GÜNDEM - 01 Eylül 2015 Salı 04:24

Av mevsiminin açılışını balık ekmek dağıtarak kutladılar

A
A
A
Av mevsiminin açılışını balık ekmek dağıtarak kutladılar

2014-2015 balık avı sezonu açılışı bu yıl Muğla’dan demir aldı. Dualar eşliğinde balıkçılar ‘Vira Bismillah’ derken, balık avı sezon açılışına gelen konuklara ekmek arası balık ikram edildi.

Muğla’nın Milas ilçesi Güllük mahallesinde düzenlenen balık avı sezon açılışında dualar eşliğinde balıkçılar ‘Vira Bismillah’ derken, balık avı sezon açılışına gelen konuklara ekmek arası balık ikram edildi. Türkiye Balık avı sezon açılışına Muğla Valisi Amir Çiçek, Balıkçılık ve Su Ürünleri Genel Müdürü Durali Koçak, Gıda Tardım ve Hayvancılık Bakanlığı AB Dış İlişkiler Genel Müdürü Çınar Koçak, Su Ürünleri Genel müdür Yardımcısı Turgay Türkyılmaz, Milas ve Köyceğiz Kaymakamları, Gıda Tarım ve Hayvancılık İl Müdürü Nazif Ekici, Emniyet Müdürü Hakan Çetinkaya kooperatif başkanları ve vatandaşlar katıldı.

Balık av sezonu açılışında konuşan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Balıkçılık ve Su ürünleri Genel Müdürü Durali Koçak, Türkiye’nin balık üretimi hakkında bilgi verdi. Koçak, “Türkiye'de yıllık ortalama 600 bin ton civarında su ürünleri istihsal ediliyor. 2014 yılı su ürünleri üretimini ise 537 bin ton olarak gerçekleşti. 2013 yılında dünyadaki su ürünleri üretimi yaklaşık 163 milyon ton. Bunun 93 milyon tonu avcılık yoluyla, 70 milyon tonu ise yetiştiricilikten elde edildi. Türkiye'de yıllık ortalama 600 bin ton civarında su ürünleri istihsal ediliyor. 2014 yılı su ürünleri üretimi ise 537 bin ton gerçekleşti. Bunun 302 bin tonu avcılıktan, 235 bin tonu yetiştiricilikten elde edildi" dedi.

Deniz balıkları avcılığının yüzde 75'inden fazlasını başta hamsi olmak üzere sardalya, istavrit, lüfer ve çaça gibi küçük göçmen türlerin oluşturduğuna dikkati çeken Koçak, “Dolayısıyla bu türlerin yıllara göre üretim miktarındaki dalgalanmalar deniz balıkları üretim miktarını büyük oranda etkilemektedir. Örneğin hamsi türünde geçen yıl olduğu gibi geçmiş yıllarda da dalgalanmalar gözlenmiştir. Bakanlığımızın su ürünleri politikalarının ana hedefi deniz ve iç sularımızdaki su ürünleri kaynaklarını koruyarak sürdürülebilir şekilde işletmektir. Unutulmamalıdır ki doğal kaynaklar sonsuz değildir” dedi.

Koçak, balıkçıların girdi maliyetlerini düşürmek için balıkçılara indirimli mazot uygulamasıyla 2004 yılından beri verilen desteğin 1,2 milyar liraya ulaştığını bildirdi.

Muğla Valisi Amir Çiçek ise 1484 kilometre kıyı uzunluğu ile Muğla’nın önemli bir balıkçı ili olduğunu belirtti. Vali Çiçek, iç su tesislerinden 21 adedi kuluçkahaneli tesis olarak faaliyet gösteren 165 milyon 350 bin kapasiteli yavru ve 90 milyon adet kapasiteli alabalık üretimi yapıldığını belirtti. Çiçek, “Deniz yetiştiriciliğinde karada 7 kuluçkahane tesisimiz bulunmakta olup toplam kapasitesi 269 milyon 500 bin adettir. Muğla’da bin 293 ruhsatlı balıkçı teknesi bulunurken, 20 bin kişi geçimini balık avcılığından sağlıyor” dedi.

İLK MEZATTA MERCAN 500 LİRAYA SATILDI

Balık av sezonunu açılışında ilk balık mezatı da yapıldı. Vali Amir Çiçek tarafından açık arttırmaya çıkarılan çipura, levrek, mercan mezatında 5 kilogram mercan 500 liraya satıldı. Mezatın ardından balık av sezonunun açılışı için dualar okundu. Okunan duaların ardından balıkçılar ‘Vira Bismillah’ diyerek 2014-2015 sezonunun startını verdiler. 

BEKİR TOSUN - KEMAL SÜRGÜN 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bolu Bolu’da 7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi Bolu’da "7. Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi" düzenlendi. Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.
Samsun Polis, dolandırıcılara karşı vatandaşları uyardı Samsun Vezirköprü’de polis ekipleri hırsızlık, dolandırıcılık konularında vatandaşları bilgilendirerek uyarıcı broşürler dağıttı. Vezirköprü İlçe Emniyet Müdürü Ahmet Çelik’in de katıldığı çalışmada birim amirleri ile polisler vatandaşları dolandırıcılık olaylarına karşı yüz yüze bilgilendirdi. Emniyet Müdürü Çelik, "Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin” dedi. İlçe merkezinde gerçekleştirilen çalışmalarda broşür dağıtılarak çok sayıda vatandaşa siber güvenlik, KADES, hırsızlık ve dolandırıcılık konuları hakkında yüz yüze bilgi verildi. Gerçekleştirilen çalışmalar çerçevesinde, özellikle dolandırıcılık konularıyla ilgili; pazar yerlerinde, taksi durakları ile kuaförlerde, kahvehaneler ile kafeler de, iş yerleri ve parklarda vatandaşlarla görüşüldü. Yapılan bilgilendirmede, “Kendisini polis, asker, savcı ya da kamu görevlisi olarak tanıtarak para ve altın isteyen kişilere itibar etmeyin. Bu kişiler çünkü dolandırıcıdır. Bu kişiler sizleri inandırmak için kimlik ve adres bilgilerinizi hatta kimlik numaranızı dahi söyleyebilir. Bunlara itibar etmeyin. Bankadan aradığını söyleyerek ’kredi kartı aidatınızı ve dosya masraflarınızı iade ediyoruz’ diyerek kart ve şifre bilgilerini isteyen kişilere inanmayın. İnternet sitelerinden alışveriş yaparken dikkatli olun, güvenilir siteleri tercih edin" ifadelerine yer verildi.
Bolu Bolu’da 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi düzenlendi 7’nci Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi, Bolu’da düzenlendi. Yoğun katılımın olduğu kongrede Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Fatma Deniz Sayıner modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgileri katılımcılara aktardı. Bolu Koru Otel’de geleneksel hale gelen Uluslararası Koru Gebelik Doğum Lohusalık Kongresi’nin 7’ncisi düzenlendi. Kongre’nin oluşturulmasında büyük payda sahibi olan Prof. Dr. Aydan Biri ve Prof. Dr. Deniz Sayıner’in öncülüğünde bir araya gelen doğum hekimlerinin yanı sıra perinatoloji uzmanları, ebeler, hemşireler, yenidoğan hekimleri ve doğuma katkı sağlayan birçok branş uzmanı da kongrede yerini aldı. Kongrede Türkiye’de ve dünyada modern doğum hekimliği ve ebelik hizmetleri açısından önemli bilgiler, araştırma sonuçları ve deneyimlerin paylaşıldığı bilimsel oturumlar yapıldı. 3 gün sürecek olan kongrede, doğuma yönelik kurslar ve bilgilendirme toplantıları yapılacak. “Doğum konusu birçok konuya göre az ilgi görüyor” Türkiye’de sadece doğumun ele alındığı en büyük bilimsel toplantı olma özelliğini taşıyan 7. Uluslararası Bolu Koru Gebelik, Doğum ve Lohusalık Kongresi’nin başkanlığını yürüten Prof. Dr. Aydan Biri, “Bu 7’ncisi olmakla birlikte en çok heyecan duyduğum kongre oldu. Her geçen yıl birbirini tekrar etmemek adına zaten çok geniş ve sonsuz olan bu kongrede bir kez daha sizinle olmaktan çok büyük keyif duyuyorum. Konumuz doğum ve içerisinde çok fazla bileşen var. Doğumsal birleşim ya da bir bebeği ilgilendiren bir süreç, toplumun esası temeli ve koruyucu sağlık bakımı. Kongrede çok fazla insanı bir araya getiriyoruz. Ama çok da zor oluyor bu kongreler. Daha önce de söylediğim bir şey var ana işimiz olan doğum, özellikle kadın doğum hekimlerinin polikliniklerinin yüzde 80’i doğum, ancak buna rağmen birçok konuya göre çok daha az ilgi görüyor. Bu yıl ben çok çünkü bu konu doğrultusunda doktor arkadaşlarımızın da ana konumuzun doğum olduğuna dair inancı arttı. Her ne kadar hala akademisyen arkadaşlarımızın ‘Doğum da moda oldu’ demesine rağmen mesleğe bakışımızın çarptırıldığı bir dönemdeyiz” dedi. “Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez” Bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelere ihtiyaç olduğunu söyleyen Prof. Dr. Deniz Sayıner, “Eğitim bizim vazgeçilmezimiz olmalı. Çünkü en büyük güç bilgi gücüdür. Bilginin olmadığı yerde güçten bahsedilemez. Hiçbir silah, hiçbir teknoloji bilginin karşısında duramaz. O nedenle sürekli bilimsel çalışmaların ışığında kendini yenileyen ebelerin yetişmesine ve ebelere ihtiyaç duyduğumuzu söylemem lazım. Ve tabii ki böyle bir ebeliği dizayn etmek için de birlik olmaya ihtiyaç vardır. Kurucu üyelerinden biri olmaktan onur duyduğum, gerçekten birlikte yürümekten gurur duyduğum yol arkadaşlarımın olduğu Anadolu Ebeler Derneği. Bu dernekle birlikte örgütlenmek, mesleğine sahip çıkmak mesleki örgütün içinde olmak son derece önemli” diye konuştu.