ASAYİŞ - 16 Ocak 2017 Pazartesi 15:01

Ali Fuat Yılmazer, Dink davasında ifade verdi

A
A
A
Ali Fuat Yılmazer, Dink davasında ifade verdi

Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin davada ifade veren dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, “Dink cinayetinin ilk soruşturmaları, adalete daha yakın noktadadır. Bugün yargılama kapsamında değerlendirilen tüm belgeler, benim sayemde yargılamaya konu edilmiştir” dedi.

Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink’in öldürülmesine ilişkin İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen 35 sanıklı davanın bugün görülen duruşmasında, tutuksuz sanıklar İstihbarat Dairesi eski Başkanı Sabri Uzun ve dönemin Trabzon İl Emniyet Müdürü Reşat Altay ile tutuklu sanıklar dönemin İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek ve dönemin İstihbarat Daire Başkanlığı C Şube müdürü Ali Fuat Yılmazer, hazır bulundu. Duruşmada 5 sanığa ise Sesli Görüntülü Bilişim Sistemi(SEGBİS) ile bağlanıldı. Duruşmanın başlamasının ardından tutuklu sanık Ali Fuat Yılmazer’in, kızı ve aynı zamanda avukatı olan Fatma Saadet Yılmazer eşliğinde ilk savunmasına başlandı.

İddianamede kendisine yöneltilen suçlamaları tek tek okuyan ve bunlara ilişkin açıklamalar yapan sanık Yılmazer, ”Savcının iddianamedeki beyanlarına göre, benim emniyet içinde, cemaat olarak tanımlanan yapılanma yaptığım iddiası var. İstihbarat Daire Başkanlığında da İstanbul Emniyetinde de benden önce göreve getirilen personel ile çalıştım. Ahmet İlhan Güler’in personeli kim ise onlarla görev yaptım. Ahmet İlhan Güler’in beyanları iddia olarak karşımıza çıkmıştır. Tutuklanmam için terör örgütü suçlaması yapılmıştır ve tutuklanarak susturulmuşuzdur” dedi.

“DİNK CİNAYETİNİN İLK SORUŞTURMALARI, ADALETE DAHA YAKIN NOKTADADIR”

"İddianame yazıldığı zaman, silahlı terör örgütü olduğuna dair bir yargı kararı yok. Olmayan terör örgütünden suçlanır mı insan?” diyen Yılmazer, “Bütün HTS kayıtlarım incelenmiş ama benim hangi terör örgütü veya mensuplarıyla görüşmelerim olmuş? Dink cinayetinin ilk soruşturmaları, adalete daha yakın noktadadır. Bugün gerçekliğe yakınlık itibari ile çok daha geri durumdayız. Benim bu iddianamede herhangi bir olaya dair, fail olarak yaptığım hiçbir ibare yer almıyor. Fiilin olmadığı yerde failden bahsedilir mi? Dink cinayeti Trabzon’da planlanmıştır. Dink İstanbul’da yaşamıştır. Trabzon’da alınması gereken önlemler yapılmadığı için bu cinayet engellenememiştir. Resmi belgenin yok edilmesi ve gizlenmesinin benimle uzaktan yakından ilgisi yoktur” diye konuştu.

“ORHAN PAMUK DA TEHDİT EDİLİYORDU VE KORUMAYA ALINMIŞTI”

Devletin resmi hiyerarşisi dışında kimseden emir aldığına dair iddianamede bir delil olmadığını belirten sanık Yılmazer, “Bugün yargılama kapsamında değerlendirilen tüm belgeler, benim sayemde yargılamaya konu edilmiştir. Ali Fuat Yılmazer olmasaydı yargılama makamı bu belgelerin hiçbirine vakıf olmayacaktı. Cinayetin ardından hazırlanan 27 müfettiş raporlarında hakkımda İstihbarat Daire Başkanlığı yönünden hiçbir görev kusuru tespit edilmemiştir. Sizin önünüze gelen yazıdan da anlaşıldığı üzere Orhan Pamuk da tehdit alıyordu ve önlem alınmıştı. Nasıl ki Orhan Pamuk’ta önlem alındıysa, Hrant Dink’de de ilgili kurumlar önlem almalıydı. Yapılacak işlem budur” şeklinde konuştu.

SAMAST’IN 8 YIL SONRAKİ İFADESİ MAKSATLI YÖNLENDİRME İLE ALINMIŞ”

İstihbaratta uzmanlık alanının aşırı sağ ve irticai faaliyetler olduğunu belirten Ali Fuat Yılmazer, "Türkiye cumhuriyetinde aşırı sağ ve irticai faaliyetlerde uzmanlık alanında iki kişi üç kişi sayarsınız. İlk sıraya koyacağınız isim Ali Fuat Yılmazer’dir. Benimle ilgisi mümkün olmayan iddialar yine benimle ilişkilendirilmiştir. Ramazan Akyürek, Coşkun Çakar bunlar 20 yıllık istihbaratçılardır. Bir günde mi terör örgütü üyesi oldukları anlaşıldı? Görevimi kötüye kullandığım diye bir şey yok. Görevimi kötüye kullanmışım da ne yapmışım? Hrant Dink cinayetine ilişkin burada olmamın nedeni, Ogün Samast’ın, ’Yasin Hayal ile Erhan Tuncel’in konuşmalarını duydum’ olabilir. Cinayetten 8 yıl sonra o güne kadar hiç gündeme gelmedi de o kadar zaman sonra neden? Çünkü benim Trabzon’la hiçbir bağlantım yok. Bakın bu insanları azmettirdiysem bir bağlantı olmalı. Cinayetten 8 yıl sonra maksatlı yönlendirme ile alınmış, teyidi yönünde hiçbir argüman bulunmayan Ogün Samast’ın iddialarını savcı hangi delile dayandırmaktadır?” ifadelerini kullandı.

“BU İDDİANAME LAF CAMBAZLIĞINDAN İBARET BİR ALGI ÇALIŞMASIDIR”

Kendisinin İstihbarat Daire Başkanlığı’ndaki evrakları yok edemeyeceğini kaydeden Yılmazer, “Arşiv müdürlüğü ve bilgi işlem ilgilidir. Bu imhaların C Şubesi ile ilgisi yok. Arşivden imzasız evrak alamam, personelim de imzasız evrak alamaz. Bu haliyle bu iddianame laf cambazlığından ibaret bir algı çalışmasıdır. Yargılama makamının adil ve tarafsız olduğuna inanmıyorum. Yapılması gereken şeyler şaşmıştır. İstanbul’dakilerin tutuklanması gerekirken beni tutuklamışlardır. Bu davanın başlama noktası AİHM(Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararıdır. AİHM kararında İstihbarat Dairesi Başkanlığı yönünden soruşturmanın eksik veya yetersiz yapıldığına dair bir değerlendirme yapılmamıştır. AİHM Trabzon ve İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nü sorumlu tutmuştur. Hiçbir müfettiş raporunda da İstihbarat Dairesi Başkanlığı’nın görev konusu olduğuna dair tespit yapılmamıştır” diye konuştu.

Duruşmaya ara verildi. Aranın ardından Yılmazer’in savunmasına devam edilecek.

(Başak Akbulut/İHA)

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.