SAĞLIK - 16 Mart 2018 Cuma 03:20

Aşırı terlemeye kalıcı çözüm YDÜ Hastanesinde

A
A
A
Aşırı terlemeye kalıcı çözüm YDÜ Hastanesinde

Yaz aylarının yaklaşmasıyla havaların ısınma başlayacağı günlerde genelde sıcak ülkelerde sık görülen ve tıp dilinde hiperhidroz adı verilen aşırı terleme hastalığına Klipsli ETS yöntemi ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı tarafından kalıcı tedavi uygulanıyor.

Aşırı terleme ve vücutta kızarıklık şikâyetleri ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne başvuran 28 yaşındaki Sercan Şahin’e, Göğüs Cerrahisi Anabilim Dalı tarafından uygulanan kan testleri ve radyolojik tetkikler sonucunda Hiperhidroz teşhisi kondu. Hasta, Doç. Dr. Ekrem Şentürk tarafından 30 dakikalık sürede uygulanan Klipsli ETS Yöntemi ile tüm şikâyetlerinden kurtularak sağlığına kavuştu.

Doç. Dr. Ekrem Şentürk; “Aşırı terleme ve ciltte kızarıklık şikâyetiniz varsa hastanemize başvurun”

Genellikle 20’li yaşların başında ortaya çıkan ve vücudun belirli bölümlerindeki ter bezlerinin aşırı çalışması olan fokal hiperhidroz ve tedavi yöntemi ile ilgili açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ekrem Şentürk, halk arasında aşırı terlemenin kişiler tarafından hastalık olarak algılanmadığını, bu yüzden de hastaların bir sağlık merkezine başvurma düşüncesi taşımadığını belirtti. Vücudunun genelinde veya avuç içi, koltuk altı ve yüz gibi bölgesel olarak aşırı terleme ve ciltte kızarıklık şikâyetleri gelişen kişilerin, mutlaka bir göğüs cerrahisi uzmanına başvurması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ekrem Şentürk, aşırı terleme hastalığı olan hiperhidrozun birçok tedavi yönteminin bulunduğunu, ancak en etkili ve kalıcı çözümün Klipsli ETS yöntemi olduğunu, uygulanan hastaların bir daha aşırı terleme sorunu ile karşı karşıya kalmadığını belirtti.

Klipsli ETS yöntemi nedir?

Klipsli ETS yöntemi genel anestezi altında, göğüs boşluğunda bulunan sempatik sinirlere ulaşmak için koltuk altından girilerek gerçekleştirilen cerrahi bir yöntemdir. Bu yöntemde her iki koltuk altında açılan yaklaşık 1 cm’lik kesilerin birinden, yaklaşık 4 mm çaplı kamera ilerletilerek içerinin aydınlatılması ile görüntülerin monitör edilmesi sağlanır. Diğer koltuk altından ise monitördeki görüntülere bakılarak özel klips uygulayıcı ilerletilir. Cerrahi süresi yaklaşık 25 – 30 dakika arası olan bu yöntem, hastaların hastaneden aynı gün taburcu olabilecekleri bir işlemdir.

Klipsli ETS’nin kalıcı bir tedavi yöntemi olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ekrem Şentürk, hastaların bu yöntem uygulandıktan sonra çok az ağrı hissettiğini, bunların da ağrı kesicilerle kolayca kontrol altına alınabildiğini belirtti.

Doç. Dr. Ekrem Şentürk; “Aşırı terleme, psikolojik ve biyolojik açıdan birçok sorunu beraberinde getiriyor.”

Aşırı terlemenin kişilerin çalışma ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediğini, psikolojik ve biyolojik açıdan birçok sorunu beraberinde getirdiğini kaydeden Şentürk, hiperhidroz hastalarının aşırı terlemeden dolayı tokalaşmaktan, vücutta oluşan ter kokusu ve elbiselerinde meydana gelen ter lekesi nedeniyle sosyal ortamlarda bulunmaktan kaçındığını, bunun yanında biyolojik açıdan da ciddi fonksiyon kaybı yaşadığını belirtti. Bu tür sorunlar yaşayan kişilerin mutlaka göğüs cerrahisi bulunan bir sağlık merkezine başvurması gerektiğini vurgulayan Şentürk, bölgesel hiperhidrozun kesin nedeninin tam olarak bilinmediğini ve Klipsli ETS yöntemi uygulanan hastaların operasyon sonrası bu sorununa çözüm getirilebildiğini söyledi.

“Hastalar genellikle bir gün içinde taburcu edilmektedir”

Aşırı terleme şikâyetiyle hastahaneye başvuran hasta hakkında da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ekrem Şentürk “Aşırı terleme ve yüzde kızarma şikâyeti ile hastanemize başvuran 28 yaşındaki hastamıza tetkiklerinin ardından bölgesel hiperhidroz teşhisi koyarak, bu hastalıkta kalıcı tedavi yöntemi olan Klipsli ETS işlemi uygulamayı önerdik. Tedaviyi kabulünün ardından ortalama 25 – 30 dakika süren operasyon sonrası hastamız çok az ağrı şikâyetinde bulundu. İşlemden bir gün sonra da taburcu edildi.”

Şentürk “Refleks terleme bölgeleri hastalar tarafından makul ve hayatı zorlaştırmayan bir durum olarak karşılanıyor.”

Bir yerde oluşan terleme kesildikten sonra başka yerin terlemesi durumu olan refleks terleme ile ilgili olarak da açıklamalarda bulunan Doç. Dr. Ekrem Şentürk, bunun vücudumuzun fizyolojik bir yanıtı olduğunu ve bu durumun bölgesel hiperhidroz şikâyeti tedavi edilen hastaların yüzde 2’sinde görülebildiğini söyledi.

“Aşırı terleme, kişinin yapısı ve psikolojik durumuna bağlı olarak görülmekte, dolayısıyla bu kişilerin diğerlerine göre daha fazla terlemeye maruz kaldığı bilinmektedir.” diyen Doç. Dr. Ekrem Şentürk, aşırı terlemenin tamamen önüne geçilmesinin de mümkün olduğu bu tür tedavilerde, refleks terlemeye bağlı yeni terleme bölgelerinin sıklıkla kalça ve bacaklar gibi daha az rahatsızlık verici bölgelerde gelişebildiğini, bunun da hastalar tarafından çoğunlukla makul ve hayatı zorlaştırmayan bir durum olarak karşılandığını belirtti.

 


  

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.