GÜNDEM - 17 Mart 2018 Cumartesi 23:27

'AP’nin verdiği karar cahilce'

A
A
A
'AP’nin verdiği karar cahilce'

Başbakan, Avrupa'nın terör örgütüne teslim olduğunu ifade ederek, "Tamamen vizyonsuz, cahilce, bölgenin sorunlarından bihaber insanların verdiği karar" dedi. Zeytin Dalı Harekâtı'nın bitişiyle ilgili tarih verilemeyeceğini kaydeden Yıldırım, "İşimizi tamamlayınca çıkacağız. Burada gelip kalma niyetimiz yok" diye konuştu.

Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye’ye Afrin’den çekilme çağrısı yapan Avrupa Parlamentosu’na (AP) sert çıktı. Yıldırım, “Kusura bakmasınlar, onlar sıcacık koltuklarında otururken Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa’ya terörün yayılmasının önüne geçiyor. Bir anlamda Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor” dedi. Başbakan Yıldırım, Azerbaycan'ın başkenti Bakü’de temaslarını takip eden medya yöneticilerinin sorularını cevapladı. Yıldırım’ın sorulara verdiği cevaplar şöyle:

AP’NİN SİCİLİ BOZUK
AP’nin Afrin’le ilgili kararına ne diyorsunuz?

 AP, böyle çıkıntılıklar yapıyor. Terörle mücadeleyi onlar mı yapıyor? Kusura bakmasınlar, onlar sıcacık koltuklarında otururken Türkiye hem kendi ülkesinde hem de Avrupa’ya terörün yayılmasının önüne geçiyor. Bir anlamda Türkiye Avrupa’yı terörden koruyor. Bu kararları almadan önce dönüp dolaşıp, yatıp kalkıp Türkiye’ye dua etmeleri lazım. İşte efendim Kürt kuvvetler... Ne zamandan beri eli kanlı PKK’lılar, PYD’liler, YPG’liler Kürt kuvveti oldu. Bunlar, tamamen vizyonsuz, cahilce, bölgenin sorunlarından bihaber insanların verdiği kararlar. AP’nin bu anlamda sicili bozuk. Aldığı kararların bir yaptırımı da yok zaten. Yazık, koca Avrupa kıtası bölücü terör örgütüne neredeyse teslim oldu. Böyle bir şey olabilir mi? Camiler kundaklanıyor, havalimanlarına saldırdılar, evlere işaretler konuyor. Dilimizde tüy bitti. Diyoruz ki, ‘Bakın bunları şımartmayın. Müsamaha göstermeyin. Yarın bir gün sizin de başınıza bela olur’. Ve dediklerimiz bir bir çıkıyor.

İŞİMİZ BİTİNCE ÇIKARIZ
Afrin operasyonunun mayıs aylarında bitebileceğine dair Dışişleri Bakanı’nın da açıklamalar oldu. Bu konuda bir değerlendirme alabilir miyiz?
Afrin operasyonu devam ediyor. Şu gün biter, şu gün gireriz çıkarız diye bir şey yok. ÖSO milisleri ve bizim silahlı kuvvetlerimiz, jandarmamız, polisimiz titiz çalışıyor. Burada sivillere zarar vermeden çalışmak teröristleri etkisiz hale getirmek, sivillerin herhangi bir zarar görmemesi kolay bir iş değil. Bu operasyonun tabiatından kaynaklanan bir zorluk var. O yüzden şu gün biter, şu gün gireriz, şu gün çıkarız gibi bir şey demek doğru olmaz. İşlerini tamamlayınca çıkacaklar. Biz zaten baştan ‘burada gelip kalma niyetimiz yok’ dedik. Bu lafları Cerablus ve Azez hattında Fırat Kalkanı’nda da duyduk. ‘Türkiye buraya girdi, çıkmayacak’ denildi. 135 binden fazla Suriyeli aile oraya gitti, yerleşti. 160 bin çocuk orada okula başladı. Bu sadece 2 bin kilometrekarelik Cerablus-Azez hattında... Köyler, ilçeler, beldeler kuruldu, asayiş sağlandı, okullar açıldı. Mahkemeler kuruldu. Bayağı bir devlet modeli oldu. Geçici bir yönetim oluştu.

AFRİN NEYSE MENBİÇ DE AYNI
Menbiç Türkiye’nin gündeminde. Obama döneminden bu yana tartışma var. Ne olacak?
 Pazartesi itibarıyla Dışişleri Bakanları buluşup görüşecekti. Tabii Tillerson ABD Başkanı Donald Trump’ın azizliğine uğradı. Yeni gelen arkadaş ile Dışişleri Bakanımız Mevlüt Çavuşoğlu ileriki tarihlerde görüşecek. Bizim oradaki duruşumuz çok net. Afrin’de duruşumuz neyse Menbiç’te de duruşumuz aynı. Sınırlarımızın güneyinde terör örgütlerinin varlığını istemiyoruz.

Yeni Dışişleri Bakanı Pompeo süreci nasıl değiştirir?
 Bakıp göreceğiz. Bizim için o gitmiş, bu gelmiş fark etmez. Bizim için ilkeler esastır. Türkiye hiç bir zaman terör tehdidi altında varlığını sürdürmek niyetinde değil.

ABD’NİN SAMİMİYETİNİ GÖRECEĞİZ
Fırat’ın doğusunda Afrin ve Münbiç’te olduğu kadar net mi Türkiye?
 Terörde Fırat’ın doğusu, Fırat’ın batısı diye bir ayrım olmaz. Terör neredeyse yok etmek bizim uluslararası ve ulusal anlamda meşru hakkımızdır. Bize rahatsızlık veren, canımızı yakan bütün unsurların hakkından gelmesini biliriz. Eğer bunların arkasında birileri varsa ona karşı da tutumumuz değişmez. Üye olduğumuz NATO’daki üyelerden bir tanesi ‘Ben bu teröristlere destek oluyorum’ derse o başka bir şey. Bu ne NATO’nun ilkelerine uyar, ne ülkelerin teröre bakışına uyar. ABD baştan bu yana ‘Bizim bunlarla birlikteliğimiz taktik birliktelik, tercih değil mecburiyet’ diyor. Mecburiyet ne? Burada DEAŞ var onları halletmek için bunlarla kısa vadeli işbirliği yapıyoruz. DEAŞ gitti. Büyük oranda yok oldu. Mazeret de kalmadı. Biz artık samimiyet istiyoruz. ABD burada samimi olup olmadığını gösterecek.

PUSULALAR FİLİGRANLI, MÜHRE GEREK YOK
Seçim ittifakıyla ilgili yasa TBMM’den geçti. En çok tartışılan bölümü mühürsüz oy pusulaları konusu. Partilerin mühürsüz oy pusulası fırsatıyla seçimde sahtekârlık yapması gündeme gelebilir. Bu nasıl önlenebilir?
Bütün oy pusulaları filigranlı. Yani, mühre gerek yok. Uzun yıllar, elimizi boyaya batırıyorlardı da bir hafta çıkmıyordu. Aslında burada bir sahtekârlık söz konusu olmaz. Asıl olan seçmenin oyuna oluyor. 50 milyon seçmenin neredeyse yüzde 8-10’unun oyu boşa gidiyor. Yazık, günah değil mi? Tüm bunları ortadan kaldıralım. İşte neymiş efendim “oy pusulasını zarfa koyarken muhtarın kâğıdını da koyuyorlar”. Eee konulsun, ne olacak? Sayım yaparken ayır, ne var? Aynı zarfa konur mu, konmaz mı? Günlerce bu tartışılıyor. Referandumda da bu tartışmalar üzerinden bir oyun oynandı. Yani, pırıl pırıl seçimi tartışmaya açmaya çalıştılar. Muvaffak olamadılar. AİHM’e bile götürdüler. Oradan da bir şey çıkmadı. Ben o mühürlerin eksik, fazla basılma işinde de öyle bir ihmal olduğunu düşünmüyorum. Orada da bazıları kaybedecekleri seçimi tartışmaya açmak için öyle bir iş yapıldığı kuşkusu bende var. Türkiye, dünyada bana göre en adil, en şeffaf seçim yapan ülkelerin başında geliyor. Türkiye’nin seçim tecrübesi, seçimdeki hazırlığı, titizliği, başka hiç bir ülkede yok. Hakikaten sandıklara Türkiye’de küçük partiler daha fazla sahip çıkıyor. Herkes oyuna sahip çıkıyor. Onun oyunu ona, bunun oyunu buna yaz, yok öyle şey. 3-4 kademeden geçiyor. Çok ciddi denetimler var. Tüm bunlar ortadayken, büyük bir fedakârlıkla, gayretle yapılan seçimler üzerine şüphe düşürmek büyük haksızlık. Millete haksızlık…

BOYKOT DİYENLERİN ÜMİDİ YOK
 Başbakan Yıldırım, CHP'de bazı isimlerin seçimleri boykot çağrısına karşı Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun “Kazanacağız, neden seçime girmemezlik yapalım?” açıklamasının hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Yani, o girmeyelim diyenler kazanma ümidi olmayanlar. O kadar tecrübe var, 8-9 seçim kaybettiler. Bundan sonrakine de ‘ne diye zahmete girelim, bunu da kaybedeceğiz’ diye düşünmüş olabilirler. Ama bir de ‘bu girmeyelim’ diyenlerin evveliyatına bakarsanız, onlar protest kişiler, üniversitede boykotlar yapanlar, öğrenci hareketlerinde aktifler. O arkadaşların öyle bir alışkanlığı var. Ama Kılıçdaroğlu da tabi ‘Seçime gireceğiz’ dedi. Çünkü o da kazanacağına inanıyor. Yani, ümit fakirin ekmeğidir. Öyle değil mi?"

Türkiye Gazetesi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Gaziantep Gaziantep’te esrarengiz patlama sesi korku ve paniğe neden oldu Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde şiddetli bir patlama sesi duyuldu. Bölgede yaşayan vatandaşları tedirgin eden patlama sesi ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatılırken boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durulduğu öğrenildi. Olay, Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Suriye sınır hattındaki kırsal mahallelerde meydana geldi. İddiaya göre, özellikle bölgedeki kırsal Gökçeli Mahallesi’nde yaşayan vatandaşlar bir anda çok yüksek bir patlama sesi duydu. Duydukları sesle korku ve panik yaşayan vatandaşlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne ihbarda bulundu. İhbar üzerine sesin duyulduğu bölgelere jandarma ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ölen ya da yaralanan kimsenin olmadığı olay sonrası patlama sesinin kaynağı ile ilgili geniş çaplı inceleme başlatıldı. Olayla ilgili çalışma yapan ekiplerin boş araziye havan mermisi düşmüş olabileceği ihtimali üzerinde durduğu öğrenildi. Korku ve panik yaşayan vatandaşlar o anları anlattı Yaşadıkları korku ve paniği anlatan Çapan Köse ve Adil Yılmaz isimli vatandaşlar, önce kısa süreli keskin bir ışık gördüklerini sonrasında ise şiddetli bir patlama sesiyle irkildiklerini söyledi. Vatandaşlar, Suriye’ye yakın olduklarını ve oradan bir şey düşme ihtimalinin akıllarına geldiğini de ifade etti. Konu ile ilgili geniş çaplı soruşturmanın sürdüğü bildirildi.
Ankara Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" sergisi Kültür Bakanlığı desteğiyle açıldı Gazeteci Hande Fırat’ın "Devriamber" isimli resim ve heykel sergisi Kültür ve Turizm Bakanlığının desteği ile Cumhuriyet Müzesi bünyesinde yer alan Sığınak Kültür Sanat’ta açıldı. Gazeteci Hande Fırat’ın “Devriamber” isimli sergisinin açılışı Ankara’da gerçekleştirildi. Sergiye, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dışişleri Bakan Yardımcısı Yasin Ekrem Serim, Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, TBMM Milli Savunma Komisyonu Başkanı Hulusi Akar, eski TBMM Başkanı Binali Yıldırım, MHP Genel Başkan Yardımcısı İsmail Özdemir, İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Oktay Vural, Dışişleri Bakanı Başdanışmanı Nuh Yılmaz, AK Parti Genel Merkez Kadın Kolları Başkanı Ayşe Keşir, Yüksek Seçim Kurulu Başkanı Ahmet Yener, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkanı Yıldırım Demirören’in eşi Revna Demirören, Demirören Holding Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Meltem Demirören Oktay ve çok sayıda davetli katıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ise serginin açılışı için mesaj gönderdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın mesajını serginin açılışında gazeteci Hande Fırat okudu. Cumhurbaşkanı Erdoğan mesajında, "Basın ve sanat dünyamızın değerli temsilcileri, kıymetli misafirler, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Nazik davetiniz için teşekkür ediyorum. Basınımızın önemli isimlerinden Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Sayın Hande Fırat’ın kendi ifadesiyle ’çınarlarını kaybedip kendileri çınara dönen kadınların hikayesini’ anlattığı resim ve heykel sergisinin başarılı geçmesini temenni ediyorum. Başarılı gazeteci kimliğinin yanı sıra, bu sergi vesilesiyle sanatçı yönünü de öğrenme fırsatı bulduğumuz Sayın Hande Fırat’ı tebrik ediyor, kendisine hem meslek hem de sanat hayatında muvaffakiyetler diliyorum. Sizlerin şahsında basın ve sanat camiamızın tüm mensuplarını, sergiye ilgi gösteren tüm sanatseverleri bir kez daha yürekten selamlıyorum” ifadelerine yer verildi. "Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" Fırat, serginin açılışı için Kültür ve Turizm Bakanlığının tüm personeline ve sergiyi açarken kendisine destek olan arkadaşlarına teşekkür etti. Hande Fırat, "Bu sergi, babalarını kaybeden tüm kız çocukları, tüm erkek çocukları ama özellikle kız çocuklarına atfen yapılmıştır. Bu sergi annemle, kızıma ithaf ediliyor" dedi. Devrialem sergisinin farklı bir anlamı olduğunu belirten Bakan Ersoy, "Bir toplumun zenginliği, kültür ve sanatının derinliği ile ölçülüyor. Kültür ve sanat toplumda ne kadar yerleştiyse, toplumda ne kadar kabul gördüyse, o toplumda kültür ve sanat ne kadar iyi üretilebiliyorsa aslında toplum o derece zengin algılanıyor. O açıdan da biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanatı her yönüyle desteklemeyi görev addediyoruz. Sadece sanat üretimi değil, vatandaşlarımızın kültür ve sanata rahat erişimi de çok çok önemli" şeklinde konuştu. Kültür Yolu Festivalleri ile vatandaşların kültür ve sanata rahat ve kolay erişmesini amaçladıklarını belirten Ersoy, "Vatandaşın sanata erişimi yeterli değil. O yüzden kültür ve sanat üretimini artırmak istiyoruz. Kültür sanatın toplumun sadece bir kesiminin ilgilendiği bir etkinlik olmasının dışına çıkmasını, toplumun her kesimlerinin eriştiği bir alan olması için çabalıyoruz. Bu sergide anlamlı bulduğumuz, toplumda bilinirliği yüksek, toplumda yer etmiş kişilerin kültür sanat üretimindeki katkıları, kültür ve sanat üretiminde pay sahibi olmaları aslında sanatın popülaritesini artırıyor" ifadelerini kullandı. Serginin anlamının önemli olduğunu belirten Bakan Ersoy, “Serginizin anlamı da çok önemli. Ben de babamı kaybettim ama sizin gibi genç yaşta kaybetmedim. Genç kızlarımızın 18 yaşına girmeden önce babalarını kaybetmesinin nasıl bir duygu olduğunu, nasıl omuzlara yük getirdiğini kısmen de olsa anlayabiliyorum” diye konuştu. Sergide, tuval üzerine çeşitli malzemeler kullanılarak yapılan tablo ve heykellerden oluşan 40 eser sergileniyor. Sergi 25 Mayıs’a kadar açık olacak.