SAĞLIK - 16 Ekim 2018 Salı 11:49

Ankara'da 'Pıhtıya karşı hareket et' sloganıyla etkinlik

A
A
A
Ankara'da 'Pıhtıya karşı hareket et' sloganıyla etkinlik

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği, 13 Ekim Dünya Tromboz Günü nedeniyle “Pıhtıya karşı hareket et” sloganıyla etkinlik düzenledi.

Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği tarafından düzenlenen Dünya Tromboz Günü etkinlikleri, 13 Ekim’de Ankara Üniversitesi Güneş Meydanı'nda yapıldı. Etkinlik, Anıtkabir’den bando ekibi eşliğinde Güneş Meydanı'na yapılan yürüyüşle başladı. Etkinlikle ilgili bilgi veren Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği Başkanı Prof. Dr. Tankut Akay, “Tromboz, damar içindeki kanın pıhtılaşmasıdır. Bunu, derin ven trombozu veya damar içindeki kanın pıhtılaşması olarak açıklayabiliriz. Dünyada her 4 kişiden birinin ölümünden sorumlu, 37 saniyede birinin hayatını kaybetmesinden sorumlu, trafik kazası, AIDS ve kanser kadar fazla can alan bir hastalıktan bahsediyoruz. Bunun da en önemli sebebi hareketsizlik. Burada toplanmamızın amacı da buna dikkat çekmek ve bir farkındalık oluşturmak, hayatımıza hareket katmak” dedi. 

Akay, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Her yıl 13 Ekim Dünya Tromboz Günü olarak kabul edilmiş durumda ve bununla alakalı çeşitli etkinlikler yapılıyor. Bu sene ülkemizin iki çok güçlü derneği, Ulusal Vasküler ve Endovasküler Cerrahi Derneği ile Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği güçlerini birleştirerek böyle bir etkinlik yaptılar. Buradaki ana mantık, ‘hayatımıza bu dijital çağın getirmiş olduğu hareketsizlikle nasıl başa çıkabiliriz ve ofiste, günlük hayatımızda neler yapabiliriz’ bunu insanlarla, dostlarımızla, hastalarımızla paylaşmak.”

“Sürekli ve uzun süre oturmak iyi bir şey değil”

Türk Kalp Damar Cerrahisi Derneği Başkanı Rüçhan Akar ise, “Tromboz, ‘pıhtı’ demek. Pıhtıyı oluşturan hücrelerin, trombositlerin bir araya gelerek damar içinde olursa damar içi pıhtı diyoruz. Damar dışında olduğu zaman örneğin bir yerimizi kestiğimizde o kanamayı engellemek için normal bir savunma mekanizması. Kanamadan insanların kaybedilmesini engelleyen bir savunma mekanizması ama bu damar içinde olursa ki atardamar ve toplardamar diye iki tip damarımız var ya da kalp içinde olursa o zaman hayatı tehdit edecek riskleri ölümcül olabiliyor” ifadelerini kullandı. 

Toplardamar ve atardamardaki pıhtıların sebeplerinin farklı farklı olduğuna dikkat çeken Akar, “Ortak olan yönleri var. Örneğin tütün, yüksek derece alkol kullanımı ama atardamarlardaki pıhtı, genellikle kalbin kendi damarlarında olabiliyor ya da beyne giden damarlarda olabiliyor ya da ayak damarlarında olabiliyor. Bugünün konusu aslında toplardamarlardaki pıhtı. Toplardamarlardaki pıhtı da özellikle hareket edemeyen kişilerde, örneğin hastaneye yatırılan kişilerde kalça, diz protezi yapılmış büyük ameliyatlardan sonra hasta uzun süre hareketsiz kaldığı zaman pıhtı önleyici ilaç kullanılmadığı takdirde bacaklarda pıhtı başlıyor, şişlik ve ağrıyla. Ondan sonra bu pıhtı, bazen koparak akciğere gidip hastanın ölümüyle sonuçlanabiliyor" şeklinde konuştu.
Akar, vatandaşlara şu tavsiyelerde bulundu: 

“Uzun yolculuklarda hareket etmeleri çok önemli. Uzun uçak yolculukları önemli, iki saati aşan uçak yolculuklarında mutlaka ayağa kalkıp yürümek, ayak hareketleri yapmak çok önemli. Sürekli ve uzun süre oturmak iyi bir şey değil. Hastanede yatan hastalarda bu görev doktorlara düşüyor. Hastayı erken hareket edebilir hale getiriyor. Örneğin demin bahsettiğim diz-kalça protezlerinden sonra bile ortopedist arkadaşlarımız, çok erken hastaları yürütmeye başlıyorlar. Bunun tek amacı işte bu pıhtının engellenmesi. Bir de bazı ilaçlar var, pıhtıya neden olan. Doğum kontrol hapları alan hanımefendiler de pıhtı riskinin yüksek olduğunu bilmeleri gerek. Onun için de uyanık olmaları ve belirtileri çok iyi bilmeleri gerekiyor. Bugünü yapmamızın ana nedeni de bu. İnsanımıza bu belirtileri anlatmak, önem paketlerini sunmak, gerisini de doktorlara bırakmak.”

Erken fark etmesi sayesinde sağlığına kavuştu 

Tromboz hastalığını atlatmış olan Münevver Tuzcu ise, “Bir gece yarısında sol tarafımın tutmadığını hissettim. Sonra yavaş yavaş açıldı. Kontrollerimde sol dizimin yan tarafında pıhtı olduğu teşhis edildi. Geçen sene ameliyat oldum. Pıhtı, lazerle dağıtıldı ve şu anda çok daha rahatım” dedi. 

Hastalık sürecinde zorlandığını ama durumu erken fark ettiğini kaydeden Tuzcu, “Onun için tez zamanda rahatıma kavuştum. Şu anda ilaç kullanıyorum” ifadesini kullandı. 

Vatandaşlara da seslenen Tuzcu, ”Hiç beklemesinler, hemen en yakın damar cerrahi ile görüşsünler, tedavilerini yaptırsınlar. Yoksa başka bir yer atarsa bu sefer ölümle karşı karşıya kalırlar” dedi.  

Mustafa Apaydın

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çekmeköy Belediyesi’nden 23 Nisan çocuk şenliği sürprizi Çekmeköy Belediye 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenleyeceği 23 Nisan Çocuk Şenliğiyle kutlayacak. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm yurtta olduğu gibi Çekmeköy’de de büyük bir coşku ve heyecanla kutlanacak. İlçe kaymakamlığı koordinasyonunda düzenlenecek resmi törenlerin ardından 13.00-18.00 saatleri arasında Şehit Üsteğmen Arif Kalafat Doğa Parkı’nda düzenlenecek 23 Nisan Çocuk Şenliği, 7’den 70’e binlerce Çekmeköylünün katılımıyla tam bir bayram havasında geçecek. Eğlenceli aktiviteler, animasyon gösterileri, atölye alanları, dj performans, ikramlar, karikatür çizimi Atölyesi ve oyun alanları ile dolu dolu geçecek şenlikte final MASALbozanLAR konseriyle yapılacak. Muhtemel bir karışıklığın önüne geçilebilmesi ve tüm çocukların etkinliklerden faydalanabilmesi için şenlik alanında yer alacak atölyelerden faydalanmak isteyen vatandaşların aynı gün etkinlik alanında kayıt yaptırmaları gerekiyor. Çocuk şenliğine katılmak isteyen vatandaşlar için tüm muhtarlıklardan 23 Nisan Salı Günü saat 11.00’dan itibaren servisler kaldırılacak. Çekmeköy’de bayram coşkusunu tüm komşularımızla birlikte yaşayacağız diyen Başkan Orhan Çerkez, “Çekmeköy’de 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızı büyük bir coşku ve heyecanla tam bir bayram havasında kutlayacağız. Yavrularımızın yüzleri gülecek doyasıya eğlenecekler. Ailelerimiz de oluşturduğumuz bu sosyal ortamda bir nebze olsun nefes alacak ve rahatlayacaklar. Günün sonunda genç, yaşlı ve çocuk tüm yüzler gülecek. Bu gülümsemeler bizim çalışma şevkimizi artıracak, motivasyon kaynağımız olacak. İnanıyorum ki herkes doyasıya eğlenecek. Tüm komşularımı bu önemli şenlikte aramızda görmek dileğindeyim“ dedi.
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın sodalı en büyük gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen karların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Van Yağış sonrası Van Gölü’nün su seviyesi yükselmeye başladı Van’da şubat ve mart aylarında yoğun kar yağışının, nisan ayında ise yağmurun etkili olması dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü’nün su seviyesinde iyileşmeye neden oldu. Dünyanın en büyük sodalı gölü olan Van Gölü, 2019-2023 yılları arasında küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşadı. Bu yılın ilk 4 ayında yağışların yoğun miktarda düşmesi ise Van Gölü’nün seviye kaybı için umut oldu. Son 30 yılın en bereketli yılını yaşayan havza, ihtiyaç duyduğu suya kavuşmuş oldu. Nisan ayıyla birlikte dağlardaki karın eriyerek akarsularla buluşması ve yağışların yağmur şeklinde düşmeye devam etmesi Van Gölü’nün su seviyesinin yükselmeye başlamasını sağladı. “İhtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu” İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, Van Gölü ‘nün 90’lı yıllarda düşen yağışlarla ciddi bir iyileşmeye gittiğini, 2000’li yıllarda da seviyenin yavaş yavaş düştüğünü ve son 5 yılda da önemli ölçüde alan kaybettiğini hatırlattı. Ancak 2024 yılı ile birlikte şubat ve nisan aylarında yağışların zirve yapmasının havzaya pozitif bir katkı sunduğunu ifade eden Prof. Dr. Alaeddinoğlu, “Düşen yağışların önemli bir kısmı özellikle mart ayında kar şeklinde gerçekleşti. Nisanda ise bu yağışlar yağmur şeklinde gerçekleşti. Dolayısıyla havza 2024 yılı için ihtiyaç duyduğu yağışın önemli bir kısmını kazanmış oldu. Bu bize şunu gösteriyor; düşen yağışlar özellikle Van Gölü’nde bir iyileşmeye neden olacak. Bu iyileşme de Haziran ve Temmuz aylarına kadar da devam edecek” dedi. “Havzada bir su yönetimine ihtiyaç var” Bu yıl yağış miktarı açısından iyi olduğunu ancak bir sonraki yılların kurak geçme ihtimaline karşı havza için bir su yönetimine ihtiyaç olduğunun altını çizen Alaeddinoğlu, “Yani bu yağışlar bundan sonraki süreçte de devam edecek anlamına gelmiyor. Evet, bu yağışlar pozitif anlamda bir katkı sunabilir. Ancak geleceğe ilişkin iklim değişikliğinde herhangi bir değişiklik yok. Dünya her geçen yıl ve her geçen ay daha fazla ısınıyor. Havza bundan nasibini alacak. 2024-2025 yılı için öngörülerimiz pozitif anlamda havzanın lehine gerçekleşebilir. Ancak 2026-2028 yılları belki yaz ayları boyunca yaşanacak bir sıcaklıktaki artış ve şiddetli buharlaşma bu düşen yağışların belli ölçüde kaybolmasına neden olabilir. Dolayısıyla biz Van Gölü Havzası’ndaki bütün taraflar olarak havzanın suyunu yönetmek zorundayız” diye konuştu. “Devam edecek yağışlar sel ve taşkınlara neden olabilir” İleri dönemlerde yaşanması muhtemel sel ve taşkın konusunda da uyarıda bulunan Alaeddinoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Havzaya düşen yağışlar hakikaten son yıllarda kaydedilmiş son 30 yılın en yüksek değerleridir. Tabii diğer taraftan yüksek dağlık kesimlere düşen yağışların erimesiyle birlikte önümüzdeki günlerde muhtemel sağanak yağışların aslında başka türlü sonuçlar doğurması mümkün olabilir. Özellikle bu geçiş mevsiminde havaların ısınmasıyla birlikte atmosferin daha fazla su tutma kapasitesine sahip olduğunu düşünürsek, sellerin ve taşkınların ortaya çıkacağı bir tablo da ortaya koyabilir. Dolayısıyla sadece havzaya düşen yağışın içme, kullanma ve sulama suyu açısından düşünmemek lazım. Muhtemel yüksek düzeyde gerçekleşecek olan yağışların da bir şekilde yönetilmesi, yani o yağışların muhtemelen etkileyeceği alanların doğru tespit edilmesi ve önceden o alanların bilgilendirilmesi ya da gerekiyorsa birtakım adımların atılması gerekiyor.”
Aydın Didim’de kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi Aydın’ın Didim ilçesinde belediye ekipleri, bir gönüllü grubunun üyelerinin de desteğiyle birlikte kıyı temizliği çalışması gerçekleştirerek, çevre kirliliğine dikkat çekti. Türkiye’nin önemli turizm kentleri arasında yer alan ve uzun bir sahil şeridine sahip olan Didim’de, insanların ve deniz canlılarının sağlığını korumak ve farkındalık oluşturmak amacıyla kıyı temizliği çalışması gerçekleştirildi. Çevre ve sahil temizliğine dikkat çekmek isteyen yabancı uyruklu vatandaşlardan oluşan bir gönüllü grubunun üyeleri ve Didim Belediyesi Temizlik İşleri Müdürlüğü’ne bağlı ekipler tarafından Manastır Koyu’nda yapılan kıyı temizliği çalışmasına Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay, Belediye Başkan Yardımcısı Aydan Aşık Turgut ve Belediye Meclis Üyeleri de katıldı. Farkındalık çalışmasında, sahilde toplanan çöpler, geri dönüşüm malzemeleri ve izmarit atıkları belediye personelleri ve gönüllüler tarafından toplanarak ortadan kaldırılırken, etkinlik ile ilgili açıklamalarda bulunan Didim Belediye Başkanı Hatice Gençay; "Nadide güzellikteki koylarından biri olan Manastır Koyu’nda, Temizlik İşleri Müdürlüğü’nde görevli olan çalışma arkadaşlarımla ve gönüllü yabancılarımızla birlikte kıyı temizleme çalışması yaptık. Bu duyarlılığın ve farkındalığın artması ve gelişmesinin hepimizin sorumluluğu olduğunu unutmayalım" ifadelerine yer verdi.