GÜNDEM - 25 Kasım 2015 Çarşamba 09:12

Anne kızın tatlı rekabeti

A
A
A
Anne kızın tatlı rekabeti

Manisa’da Yunusemre Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından açılan Destekleme Yetiştirme Kurslarına katılarak üniversiteye birlikte hazırlanan anne kız arasındaki tatlı rekabet eğitimini yarım bırakan birçok insana örnek teşkil ediyor.

Yunusemre Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğü tarafından ilçedeki 47 örgün eğitim kurumunda açılan Destekleme Yetiştirme Kursları büyük ilgi görüyor. Manisa Yunus Emre Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesinde açılan kursa birlikte katılan anne kız ise üniversiteye hazırlanırken aralarında yaşanan tatlı rekabetle dikkat çekiyorlar. 

Eğitimini yarıda bırakan 40 yaşındaki iki kız çocuğu annesi Fatma Güvenç büyük kızı Berna Güvenç’le birlikte katıldığı kursta üniversite hayalini gerçekleştirmek için çalışıyor. Liseden yeni mezun olan kızı Berna ile birlikte aynı kursa katılan Fatma Güvenç eğitimini yarıda bırakmanın pişmanlığını yaşadığını ve şimdi kaldığı yerden eğitimine devam ettiğini söyledi. 

Bir yandan açıköğretim lisede okuyan, kızıyla birlikte 3 farklı kursa da katılarak aynı zamanda üniversiteye hazırlanan Fatma Güvenç, “Açık Mesleki Lisede Çocuk Gelişimi Bölümünde okuyorum. 2 yıllığa geçiş yapmak istiyorum. Birkaç üniversite daha düşünüyorum. Yarım kalan eğitimimi tamamlamak istedim. Çocuklarıma faydalı olabileceğimi düşünüyorum” dedi.
Ders çalışırken kızıyla tatlı bir rekabet içinde olduklarını kaydeden Fatma Güvenç, “Biraz rekabet oluyor. Birbirimize soruyoruz. Kızımla beraber yardımlaşarak ders çalışıyoruz.” diye konuştu.
Öncelikle Çocuk Gelişimi Bölümünü okumak isteğini anlatan anne Fatma Güvenç daha sonra ise sağlık ve İngilizce Öğretmenliği bölümünü düşündüğünü söyledi. 

Kursun açıldığı ilk haftadan beri düzenli olarak annesiyle birlikte üniversiteye hazırlanmak için Destekleme Yetiştirme Kurslarına katıldığını kaydeden 18 yaşındaki Berna Güvenç ise, “Annemle birlikte kursa geliyoruz. Güzel bir duygu ama çok güzel de değil, kötü de değil. Akşamları evde birlikte ders çalışıyoruz. Genellikle konuşarak bunu nasıl yaparız? Bu testi nasıl çözeriz? gibi. Bilmediklerimizi birbirimize soruyoruz.” dedi.
Annesinin kendisinden daha fazla soru bilmesine kızmadığını kaydeden Berna Güvenç, “Çok soru bildiği oluyor kızmıyorum ama ufak atışmalarla günlerimiz geçiyor.” şeklinde konuştu.

EĞİTİMİME DEVAM EDİYORUM
Kendisi gibi okuluna ara veren ve sonradan devam ettirmek isteyen çok sayıda vatandaş olduğunu düşündüğünü kaydeden Fatma Güvenç, kendisi gibi olanlara tavsiyede bulunarak şunları söyledi: “Benim gibi birçok vatandaş vardır. Okumalarını tavsiye ederim. Ben iki kız annesiyim. Küçük kızım ilkokul 4’üncü sınıfta okuyor. Derslerine yardımcı oluyorum. Eğitimimi bırakmadım, devam ediyorum.”
Okulu yarıda bırakmasının eksikliğini çok hissettiğini dile getiren Fatma Güvenç, “Eğitimimin eksikliğini çok hissettim. Sonradan pişman oldum. Neden olmasın dedim devam ettim. İnşallah başarılı olacağım.” dedi.

BU BİR ÖZGÜVEN BELİRTİSİDİR
Anne kızın aynı kursta yer almasının kendilerini çok memnun ettiğini kaydeden Yunusemre İlçe Milli Eğitim Müdürlüğünde Destekleme Yetiştirme Kurslarından sorumlu Şube Müdürü Metin Çengel ise, “Aynı kursa kol kola geliyorlar. Bu kursa gelmeleri hem hayatı hem üniversiteyi hem yüksek öğrenim sınavlarına hazırlanıyorlar. İlçemizde şuan 47 tane örgün eğitim kurumlarında açmış olduğumuz Destekleme Yetiştirme Kursumuz var. Mezun öğrencilerimize yönelik olarak da Halk Eğitim Merkezimiz Müdürlüğünün koordinesinde kurslar açıyoruz. Buradan özellikle mezun olan ama bu konuda desteğe ihtiyacı olan bütün mezunlara, bütün bireylere seslenmek istiyorum. Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğümüz ve İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü olarak bizler bütün mezun öğrencilerimize istedikleri alanlarda Destekleme Yetiştirme Kursu açabilecek konumdayız. Şuanda anne kız aynı kursa geliyorlar ki bu belki şuan için sıra dışı bir durum ama bizim Halk Eğitim Merkezi bünyesinde açtığımız kurslarda bu oldukça olağan bir durum. Ben bu noktada annemizi ve öğrencimizi ayrıca kutluyorum. Bu bir özgüven belirtisidir. Ümit ediyorum bu tarz özel durumlar topluma örnek olur ve belli bir yaşın üzerinde ev hanımı olan okumaktan çekinen, özgüven sorunu olan vatandaşlarımıza özellikle kadınlarımıza örnek olur. Kesinlikle bir sınır yok, hiçbir engel de yok. Engel belki içimizde. Atılması gereken adım çok basit. Yunusemre Halk Eğitim Merkezi Müdürlüğüne gelip ‘Ben Destekleme Yetiştirme Kursunda okumak istiyorum’ demeleri yeterlidir. Başka bir şart aramıyoruz.” diye konuştu.  

AYKUT YENİÇAĞ - SADIK CANGEL 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Yıldırım’da ‘Dönüşüme cam, doğaya can’ projesi hayata geçti Yıldırım Belediyesi, ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde, 7 ayda 90 ton atık cam toplayarak bunları yeniden üretime kazandırdı. Yıldırım Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütülen ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan himayelerinde başlatılan ‘Sıfır Atık Projesi’ne tam destek veriyor.2019 yılından bu yana ilçe geneline yerleştirdiği 208 cam kumbarasından 6 bin ton atık cam toplayan Yıldırım Belediyesi, vatandaşlarda farkındalık oluşturacak bir projeye imza attı. Eylül ayında hayata geçirilen ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can Projesi’ çerçevesinde ilçedeki kahvehane, çay ocağı ve kafeteryalarda sıfır atık masaları oluşturuldu. İşletme sahipleri ve vatandaşlar sıfır atık konusunda bilgilendirilirken cam atığı toplayan işletmelere masa örtüsü, çay, kesme şeker, çay bardağı gibi hediyeler veriliyor. İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ekipleri tarafından belli periyotlarla toplanılan atık camlar geri dönüşüme kazandırılıyor. 90 ton atık cam dönüştürüldü İlçenin dört bir yanına yerleştirilen atık cam kumbaraları ve gerçekleştirilen kampanyalar ile çalışmaların kesintisiz devam ettiğini söyleyen Yıldırım Belediye Başkanı Oktay Yılmaz, “Atıkları kaynağında ayrıştırma noktasında gerek belediyemizde gerekse düzenlediğimiz kampanyalarla ilçemizde önemli çalışmalar yürütüyoruz. ‘Dönüşüme Cam Doğaya Can’ sloganıyla hayata geçirdiğimiz proje çerçevesinde 240 işletmeye 4 bin 700 masa örtüsü dağıtımı gerçekleştirdik ve hemşehrilerimizi proje ile ilgili bilgilendirdik. İlerleyen süreçte projemizi sitelerimizde de devam ettireceğiz. Cam doğada 4 bin yılda yok olmakta. Gelecek nesillere daha yaşanılır bir kent bırakmak adına hayata geçirdiğimiz projemiz ile 7 ayda 90 ton cam atığını toplayarak geri dönüşümünü sağladık. Gerçekleştirdiğimiz geri dönüşüm çalışmaları sayesinde hem çevremizi koruyor hem de ekonomimize artı değer katıyoruz. Yıldırım Belediyesi olarak, Yıldırım’ı tam anlamıyla çevre dostu bir kent haline getirmek için çalışmalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Çorum Taşkından korkan köylülerden ıslah talebi Çorum’un Dodurga ilçesindeki Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını belirterek, köy merkezinden geçen derenin ıslah edilmesini talep etti. Çorum’un Dodurga ilçesine bağlı Obruk köyünde yaşayan vatandaşlar, köyden geçen 1,5 kilometrelik dere sebebiyle taşkın korkusu yaşıyor. Karadeniz’de son dönemde yaşanan seller sebebiyle korktuklarını söyleyen vatandaşlar, köylerinden geçen derenin taşkına karşı ıslah edilmesini istedi. ’Karadeniz’de yaşanan sel baskınları korkutuyor’ Sel tehlikesi ile karşı karşıya kalmak istemediklerini belirten Köy Muhtarı Ali Ekber Sever, “Dere yatağı ile ilgili sıkıntılarımız var. Köyümüz büyük tehlike altında. Dere yatağı yok, yağmur yağdığı zaman sel gelecek diye köylü dışarıda bekliyor. Karadeniz’de sellere neden olan ani dere taşkınlarının köyümüzde yaşanmamasını istiyoruz" dedi. "Korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz" Muhtar azası Mustafa Ertaş ise, köylüler tarafından yapılan geçitlerin de tehlike saçtığını belirterek, “Köyümüzde yaşayan 300 kişi için dere yatağı tehlike arz ediyor. Dere yatağının köyden geçen bölümünün ıslah edilmesini kalan bölümün ise temizlenmesi gerekiyor. Dere üzerinde bulunan yaya geçitleri köy halkımız ve önceki muhtarlar tarafından yapılmış. Ahşap olan köprüler de tehlike arz ediyor. Her an birileri düşebilir. Dere kenarına korkuluk, üzerine de yeni yaya köprülerinin yapılması konusunda yardım istiyoruz. Mevcut araç köprülerinin de dayanıklı olup olmadığını incelemesini, derenin ıslah edilmeyen kısmının üzerine de en az bir köprü daha yapılmasını talep ediyoruz” diye konuştu. "Ahşap köprüler sağlam değil" Derenin üzerinde bulunan yaya köprülerinin sağlam olmadığını belirten köy sakinlerinden Arif Doğar da, “Dereden sel geldiği zaman mağdur oluyoruz. Çocuklarımız taşımalı olarak servis ile okula gidiyor. Sel geldiği zaman ya yolda kalıyor eve geçemiyor ya da evden okula gönderemiyoruz. Yağmur yağdığında sel gelir diye korkuyor, evde kalamıyoruz. Acil bir durum olsa, hastamız olsa evde kalıyor, dereden atlatamıyoruz. Bu sıkıntıların giderilmesini istiyoruz" şeklinde konuştu.
Samsun ‘Afrika’nın tozu Karadeniz Bölgesi’ni de etkileyecek’ Astım, KOAH ve kanser hastalarının çöl tozlarına nefes yoluyla maruz kalmalarının hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikayetlere neden olabileceği uyarısında bulunan Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir” dedi. Samsun başta olmak üzere kuzey Afrika üzerinden rüzgârla gelen toz bulutu Türkiye’yi etkiliyor. VM Medical Park Samsun Hastanesi Göğüs Hastalıkları Kliniği’nden Prof. Dr. Şevket Özkaya, Samsun’u ve Karadeniz Bölgesi’ni de yakından etkileyecek Afrika tozları hakkında uyarılarda bulundu. “Yarın dışarı çıkmak zorunda olan tüm vatandaşlarımız maske takmalı” Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Sıcak hava ile gelen bu çöl tozları özellikle Karadeniz bölgesinde nem ile birleşince yeryüzüne daha yakın seyredecek ve çamur yağmuru gibi etkisini gösterecek. Bu tozları soluyan vatandaşlarımızda öksürük, burun tıkanıklığı ve nefes darlığının yanı sıra gözlerde tahribat yapma riski var” açıklamasında bulundu. “Astım, KOAH ve kanser hastaları için daha tehlikeli olabilir” Bazı hasta gruplarının çöl tozlarından daha fazla etkilenebileceğini belirten Prof. Dr. Şevket Özkaya, “Özellikle astım, KOAH ve kanser hastalarımızın bu tozlara nefes yoluyla maruz kalmaları hastaneye başvuruları ve yatışları arttıracak düzeyde şikâyetlere neden olabilir. Yarın dışarı çıkmak zorunda kalan tüm vatandaşlarımız maske ile tedbir almaları gerekmektedir. Çocuklar ve okula giden çocuklar risk altındadır. Toz fırtınasında teneffüslerde bahçeye çıkmamalıdırlar. Astım ve KOAH hastaları nefes darlığı atağı geçirebilirler. Mümkün olduğunca dışarı çıkmamaları gerekir. Kanserli hastalarda vücut direnci düşük olduğu için öksürük olabilir onlar daha özenli olmalıdır” diye konuştu.
Tokat Türkiye’de tek olan kampüste engelli öğrenciler 23 Nisan’ı kutladı Türkiye’de tek olan Tokat’taki Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim alan engelli öğrenciler, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı çeşitli etkinliklerle kutladı. Tokat’ta 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı etkinlikleri çerçevesinde Türkiye’de ilk ve tek olan Sosyal Hizmetler Kampüsü’nde eğitim gören engelli çocuklar bugün program düzenledi. Şiir okuyup şarkı söyleyen öğrenciler, İzmir Marşı ile birlikte gökyüzüne balonlar bıraktı. Programın sonunda engelli öğrenciler, aileleri ve öğretmenleriyle birlikte oyun havası oynayarak gönüllerince eğlendiler. Kampüs hakkında bilgi veren Yavuz Selim Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Mustafa Aydoğan, “Burası Türkiye’de nadir tesislerden bir tanesidir. Özel Eğitim Kampüsü olarak geçiyor. Tokat’ta Eylül 2023 tarihinde hizmete girdi. Bünyemizde 4 tane okul müdürlüğü bulunuyor. Özel Eğitim Uygulama Okulu, Meslek Okulu, Anaokulu ve Görme Engelliler Okulu olarak tam bir tesis şeklinde özel eğitim öğrencilerinin tüm ihtiyaçlarını giderecek, onlara hizmet edecek bir şekilde planlandı. Bugün de öğrencilerimizin eğlenmelerine yönelik ve onların el becerilerini geliştirmeye yönelik program düzenledik. Hem ritim gösterisi hem de şiirler olan, sonunda da konser olan eğlence programı düzenledik” dedi. Programa katılan öğrenciler ise düzenlenen etkinlikte çok eğlendiklerini ifade ettiler.