GÜNDEM - 21 Aralık 2014 Pazar 10:12

Baba oğul dünyanın yükünü çekiyorlar

A
A
A
Baba oğul dünyanın yükünü çekiyorlar

Atatürk Havalimanı’nda dünyanın farklı noktalarından gelen binlerce yolcunun eşyalarını taşıyan bagaj taşıyıcıları (porter), ömür verdikleri mesleklerini oğullarına bırakıyor. Babadan oğula geçen mesleği yapan bagaj taşıyıcıları (porter), en az 3 dil biliyor.

Günde 140 bin yolcunun geçtiği Atatürk Havalimanı’nda 24 saat aralıksız görev yapan bagaj taşıyıcıları (porter), yıllar boyu yaptıkları mesleklerini oğullarına veya kendilerinin kefil olduğu birisine bırakıyor. Babadan oğla geçen meslekte dışarıdan kimse bagaj taşıyıcısı (porter) olamıyor. Dünyanın dört bir yanından gelen yolcuların değerli eşyalarını taşıyan bagaj taşıyıcıların (porter) birçoğu en az 3 dil biliyor. 

27 yıldır havalimanında bagaj taşıdıktan sonra Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı olan İlker Su “Biz Atatürk Havalimanı'nda 1979 senesinden beri bagaj taşıma hizmeti vermekteyiz. Bu hizmeti taşıdığımız yolculardan bir tarife üzerinden para almadan yapıyoruz. İdarenin verdiği asgari bir ücret var. Bunun dışında yolcuların gönlünden ne koparsa onunla ekmeğimizi kazanıyoruz. Ancak bizim için bahşişten önce yolcu memnuniyeti geliyor. Yolcunun ihtiyacı olduğu her an bagajlarını taşımaya 7/24 yardımcı oluyoruz. Çalışan arkadaşlarımızın işinde hepsi profesyoneldi” dedi. 

“DIŞARIDAN İŞE GİRMEK İMKANSIZ” 

Toplam 150 kişilik bir taşıyıcı ordusuyla 140 bin yolcuya hizmet vermeye çalıştıklarına dikkat çeken Sur, “Dışarıdan gelen herhangi biri aramıza katılıp çalışamaz. Çünkü aile şirketi gibi hizmet veriyoruz. İnsanlar çalışamayacağı duruma geldiği zaman en yakın birisini getirip kendi yerini devrediyor. Baba bayrağı oğluna, amca dayı yeğenine teslim ediyor. İşe girmesi için getirdiği kişiye kefil olması yeterli. En üst düzeyde gönüllü insanlarla bu işi yapmak zorundayız. Çünkü burası hata kaldırmayan çok hassas bir havalimanı” diye konuştu. 

“TURİSTLERE YARDIMCI OLUYORUZ” 

Türkiye’nin ve dünyanın en çok tanınan simalarına hizmet verdiklerine işaret eden Taşıyıcılar Kooperatifi Başkanı İlker Sur, “Biz en çok Türkiye'nin sayılı işadamlarına, sanayicileri, sanatçıları, futbolcularına ve Arap turizmine hizmet veriyoruz. Arap turizminden çok talep geliyor. Bunun haricinde Avrupa’dan gelen büyük grupların bagajlarını taşıyoruz. Bu gruplara da özel tarifiyle indirimli olarak hizmet veriyoruz. Turistlerin şehirle ilgili merak ettiklerine cevap verebilmek adına üyelerimizi yabancı dil dersi verdiriyoruz. Taşıyıcıların hepsi mükemmel yabancı dil bilmese de yüzde 80'i ‘tarzanca’ tabir ettiğimiz kadar İngilizce, Arapça, Fransızca, Almanca ve Rusça biliyor. Bu sayede yolcunun söyledikleri anlayıp cevap verebiliyor, yöne gösterebiliyorlar” şeklinde konuştu. 

BABA OĞUL ÇALIŞIYORLAR 

Havalimanında bagaj taşıyıcılığının babadan oğula geçtiğini anlatan Sur, “Çok sayıda baba-oğul çalışanımız var. Bir dönem 100 kişilik bir mevcudumuz vardı. İş potansiyeli artınca 159 kişiye çıkartmak zorunda kaldık. O esnada iki taşıyıcı arkadaşımız oğullarını getirdi. Böylece baba-oğul çalışmaya başladılar” dedi.
Babası yaşlanınca yerine taşıyıcı olan İdris Dinç, “1992 yılında babamın yerine bagaj taşımaya başladım. 15 yıl çalıştıktan sonra işçi olarak başladığı kooperatifte yönetici oldum. Ancak çalışmanın sonu yok. Terminalin başından son noktasına kadar koşturuyorum. Geliş ve gidiş katından otoparklara, ticari taksilere ve özel araçlara götürülen bagaj arabalarını toplama hizmetini de biz veriyoruz” diye konuştu.
Oğlu ile birlikte çalışmaktan gurur duyduğunu dile getiren bagaj taşıyıcısı Burhanettin Demir ise, “1988 yılından beri Atatürk Havalimanı’nda bagaj taşıyorum. Oğlumla beraber çalışıyorum. Oğlum üniversite mezunu. Onunla gurur duyuyorum. Dürüst çalışıyor, alın teriyle kazanıyor ve arkadaşları tarafından çok seviliyor. Hepimiz aynı durumdayız. Burası aile kooperatifi gibi. Hepimiz birbirimize bağlıyız. Saygı, sevgi çerçevesinde dünyada eşi olmayan birlik ve beraberlik içinde kooperatifi yönetiyoruz” şeklinde konuştu. 

“HAVALİMANINDA BABAM İŞ ARKADAŞIM OLUYOR” 

Oğul Mehmet Bahadır Demir ise “1996 yılından beri burada çalışıyorum. Turizm ve Otelcilik mezunuyum. Şu anda Uluslararası İlişkiler okuyorum. Benim buradaki büyüklerimin hepsi zaten babam gibidir. Biz bir aileyiz. Burada babamla arkadaş oluyoruz. Ama havalimanından çıktıktan sonra babam oluyor. Havalimanın içine girdikten sonra babam iş arkadaşım oluyor. Üniversiteyi bitirdikten sonra burada çalışmaya devam edeceğim. Burası bizim ekmek teknemiz. Buraya sahip çıkmamız lazım” dedi. 

“BİZİ TANIYAN YOLCULAR ÇOCUKLARINI BİZE EMANET EDİYOR” 

Başından geçen ilginç bir olayı anlatan baba Burhanettin Demir, “5-6 yıl önce, geliş gümrük salonunda iş beklerken yanıma 15-16 yaşlarında bir hanım kız geldi. Yurt dışından kızını İstanbul’a gönderen babası “Kızım pasaporttan geçtikten sonra mavi gömlekli yakalarının sol tarafında amblem olan ağabeyler göreceksin. Bagaj taşıyan bu insanlar dürüst ve sağlamdır. Onlara söyle eşyalarını ve seni annene teslim etsinler” demiş. Biz de hanım kızımızı karşılama alanında annesiyle buluşturduk. Bu bizim için büyük bir şeref oldu. Bize duyulan güvenin yurtdışına kadar yayılması onurumuzdur” diye konuştu. 

Babasının yaşlanmasından dolayı bagaj taşıma (porter) yapmaya başlayan Mehmet Tanrıverdi, yaşadığı bir anıyı da anlatarak şunları söyledi; “Benden öncede babam çalışıyordu. Babam 22 sene burada çalıştı. Yaşlılık ve emeklilik nedeni ile babamın yerine ben çalışıyorum. Bize bıraktı. Burası benim çalıştığım üçüncü terminal. Burada hizmet verdiğimiz sanayiciler, futbolcular, sanatçılar, gurbetçilere hizmet veriyoruz. Ayrıca yardıma ihtiyacı olan yaşlılara da para talep etmeden yardımda bulunuyoruz. Bundan 15 sene önce charter terminalinde bir çeçen aile, valiz ticareti yaptığı için Türkiye’den aldığı tekstil ürünlerini Çeçenistan’a gidecekti. O güne kadar kilo işini Çeçenistan’da ödüyorlardı bagajların kilosunu. Havayolu şirketi fazla bagaj ücretini yeni bir kuralla burada almaya kalkınca kadının uçması, kilo parasını ödemesi için 600 dolara ihtiyacı vardı. Bende üzüldüm. Gece saat 02:00’de 9 arkadaş 600 doları topladık. Havayolu şirketinin yetkilisine verdik. Çeçen kadın uçtu. O bayan da 6 ay sonra beni buldu. Verdiğimiz 600 doların yanında 300 dolar’da bana verdi. Dedi ki ‘300 dolarda sattığım mallardan sana kar hakkı.’ İstemediğim halde verdi. Yanında bana bakır hediyelik eşyalardan getirdi. Allah razı olsun. İyilik yaptık, karşılığını gördük” dedi.

TUNCER CENGİZ 

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Cem Öğretir: En iyi Türkçeyi kullanarak gençlere rol model olma çabasındayım İstanbul Gelişim Üniversitesi (İGÜ) Uygulamalı Bilimler Fakültesi (UBF) Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü tarafından düzenlenen “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” etkinliğinde, ATV Ana Haber Sunucusu-Anchorman Cem Öğretir, üniversitenin öğrencileri ve akademisyenleriyle bir araya geldi. Etkili iletişim için gerekenleri gençlere tek tek anlatan Cem Öğretir, televizyon haberciliği hakkında da öğrencileri bilgilendirdi. İstanbul Gelişim Üniversitesi, Uygulamalı Bilimler Fakültesi Televizyon Haberciliği ve Programcılığı Bölümü’nün organizasyonuyla üniversitenin kampüsünde, “TV’de Haber Sunuculuğu ve İletişim Becerileri” eğitimi düzenlendi. Ünlü Spiker Cem Öğretir etkinlikte katılımcılara; etkili iletişim, beden dili ve diksiyon ile ilgili uygulamalı eğitim verdi. Cem Öğretir, beden dilinin nasıl olması gerektiği, bir insanın nasıl ikna edilebileceği ve öz güven konularını detaylı olarak ele aldı. Söz konusu etkinliğe İstanbul Gelişim Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Abdülkadir Gayretli, İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, İGÜ Uygulamalı Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Kaya, İGÜ ve UBF öğretim elemanları ve davetliler katıldı. “Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model” Günlük hayatta kullanılan kelime ve cümlelerin ne kadar sık kullanılırsa o kadar çok alışkanlık yaptığını belirten Cem Öğretir, “Aslında bu da televizyon gibi bir alışkanlık meselesi. ‘İyi bir alışkanlık mı, kötü bir alışkanlık mı?’ bunun cevabını seyirciye bırakıyorum. Ben bir televizyon dünyası çalışanı olarak kendi açımdan en iyisini yapmaya gayret ediyorum, bunun için Türkçeyi en güzel şekilde kullanıp gençlerimize iyi örnek olma çabasındayım. Televizyona çıkan ve sosyal medyada yayın yapan herkes birer rol model. Dolayısıyla rol model olduğunuzda büyük bir sorumluluğu da üzerinize alıyorsunuz” dedi. “Televizyon haberciliği şekil değiştiriyor” Cem Öğretir, habere ulaşmanın bu kadar kolaylaştığı bir dönemde ana habere duyulan ihtiyacı sorgulayan bir seyirciye, halâ tam anlamıyla sosyal medyaya güven oluşmadığı için insanların televizyon aracılığı ile haberleri doğrulattığını anlattı. Cem Öğretir, “Televizyon haberciliği yok olmaktan ziyade şekil değiştirip dönüşüyor. Aynı, radyonun televizyon ortaya çıktığında artık kullanılmayacağının düşünülmesi gibi basılı gazetecilik de artık dijital mecralara taşınıyor.” dedi Kariyeriyle ilgili merak edilen soruları da yanıtlayan Cem Öğretir’in gerçekleştirdiği eğitim, öğrenciler ve akademisyenler tarafından yoğun ilgi gördü.
Bursa Bursa Teknik Üniversitesi ile Yıldız Teknik Üniversitesinden iş birliği Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) arasında iş birliği protokolü imzalandı. İmzalanan protokol çerçevesinde iki üniversite arasında bilimsel çalışmalar ile eğitim-öğretim iş birliği yapılacak. Kamu kurum ve kuruluşları, özel sektör ve STK’larla ortak çalışmalar yürüten BTÜ, ulusal ve uluslararası üniversitelerle de iş birliklerine giriyor. Daha önce pek çok üniversite ile bilimsel çalışmalar yürüten BTÜ şimdi de Yıldız Teknik Üniversitesi ile protokol imzaladı. BTÜ ile YTÜ arasında imzalanan protokolle, eğitim ve akademik araştırmayı arttırmak hedefiyle, ortak konferans, sempozyum gibi faaliyetler düzenlenecek. Her iki tarafın da ilgilendiği bir alanda bilgi ve materyal değişimi yapılacak. Lisansüstü öğrenci değişiminin de yer aldığı protokolle, bilimsel yayınların basımında iş birliğini de gidilmiş oldu. Bilimsel çalışmalara yönelik ise her iki üniversite birbirinin laboratuvar hizmetlerinden faydalanabilecek. YTÜ’de gerçekleştirilen protokol imza törenine, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz, BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Sinan Uyanık ve Prof. Dr. Beyhan Bayhan, BTÜ Denizcilik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erinç Dobrucalı, YTÜ-Gemi İnşaatı ve Denizcilik Fakültesi Dekan Vekili Prof. Dr. Fahri Çelik ile öğretim üyeleri katıldı. Üniversitelerin iş birlikleriyle güçlendiğini vurgulayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, bu minvalde çalışmaların sürdüğünü söyledi. BTÜ’nün geniş iş birliği ağında artık YTÜ’nün de olduğunu dile getiren Rektör Çağlar, “Protokolle; araştırma-geliştirme, eğitim-öğretim, alanlarında, her iki üniversitenin öğretim elemanları ile öğrencileri arasındaki ilişkileri teşvik etmeyi ve geliştirmeyi amaçlıyoruz. Gücümüze güç katacak olan bu protokolün her iki üniversiteye de hayırlı olmasını diliyorum” dedi. YTÜ Rektörü Prof. Dr. Tamer Yılmaz da bu tür iş birliklerinin önemine dikkat çekerek, protokolün hayırlı olmasını diledi.
Ankara Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandı Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Silvan Barajı ve Hidroelektrik Enerji Santrali’nde (HES) elektrik üretimi için ilgili firmalarla anlaşma imzalandığını belirterek, Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası katkı sağlanmasının öngörüldüğünü bildirdi. Bakan Yumaklı, Silvan Barajı ve HES’te elektrik üretimi için sözleşme imzalandığını duyurdu. İlgili firmalarla yapılan anlaşma Türkiye ekonomisine yılda 1,5 milyar Türk lirası kazandıracak. Bakan Yumaklı, yaptığı açıklamada Silvan projesinin Güneydoğu Anadolu Projesi’nin (GAP) en önemli etaplarından birisi olduğuna dikkati çekti. “8 baraj ve 23 sulama tesisi olmak üzere toplam 31 adet bileşeni bulunan Silvan projesinin ekonomimize yıllık 20 milyar TL katkı sağlaması planlanıyor” diyen Yumaklı, Kulp Çayı üzerindeki Silvan Barajı ve HES’in bu bileşenlerin en önemlilerinden birisi olduğunu vurguladı. Yumaklı, Silvan Barajı’nın 175,5 metre yüksekliğindeki 8,7 milyon metreküp dolgu hacmine sahip gövdesi ile Türkiye’nin ve Avrupa’nın en yüksek ön yüzü beton kaplı kaya dolgu barajı olduğunun altını çizerek şunları aktardı: “Silvan Barajı, depolama kapasitesi olan 7,3 milyar metreküp rezervuar hacmi ile GAP’ın Atatürk Barajı’ndan sonraki en büyük ikinci sulama barajı olacak. Halihazırda fiziki gerçekleşmesi yüzde 96 seviyesinde bulunan Silvan Barajı’nın ara depolamalar ve sulama tesislerinin tamamen bitirilip hayata geçirilmesi ile yaklaşık 2 milyon 350 bin dekar tarım arazimiz suya kavuşacak ve 235 bin kişiye iş imkânı sağlanacak.” Elektrik üretimi için önemli adım Tesiste aynı zamanda hidroelektrik enerji üretiminin de gerçekleştirileceğini hatırlatan Yumaklı, şunları kaydetti: “Sulama projelerinin gelişimi paralelinde enerji üretimi planlanacak olan Silvan Barajı ve HES ilk aşamada yıllık 681 milyon kilovatsaat elektrik üretecek. Tesiste üretilecek enerji ile ülke ekonomimize yıllık 1,5 milyar TL katkı sağlanması öngörülüyor. GAP’ın en önemli etaplarından biri olan Silvan Barajı ve HES’te enerji üretimi yolunda önemli bir adım atılarak, ilgili firma ile elektromekanik işlerin yapımı ile ilgili sözleşme imzalandı. 1,8 milyar TL bedel ile imzalanan sözleşme çerçevesinde inşaat çalışmalarına ilerleyen günlerde başlanması, projenin Ağustos 2026’da işletmeye hazır hale getirilmesi planlanıyor. Silvan Barajı ve HES ile bir yandan milli servetimiz olan temiz, ucuz ve yenilenebilir enerji potansiyelimiz değerlendirilecek, diğer yandan sahip olduğu depolama kapasitesiyle mümbit topraklarımız suya kavuşturulacak. Ülkemizi bu tür yüz akı projeler ile geleceğe taşımaya ve tarımsal üretimde dünyada söz sahibi yapmaya devam edeceğiz.”
Mersin Mehmet Ali bebeğin umudu yeşerdi: 60 milyon TL toplandı Mersin Erdemli’de 21 aylık Mehmet Ali bebeğe, 13 günlükken hastalığına teşhis konularak valilik onaylı başlatılan kampanya kapsamında belirlenen 60 milyon TL toplandı. Ailenin umutları toplanan para ile yeşerirken, kısa süre içerisinde tedavi için yurt dışına gidecekleri belirtildi. Erdemli ilçesinde yaşayan baba Abdurrahman (29) anne Sümeyye Gölgeli’nin (26) ikinci çocukları 21 aylık Mehmet Ali bebeğe 13 günlükken SMA Tip 1 teşhisi konuldu. Teşhisin ardından ailenin başvurusu üzerine Mersin Valiliği onaylı kampanya başlatıldı. Erdemli Belediyesi ve Kaymakamlık başta olmak üzere ilçe halkı ve tüm kurumların desteğiyle yürütülen kampanya 19 ayın sonunda tedavi masrafı olan 1 milyon 820 bin dolar (60 milyon TL) toplandı. Müjdeli haberi alan Aile çocukları ile birlikte Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara’yı ziyaret ederek müjdeli haberi verdi. Kampanyanın tamamlanmasından dolay çok mutlu olduğunu belirten Sümeyye Gölgeli, “Bizim kampanyamız Eylül 29’da başladı ve bugün itibariyle yüzde 100’e ulaştı. Mersin Valiliğinden onaylı kampanyaydı zaten. 1 milyon 820 bin doları çok şükür bugün itibariyle hem belediyemizin hem kaymakamlığımızın hem de Erdemli halkının destekleriyle topladık. Allah kısmet ederse Mehmet Ali bundan sonraki süreçte Dubai yolcusu diyoruz. Buradan herkese de çok teşekkür ediyoruz. Öncelikle belediyemize, kaymakamımıza, Erdemli halkına, Erdemli insanına, Erdemlisine sahip çıktığı için çok teşekkür ediyoruz” dedi. Ziyarette konuşan Erdemli Belediye Başkanı Mustafa Kara da “ Henüz 13 günlükken SMA Tip -1 teşhisi konulan Mehmet Ali bebeğimiz için Mersin Valiliğimizce düzenlenen onaylı kampanyamız, bugün itibariyle sonuca ulaşmıştır. Vatandaşlarımızla bu müjdeli haberi paylaşmak istiyoruz. Devlet, millet omuz omuza Erdemlililerimiz yediden yetmişe bu kampanyaya destek verdi. Destek veren bütün hemşerilerimize teşekkürlerimizi sunuyoruz. İnşallah Mehmet Ali bebeğimizin yakında sağlıklı bir şekilde bu koridorlarda koştuğunu da göreceğiz. İnşallah hep birlikte şahit olacağız” ifadelerini kullandı. Ailenin vize işlemlerinin ardından Dubai’ye giderek Mehmet Ali bebeğin tedavisine başlayacağı kaydedildi.