SAĞLIK - 21 Mart 2017 Salı 12:53

Alman ve Ruslar burun estetiği için Türkiye'ye akın ediyor

A
A
A
Alman ve Ruslar burun estetiği için Türkiye'ye akın ediyor

Türkiye sağlık turizminde de önemli destinasyon merkezlerinden biri haline geldi. Op. Dr. Abdulkadir Göksel tarafından dünyada ilk kez uygulanan Diamond Rinoplasti yöntemi ile hastaların acı çekmeden ve morarma olmadan ameliyat olduklarını ifade ederek, "Almanya ve Rusya'dan bu ameliyat için çok sayıda hasta geliyor" dedi.

Sağlık turizminde Türkiye dünyadaki önemli destinasyonlardan biri haline geldi. Burun estetiğinde de Türkiye dünyada söz sahibi olurken, Op.Dr. Abdulkadir Göksel, dünyada ilk kez uygulanan Diamond Rinoplasti yöntemi sayesinde hastaları acı çekmeden ve morarma olmadan ameliyat olduklarını ifade etti. Burun estetik cerrahisinde yaşanan gelişmelerle ilgili bilgi veren Op. Dr. Abdülkadir Göksel, “Burun estetik cerrahisinde son yılların en önemli gelişmeleri yaşanıyor şuanda. Çünkü en zorlandığımız bölümlerden birisi burun kemiğinin şekillendirilmesiydi. Ve bu şekillendirilirken de keskiler kullanılıp kemikler kırılırdı. Şu anda kullandığımız teknoloji piezo teknolojisi. Dr. Olivier Gerbault’un öncülüğünde bir ekibimiz var. Onlarla birlikte oluşturduğumuz bir teknoloji bu. Piezo cerrahisinde benim ek olarak özel bir uç dizaynım oldu, Diamond Rinoplasti dememin sebebi o. Üstü Diamond kaplı bir uçla kemikleri şekillendiriyoruz. Kemikleri kırmadığınız için de şişlik, morluk gibi yan etkileri neredeyse hiç görmüyorsunuz. Ve hasta ameliyat sonrasını çok daha kolay atlatmış oluyor. Ağrı görmüyoruz. İyileşme süresi hızlandığı içinde yaklaşık altıncı, yedinci gününde hasta günlük yaşamına dönmüş oluyor” dedi.

“Erkekler de kadınlar kadar burun estetiği ameliyatı oluyor”

Burun estetik ameliyatlarının öncelikle sağlık nedeniyle tercih edildiğini ancak bu uygulamalar sırasında burun düzeltmelerinde yapıldığını vurgulayan Op. Dr. Abdülkadir Göksel, “Sadece güzellik değil tabii. Sadece bayanlar yaptırır gibi geliyor aslında öyle değil. Erkekler ve kadınlar neredeyse eşit oranda burun estetik ameliyatı oluyorlar” dedi.

Gelişen teknoloji ile ameliyatlarda ağrısız bir döneme geçildiğini belirten Göksel, “Önceki tekniklerde yine ağrısız bir döneme geçilmişti. Yani ağrı olmadan, tampon konulmadan ameliyat yapılan bir döneme geçilmişti ama bu teknolojik gelişme sayesinde çok net bir şekilde istediğiniz gibi kemiği şekillendirme olanağı sağladı bize. Dolayısı ile yanlış iyileşmeler, bir takım yanlış kırıklar ya da kemiği şekillendirirken yapılacak bir takım hatalardan bizi korumuş oldu.Burun estetik ameliyatlarındaki en büyük korku, uzun dönemde özellikle burun şeklinde bozulma olur mu, burun kemiği düşer mi, burun ucu düşer mi gibi korkulardı. Kısa dönemde ise morarır mı, şişer mi kendimi tanıyamaz hale gelir miyim korkuları vardı. Bu ikisi de artık bu teknolojik gelişme ile çözümlenmiş oldu” diye konuştu.

Almanya’dan ameliyat için gelen hastalardan biri olan Natalie Sehrer, bir hafta önce ameliyat olduktan sonra bugün son kontrollerini yaptırarak ülkesine döndü.Hastası Natalie Sehrer’in Almanya’dan geldiğini belirten Göksel, bir hafta içerisinde hastaların iyileşerek ülkelerine döndüğünü söyledi. Göksel, “Yurt dışından burun ameliyatı için gelen hasta sayısı azımsanmayacak boyutta. Almanya ve Rusya'dan çok sayıda hasta Türkiye'ye geliyor. Bir hafta önce Rusya’da bir toplantıda gene aynı konuyu gündeme getirdik. Yaklaşık 150 tane burun cerrahının katıldığı bir toplantıydı. Rusya’da da çok büyük bir ilgi var. Haziran ayında İstanbul’da yapılacak bir toplantıda yine dünyanın her yerinden burun cerrahları gelip, konu ile ilgili bilgi alacaklar” diye konuştu.

Son kontrolünü yaptırarak ülkesinedönmeye hazırlanan Natalie Sehrer, “Almanya’da bu operasyonlar Türkiye’ye göre iyi değil. Pek çok doktorla karşılaştırdım. Doktor Göksel içlerinde en iyisiydi. Instagramını gördüm, sonuçları çok iyiydi. Ve randevu aldım geldim. Burnumdan koku ve tat alma hissim biraz azalmıştı. Şimdi her şey yolunda. Acı çekmedim” dedi.

Altı ay önce ameliyat olan ve kontrole gelen Büşra Özçelik ise “Altı ay önce ameliyat oldum. Bir arkadaşımın sayesinde Göksel beyle tanıştım ve ameliyat olmaya karar verdim. Ameliyat sürecim gerçekten çok kolay geçti. Çünkü çok fazla korkuyordum, korkularım vardı. Morarma ve şişlik hiç yaşamadım. En önemlisi benim için zaten oydu. Psikolojik açıdan zor bir dönem oluyor morarması. Onu yaşamadığım için mutluyum. Şuanda da gerçekten yüzümle uyumlu ve estetik açıdan hiç kimsenin anlayamadığı bir burnum var. Kimse burnumun estetik olduğunu anlamıyor bu da en önemli kısım benim için” şeklinde konuştu.

Mustafa Esen - Mustafa Bakırhan 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzincan Elektrik direğinin tepesindeki yuva, leylek ailesine 21 yıldır ev sahipliği yapıyor Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Erzincan’ın Mertekli köyünde 21 yıldır aynı elektrik direğinin üzerine yuva yapan leylek ailesinden anne leylek kuluçkaya yattı. Erzincan’ın Mertekli köyü sakinleri, 21 yıldır aynı elektrik direğine yuva yapıp kuluçkaya yatan leyleklerin gönüllü koruyuculuğunu yapıyor. Gelişleriyle baharı müjdeleyen, gidişleriyle kışın habercisi olan ve atasözlerine, deyimlere dahi konu olan leylekler, şubat ayından itibaren Avrupa’dan yola çıkıp Anadolu topraklarına varıyor. Sürüler halinde göçen leylekler, kendileri için belirledikleri uygun noktalarda, ilkbahar ve yaz aylarında konaklayarak yavruluyor. Mertekli köyünde 21 yıldır aynı yere yuva yapan leylekler, bu yıl da yine eski muhtar Mehmet Fırat’ın evinin önündeki elektrik direğine yuva kurdu. Baharın müjdecisi kabul edilen leylekler, yuvalarına dönüşleriyle köy ahalisini yeniden sevindirdi. Mahallelinin gözü gibi baktığı yuvalarında sırayla kuluçkaya yatan leylekler, zaman zaman Karasu Nehri’nde besin bulmak için kanat çırpıyor. Köy sakinlerinden Songül Aydın, “Yıllardır bu leylekler köyümüzde yaşıyorlar. Kışın gidip baharda geri geliyorlar. Vefalı leyleklerimiz. Bizde onları seviyoruz” dedi. Köylülerden Hüseyin Fırat da eskiden bölgede çok sayıda leyleğin bulunduğunu belirterek, sayılarının azaldığını söyledi. Leylekler köylerine gelmediğinde üzüldüklerini dile getiren Fırat, "Bir yıl maalesef leyleğimizin 4 yavrusu elektrik direğine takılarak ölmüştü ve çok üzülmüştük. Biz onları gerçekten çok seviyoruz. Maalesef leyleklerimizden sadece 1-2 tane kaldı. Bizler elimizden geldiği kadarıyla onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz. Ben her sabah kalktığımda onları izliyorum. Leyleklerin yavrularına ve eşlerine karşı olan saygısı ve sadakati çok yüksek. Onlara sahip çıkmaya çalışıyoruz" diye konuştu.