GÜNDEM - 29 Eylül 2017 Cuma 10:56

Arıcılar arılarını kışa hazırlamaya başladı

A
A
A
Arıcılar arılarını kışa hazırlamaya başladı

Eskişehir’de arıcılık yapan baba ve oğul, arılarının kış mevsiminde ölmemeleri, sağlıklı beslenebilmeleri ve rahat edebilmeleri için kış hazırlıklarına başladı.

Arıcılıkla uğraşan üreticiler soğuk havalarda kovanlarına çekilip çok az sıklıkla kovandan çıkan arılarının ölmemeleri ve sağlıklı bir şekilde yeni sezona ulaşabilmeleri için gereken hazırlıkları yapmaya başladı. Bu vesile ile yaz mevsiminin yavaş yavaş son bulması ve sonbaharın ardından kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte Eskişehir’in Sakintepe Mahallesi’nde arıcılık ile uğraşan baba ve oğul, arılarını kış mevsimine hazırlıyor.

Arıcılığı babası Yusuf Çengel’in yanında küçük yaşlarda öğrendiğini belirten Faruk Çengel, arıları kış mevsimine sokarken genç arıyla sokmaya dikkat ettiklerini söyledi ve yaptıkları hazırlıklardan bahsetti. Çengel, “Yaz aylarında arılarımız çalıştığı müddetçe ömürleri kısa olur. Takribi 40-45 gün ömürleri vardır. Kış aylarında ise arılarımız çalışmadığı için ömürleri uzun olur. Bu da kış boyunca 4 ile 6 ay arasında değişir. Buna istinaden yaptığımız çalışmalarda arılarımızı kışa sokarken genç arıyla sokmaya dikkat ederiz. Yaptığımız işlemlerden bazıları bire bir oranında dediğimiz şeker şerbeti vermektir.

Bu şerbeti az az ve sık aralıklarla verdiğimizde arılarımıza düzenli bir besin kaynağı olduğu için, yavru atımına devam etmektedir. Onun haricinde yaptığımız işlemlerden bazılarında ise arılarımızı köpükler vasıtası ile içerideki kovanı daraltmadır. Bunu da şöyle açıklayabiliriz. Bir ailede 4 odalı bir evi düşünürsek ısıtma giderlerini kısmak amaçlı 1-2 odasının kapatılması gibi düşünebiliriz. İşlemi yaparken kalın ve densi yüksek köpükler kullanırız. Arılarımız kemirmesin diye. Bir de giriş delikleri dediğimiz ön tarafta bulunan 20 santimetre uzunluğundaki deliklerimizi kısaltırız. Bunu da kış aylarında 1 çerçeveye 1 santimetre olarak düşünürüz. Arılarımızın ömrü çalıştığı müddetçe 45 gündür. Ömürleri tükenip nüfus azalımına gittiklerinde katlardan düşürürüz” ifadelerini kullandı.

“Rutubet arının en büyük düşmanıdır”

Üreticilerin arılarına kış bakımlarını yaparken rutubet konusunda dikkat etmeleri gerektiğini söyleyen arı işletmesi sahibi Faruk Çengel, “Kovanların uçuş deliklerine yaptığımız daraltmaları bez ya da beze benzer bir maddeden yapılmasın ki içerisine veya önüne yağan yağmuru içeriye alıp, kovanlarda rutubeti sağlamasınlar. Rutubet arının en büyük düşmanıdır kış aylarında” dedi.

“İşlemlerin en önemlisi varova ile mücadeledir”

Arıların kovanlarında yapılan hazırlıklardan en önemlisinin varova diye bir canlı ile olduğunu vurgulayan Çengel, “Son baharda yaptığımız işlemlerin en önemlisi varova dediğimiz zararlı ile mücadeledir. Genel anlamda varova 8 bacaklı olup, eklem bacaklara giriyor ve bu arının kanını emiyor. İlaçlamasında da şunu söyleyebiliriz. Çeşitli ilaçlar var. Asitler var. Yağlı şerit dediğimiz bizim kullandığımız bir ürün var. Bunların en uzun süreli kullanılanı yağlı şeritlerdir ve 45 günlük bir kullanımı vardır. En etkili gördüğümüz şuan bizim bölgemizde bu ilaçtır” diye konuştu.

“Rutubetten korktuğumuzdan ötürü çuval biraz daha rahat oluyor”

Kovanların üst kısımlarının örtülmesinde bez yerine çuval kullanılmasının rutubet konusunda daha etkin olacağını söyleyen Çengel, “Bizler bölgemiz itibari üzerine çuval koyuyoruz. Bu bez de olabilir. Ancak şuna dikkat edilmesi gerekiyor ki çuval biraz daha rahat oluyor. Dışarıya sarktığı kısımlardan içeriye su çekmez. Yine rutubetten korktuğumuzdan ötürü. Bez kullanılması çok daha iyidir. Ancak çok dikkat edilip kovan kapaklarından dışarıya taşmamasını tavsiye ederiz. Yağmur suyu, kar suyu herhangi bir şeyi içeriye çekmemesi adına” şeklinde konuştu.

“Kışa girdiğimizi düşündüğümüz anda şerbetimizi koyulaştırırız”

Arıları sonbahar ve kış mevsimlerinde nasıl beslendiklerini anlatan arıcı Faruk Çengel, “Sonbahar beslemesinde öncelikli olarak sıvı besinle başlarız. Bu besin bildiğimiz şeker ve sudan ibarettir. Dilersek içerisine vitamin takviyeleri koyabiliriz. Bunları neye bağlı olarak dersek de ana arının genç yavru yumurta atmasını istediğimizden dolayı. Yumurta eksikliğini gördüğümüzde K vitamini takviyesi yapabiliriz. Sonbahar döneminde havalar iyice soğuyana kadar yada soğuyacağını hissettiğimiz ana kadar bire bir yavru arttırmak amaçlı verdiğimiz şuruba devam ederiz. Soğumaya başlayacağını artık daha da kışa girdiğimizi düşündüğümüz anda şerbetimizi koyulaştırırız. İkiye bir oranında yani 2 şeker 1 sudan koyu şuruplar hazırlarız ve bununla da arılarımıza stok yaptırırız” dedi.

“En büyük yanlışımızdır”

Son olarak arıcıların yaptığı en büyük yanlışın soğuk dönemlerde arılara kek vermek olduğunu belirten Faruk Çengel, “Kek olayında da şunu söylemek gerekir. En önemli nokta. Kışın soğuk dönemlerde kek verilir. Aslında bu en büyük yanlışımızdır. Arıcılar olarak sonbaharda havalar soğumadan önce stok yaptırmalı ve kışın kek vermememiz gerekir. Arı bir kilogram keki tüketebilmesi için 6 kilogram su ihtiyacı duyar. Haliyle kışın su ihtimali doğduğunda dışarıya çıkmak isteyecektir. Dışarıya çıktığında da soğukta felç geçirerek ölümler başlar. Yani işçi arılarımızın kaybı olur. Bunu yapmamak adına beslememizi sonbaharda tamamlamamız gerekir. Onun haricinde beslemeyi tamamladıktan sonra herkesin kendi bulunduğu şehir itibari ile bölge konumu itibari ile mevsimine göre havaların ilk ısınmaya başladığında, hava sıcaklığı 14 derecenin üzerine çıktığında ilk beslememize yeniden başlarız. Bu ilkbahar dönemi içindir. Yani erken ilkbaharda arının uyanması adı altında” ifadelerini kullandı.

Çağatay Gür
 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Karatay Tabiat Mektebi eğitimlere başladı Konya’nın merkez Karatay İlçe Belediyesi tarafından, ilçede eğitim çağındaki çocukların okul dışı öğrenme ve tabiat sevgisine katkı yapmak amacıyla hayata geçirilen Karatay Tabiat Mektebi’nde eğitimler başladı. Karatay Şehir Parkı içerisinde kurulan Karatay Tabiat Mektebi’nde ilkokul ikinci sınıf öğrencileri, bir taraftan birçok atölye çalışmasıyla doğayı yeniden keşfederken diğer taraftan da eğlenceli bir şekilde eğitim hayatlarına katkı sunacak. Her yıl Karataylı bin 500 ilkokul 2. sınıf öğrencisi faydalanacak Karatay Tabiat Mektebi sayesinde her yıl ilçedeki 1500 ilkokul ikinci sınıf öğrencisi; kurulan atölyelerde tarım, hayvancılık, sıfır atık, çevre ve daha birçok konuda uygulamalı eğitimler ile etkinliklere katılacak. Karatay İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğiyle yürütülen eğitimler kapsamında Karatay Tabiat Mektebi’nde; ahşaptan oluşturulan 3 adet atölyede kil seramik yapımı, temel yaşam becerileri, kompost yapımı, atık malzemelerden organik kompost yapımı ve daha birçok etkinlik gerçekleştiriliyor. Proje kapsamında ayrıca; içerisinde midilli atları, tavşan, kedi, güvercin, tavuk ve horoz gibi hayvanların olduğu Hayvan Evleri ile çadırlar kuruldu. 3 katlı Gözlem Kulesi’ne çıkan minikler, doğal hayatı izleme fırsatı bulurken, 100 metrekarelik Labirent Oryantiring Parkuru’nda ise öğrenciler birçok eğlenceli etkinliğe katıldı. “Çocuklarımızın iyi yetişmesi önceliğimiz” Karatay Belediye Başkanı Hasan Kılca, çocukların eğitim hayatına önemli katkı sağlamasını hedefledikleri projenin Karatay’a hayırlı olmasını diledi. Başkan Hasan Kılca, “Karatay Belediyesi olarak eğitime yönelik yatırımlarımıza devam ediyoruz. Bu çerçevede çocuklarımızın eğitimi ve geleceğe hazırlanmaları bağlamında milli eğitim müdürlüğümüze önemli destekler veriyoruz. Karatay Şehir Parkımızın içerisine Karatay Tabiat Mektebi’mizi kurduk ve eğitimlerimize başladık. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğümüzle birlikte yürüttüğümüz projemizle her yıl ortalama bin 500’ün üzerinde ilkokul ikinci sınıf öğrencimizi buraya getirip öğrencilerimize uygulamalı ve teorik eğitimler verilecek. Çocuklarımız, oluşturduğumuz atölye ve alanlarda hem doğayla, toprakla, canlılarla iç içe olacaklar hem de birçok atölye çalışmalarıyla okullarında gördükleri eğitimlerini pekiştirmiş oluyorlar. Öğrencilerimizin doğayla buluştuğu, doğada yaşayarak güven elde ettiği, el becerilerinin, kişisel, sosyal ve duygusal becerilerinin geliştiği, birlikte iş yapabilme yeteneğinin güçlendiği bir ortam sunmuş olduk. Karatay Tabiat Mektebi’mizi bu çerçevede, geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızın okul dışı öğrenme bağlamında önemli görüyoruz. Karatay Tabiat Mektebi’miz ilçemize, Konya’mıza ve çocuklarımıza hayırlı olsun” ifadelerini kullandı.
Adana Diyetisyen Özbay: "Güne kahvaltı ile başlayanlar kendini daha mutlu hissediyor" Kahvaltı yapılmadığında gün içerisinde yorgunluk, halsizlik, baş ağrısı, dikkat eksikliği gibi sorunlar yaşanabildiğini söyleyen Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “Fiziksel sağlığımız ve ruhsal sağlığımız bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz. Kahvaltı ise bizi güne hazırlayarak mutlu hissetmemize yardımcı olur” diyerek sağlıklı bir kahvaltı için önerilerde bulundu. Akşam yemeği ile sabah arasında yaklaşık 8-10 saatlik bir süre geçer ve bu süre içinde vücut, besinlerden elde ettiği tüm enerjiyi kullanır. Sabah uyandıktan sonraki 2 saat içerisinde yapılacak bir kahvaltı sayesinde hem metabolizma için gerekli enerji elde edilir hem de günün büyük kısmını daha tok bir şekilde geçirebilmemiz sağlanmış olur. Medline Adana Hastanesi’nden Klinik Diyetisyen Duygu Özbay, “Fiziksel sağlığımız ve ruhsal sağlığımız bir bütünün ayrılmaz parçasıdır. Bu yüzden fizyolojimiz ne kadar sağlıklı ise ruhsal açıdan da o kadar sağlıklı oluruz. Kahvaltı ise bizi güne hazırlayarak mutlu hissetmemize yardımcı olur” diyerek sağlıklı bir kahvaltı için önerilerde bulundu: "Güne kahvaltı ile başlayın Beynimiz açken ya da doyduğumuzda sinyaller göndererek bizi uyarır. Karnımız doyduğunda beynimize gelen sinyaller ile fizyolojik durumumuzun yanı sıra ruhsal durumumuzda değişir. Yapılan bazı araştırmalar gösteriyor ki güne kahvaltı yaparak başlayan kişiler kendilerini daha mutlu ve enerjik hissederken, güne kahvaltı ile başlamayan bireyler daha negatif ve yorgun hissediyorlar. Bu nedenle güne sağlıklı bir kahvaltı ile başlamak büyük önem kazanıyor. Ne yediğinize dikkat edin Kahvaltı kadar kahvaltıda ne tüketildiği de önemlidir. Bu nedenle zeytin, peynir, yumurta ve bal gibi klasik bir kahvaltıda olmazsa olmaz besinlerin yanı sıra söğüş domates, salatalık, yeşil biber türü sebzelere de kahvaltı sofralarında bolca yer vermek önem kazanıyor. Ekmek olarak ise 1-2 dilim tam tahıllı ürünler tercih ederken, kızartmalardan ve salam, sosis, sucuk gibi katkı maddesi içeren işlenmiş gıdaların tüketiminden ise kaçınmak gerekiyor. Hazır besinlerden uzak durun Günümüzde özellikle çalışanlar ve öğrenciler kahvaltı için tercihlerini genellikle pratik olması bakımından poğaça, simit, börek, tost gibi yağ ve karbonhidrat yönünden zengin besinlerden yana kullanıyorlar. Ancak bu tür besinler kilo alımını ve mide rahatsızlıklarını tetikliyor. Bu nedenle sabahları bütün besin gruplarının yer aldığı Türk tipi kahvaltıyı tercih etmek önem kazanıyor. Çayı limonla birlikte tüketin Adet olduğu üzere sabah kahvaltı sırasında içilen siyah çay, birlikte tüketilen diğer besinlerde bulunan faydalı maddelerin metabolizma tarafından kullanımını olumsuz etkiliyor. Bundan dolayı eğer mutlaka çay içmek isteniyorsa bu çayın çok açık ve içine limon dilimi eklenmiş bir çay olması gerekiyor. Hazır ve taze sıkılmış meyve sularından ise içerdikleri yüksek şeker miktarı nedeniyle uzak durulmalı. Çünkü bu içeceklerin kahvaltıda tüketilmesi, bireylerde kan şekerini ve insülini çok fazla yükselterek insülin direncinin gelişmesine kapı aralayabiliyor. Formda kalmak için kahvaltı şart Sanılanın aksine sabah kahvaltısı yapmadan güne başlayanlar için formda kalmak daha zor oluyor. Çünkü akşam yemeği ile kahvaltı arasında oldukça uzun bir süre bulunuyor ve bu zaman zarfında vücut, gün içerisinde aldığı besin ögelerinin tümünü kullanırken metabolizma da oldukça yavaşlıyor. Güne erkenden ve dengeli bir kahvaltıyla başlamak ise hem metabolizmayı diğer öğüne doğru bir miktar tok tutuyor hem de yeni gün için hızlandırarak formda kalmaya yardımcı oluyor."
Erzurum ETSO’nun Mart ayı Meclis Toplantısı yapıldı Erzurum Ticaret ve Sanayi Odası’nın (ETSO) Mart Ayı Meclis Toplantısı, Meclis Başkanı Gökhan Yılmaz başkanlığında gerçekleştirildi. ETSO Meclis Salonu’nda düzenlenen toplantı, saygı duruşunun ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Toplantıda daha sonra ETSO’nun Şubat Ayı Mizan ve Bütçe İzleme Raporu görüşülerek onaylandı. Sonrasında, Yönetim Kurulu Başkanı ve TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Saim Özakalın, yönetim kurulunun Mart ayı faaliyetleri hakkında Meclis üyelerini bilgilendirdi. Özakalın konuşmasının başında, ETSO’nun sosyal sorumluluk anlayışıyla ramazan ayında il genelinde 3 bin ihtiyaçlı aileye ramazan yardımı ulaştırdığını ifade ederek, “Bu yılki Ramazan yardımlarımıza katkıda bulunan Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimize (TOBB) ve hayırsever Erzurumlu iş insanlarımıza desteklerinden dolayı müteşekkiriz. Ayrıca yardımların ihtiyaçlı ailelerimize ulaştırılmasını sağlayan Yönetim Kurulu, Meclis ve Meslek Komitelerimizin üyeleri ile Oda personelimize özenli ve özverili çalışmaları sebebiyle teşekkür ederim” dedi. Başkan Özakalın konuşmasında daha sonra ay boyunca yürütülen diğer faaliyetlerle ilgili Meclis’e bilgi sundu. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın ETSO’yu ziyaretinde gerçekleştirilen toplantının değerlendirmesini yapan Özakalın ayrıca, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz’ın iştirakiyle TOBB’da gerçekleştirilen, ‘TOBB Türkiye Sektörel Ekonomi Şurası’, Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in katılımıyla yine TOBB’da düzenlenen, ‘Oda/Borsa Başkanları İstişare Toplantısı’, ETSO’nun, ‘2025 Turizm Başkenti Erzurum’ etkinliklerine sunacağı katkılar, İl Genç ve İl Kadın Girişimciler Kurullarının yürüttüğü çalışmalar ve 3. Erzurum Çalıştayı Paydaş Toplantıları gibi konularda Meclis üyelerini bilgilendirdi. ETSO Meclisi’nin Mart ayı toplantısı, Meclis üyelerinin dilek ve temenniler kısmında yaptığı konuşmaların ardından sona erdi.
İstanbul İmamoğlu, Balıkçı Kenan’ı ablukaya aldı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun arazisini istediğini vermeyince de baskı yaptığını öne süren balıkçı Kenan’a baskılar devam ediyor. İmamoğlu aleyhinde açıkmalarının ardından işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alınan balıkçı Kenan direnmeye devam ediyor. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi Kurucusu Kenan Balcı, “Gece geliyorlar, gündüz geliyorlar. Arsamızı elimizden alıp işletmemizi mühürlemek istiyorlar” dedi. Türkiye Deniz Canlıları Müzesi’nin de bulunduğu Beylikdüzü Balıkçı Kenan Tesisleri sahibi balıkçı Kenan Balcı İmamoğlu aleyhinde yapmış olduğu açıklamalar sonrasında işletmesi zabıtalar tarafından ablukaya alındı ve mühürlenmek istendi. Evraklarının tam ve eksiksiz olduğunu belirten tesis sahibi Balıkçı Kenan Balcı, "İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun talimatıyla işletme adeta abluka altına alındı. 150 bin lira olan arazimize 1500 lira verip almaya çalışıyorlar" dedi. Zabıta ekiplerine direnen Kenan Balcı, “Ben 15 yıldır Anadolu Caddesi üzerinde, 50 yıldır da esnaflık yapıyorum. Böyle bir şey ilk defa gördüm. Zabıta ekipleri talimatla işletmemizi mühürlemeye geliyorlar. Bizlere de ’bu mühür sembolik’ diye ifadelerde bulunuyorlar. Gündüz ayrı ekip, gece ayrı ekip geliyor. zabıta ekipleri işlerini bırakmışlar, Balıkçı Kenan Tesisleri’ni ablukaya almışlar. Gündüz zabıta ekip araçlarla geliyorlar. Gecede vinçlerle. Bizim arazimizi, işletmemizi elimizden almak için her yolu deniyorlar” ifadelerini kullandı. "Ben bir esnaf olarak kazanımlarımı korumak amaçlı çıktığım bu yolda her geçen gün yeni bir zulümle karşı karşıya kalıyorum" ifadelerini kullanan Balcı, “50 yıldır balıkçıyım. Esnaflık yapıyorum. İmamoğlu tarafından yaklaşık 5 yıl önce kendi tapulu arazimden bir kısmını hediye etmem istendi. Ben bu isteği reddettim. Ondan sonra isteklerini yerine getirmediğim için kapsamlı olarak yıpratma ve yıldırma kampanyası başlattılar. Kendi tapulu arazime el koydular. Metrekaresi 150 bin lira olan arazimin metrekaresini bin 500 liraya almaya çalıştılar. Biz sesimizi yükselttikçe, itiraz ettikçe onlar daha çok üstümüze gelmeye başladılar” dedi. "Paradan kuleler yapan İmamoğlu ve ekibi istediklerine ulaşamayınca zulmün dozunu artırmaya başladı" diyen Balcı, “30 yıldır bu bölgede balıkçılık yapıyorum. Ruhsatımı kendisi verdi. Ama şimdi beni ruhsatsız balık satmakla suçluyor. Ruhsatsız olduğu gerekçesiyle işyerimi kapatmak istiyor. Bu dükkanım tam 15 yıldır aynı yerde faaliyet göstermekte. 15 yıldır sorunsuz bir şekilde çalışan işyerimi istediklerini yapmadığım için ruhsatsızdır diye ilan edip kapatmak istiyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar burada balık satmaya devam edeceğiz. Arazimi, işyerimi İmamoğlu’na yem etmeyeceğim. Bu arazimin tapularını pankart yapıp suratlarına çarpıyorum” diye konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’dan yardım isteyen Balıkçı Kenan Balcı, “Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’a seslenmek istiyorum. Erdoğan sevdalısı esnaf olarak başımıza bu işleri açan, bize çökmeye çalışan, paradan yeni kuleler yapmak isteyen, İmamoğlu ve ekibine karşı bizi koruyun. Adaletin sağlanmasına vesile olun. Hz Ömer adaletinin temsilcisi sayın Cumhurbaşkanımızdan bunu talep ediyorum. Lütfen zulme karşı yanımızda olun” ifadelerini kullandı.
Ankara MHP’li Yalçın: “Ekrem İmamoğlu CHP’den çok Kandil’in, PKK’nın siyasi acentesinin adayı konumundadır” Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Semih Yalçın, “Ekrem İmamoğlu CHP’den çok Kandil’in, PKK’nın siyasi acentesinin adayı konumundadır” dedi. Yalçın, 3 gün sonra yapılacak olan 31 Mart Mahalli İdareler Seçimleri’ne ilişkin yazılı açıklamada bulundu. Yalçın, MHP olarak toplumda ağır basan siyasi eğilimin demokratik tercihe hürriyet, barış ve meşruiyet içinde yansımasının vazgeçilmez öncelikleri olduğunu ifade ederek, hiçbir caydırıcı unsurun, vesayetin, baskı unsurunun milli irade önüne çıkmasına tahammülü olmadıklarını kaydetti. Yalçın, paylaşım ve bölücülük hedefleyen hiçbir kurumun, kuruluşun veya odağın Türk siyasetine hakim olmasına müsaade edilmeyeceğini vurguladı. “‘Al takke ver külah’, ‘Al papazı ver kızı’ diyerek belediye başkanlıklarını paylaşanları ibretle seyretmekteyiz” AK Parti ile MHP’yi Cumhur İttifakı bünyesinde birleştiren ve Türkiye Yüzyılı ortak hedefinde buluşturan unsurun aynı milli miras olduğunun altını çizen Yalçın, “Hal böyle iken yerel seçimler dolayısıyla bazı siyasi parti ve ahfillerde bölücülerle ‘Al takke ver külah’, ‘Al papazı ver kızı’ diyerek belediye başkanlıkları ve belediye meclis üyelikleri paylaşanları milletimizle birlikte ibretle seyretmekteyiz” ifadelerini kullandı. “Bunlar, mübarek Ramazan ayına rağmen iştiha ve ihtiraslarına gem vurmamıştır” CHP’nin Cumhur İttifakı’nın sözcülerine ve temsilcilerine laf yetiştirerek açığa düşmeme çabası içerisinde olduğunu kaydeden Yalçın, sözlerine şöyle devam etti: “Diğer yandan da mukadderatını bağladığı bölücü terör örgütünün siyasi kanadına çıtını çıkaran partililerle belediye başkanı adaylarına ayar vermekle meşguldür. Bunlar, mübarek Ramazan ayına rağmen iştiha ve ihtiraslarına gem vurmamıştır.” “Ekrem İmamoğlu CHP’den çok Kandil’in, PKK’nın siyasi acentesinin adayı konumundadır” Yerel seçimler dolayısıyla başta İstanbul ve Ankara olmak üzere mega kentler üzerinden deveran eden siyasi atışmaların daha çok öne çıktığına dikkati çeken Yalçın, “Mesela İstanbul’da kazanması için tavşan adaylarla halkın aldatılmaya çalışıldığı ve bölücü terör örgütünün açıkça destek verdiği Ekrem İmamoğlu, AK Partili belediyenin başlatıp hükümetin destek verdiği bütün projeleri sahiplenmiş durumdadır. İmamoğlu, bu arada PKK’nın siyasi kanadının tam desteğini almak için çırpınmakta, bu yüzden DEM Parti’yi eleştirmeye kalkan CHP’lileri tehdit edip, onlara hışımla parmak sallamaktadır. Ekrem İmamoğlu CHP’den çok Kandil’in, PKK’nın siyasi acentesinin adayı konumundadır. CHP DEM’le eklemlenip artık CH(P)KK adını almış, Ekrem İmamoğlu da Ek-DEM İmamoğlu olmuştur” dedi. “Artık istikametini yitirmiş olan CHP’nin yeni siyasi kıblesi de Kandil’dir” “İmamoğlu’nun belediyecilikte parmak ısırtan inşa ve kentsel dönüşüm hizmetlerinin son evresi ise balya balya para kulesidir” diyen Yalçın, “PKK yalnızca terör örgütünün kısaltması değildir. Bu baş harflerin CHP zaviyesinden bir başka açılımı da para kulesi kepazeliğidir. Artık istikametini yitirmiş olan CHP’nin yeni siyasi kıblesi de Kandil’dir. CHP, güneşi zapt etme iddiasından vazgeçip Kandil’in kör ışığına fit olmuştur” ifadelerini kullandı. “Ankara’da geçen 5 yılda sorunlar çözülmemiştir” Ankara’da halkın gözünün boyanmaya çalışılarak şarlatan belediyecilik sergilendiğini kaydeden Yalçın, “Geçen beş yılda başkentte özgün projelerle bir santimetre bile metro inşa edilmemiş, hiçbir büyük altyapı sorunu çözülmemiştir. Ancak önceki dönemde başlayıp sürdürülen projelere çullanılmıştır” dedi. “Milletin umudu Cumhur İttifakı’nın adaylarında ve göz dolduran projelerinde” Milletin umudunun Cumhur İttifakı adaylarında ve göz dolduran projelerinde olduğunu belirten Yalçın, “İstanbul’da devasa projeler ve muhteşem dönüşüm planlarıyla halkın karşısına çıkan Murat Kurum ile Ankara’da başkente yakışır çok sayıda projeyle parlayan Turgut Altınok, AK Parti’nin ve Cumhur İttifakı’nın adayları olarak iki büyük ilimizdeki seçmen çoğunluğunun radarındadır” açıklamasında bulundu.