SPOR - 25 Kasım 2016 Cuma 10:03

'Altın kız' Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek istiyor

A
A
A
'Altın kız' Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşmek istiyor

Dünya şampiyonu olduktan sonra kendisini telefonla arayarak kutlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan konuşmasını unutamadığını belirten Ayşe Begüm Onbaşı, en büyük arzusunun ise bir gün Erdoğan’la yüz yüze görüşmek olduğunu söyledi.

Aerobik Cimnastikte elde ettiği Dünya Şampiyonluğu ile bir anda Türkiye’nin gündemine oturan ve başarılarını artırarak devam ettiren 15 yaşındaki Ayşe Begüm Onbaşı haftada yaklaşık 500 kilometre yol yaparak şampiyonalara hazırlanıyor. Dünya şampiyonu olduktan sonra kendisini telefonla arayarak kutlayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’la olan konuşmasını unutamadığını belirten Onbaşı, en büyük arzusunun ise bir gün Erdoğan’la yüz yüze görüşmek olduğunu söyledi. 

Aerobik Cimnastik’in ‘Altın kızı’ Ayşe Begüm Onbaşı ailesiyle birlikte yaşadığı Akhisar’dan her gün antrenman yapmak için Manisa’ya geliyor. Şampiyonaya bir ay kala haftanın her günü antrenman için Akhisar’dan Manisa’ya gelen Onbaşı, Trio Milli Takımındaki arkadaşları Mehmet Ercoş ve Deniz Şahin ile birlikte antrenörleri Gürkan Er yönetiminde yani başarılara imza atabilmek için yoğun bir tempoda çalışıyor.
Manisa Spil Spor Merkezi Cimnastik Salonu'nda çalışmalarını sürdüren Türkiye’nin gururu sporcular başarı grafiklerini her geçen gün artırırken yeni hedefleri doğrultusunda çalışıyorlar.

"Yaşam tarzım oldu"
Güney Kore'de haziran 2016'da düzenlenen 14. Aerobik Cimnastik Dünya Şampiyonası'nda 15-17 yaş kategorisinde altın madalya kazanan lise öğrencisi 15 yaşındaki Ayşe Begüm Onbaşı, Bulgaristan’da 15-17 yaş kategorisinde de altın madalya kazanarak birinci olduktan sonra çalışmalarına ara vermeden devam ediyor. 3 yaşında bale ile birlikte cimnastik sporuna başladığını belirten Onbaşı, “3 yaşında belediyenin vermiş olduğu cimnastik kursları vardı orada başladım ve devam ettim. Daha sonra Gürkan Öğretmenimizle tanıştık Manisa yarışmasında. O günden bu yana yarışıyorum” dedi.
Günlük yaşantısının okul ve antrenman üzerine kurulu olduğunu anlatan Onbaşı, “Okula gidip geliyorum, sonra antrenmandayım. Okul dışında geri kalan bütün vaktim antrenmanlarda geçiyor. Yaşam tarzım oldu. Sporun disiplini okula da yansıyor. O yüzden derslerimde pek zorluk çekmiyorum” şeklinde konuştu.

“Nasipse Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yüz yüze görüşmek istiyorum”
En büyük hayallerinden birisinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yüz yüze görüşmek olduğunu dile getiren Onbaşı şunları söyledi:
“Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan ile telefonda görüşmek her şeyden önce çok gurur vericiydi. Öncelikle devletimizin başında olan bir insanla telefonla görüşmek çok güzel bir duyguydu. Nasipse yüz yüze de görüşmek isteriz.”

Trio Milli Takımındaki arkadaşları Deniz Şahin’in 8, Mehmet Ercoş’un da 5 yaşından beri spor yaptığını ve o yaşlardan bu yana arkadaşlıklarının devam ettiğini anlatan Onbaşı, arkadaşlık bağlarının çok kuvvetli olduğunu söyledi.

Mehmet Ercoş: “Hedefimiz 2017 yılı Avrupa Şampiyonası”
2014 yılında Meksika’daki Dünya Şampiyonası'nda 12-14 yaş kategorisinde dünya üçüncüsü, 2016’da trio kategorisinde dünya ikincisi olduklarını belirten 16 yaşındaki Mehmet Ercoş ise, “Hedefim 2017 senesinde yapılacak olan Avrupa Şampiyonası'nda başarılar elde edip şampiyonlukla dönmek. Tabi bunun öncesinde yapılacak olan hazırlık yarışmaları var. Onlarda da ülkemize güzel başarılar kazandırmak istiyoruz” diyerek, günlük hayatının okul ve antrenman arasında geçtiğini belirtti.

Deniz Şahin: “Başarılar bize hırs veriyor”
Turgutlu Halil Kale Fen Lisesi öğrencisi 16 yaşındaki Deniz Şahin de 8 yaşında beden eğitimi öğretmeninin yönlendirmesi ile cimnastik sporuna başladığını belirterek şunları söyledi:
“Öğretmenim Gürkan Öğretmenimle tanıştırdı. O zamandan beri yarışıyorum. En büyük hedefimiz olimpiyatlar ama daha branşımız olimpik değil, o yüzden önümüzdeki Avrupa Şampiyonası'na hazırlanıyoruz. Ülkemizi yurt dışında temsil ediyoruz. Orada İstiklal Marşımızı duymak, bayrağımızı en üstte görmek çok gurur verici bir olay gerçekten. Onun verdiği gurur, başarının verdiği mutluluk birleşince gerçekten bu sporu yapmamız için bize hırs veriyor.”

Gürkan Er: “4 yıldır süren emeğin karşılığını aldık”
Başarılı cimnastikçileri şampiyonalara hazırlayan Manisa Celal Bayar Üniversitesi BESYO Öğretim Görevlisi ve Manisa Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübü Teknik Danışmanı Gürkan Er, “Özellikle 2016 yılından itibaren birçok başarıya imza attık. Bunlardan en önemlisi, dünya şampiyonasında alınmış altın madalyamız ve aynı zamanda da triolar kategorisinde alınmış olan bir dünya ikinciliğimiz var. Onun dışında milli takım düzeyinde okul olimpiyatlarında da yine elde edilmiş şampiyonluklar, ikincilik ve üçüncülükler var. Kulüp bazında katıldığımız müsabakalar da bu yıl bereketli geçti" dedi.

Başarıların planlı şekilde hazırlanarak geldiğini vurgulayan Er, “Bu yıl özellikle başarıları bekliyorduk, çünkü hep buna yönelik bir hazırlık yaptık. Başarı sürecindeki hazırlıklarımız, 2012 yılının haziran ayı sonunda başladı. Yaklaşık 4 yıldır süren özveri ve emeğin karşılığını aldık” diye konuştu.

“Diğer ülkeler açısından şaşırtıcı oldu”
Dünya çapındaki şampiyonalarda diğer ülkelerin Türkiye’ye bakış açılarıyla ilgili değişimleri olduğunu da aktaran Er, konuşmasına şöyle devam etti:
“İlk gittiğimiz müsabakalarda yabancı ülkeler bizi karşılarken şaşkınlık içerisinde ‘Türkler de gelmiş’ pozisyonundaydılar. Meksika’da dünya üçüncülüğümüz var. Orada bize şöyle bir cümle söylenmişti; ‘Siz nereden çıktınız, gündeme bomba gibi düştünüz.’ 2016 senesinde dünya şampiyonluğunun 15-17 yaşta geliyor olması, diğer ülkeler açısında da hem mutluluk verici hem de şaşırtıcı oldu. Ayşe Begüm Onbaşı, geleceği parlak olan bir sporcu. 18 artıda güzel işler yapacağına inanıyorum. Doğru zaman, doğru planlama, doğru çalışma anlayışımızdan vazgeçmeyerek çalışmalarımıza devam edeceğiz. Şu ana kadar da fire vermeden devam eden bir zincir var. Sadece Ayşe Begüm değil, takım arkadaşları da şu anda gayet iyi gidiyor. Onların da yaşlarının aynı olması büyük bir avantaj. 7-8 yaşından beri birlikte idman yapıp yarışıyorlar. Umut ediyorum 18 artıda da güzel işler olacak.”

Şampiyonalara katılmanın belli maliyetler getirdiğini ve bir sponsorları olmadığını kaydeden Er, kendilerine sponsor olmak isteyen kişi veya kurumlara açık olduklarını da sözlerine ekledi. 

Önder Aydın - Sadık Cangel

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.
Bayburt Bayburt’ta 4 kişinin yaralandığı trafik kazası güvenlik kamerasına yansıdı Bayburt’ta iki otomobilin çarpıştığı ve 4 kişinin yaralandığı trafik kazası, güvenlik kamerasına yansıdı. Kaza, Bayburt merkez Tuzcuzade Mahallesi, Sıla Kent Konutları önünde meydana geldi. Kazada ikisi sürücü olmak üzere toplam 4 kişi yaralandı. Camları, aynaları paramparça olan, kaput kısmı tamamen hurdaya dönen iki aracın karıştığı kaza ise etrafta bulunan iş yeri güvenlik kameralarına yansıdı. Bayburt merkez Köprülü Kavşak yönüne seyir halinde bulunan 69 AG 003 plakalı otomobil, şehir merkezi istikametine gelen 69 AS 030 plakalı otomobile dönüş yaptığı esnada çarptı. Çarpmanın etkisiyle yoldan çıkan otomobil etrafta marketin, evlerin bulunduğu yola devrildi. 69 AS 030 plakalı otomobil içerisinde bulunan 1’i sürücü 3 kişi, 69 AG 003 plakalı otomobildeki sürücü yaralandı. Market çalışanlarının ve etraftan geçen vatandaşların ihbarı üzerine olay yerine sağlık ve polis ekipleri sevk edildi. Devrilen otomobilde sıkışan bir kişi ve diğer 2 yaralı araçtan çıkarıldı, sağlık ekiplerince yaralılara ilk müdahaleleri olay yerinde yapıldı. Yaralılar ambulanslarla Bayburt Devlet Hastanesine tedavileri yapılmak üzere götürüldü. Hurdaya dönen otomobil, olay yerine çağrılan çekici yardımıyla yoldan kaldırıldı. İş yeri güvenlik kameraları tarafından saniye saniye kaydedilen görüntülerde, anayoldan gelen 69 AG 003 plakalı kırmızı aracın, hatalı dönüş yapan 69 AS 030 plakalı araca sert bir şekilde çarptığı görüldü.
Erzincan Erzincan’da tarım bölümü öğrencileri hem öğreniyor, hem üretiyor Erzincan’da meslek lisesi öğrencileri okulun bahçesindeki serada fide yetiştiriciliği yaparak hem öğreniyor hem de ekonomiye katkı sunuyor. Tarım bölümü öğrencileri, serada teorik eğitimlerini uygulama fırsatı buluyor. Erzincan İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün destekleri ile kurulan seralarda sebze fidesi üretim faaliyeti 2020 yılında başlayarak Tarım Alanı öğretmen ve öğrencileri tarafından kurulduğu yıl 30 bin sebze fidesi üretimi gerçekleştirildi. 2021 yılında Covid-19 nedeniyle uzaktan eğitim yapıldığı için, sebze ve aromatik bitki fidesi üretim faaliyetleri öğrencilerin okulda olmaması nedeniyle Tarım Alanı öğretmenleri tarafından yapıldı. Okul serasının üretim kapasitesi, pandemi olmasına rağmen, 2021 yılında iki katına çıkarılarak 60 bin adet fideye ulaştı. 2022 yılında ise mevcut serada tam kapasiteye ulaşılarak 90 bin sebze ve aromatik bitki fidesi üretildi. 2023 yılında da serada 95 bin fide üretimi yapıldı. Bu sene ise 110 bin fide üretimi yapıldı. Serada, domates, biber, hıyar, kabak, kavun, karpuz, lahana, patlıcan ve 3 cins aromatik bitki olarak reyhan, kekik, fesleğen üretimi olmak üzere toplamda 35 farklı tür fide üretimi yapılıyor. Üretimde yerelde halkın lezzet olarak en çok tercih ettiği ata tohumları kullanılmaya özen gösterilirken, ticari anlamda üretim yapmak isteyenler için yüksek verimli hibrit türlerin de üretimi gerçekleştiriliyor. Kullanılan tohumların genelde ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 30 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticiler için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı vatandaşlardan oldukça rağbet görüyor. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi 11. sınıf öğrencisi Tuba Bakartepe, “Biz derste gördüğümüz teorik işlemleri serada uygulayabiliyoruz. Serada fidelerimizi yetiştiriyoruz. İlaçlaması, gübrelemesi, sulaması hep bizim elimizden geçiyor. Organik gübreyle kendimizin yetiştirdiği fideleri halkımıza sunuyoruz.” dedi. Erzincan Gül Celal Toraman Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Müdür Başyardımcısı Abdullah Çiftçi’de, “Okulumuzun üretim üssü olan seramızdayız. Bu serada öğretmen ve öğrencilerimizle 100 binin üzerinde fide üretilmiş durumda. Kullanılan tohumların genelinin ata tohumu olması, üretilen fidelerin piyasa fiyatlarına nispeten en az yüzde 20 daha ucuz olması, hastalıklara dayanıklı olmaları, çeşitlerin doğru olarak verilmesi, ticari olarak üretim yapan üreticilerimiz için ise yüksek verimli hibrit türlerin de olması gibi nedenlerden dolayı halkımızın talebi fazla olmaktadır. Ayrıca üretilen fideler sosyal projeler dahilinde ihtiyaçlı ailelere ücretsiz olarak verilerek, öğrencilerimiz nezaretinde söz konusu ailelerin üretim faaliyeti yapmaları ve ailelerin geçimlerine katkı sağlamaları hedeflenmektedir." dedi.