POLİTİKA - 28 Temmuz 2014 Pazartesi 15:33

Arınç ahlaki çöküntüye isyan etti

A
A
A
Arınç ahlaki çöküntüye isyan etti

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç gençlik dizisi hazırlayan birkaç özel televizyonun Türk toplumunun ahlakını çökertmekle kendisini vazifeli hissettiğini belirtti.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç gençlik dizisi hazırlayan birkaç özel televizyonun Türk toplumunun ahlakını çökertmekle kendisini vazifeli hissettiğini belirterek, "Bunların yaptığı tek iş gençlik dizileri hazırlamaktır. Bu gençlik dizileri 13-20 yaş gençlerin sadece sekse bağımlı olarak yetişmelerini sağlıyor. Bu televizyonların 7 sülalesini biliyoruz" dedi. 

Bursa'da partisinin bayramlaşma töreninde konuşan Bülent Arınç, Türkiye'de son zamanlarda bir ahlaki çöküntü yaşandığını, hükümet olarak bazı tedbirleri aldıklarını kaydetti. İnsanların çok şiddetli tepki vermeye başladığını hatırlatan Arınç, "Birisi "höt dese silah bıçak. Biz böyle bir toplum değildik. Bonzai veya benzerleri alıcı müşteri buluyor. Bazı alçaklar bunu pazarlıyorlar. Gençleri özellikle alıştırıyorlar. O suretle gençleri, neslimizi çökertmek istiyorlar. Ahlaksızlık, fuhuş bir bataklık haline geliyor. Çocuklarımız gençlerimiz cinsel yönelimlerinde çok kötü noktalara gidiyorlar. Türkiye'de öyle bir uyanış varki, eskiden buluğ yaşı yani akıl baliğ olmak gençler için ergenlik yaşı çok küçüldü. Bu kızlarda neredeyse 9-10, erkeklerde 11-12 yaşına kadar küçüldü. Bunun neticesinde bu cinsel yönelimleri sürekli teşvik eden, bir kısmı sanal dünyada internette, bir kısmı malesef televizyonlarda, gazetelerin magazin sutunlarında, bir kısmı üniversiteler başta eğitim alanında gençlerin bu heyecan bu heveslerini kötüye kullananlar var. Arkadaşlar biz karısını kırk yerinden bıçakladıktan sonra sokak ortasında bırakan bir ahlaksız kocayı duymamıştık. Sevdiğini bırakan, üstünden taksisiyle geçen edepsiz vicdansızları hiç duymamıştık. Çocuklarının önünde cinayet işleyen vicdansızları duymamıştık. Sayıları az belki ama niye oluyor. Olmaması lazım. Biz çok iyi toplumduk. Bu ayrık otları nasıl yetişti? Bunlara dikkat etmemiz lazım. Biz devlet olarak Anayasının verdiği bazı görevler var. Gençliğin ailenin korunması. Bu konuda çalışmalar yapıyor, önce kendimizi sorumlu tutuyoruz. Kurumlar biraraya geliyorlar. Gençlik ve aileyi kötü gidişattan korumak için çok şeyler yapıyoruz. Kötüye gidiş durmuyor. Esas yapmamız gereken; anne babaların, eşlerin çocukların abi, ablaların iyi örnek olmasıdır. Onları iyi yetiştirmeliyiz. Mallar ve evlatlar bizim için evlatlarsa çocuklarımızın iyi yetişmesinde de sorumluyuz. Ne olur anneler babalar onların her istediklerini meşru gayrimeşru her istediklerini olağan karşılamayalım. Nasihat edelim. Onlarda da olsun ama kötü arkadaşlıklar kurmasınlar, kötü yerlere gitmesinler, güzel sohbet, güzel kitaplarla güzel eğitimle başbaşa kalsınlar" dedi.

Çocukların bir ülkenin geleceği olduğunu belirten Arınç sözlerini şöyle sürdürdü: "Onlar yarım yamalak yetişirse biz bu ülkenin geleceğinden nasıl sorumlu oluruz. Bir kaç özel televizyon var. Bunların yaptıkları tek iş gençlik dizileri hazırlamaktır. Bu gençlik dizileri 13-20 yaş gençlerin; lise, orta okul, üniversite hayatında sadece sekse bağımlı olarak yetişmesidir. Sadece isimlerini vermiyorum. Ama 7 sülalesini biliyoruz. Bunlar bu toplumu çökertmekle vazifeli bir iş yaptığını zannederken, çocukların kıyafetlerinden, konuşmalarından, anne babalarıyla, arkadaşlarıyla olan ilişkilerine kadar bunu bozmaya çalışan ve bunu maksatlı olarak yapanlar vardır. Gladstone diye İngiltere'de Müstemlekeler Bakanı vardı. Osmanlı'nın son zamanında sömürgeler uyanıyor. Ne yapmalıyızki islamdaki bu yükseliş canlanışı önleyelim. Pakistan ve Hindistan elden gidiyor. Herkes 10 sebep saymış. Gladstone, "Bu söylediklerinizin hiç bir faydası yok. Müslümanlar Kuran'a bağlıdırlar. Siz onların Kuranla bağını keseceksiniz. Bu Kuran'ı onların evinden almadığımız müddetçe onlara gerçekte hakim olamayız" diyor. Kuran müslümanların elinden alınacak. Yani ona uzak tutulacak. Ona yabancı olacak. Onun içinde yazanlarla amel edilmeyecek. Kuran öksüz bırakılacak. Türkiye ve Ortadoğu için de geçerli. Her yerde bu sistem uygulandı. Bizler de Kuran'ı içindeki hükümleri hadislerle okumalıyız. Çok güzel kitaplar çıkıyor. İnsanın cebinde taşıyabileceği çok güzel kitaplar çıkıyor. Bunları okumalıyız. Kuran'ı yeniden keşfetmemiz lazım. Ahlaken bir geriye gidiş var. Değerlerimize yabancılaştık" 

,BURAK TÜRKER - OSMAN AKIN

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul İmrahor İlyas Bey Camii’ne uzay kafes: 100 yıl sonra üstü kapatılacak Geçmişi Ayasofya Camii’nden 100 yıl eskiye dayanan İmrahor İlyas Bey Camii’nde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları devam ediyor. Tarihte geçirdiği çeşitli badirelerden dolayı üst yapısı ve ahşap bölümleri yok olan İmrahor İlyas Bey Camii’nde kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı hakkında bilgi veren Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “Doğal çevreden etkilenmemesi adına geçici çatı kurma fikrimiz ortaya çıktı. 100 yılı aşkındır doğal çevreden etkileniyordu. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” dedi. Restorasyonu tamamlandıktan sonra ibadete açılacak olan tarihi camideki çalışmalar havadan görüntülendi. Ayasofya-i Kebir Camii Şerifi’nden 100 yıl daha öncesine tarihlenen ve 5. yüzyılda inşa edilen İmrahor İlyas Bey Camii diğer adıyla Studios Manastırı, İstanbul’daki en eski dini yapı olarak biliniyor. Bizans döneminde kilise olarak kullanılan yapı, İstanbul’un fethinden sonra camiye dönüştürüldü. 2. Beyazıt döneminde, İmrahor İlyas Bey tarafından camiye dönüştürülen yapı tarihte birçok badire atlattı. En büyük hasarı Latin istilasında gören tarihi cami, 1894 depreminden de etkilendi. Sultan 3. Selim döneminde onarılan İmrahor İlyas Bey Camii’nin, 1900’lü yılların başında önce yangın daha sonra da yağmurdan dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap bölümü çöktü. 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasıyla beraber İmrahor İlyas Bey Camii kedi haline terk edildi. 1934 yılında Ayasofya Camii, müzeye çevrilince tarihi yapı müzeye devredildi. 1954-1955 yıllarında bir onarım geçiren İmrahor İlyas Bey Camii, yaklaşık 100 yıl atıl kaldıktan sonra 2012 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleşti. İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyonu için hazırlanan projeler 2019 yılında Koruma Kurulu tarafından kabul edildi. Tarihi camide restorasyon devam ediyor Onaylanan projeler çerçevesinde 2023 yılında başlatılan restorasyon çalışmaları sürüyor. Tarihi camide çevre temizliği gerçekleştirildi. Çeşitli badirelerden dolayı 100 yıldır üstü açık olan İmrahor İlyas Bey Camii’ni korumak adına Uzay Kafes Sitem Geçici Çatı kurulumu devam ediyor. Çatının kurulumunda tarihi camide bulunan opus sectila döşemelerin zarar görmemesi için, döşemeler kum torbalarıyla korumaya alındı. Geçici çatının tamamlanmasından sonra tekke binasında itinalı söküm gerçekleştirilecek. Ayrıca tarihi camide, kuzey bölümdeki üst galeriyi taşıyan sütunlar bulunurken güney bölümündekiler yok oldu. Güney bölümündeki sütunlarda aslına uygun restore edilecek olan İmrahor İlyas Bey Camii, çalışmaların tamamlanmasının ardından ibadete açılacak. Öte yandan tarihi camide kurulan Uzay Kafes Sistem Geçici Çatı havadan görüntülendi. “Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz” İmrahor İlyas Bey Camii’nin tarihi hakkında konuşan Vakıflar İstanbul 1. Bölge Müdürlüğü Sanat Eserleri ve Yapı İşleri Şube Müdürü Feyyaz Fidan, “İmrahor İlyas Bey Camii’nin inşasını Semavi Eyice ve Müller Wiener gibi uzmanlardan edindiğimiz bilgiye göre, 5. yüzyılda inşa edildi. Dolayısıyla Ayasofya Camii’nden yaklaşık 100 yıl önce inşa edildiğini söyleyebiliriz. İstanbul’daki en eski dini yapı olarak ifade edebiliriz. İlk inşa edildiğinde ‘Studios Manastırı’ yapılıyor. İstanbul’un fethine kadar da manastır olarak işlev görüyor. Fetihten sonra 2. Beyazıt döneminde Mirahor İlyas Bey tarafından camiye ve tekkeye çevriliyor. İmrahor İlyas Bey’den bahsetmek gerekirse, 2. Beyazıt devrinde sarayda ahırların, en başındaki kişi. İmrahor İlyas Bey Camii, cami ve tekkeye çevrildikten sonraki ilk şeyhi de burada metfun bulunuyor” ifadelerini kullandı. “Yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboldu” Tarihî süreçte İmrahor İlyas Bey Camii’nin birçok badireler atlattığını ifade eden Feyyaz Fidan, “Depremler ve yangınlar görüyor. En büyük tahribatı ama Latin istilasında gördüğünü ifade edebiliriz. Ardından 1894 depreminde bir hasar görüyor. 3. Selim devrinde Hassa baş Mimarı tarafından onarıldığını biliyoruz. 1900’lü yılların başlarına geldiğinde ise önce yangın ve doğal etkilerden dolayı bütün üst örtüsü ve ahşap elemanları kayboluyor. 1925’de tekke ve zaviyelerin kapatılması kanunuyla kullanıma kapatılıyor. 1934 yılında ise Ayasofya Camii’nin müzeye çevrilmesiyle, müzeye devrediliyor. 1954-55 yıllarında bir onarım geçiriyor. Daha sonra 2012 Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü’ne devri gerçekleştiriliyor. Bu süreçte tabi biz projelendirme çalışmalarına başladık. Böyle bir yapının projelendirmesi de çok detaylı bir iş oluyor. İskeleler kuruyoruz, araştırma çukurları açıyoruz ve nihayetinde 2019 yılında restorasyon projelerini Koruma Kurulu tarafına onaylatıyoruz. 2023 yılının başında Kültür ve Turizm Bakanlığı Vakıflar Genel Müdürlüğü ile İstanbul Valiliği koordinasyonuyla restorasyon çalışmalarına başladık. Bu kapsamda, öncelikle çevre temizliği ve yüzeysel bitki temizliği yapıldı. Ardından buranın doğal çevreden etkilenmemesi adına çünkü 100 yılı aşkındır doğal şartlardan etkileniyordu, bir geçici çatı kurma fikrimiz oldu. Uzay kafes sistem geçici çatı yapılması bilim kurulumuzda onaylandı. Koruma Kurulu tarafından da onaylandı. Bu onaylardan sonra ancak bu sistemi kurmaya başladık. Tabi bu sistem böyle bir açıklıktaki yapı için modüler ve hafif olması açısından bizim tercih sebebimiz oldu” şeklinde konuştu. “Üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” Restorasyonun tamamlanmasının ardından İmrahor İlyas Bey Camii’nin ibadete açılacağını belirten Fidan, “Şuna temas etmek lazım; Harim de opus sectila denen döşemelere özellikle önem atfediliyor. Bu tabii yalnızca İstanbul’un, Türkiye’nin kültürel mirası değil, dünyanın kültürel mirası olarak görebiliriz. Opus sectila döşeme sistemi de yapıldığı dönemde birçok şehirden gelen taşların geometrik düzen içerisinde döşenmesi. Bunu Ayasofya Camii’nde de görüyoruz. Geçici çatı yapılırken, opus sectilanın kötü etkilenmemesi, herhangi bir düşmeye maruz kalmaması adına kum çuvallarıyla koruma yapıldı. Bunun dışında geçici çatı yapılmasından sonra restorasyon ve konservasyon çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Tekke binasının itinalı sökümünü yapacağız. Yapıda muhtes olan önceki onarımlarda çimento harçlı sıvalar yapıdan uzaklaştırılacak. Bundan sonra da İmrahor İlyas Bey Camii’nin restorasyon çalışmalarını tamamlayarak cami olarak ibadete açılmasını hedefliyoruz. İmrahor İlyas Bey Camii özgününde yan nefler ve galeri katı da bulunuyordu. Yan neflerden kuzeyde bulunan sütunlar, üst galeriyi taşıyan sütunlardı bunlar günümüze kadar ulaştı fakat güney yönündeki sütunlar günümüze ulaşamadı. Tabii restorasyon kapsamında bunlarında ihyası gündeme gelecek. Bunları da yapıp üst galeriyi tamamlayarak burayı ibadete açacağız” diye konuştu.
Kocaeli Sosyal medya tartışması cinayetle bitti: Maskelerle kahveyi taradılar Kocaeli’nin Darıca ilçesinde sosyal medyada başlayan tartışma cinayetle sona erdi. Kar maskeleri ile kahvehane basan iki kişi, 19 yaşındaki Arda Yücel Ekşioğlu’nu öldürdü. Olayın ardından 8 kişi gözaltına alındı. Olay, 12 Nisan günü İstasyon caddesi üzerinde bulunan kahvehanede meydana geldi. İddiaya göre Arda Yücel Ekşioğlu ile Y.T. sosyal medya üzerinden tartıştı. Olayın büyümesi üzerine karşı taraf harekete geçti. Kar maskeleri ile geldiler 17 yaşındaki C.Ş. ile Y.T. kar maskelerini takarak, çalıntı motosiklet ile Arda Yücel Ekşioğlu’nun bulunduğu kahvehaneye geldi. Silahı çeken Y.T. kahvehaneye ateş etti. 8 kurşunun isabet ettiği kahvehanede Arda Yücel Ekşioğlu hayatını kaybetti. Olayın ardından iki zanlı kaçarak bölgeden uzaklaştı. Cinayetin ardından Kocaeli Emniyet Müdürlüğü cinayet büro ekipleri harekete geçti. Soruşturmayı derinleştiren ekipler, iki zanlının şehir dışına kaçtığı belirledi. Teknik ve fiziki takibin ardından cinayet zanlısı Y.T. Mersin’de, motosiklet sürücüsü C.Ç. Sakarya’da yakalandı. İki zanlının kaçmasına yardım ettikleri iddia edilen R.Ç., İ.A., M.İ.A., E.Ö., İ.K.T İstanbul, Sakarya, Mersin ve Kocaeli’de düzenlenen operasyonda yakalandı. A.Ö. ise polis ekiplerinin rutin kontrolleri sırasında gözaltına alındı. Yakalanan 8 zanlı adliyeye sevk edildi.