Katil zanlısı Atalay Filiz’in, Tuzla’da öğretmen Fatma Kayıkçı’yı öldürdüğü gerekçesiyle "tasarlayarak kasten öldürme" ve "nitelikli hırsızlık" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmasına devam edildi.
İstanbul Anadolu 5’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık Atalay Filiz cezaevinden getirilirken, Fatma Kayıkçı’nın eşi Gani Kayıkçı ve oğlu Muhammed Kenan Kayıkçı duruşmaya katıldı. Taraf avukatları da salonda hazır bulundu.
"CEZAEVİNDE DIŞKILARINI BİRİKTİRİYOR"
Duruşmada söz alan sanık avukatı, "Sanığın Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesine ya da bu konuda araştırma yapan başka bir kuruma sevk edilerek akıl sağlığının yerinde olup olmadığı hususunda değerlendirme yapılmasını talep ediyoruz. Ayrıca müvekkilimin ceza infaz kurumunda dışkılarını biriktirmesi nedeniyle müvekkilim olağanüstü bu davranışları nedeniyle yeniden psikiyatri muayenesi yapılabilmesi için cezaevi infaz kurumu psikiyatri bölümüne sevk edilmiştir. Buradan da tetkik raporlarının istenmesini talep ediyoruz" dedi.
Mahkeme, Adli Tıp Kurumu ve Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’nde alınan raporların yeterli görüldüğünü belirterek sanık avukatının yeniden rapor aldırılması yönündeki talebini reddetti.
Duruşmada mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, sanık Atalay Filiz’in Ankara’da arkadaşı Göktuğ ve Göktuğ’un kız arkadaşı olan Elena’yı öldürmesinden sonra yakalanmamak için kaçtığını ve sahte kimlik çıkararak İstanbul’a geldiğini anlattı. Savcı mütalaasında sanığın, Gani Kayıkçı ve oğlunun işlettiği çay bahçesinde çalıştığını, çay bahçesinin kapanması sonrasında maktul ve eşinin oturduğu binada Gani’nin arkadaşları tarafından aynı binanın kullanım alanı olarak tahsis edilen dairesinin bir odasında kaldığını belirtti.
Savcı, sanığın olay günü maktulenin dairesinden çıkmasını beklediğini ve maktuleyi yakalayarak kafasına bir kaç kez yumrukla vurup sersemlettiğini, ağzını elleriyle kapatıp bıçak ile birçok kez vurarak öldürdüğünü anlattı.
Sanığın, Fatma Kayıkçı’yı öldürme eylemini olay öncesinde, olay sırasında ve olay sonrasında neden sonuç ilişkilerinin belli bir plan dahilinde düşünerek bilinçli olarak işlediğini kaydeden savcı, önceden aldığı suç işleme kararını gerçekleştirmek için suçta kullanacağı araçları seçip temin ettiğini, bu suçları nasıl işleyeceği hususunda plan yaptığını ve özellikle maktulün işe gitmediği cuma gününü seçtiğini belirtti.
Mütalaada cinayetin planlı, hedefe odaklı, belli bir düzen ve sistematik bir şekilde işlendiğini kaydedilerek sanık Atalay Filiz’in,"tasarlayarak kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılmasını istendi. Ayrıca savcı, “nitelikli hırsızlık” suçundan somut delil olmadığını belirterek sanığın bu suçtan ise beraatını talep etti.
Mağdur avukatı söz alarak, "İddia makamının sanığın nitelikli öldürme suçu ile ilgili mütalaasına biz de katılmaktayız. Ancak iddia makamının sanığın hırsızlık suçundan beraati yönündeki görüşlerine katılmıyoruz" dedi.
Bunun üzerine söz alan sanık avukatı, esasa ilişkin savunma yapmak için süre istedi.
Ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanık Atalay Filiz’in tutukluluk halinin devamına hükmetti. Sanık avukatına savunmalarını hazırlamaları için süre veren mahkeme, duruşmayı erteledi.
OLAYIN GEÇMİŞİ
Tuzla’da oturan tarih öğretmeni, 2 çocuk annesi Fatma Kayıkçı’nın cesedi, 28 Mayıs’ta evinin yakınındaki çalılıkların arasında bulunmuştu. Atalay Filiz’in, 16 Eylül 2013’te o dönem tümgeneral olan Hasan Hüseyin Demirarslan’ın oğlu Göktuğ Demirarslan ve onu ziyarete gelen kız arkadaşı Elena Radchikova’nın öldürülmesi olayına karıştığı da belirlenmişti. Ankara’daki cinayetlerle ilgili yaklaşık 3 yıldır aranan Atalay Filiz’in, sahte kimlikle yurt dışına kaçtığı ve bir süre sonra geldiği İstanbul’da yaşamaya başladığı tespit edilmişti.
Tarih öğretmeni Fatma Kayıkçı’nın öldürülmesi olayıyla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında hazırlanan iddianamede Atalay Filiz hakkında "tasarlayarak kasten öldürme" ve "nitelikli hırsızlık" suçlarından ağırlaştırılmış müebbet ve 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti.
Gamze Erdemir
