamada, çok sayıda üründe çeşitli oranlarda indirimlerin yapılacağının ilan edildiği indirimli satış kampanyalarının, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de çokça tercih edilen bir pazarlama yöntemi olduğuna dikkat çekilerek çeşitli ürünlere uygun şartlarda ulaşabilmeye imkan sağlayan çevrimiçi alışveriş kanallarının yaygınlaşmasıyla birlikte indirim kampanyalarının sıklaştığı ve çeşitlendiği, bununla beraber çeşitli tüketici mağduriyetlerinin de arttığı gözlemlendiği vurgulanarak, "Bu çerçevede, yakından takip edilen tüketicileri aldatan, yanıltan, gerçekte olduğundan daha fazla indirim yapılıyormuş algısı oluşturulan indirimli satış reklamları ve uygulamaları hakkında incelemelere devam edildi. Nisan ayı kurul gündeminde görüşülerek karara bağlanan dosyalarla birlikte yılın ilk dört ayında Reklam Kurulu tarafından 51 adet indirimli satış dosyası hakkında durdurma cezası ve toplam 11 milyon 457 bin 805 lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi" denildi.
İstanbul Define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları şahsı öldüren 5 sanıklı davada 1 sanığa 23 yıl hapis cezası Eyüpsultan’da define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı plan yaparak çağırdıkları evde silahla öldürdükleri iddia edilen 5 sanığın yargılandığı davada karar çıktı. Mahkeme, 1 sanığı 23 yıl hapis cezasına çarptırırken, diğer 4 sanığın ise beraatına hükmetti. Eyüpsultan’da 19 Haziran 2022’de iddiaya göre 5 kişi, define paylaşımı konusunda anlaşmazlık yaşadıkları Abdullah Koşar’ı (39) öldürmeyi planladı. Bunun üzerine Koşar’ı, inşaat işleri bahanesiyle 5 şüpheliden biri olan Aslan İ.’nin evine çağırdılar. Şüpheli Aslan İ.’nin evine gelen Koşar, daha sonra silahla 3 yerinden şüpheli Aslan İ. tarafından vurularak hayatını kaybetti. ‘’Namussuzluğun bedeli budur’’ notu bulundu Konuya ilişkin İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede ise ölen Koşar’ın cesedinin yanında ‘namussuzluğun bedeli budur’ yazılı not olduğu, şüpheli Aslan İ.’nin ifadesinde ise eşine tecavüz etmesi gerekçesiyle olayı gerçekleştirdiğini söylediği belirtildi ancak şüpheli Aslan İ.’nin aynı zamanda eşi olan diğer şüpheli Semanur İ. ile Koşar’ın herhangi bir telefon görüşmesinin olmadığı, cep telefonları üzerinde yapılan bilirkişi incelemesinde herhangi bir irtibatlarının bulunmadığı ve Koşar’ın, eşine tecavüz ettiğine dair delil elde edilemeyerek olayın define paylaşımı konusunda yaşanan anlaşmazlık sonucu gerçekleştiği kanaatine varıldığı aktarıldı. Hazırlanan iddianamede, şüpheliler Aslan İ., Erdal İ., Nedim İ. ve Semanur İ.’nin ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan ayrı ayrı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılması talep edildi. Şüphelilerden Aslan İ.’nin ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıldan 3 yıla kadar hapsi talep edilen iddianamede, şüpheli İlhan A.’nın ise ‘suçluyu kayırma’ suçundan 6 aydan 5 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması istendi. Hazırlanan iddianamenin kabul edilmesiyle dava açıldı. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında ise tutuklu sanık Aslan İ. ile 3 tutuksuz sanık hazır bulundu. Duruşmaya öldürülen Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar ve tarafların avukatları da katıldı. ‘’Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu’’ Duruşmada Abdullah Koşar’ın babası Muhammed Şefik Koşar, oğlunun sanıklar tarafından tasarlanarak öldürüldüğünü belirttiği beyanında “Gencecik oğlumu öldürdüler. Tarihi eser yüzünden planlayarak eve çağırıp öldürdüler oğlumu. Sanıktan şikayetçiyim. Cezalandırılmasını istiyorum” ifadelerini kullandı. “Öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım” Duruşmada savunma yapan sanık Aslan İ., ‘’Tasarlayarak suç işlemiş olsaydım bu suçu evimde, çocuğumun gözünün önünde yapmazdım. Benim Abdullah Koşar’ı öldürme niyetim olsaydı ormana gider, onu yakar ve yurt dışına kaçardım. Ben Abdullah’ın yanına ‘onca iyiliğe rağmen bana bunu neden yaptın’ diye sormaya gittim. Abdullah’ın yanında silah olabileceğini düşündüğüm için üzerime geldiği an beni vuracak sandım” şeklinde konuştu. “Beni evlatlarımla sınadılar” Son sözü sorulan sanık Aslan İ. mahkemede, “Adaletinize inanıyorum. Beraatımı talep ediyorum” şeklinde konuştu. Diğer tutuksuz sanıklar ise son sözlerinde mahkeme heyetinden beraatlarını talep ettiler. 23 yıl hapis cezasına çarptırıldı Duruşmada kararını açıklayan mahkeme, sanık Aslan İ.’yi ‘tasarlayarak kasten öldürme’ suçundan önce ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırdı. Sanığın eylemini haksız tahrik altında işlediğini belirten heyet, bu gerekçeyle bu cezayı 22 yıl hapis cezasına çevirdi. Sanık ayrıca ‘ruhsatsız silah bulundurma’ suçundan da 1 yıl hapis cezasıyla cezalandırıldı. Toplamda 23 yıl hapis cezasına çarptırılan sanığın tutukluluk halinin de devamına hükmedildi. 4 sanığa beraat Mahkemeye heyeti, sanıklar Erdal İ., Nedim İ., Semanur İ. ve İlhan A. hakkında ise üzerlerine atılı suçu işlediklerine dair her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesiyle ayrı ayrı beraatlarına karar verdi.