SAĞLIK - 15 Kasım 2017 Çarşamba 10:07

Alzeimer hastaları için 'Sevgi İzi'

A
A
A
Alzeimer hastaları için 'Sevgi İzi'

Eskişehir’de Ailzeimer hastası olan abi ve kardeşe, kaybolduklarında daha kolay bulunabilmeleri için bileklerine annelerinin telefon numaralarını yazdırıldı.

Son yıllarda hızla yaygınlaşan dövmeler, artık insanların hayatlarını kolaylaştırmaya başlıyor. 'Sevgi İzi' denilen uygulama ile ailzeimer hastası olan vatandaşlara yapılan dövme, kaybolan hastaların kaybolmalarını büyük ölçüde engelliyor. Eskişehir’de yaşayan 39 yaşındaki Halim Bülbül ve 37 yaşındaki Ali Bülbül, çocuk yaştan beri ailzeimer hastalığı ile baş etmeye çalışıyorlar. Anneleri Hedime Bülbül’ün çabalarıyla hayatlarını idare ettirebilen abi kardeş, bileklerine dövme yaptırarak herhangi bir kaybolma durumunda bileklerindeki numaralar ile bulunabilecekler. Annelerinin cep telefonu numaralarını bileklerine sonsuza kadar kazıtan kardeşler, kaybolduklarında bu sevgi izleri ile ailelerine ulaşabilecekler. Kardeşi ve kendisine yapılan sevgi izi dövmesi hakkında konuşan ailzeimer hastası Halim Bülbül, kaybolmamaları için sevgi izi yaptırdıklarını belirterek, "Teşekkür ederim. Kaybolmamamız için yapıldı. İyi oldu, Allah’a şükür daha güzel oldu. İnşallah Allah’ın izniyle. Benim başıma bir sefer geldi. Bir sefer kayboldum. Ondada bir tarafa gidip telefon açtırarak buldurdum. Bir telefon daha açtırsam ben buldururum kendimi çünkü” dedi.

“Böyle bir şey çıkardıkları için Allah razı olsun”

Evlatlarının bileklerine sevgi izi dövmelerini yaptıran anne Hedime Bülbül, kayboldukları zamanlarda daha kolay bulunabileceklerini söyledi. Bülbül, “Birisi çok gezer, birisi de benimle durur. Çünkü istediğim yerde bulamam. Kime buldurayım? Kimi bulursun? Bulana Allah razı olsun. Meşhur etmişler. Bunu da yaptırmak zorundayım. Evlattır hiçbir şeye değişilmez. Değişmem de. İnanın ki dünyayı bana verseler bu 2 evlada değişmem. İlaçları var. Bunların ayda 20 gün iğneleri var. O iğneleri yaptırmadığımda kaybolabiliyorlar. Nerede bulursun? Kim bulabilir? Kimse bulamaz. Ama böyle bir şey çıkardıkları için Allah razı olsun. Bu daha kolay. Sizin gibi insanlar da var. Bizi sevip sayanların yüzü suyu hürmetine ayaktayız. Telefon numaraları da yazdırdım. Sevgi izi de yaptırdım. İnşallah kaybolmazlar. Kayboldukları zamanda inşallah sizlerin sayesinde bulunacaklar. Yardım edene el uzatana bin sefer Allah razı olsun” şeklinde konuştu.

“Çocuklarımı umre gibi hac gibi yerlere götürmek isterim”

Çocuklarını umre ve hac gibi çeşitli yerlere götürmeyi çok istediğini belirten Hedime Bülbül, “Kayboldu 15 gün aradık. Yalın ayak başı kabak çok gezdi. Onlar hakkında çok şey isterim. Neden dersen, gülmedim, güldüremedim. Bazı bir yerlere, özel yerlere, umre gibi hac gibi. Gitmek istiyorum. Parasal değil oraya gitmeye yardım eden öylede. İlla ki para diye bir şey demiyorum. Dilenci değiliz, istemek değil. Her konuda bize yardım eden Allah razı olsun. Cennetin kapısını açar çok önemli. Gelip de burada yaptırmalarını tavsiye ederim. Çünkü çok önemli. Kaybolsalar nereden bulabiliriz? Oğlum hiçbir yerden bulamayız. Ama böyle bir şey olduğu için gören duyan birimize ulaşır. Telefon var, televizyon var. Yardımcı olduk mu ne mutlu bize. Kimse anlamaz bizi bir Rabbim ile sizin gibi iyi insanlar eğitim gören insanlar benim gibi hastaların anaları bilir. Başkası bilmez” diye konuştu.

“Sevgi izini yaptırsınlar bizlere”

Son olarak Halim Bülbül ve Ali Bülbül kardeşlere sevgi izi dövmelerini yapan dövme sanatçısı Arda Ferhat Kalır, sevgi izinin ailzeimer hastaları için hayati derecede önemli olduğunu söyledi. Kalır, “Türkiye ve dünyada alzheimer hastalığı git gide artmakta yaş grubu olarak artık genç yaşları da tetiklemektedir. Artık yaşlı grubu etkilemiyor. Artık çocuklarda ve yetişkinlerde de bu hastalık olmaya başladı. Bu sevgi izi nedir? Artık hastalarımız yetişkinlerimiz kaybolmaması adına sağda, solda, hastanede ya da karakolda ailelerine ulaşabilmeleri için yaptığımız bir dövmedir. Zaten biz bu dövmeyi ailzeimer dövmesi olarak geçiyordu, sonradan sevgi izine döndü. Ailzeimer dövmesi 3 yıl önce zaten Türkiye’de yapanlardan birileri de biziz aslında. Öncü olarak da biz başlattık sevgi izini. İnsanlar çekinmesinler çocuklarını getirmekte. Sevgi izini yaptırsınlar bizlere. Zaten biz bunun karşısında hiçbir ücret talep etmiyoruz. Bunları tamamen sosyal yardım amaçlı yapıyoruz. Yani gelsinler çocuklarını, yaşlılarını getirmekten korkmasınlar. Bugün iki tane güzel insanla tanıştık. Helim ağabey ve Ali ağabey. Bunlar 37 ve 39 yaşlarında bir yetişkin birey. Bunlar çocukluktan geçirdikleri bir ailzeimer hastalıkları vardı. Başlarına birden fazla kaybolma olmuş ve ailesi zor bir şekilde bulmuş. Artık bu saatten sonra inşallah yaptığımız sevgi izi dövmesiyle kaybolmazlar inşallah. Ailzeimer hastayla beraber dövmeyi biz yaygınlaştırdık. İnsanlar yaşlılarını getirmekten korkuyorlar. Aslında getirdikleri zaman hayatlarının kurtarabilirler. Dövmeye artık ürkütücü olarak da bakmasınlar. Kimi ailesini temsil eder, kimi hastalığı için yaptırır. Artık bu iş zevkten dönüştü. Artık ihtiyaç haline gelmiş diyebiliriz” ifadelerini kullandı.

Burak Tekin - Çağatay Gür 

 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Bir babanın çocuğuna yaptığı akıl almaz görüntüler Erzurum’da bir babanın çocuğunu halı sahada feci şekilde darp etmesi saniye saniye kameralara yansıdı. Yakutiye Hilalkent semtinde meydana gelen olayda, bir şahsın küçük yaşlardaki çocuğu feci şekilde dövmesi vatandaşlardan tarafından cep telefonu ile kaydedildi. Halı sahada gerçekleşen olayda; bir adamın çocuğu tekme tokat darp ettiği görülüyor. Alınan bilgilere göre; olayın ortaya çıkmasından sonra H.K’nın darp ettiği talihsiz çocuğun oğlu H.İ.K. (9) olduğu belirlendi. Çocuğunu tekmeleyerek yere düşüren baba, oğlunun boğazına sıktıktan sonra yeniden yere fırlattı ve sonrasında tekrar sırtına tekme attığı görüldü. H.İ.K.’nin halı saha içerisinde ilerleyerek top oynamaya devam ettiği anlarda ise hıncını alamayan baba H.K.’ye yeniden saldırdı. Çocuğuna bu sefer de kafa atan baba, ardından yeniden tokat atıp tekmelemeye devam etti. Bu anları kameraya alan vatandaşın tepki dolu sözleri de gözlerden kaçmadı. Erzurum İl Emniyet Müdürlüğüne bağlı Çocuk Şube Müdürlüğü ekipler ihbar üzerine harekete geçti ve yapılan çalışma sonucu babanın kimliğini belirlendi. Polis, baba hakkında ‘kasten yaralama’ suçundan işlem yaptı. Baba H.K., verdiği ilk ifadesinde oğlu H.İ.K.’nın küçük kardeşine küfür ettiği için darp ettiğini söyledi. Savcılığa sevk edilen baba hakkında soruşturma devam ediyor.
Zonguldak Polisliği bırakıp dünya turuna çıktı, Malezya’da kaçırıldı 13 saat dehşeti yaşadı Zonguldak’ta yaşayan Melih Bektaş, 5 ay önce polislik mesleğini bırakarak dünya turuna çıktı. 12 ülke gezen Bektaş, Malezya’da bıçaklı gaspa uğradı. Tapınakta 13 saat rehin tutulan gencin, kamera, dron, ehliyet ve pasaportunu çalan zanlılar, bankadan da 62 bin lirasını aldı. Malezya Polisi ile zanlılardan 2’sini yakalatan Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. 31 yaşındaki Melih Bektaş, dünyayı gezmek için 10 yıl boyunca görev yaptığı polislik mesleğinden 5 ay önce istifa etti. Dünya turuna çıkan Bektaş, bir taraftan da sosyal medyada içerik üretmeye başladı. Türkiye’de bulunduğu zamanda birçok gezgini evinde ağırlayan Bektaş, Güney Amerika ziyaretinin ardından Asya kıtasına ziyaretler gerçekleştirdi. Hindistan, Sri Lanka ülkelerinin ardından Malezya’ya geçen Bektaş, burada otostop çekerek yoluna devam etmek istedi. Kendisini görünce duran bir kişinin “Gideceğin yere kadar bırakırım” demesiyle aracına binen Bektaş, “On dakika arkadaşıma uğrayıp para alacağım” diyerek gittikleri yerde çetenin bulunduğu bölgeye geldiklerini fark ettiğini anlattı. Polislik mesleğinin tecrübesiyle arkadaşına konum attı Etrafını saran kişilerin “Kaçma; seni öldürürüz” diye tehditlerde bulunduğunu anlatan Melih Bektaş; “Beş ay önce istifa ettim. Asya’yı gezmeye başladım ve Asya kıtasındaki ülkeleri gezmek için yola çıktım. İlk durağım Hindistan’dı, Hindistan’dan sonra, Sri Lanka’dan Malezya’ya geçtim. Malezya’da da üçüncü günümde başıma böyle bir olay geldi. Orada kaçırıldım, gasp edildim. Ben uzun süredir gittiğim ülkelerde de otostopla seyahat ediyorum. Yine çok merkezi bir yerde bu hızlı geçiş işlemlerin altında kameraların olduğu bir yerde bir otostop çektim. Bir şahıs durdu. Arabanın içerisinde bir şahıs vardı. Ve şahıs beni gideceğim yere kadar bırakacağını söyledi. Çok otostop çektiğim için herhangi bir şüphe görmedim durumda. Sonra sadece yolda giderken on dakika arkadaşına uğramak istediğini, ondan para alacağını söyledi. Oraya gittiğimizde de artık zaten örgüt içerisindeydim. Beni gasp eden bir tane uyuşturucu karteli ve yanında bulunan beş kişi vardı. Bunlar beş kişiydi. Etrafımda, başımda bekleyenler vardı. ‘Kaçma. Bak seni öldürürüz’ diyen bazı insanlar vardı. Orada beni gasp ettiler, bıçakla gasp ettiler bu arada. Elimdeki bütün malzemeleri zorla aldılar. Olayı anladığım esnada artık tamam. Melih yani on yıllık mesleğin verdiği tecrübeyle de. Arkadaşıma konum atmıştım. Zaten o da son konum oldu” dedi. Malezya’da polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattı Önce bir süre Hindu tapınağında tutulduğunu, burada ensesinden bıçaklandığını, başında bıçak bilendiğini anlatan Bektaş, çetenin elinden kurtulduktan sonra Malezya Polisi ile birlikte polislik yapıp zanlılardan ikisini yakalattığını anlattı. Havanın aydınlanmasının ardından gözleri ve elleri bağlı şekilde ıssız bir yere bırakıldığını, ellerini çözdükten sonra çantasına baktığında kamera, dron, ehliyet ve pasaportunun olmadığını gören Melih Bektaş, yoldan geçen araçları durdurmaya çalıştığını anlattı. Kendisini görünce yavaşlayan bir motosiklet sürücüsünün telefonuyla Türkiye Büyükelçiliğini aradığını söyleyen Bektaş şöyle devam etti: “Havanın aydınlanmasını beklediler. Yani on üç saat. Neden on üç saat derseniz eğer, artık beni bıraktıkları zaman artık yavaş yavaş hava aydınlanma aşamasına gelmişti. Issız bir yerde bıraktılar beni. Ve ellerim, gözlerim bağlı bir şekildeydi. Ben zaten indikten sonra direkt gözümü açtım. Zaten telefon kablosuyla bağladılar bu arada elimi. Biraz boşluk bırakmıştım. Ondan rahat bir şekilde kurtulup çantamı kontrol ettim. Baktım çantada zaten pasaport falan hiçbir şey yok. Ondan sonra araç durdurmaya çalıştım. Bulunduğum yerde tek tük nadir araçlar geçiyor ve araçlar durmuyorlar korktukları için. Orada da en son bir motosiklet yavaşladı. Yavaşladığını gördüm. Üzerine önüne doğru geçip ellerimi açınca artık orada durdu ve dedim ki lütfen polisi ara. Çünkü baldırım kanıyor. Ensemde, boynumda kan lekesi var. Dedim ki soyuldum, gasp edildim, bıçaklandım, polisi ara. Bir yandan da orada çocuğun telefonundan büyükelçiliğin acil numaraları var. O numarayı bulup oradan büyükelçiliğe telefon ettim.” Samuray kılıcı ile başında bekleyen zanlıların, kendisine ait banka kartlarıyla ATM’den para çektiğini de anlatan Bektaş, Malezya Polisi’ne yaptığı ihbar sonrası tapınağın bulunduğu bölgede iki zanlıyı yakalattığını söyledi. İki haftalık soruşturma sürecinden sonra arkadaşlarının yardımıyla uçak bileti alarak Türkiye’ye gelen Bektaş, başlattığı hukuk mücadelesini sürdürüyor. Bektaş, “Polislerle önce konuma gittik. Konumda orada bir tane şahıs. Onu yakaladılar. Tapınakta. Hemen bir şahsı gördük. O şahıs da benim başımda bekleyen dediğim gibi bana saldırmayın. Ama benim başımda nöbet bekleyen, kaçmayın etmeyeyim diye. Bekleyen bir şahıstı. Ben orada olay olduktan sonra beş altı gün boyunca kaldım. Yani uçak biletini arkadaşlarım aldı. O süreyi bekliyordum. Ve buraya geldim. Ben telefonla oradaki polislerin WhatsApp telefon numarasını aldım. Telefonla iletişime geçmeye çalışıyorum. Açmıyorlar. Yoğun olduklarını söylüyorlar. Ve bu arada onlar bana diyorlardı sana ulaşabilir miyiz filan diye. Şu anda ben burada avukat tuttum. Kendi imkanlarımla iletişime geçmeye çalışıyorum. İçerik ürettiğim için enstrümanım, laptop, telefonum, pasaportum, kimlik kartlarım. Sürücü belgemi aldılar. Aslında avukat tutma sebebi de bir devlet bankasındaki hesabımdan 62 bin lira çekildi. Zarara uğradık. İstediğimiz şey tek adaletin tecelli etmesi, kanunun yürümesi. Bunun için de yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık. Hala bu mücadelem devam ediyor. Çünkü hala mağduriyetim devam ediyor. Biz Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak bir pasaporta sahibiz ve gittiğimiz yerlerde de başımıza böyle bir olay gelebilir. Umarım kimsenin başına gelmez. Umarım kanun işler ve bu şahıslar bulunur. Malzemelerim bulunur” dedi. Dünyayı gezmeyi sevdiğini, tanıştığı insanlarla kültür alışverişi yaptığını söyleyen Bektaş, gezilerine devam edeceğini sözlerine ekledi.
Kayseri Gazete Talas yine dopdolu Talas Belediyesi tarafından 5 yıldır aralıksız olarak yayınlanan Gazete Talas’ın son sayısı okurlarıyla buluştu. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin ‘100 Apartmana 100 Kütüphane’ uygulamasını öven sözlerini yansıtan “Talas’ı Türkiye’ye Örnek Gösterdi” manşetiyle çıkan Gazete Talas’ta ayrıca iki sayfa bulmaca yer alıyor. Büyük yatırım ve hizmetlerin yer bulduğu gazetede ayrıca Talas Belediyesi tarafından dayanıklı konutlar temalı kentsel dönüşüm faaliyetlerine geniş olarak yer veriliyor. Tamamı renkli 16 sayfadan oluşan ve okurlara ücretsiz olarak ulaştırılan Gazete Talas’ta yatırım ve hizmetler, kültür sanat, kırsal hizmetler, yol, yeşil alan gibi konuların yanı sıra Başkan Yalçın’ın göreve geldiği 5 yıl önceki seçim vaatlerinin yer aldığı 100 Ağartan Projeleri, Türkiye’ye örnek gösterilen Şeffaf Oda’da Başkanla Başbaşa uygulamasının 100. buluşması gibi konular da işleniyor. Gazetede ayrıca Türkiye Yüzyılı bestekârı Yücel Arzen’in Talas’taki konseri kültür sanat faaliyetleri arasında yer bulurken, Başkan Yalçın’ın göreve geldiği günden bu yana ilçeye kazandırdığı “Tıpkı Basım Mushaflar ve Kur’an-ı Kerim Sergisi”, “Çanakkale’den Cumhuriyete 100. Yıl Müzesi”, “Şuşa Azerbaycan Evi”, “Su Medeniyetleri Galerisi” ve “Talas Sanat Galerisi” gibi 5 müze yer alıyor. Bunların yanı sıra kırsal mahallelere yapılan hizmet ve yatırımlar arasındaki sosyal tesislerin de bulunduğu gazetede, Başkan Yalçın’ın 5 yılda aldığı 10 ödüle yer veriliyor.