GÜNDEM - 20 Eylül 2018 Perşembe 09:54

Ayasofya’nın gizemleri belgesel oldu

A
A
A
Ayasofya’nın gizemleri belgesel oldu

Dünyanın en eski yapılarından biri olan Ayasofya’nın gizemleri, belgesel oldu. Ayasofya’nın altındaki sarnıçlara dalan araştırmacı Göksel Gülensoy ve ekibi, 20 yıl süren çalışmalarını belgeselleştirdi. Ünlü romancı Dan Brown’ın “Inferno-Cehennem” adlı kitabına da ilham olan “Ayasofya’nın Derinliklerinde” isimli belgesel, Amerika’da gösterilecek.

Ayasofya’nın altındaki gizemli geçitleri, kanalları ve efsaneleri araştıran anlatan Göksel Gülensoy ve ekibi, 20 yıllık çalışmalarını belgeselleştirdi. Dan Brown’ın “Inferno-Cehennem” adlı kitabına da ilham olan “Ayasofya’nın derinliklerinde” isimli belgesel şimdi ise Amerika yolcusu. Belgesel ABD’nin en büyük müzelerinden LACMA ’da (Los Angeles Country Museum Art) özel gösterime davet edildi. 

Göksel Gülensoy’un yönetmenliğinde 1998 yılında çekimine başlanan ve büyük bir sabırla 20 yıldır çekimleri süren ‘Ayasofya’nın Derinliklerinde’ isimli belgeselin 52 dakikadan oluşan özel gösterimi 23 Eylül’de Amerika’da aralarında sanatçıların ve bilim insanlarının da bulunduğu bir kitlenin beğenisine sunulacak. Ayasofya’nın altında ve üstünde gerçekleştirilen araştırmalardan derlenen belgeselde, Ayasofya ile ilgili efsanelere de yer verildi. Çalışmalar sırasında 45 kişilik ekip, uzun soluklu bir araştırma gerçekleştirirken, Ayasofya’nın altındaki tünel ve sarnıçlar ile ayrıca denizde zorlu bir çekim süreci gerçekleştirildi. 

Ayasofya’nın gizemleri belgesel oldu

Belgeselde önemli bilim insanlarıyla çalışıldı

Belgesel ile ilgili uzun zamandır bir çalışma sürdürdüklerini belirten yönetmen Göksel Gülensoy, 1998 yılından beri bu belgeselin hikayesi başladı çünkü Ayasofya’nın altını şimdiye kadar ilk defa görüntüleyen Ayasofya’nın altına giren ilk ekibiz ve ne ile karşılaşacağımızı hiçbir zaman bilmedik bilmiyorduk da. Çünkü elimizde bir materyal yoktu hani 100 metre kuzeye gideceksin 200 metre doğuya gideceksin gibi böyle bir veri olmadığı için. Tamamen benim için de çok ilginç bir çalışma oldu. Tamamen spontane bir çalışmaydı çünkü Ayasofya’nın içerisinde bir kapak açılıyor ve içerisine giriyorsunuz. İçerisine girdikten sonra kuzeye güneye veya batıya doğru giden yollar keşfediyorsunuz ve bu yolların da hiçbir zaman hiçbir yerde Ayasofya’nın yıllıklarında da yok maalesef bu çalışmanın izleri. O yüzden şimdiye kadar sadece bir varsayımdı yani evet Ayasofya’nın altında tüneller var sarnıçlar var ama bu tüneller ve sarnıçlar nereye gidiyor ne oluyor nerelerden geçiyor gibi böyle bir veri olmadığı için tamamen bizim için spontane bir çalışma oldu ve yaşadıkça gördük, yaşadıkça bunları özümseyip yolumuza devam ettik. En önemlisi tünellerle yola başlayıp tünellerin içerisinde sarnıçlar dediğimiz su birikintilerine rastladık. O zaman da tabi su altı ekipmanlarıyla birlikte su altı dalgıçları devreye girdi. 20 kişilik bir ekip 30, 40, 50, 60 derken sonra tabi belgesel çekmek çok önemli bir şey çünkü insanlara bir veri vermek zorundasınız ve bunların doğruluğunu ispatlamak zorundasınız. Bu verileri de toplayarak ve yavaş yavaş 5 yıl oldu 10 yıl oldu 15 yıl oldu ve dünyanın ve İstanbul’da çok önemli profesörlerle bilim adamlarıyla çalışıyoruz bu belgeselimizde. Derken bu yıllara kadar geldik. Benim için de çok ilginç bir çalışma oldu dediğim gibi. Hoş bir yapı dünyanın en önemli yapılarından bir tanesi. 1500 yıllık bir yapı. Hani herkes üstünü geziyor ama ben altını çekerken veya altını gezerken daha çok heyecanlandım" dedi. 

"Bu olağanüstü belgesele ekipçe imzamızı attık" 

Yönetmen Gülensoy, belgeselin araştırma ve çekimleri hakkında bilgi vererek, "Şimdi şöyle bir şey var araştırmada hiçbir veri elimizde yoktu sadece spontane bir kapakla girdik içeri. Veriler daha sonra bizim çalışmalarımızla birlikte ortaya çıktı. Derken de bu olağanüstü bir belgesele ekipçe imzamızı attık. Veriler bize daha sonra bizim araştırmalarımızın neticesinde çıktı. Onu da zaten ekibimizdeki bilim adamları ilerleyen günlerde bütün dünya ile bu verileri paylaşacak" diye konuştu. 

Ayasofya ile ilgili efsanelere değinen yönetmen Gülensoy, "Bunlardan bir tanesi hep okuruz kitaplarda 571’den yani Justinianus dönemindeki Ayasofya’da, imparator Justinianus halk arasında dolaşmayan bir imparatordu ama böyle sihirli bir varlık gibi, yaratık gibi birden Ayasofya’nın içinde var oluyordu. Sonra birden Ayasofya’dan yok oluyordu, halkın içinden gitmeden sarayında var oluyordu. Sonra sarayından bir bakıyorsunuz hipodromdaki oyunlarda imparatorluk locasında kendini birden gösteriyor ama bu efsane günümüze kadar geldi. Halk arasında dolaşmayan imparator bu iç yapının içerisinde nasıl gidip geliyor diye bir efsane doğdu. Tabi içeri girdiğimizde tünellere girdiğimizde de Justinianus yolu dediğimiz özel bir yol var onunla karşılaştık. Bu yolu da bu belgeselimizde paylaşacağız ve işleyeceğiz" dedi. 

23 Eylül’de Los Angeles’ta gösterime girecek 

"23 Eylül’de Los Angeles’ta Amerika’nın ikinci büyük müzesinde belgeselimiz gösterime girecek" diyen Gülensoy, "52 dakikadan oluşan çok özel bir gösteri olacak bu. Buradaki amacımız ve bu gösteriyi yapmaktaki amacımız profesörler, doçentler, yapımcılar ve Hollywood’un ünlü prodüktörleriyle birlikte bu filmi seyredeceğiz. Özel bir gösteri olacak çünkü. 52 dakikadan sonra 90 dakikalık uzun versiyonunu yapıp dünya sinemalarıyla paylaşmak benim için çok güzel bir şey olacak ve bunun hayalini kuruyordum. İnşallah gerçekleşecek" ifadelerini kullandı. 

Gülsensoy, "Kesinlikle tabi zaten Dan Brown kitabında biliyorsunuz İnferno’da bu belgeseli ve ismimi yazarak beni onurlandırmıştı. Belgeseli kendi kitabında yaptığı kurguya referans olarak göstermişti. Tabi bu da çok önemli bir şey. Evet ben Türkiye’de yaşıyorum Ayasofya aşığı bir insanım Ayasofya’nın sırları hiçbir zaman bitmez. Ayasofya’nın sırları ancak bilimsel açıdan daha gerçekçi olarak yeryüzüne çıkacaktır bu belgesel ile birlikte. O yüzden zaman içerisinde hepimiz yaşayıp göreceğiz bakalım bu sırlar neymiş" dedi. 

"Bu belgeseli yapmak benim için de ayrı bir onur" 

Hazırladıkları belgeselden dolayı gurur duyduğunu ifade eden yönetmen Göksel Gülensoy, şunları söyledi: "Yani gönül ister ki hedefimiz böyle güzel bir yerde böyle bütün bilim adamlarının ve bu işte emeği geçen herkesin bir araya gelip de Türkiye’de bir yerde gösterim yapmak isteriz ama kim elimizden tutacak çok merak ediyorum. Hiçbir destek almadık. Tam tersi bizim öz kaynaklarımızla yaptık bu belgeseli. O yüzden benim için en büyük bu ülkenin vatandaşı olmak ve bu ülkede böyle bir belgeli yapıp Ayasofya’yı uluslararası platforma taşıyıp orada bu belgeseli yapmak benim için de ayrı bir onur çünkü ben Türkiye’de yaşayan bir Türk’üm. 2019’da bütün dünya sinemalarıyla birlikte 90 dakikalık bütün sırların açığa çıktığı haliyle o zaman seyredeceğiz, seyirci ile o zaman buluşacak."  

Mustafa Esen

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Trendyol 1. Lig: Altay: 0 - Manisa FK: 2 Trendyol 1. Lig’in 31. haftasında Altay, konuk ettiği Manisa FK’ya 2-0 mağlup oldu. Maçtan dakikalar 12. dakikada sol kanattan savunma arkasına sarkan Rroca, pasını penaltı noktasına doğru gönderdi. Uygun durumdaki Burak meşin yuvarlağı boş ağlara yolladı. 0-1 15. dakikada sağ kanattan ceza sahasına giren Diallo’nun ortasında kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Rroca, meşin yuvarlağı filelerle buluşturdu. 0-2 59. dakikada Özgür Özkaya’nın ceza yayının gerisinden vuruşunda top üstten dışarı çıktı. 89. dakikada Mary’den pasıyla kaleci Ozan ile karşı karşıya kalan Burak Ozan’dan sıyrılıp şutunu çekti, Özgür son anda çizgi önünden kafayla topu çıkardı. Hakemler: Feridun Daldaş, Oğuz Kağan Çalışır, Selim Şenöz Altay: Ozan Evrim Özenç, Yusuf Tekin (Nurettin Küçükdeniz dk. 77), Sefa Özdemir, Kuban Altunbudak (Ege Parmaksız dk. 88), Özgür Özkaya, Ceyhun Gülselam, Salih Sarıkaya, Enes Yetkin (Eren Erdoğan dk. 46), Mehmet Gündüz (Murat Berkan Demir dk. 77), Enes Öğrüce, Deniz Kadah (Mehmet Onur Yıldız dk. 77) Yedekler: Mustafa Çalışkan, Tugay Gündem, Salih Oktay, Murat Uluç, Hikmet Çolak Teknik Direktör: Cüneyt Biçer Manisa FK: Erhan Erentürk, Daniel Graovac, Alberk Koç, Sinan Osmanoğlu, Sertan Tashkin (Bedirhan Altunbaş dk. 81), Eduart Rroca, Demba Diallo (Kerim Frei dk. 56), Burak Altıparmak, Bekir Karadeniz, Sandro Lima (John Mary dk. 73 Sandro Lima), Jetmir Topalli Yedekler: Eren Karaş, Andrej Djokanovic, Bartu Göçmen, Muhammet Ensar Akgün, Kazım Can Kahya, Mohamed Ofkir, Alp Ada Abay Teknik Direktör: Levent Devrim Goller: Burak Altıparmak (dk. 12), Eduart Rroca (dk. 15) (Manisa FK) Kırmızı kart: Eduart Rroca (dk. 83) (Manisa FK) Sarı kartlar: Nurettin Küçükdeniz (Altay)
İstanbul Kulüpler Birliği, TFF seçimini haziranda istiyor Kulüpler Birliği, Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) seçimleriyle ilgili açıklama yayımlayarak, seçimin haziran ayının ilk haftası yapılması gerektiğine vurgu yaptı. Kulüpler Birliği’nin konuyla ilgili yaptığı açıklama şöyle: "Türkiye Futbol Federasyonu Başkanı tarafından 18 Temmuz’da yapılacağı ilan edilen seçimli genel kurul tarihinin, aşağıda paylaştığımız sebeplerden ötürü haziran ayının ilk haftasında yapılmasının elzem olduğunu düşünmekteyiz. Ülkemizde futbol sezonu genel olarak her yıl Mayıs ayının bitimiyle kapanmakta, Avrupa Kupaları öne elemesi oynayacak kulüplerimiz açısından ise en geç Haziran sonu itibarıyla futbol faaliyetleri yeniden başlamaktadır. Hal böyle iken, yeni sezon planlamalarının tamamının bu takvime uygun olarak yapılması gerekmektedir. Zira; 1. Spor kulüplerinin mali takvim yılı 31 Mayıs-1 Haziran tarihleri arasındadır. Bu kapsamda, Kulüp Lisans ve Finansal Sürdürülebilirlik Talimatı’nda yapılması gereken değişikliklerin bu takvime uygun olarak yapılması kaçınılmaz bir gerçekliktir. Bu konularda yeni sezon için yapılacak değişiklikler için yeni yönetime kendi bakış açısı, futbol yönetim anlayışı ve ilkelerine uygun hareket alanı tanınmalıdır. 2. Ülkemizde futbol faaliyetlerinin sezon içerisinde ortaya çıkan eylem ve davranışlar, TFF Yönetim Kurulu ve Hukuk Kurulları ile diğer yürütme kurulları tarafından değerlendirilerek karara bağlanmaktadır. Gelinen noktada, en büyük sorun ülkemiz futbolunun organizasyonu ve idaresinden sorumlu TFF Yönetim Kurulu’na ve diğer kurullara duyulan güvensizliktir. Dolayısıyla, kurulların yönetim ve karar istikrarı sağlayabilmesi adına aynı yönetim anlayışı ile döneme başlaması ve devam etmesi elzemdir. Bu sebeple, yeni seçilecek yönetimin kendi bakış açısı ve ilkelerine uygun kurullar oluşturması için yeni sezon başlangıcına kadar makul bir zaman dilimi tanınmalıdır. Yeni yönetim, 18 Temmuz’da seçildikten sonra kendi ilke ve bakış açısıyla yeterli çalışma zamanı olmasa da bu değişiklikleri yapmış olsa dahi ilan ve tahkim itiraz süreleri dikkate alındığında liglerin başlama tarihine yetişmesi mümkün değildir. 3. 2024/2025 futbol sezonunun 9 Ağustos 2024 tarihinde başlayacağı ilan edildiği göz önünde bulundurulduğunda; transfer dönemlerinin, lig statülerinin, A Takım listelerinin ve futbolcu uygunluklarının yeni yönetim tarafından hazırlanması fiilen mümkün olmayacağından, değişmesini talep ettiğimiz bugünkü anlayışla hazırlanması hedeflenen amaca hizmet etmeyecektir. 4. Yeni sezon için yapılacak olan hakem klasman atamalarının belirlenmesinin yeni seçilecek yönetim kuruluna bırakılması gerekmektedir. Bu sebeple yeni seçilecek yönetime hareket alanı bırakmayacak olan 18 Temmuz tarihinin kabulü mümkün değildir. 5. Ülke futbolunun yönetim esaslarını teşkil eden TFF Ana Statüsü, talimatlar, lig ve kupa statülerinin maddi gerçekliğe uygun olarak detaylı araştırma ve futbol paydaşlarıyla bilgi alışverişi neticesinde hazırlanması gerekmektedir. Bu şekilde hazırlanmayan talimatların yıl içerisinde sezon devam ederken sürekli olarak revizyona uğraması hakkaniyet ve adalet duygularını zedeleyecektir. En güncel örnek olarak 2023/2024 futbol sezonu içerisinde Futbol Disiplin Talimatı’nın 44.maddesinin 3.fıkrasında yapılan değişikliğin tahkim kurulu tarafından iptal edilmesi karşımıza çıkmaktadır. 6. 2024/2025 sezonu TFF bütçesinin mevcut Yönetim Kurulu tarafından belirlenirken, seçilecek yeni yönetimi etkileyebilecek kararların alınma ihtimali de bugünkü talebimizin ne kadar haklı olduğunu ortaya koymaktadır. Ülkemiz futbolunun içerisinde bulunduğu kaotik durum, bir gün dahi gecikmeyi kaldırabilecek noktada değildir. Bunun için hep birlikte şahsi menfaat ve beklentilerimizi bir kenara bırakarak Haziran ayı başında TFF Seçimli Genel Kurulu’nu yapmak zorundayız. Bugün bu sorumluluktan kaçanlar tarihte Türk futboluna verdikleri zararla hatırlanacaktır."
Edirne Önce kardeşleri sonra kendisi... Edirne’nin en meşhur ciğercisi hayatını kaybetti Edirne’de 2 ay önce toprağa verdiği ağabeyinin acısını sindiremeden geçen hafta Perşembe günü yine bir ağabeyini daha toprağa veren Edirne’nin meşhur ciğercisi Bahri Dinar, uyurken geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetti. Edirne’nin tanıtıma büyük katkı sağlayan kentin sevilen yüzü, Edirne’yi Tanıtma ve Tava Ciğer Kalite Koruma Derneği Başkanı 63 yaşındaki Bahri Dinar, hayatını kaybetti. Sabah eşi tarafından yatağında hareketsiz halde bulunan Dinar’ın kalp krizi nedeniyle hayatını kaybettiği belirlendi. İki ay içersinde 2 kardeşini toprağa veren ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın kalbi daha fazla bu acılara dayanamadı. Ciğerci esnafı Bahri Dinar’ın ağabeyleri Nazmi Dinar (68) Şubat ayında geçirdiği kalp krizinden, Bahattin Dinar (65) ise Perşembe günü Uzunköprü ilçesinde geçirdiği iş kazasında hayatını kaybetmişti. Ciğerci Bahri Dinar, ikindi namazının ardından Eski Camide düzenlenen cenaze töreni ile birlikte son yolculuğuna uğurlandı. Cenaze törenine katılan çok sayıda vatandaş, göz yaşlarına hakim olamadı. Cenazeye Adülhey de katıldı Kurtlar Vadisi dizisinde hayat verdiği Abdülhey karakteriyle akıllarda yer edinen ünlü oyuncu Kenan Çoban da, "Sabah çok üzücü bir haberle uyandık. Yakın dostumdu. Bahri abi bir değerdi. Ciğerci Bahri diye anılıyordu ama bizim ciğerimizi yaktı. Edirne’mizin Türkiye’mizin başı sağ olsun" dedi.