SAĞLIK - 19 Nisan 2015 Pazar 12:15

Bacakların eşit olmamasının sebebi sakroiliak eklemler olabilir

A
A
A
Bacakların eşit olmamasının sebebi sakroiliak eklemler olabilir

Bel ağrısı denince akla önce bel fıtığı gelmekte olduğunu belirten uzmanlar, sakroiliak eklemler pek bilinmemekte olduğunu söyledi.

Ağrı sebebiyle yürüyüş bozukluğu olabileceğini belirten Fizik Tedavi ve Manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu ise, bacaklar arasında boy farkı oluşabildiğine dikkat çekti. 

Türkiye’deki tıp doktorları arasında da pek bilinmeyen ve teşhis edilmeyen sakroiliak eklemlerin fonksiyon bozukluğu aslında bel fıtığından daha sık gözlenmekte olduğunu belirten Fizik Tedavi ve Manipülasyon Uzmanı Dr. Ali Şahabettinoğlu, leğen kemikleri ve sağrı kemiği arasındaki bu eklemlerin disfonksiyonu yani fonksiyonunun bozulması neticesinde kişide bel veya bel-kalça ağrısı şikayetleri oluşmakta olduğunu söyledi. Şahabettinoğlu, "Bel ağrısı sebebiyle sadece yüzde 5 ile 11 oranında hastada fıtık gözlenirken, sakroiliak sendrom da ise yüzde 18 ile 30 hastada görülmektedir. Yani bel fıtığından 2-3 kat daha fazla görülür. Bel ağrısı hareketleri kısıtlayan, yürümeyi, ayakta durmayı, hatta oturmayı dahi zorlaştıran, sosyal hayatımıza büyük ölçüde zarar veren ve oldukça da yaygın bir şikayettir. Sakroiliak sendromun oldukça yaygın olduğunu ama maalesef bu rahatsızlığın pek bilinmediği için bu hastalara yanlış teşhis ve tedaviler uygulanıyor. Klinik olarak sakroiliak sendromlu hastada ağrının çoğunlukla alt bel ve kalça üzerinde lokalize olmaktadır. Bu sebepten dolayı bacaklar arasında boy farkı oluşabilir. Bunun için hastaların mutlaka dikkatli ve detaylı bir muayenesi gerekmektedir" dedi.

Sakroiliak sendrom teşhisindeki özel muayene testlerinin önemli olduğunu vurgulayan Şahabettinoğlu, "Çünkü bu hastalığın teşhisi röntgen veya MR ile değil, klinik muayene ile konulmaktadır. Burada önemli bir konu da her bacak eşitsizliği de bir hastalığı işaret etmiyor ya da sakroiliak sendrom dışında bazı rahatsızlıklarda da eşitsizlik olabiliyor. Bu ihtimallerde göz önüne alındığında dikkatli ve detaylı bir muayene daha da önem taşıyor. Genellikle kronik sakroiliak sendromlu hastaların yüzde 90’dan fazlasına 2-3 haftada manipülasyon tedavisiyle giderilebiliyor. Manipülasyon tedavisinde hastalıklı bölge üzerine bir takım bastırma, döndürme, germe ve esnetme gibi manevralar uygulanıyor. Bu yöntem klasik batı tıbbı tedavisidir. Tedavi sonrasında hasta bel okuluna katılımı ve egzersizler çok önemlidir. Aktivite yoluyla elde edilen fiziksel formdalığın, nüksü önlemede bilinen en iyi yöntemdir" diye konuştu.

Özellikle yüksek başarısının da etkisi ile son yıllarda dünyada bu tedaviyi uygulayan doktorların hızla arttığını, tedavide yeni gelişmeler ve teknikler ortaya çıktıkça daha da yaygınlaştığını ancak elle tedavi yöntemi olan manipülasyonun dünyada Amerika, İngiltere, Kanada, Rusya, Çin, Japonya gibi birçok ülkede binlerce doktor tarafından uygulanmasına karşın Türkiye'de bu tedaviyi uygulayan doktor sayısının yeterli olmadığını vurgulayan Uz. Dr. Ali Şahabettinoğlu, manipülasyon tedavisinin doktorlar arasında daha çok bilinirliğine ve yayılmasına özellikle ihtiyaç olduğunu söyledi. 

ABDULLAH ÇİBİR
BURSA

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van 14. Van Doğu Anadolu Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı kapılarını açtı Van’da İpekyolu Expo Fuar A.Ş. tarafından bu yıl 14’üncüsü düzenlenen ve 4 gün sürecek olan ‘Doğu Anadolu Tarım, Hayvancılık ve Gıda Fuarı’ kapılarını ziyaretçilere açtı. Ortadoğu Expo Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen fuar, ’En güzel kuzu’ yarışması ve ödül töreni ile başladı. Kurdele kesiminin ardından stantları tek tek gezen protokol, ürünler hakkında yetkililerden bilgi aldı. Fuar ile ilgili açıklamada bulunan Van Ticaret Borsası Yönetim Kurulu Başkanı Nayif Süer, eskiden tarımla uğraşan çiftçilerin teknolojik ürünleri almak için başka ile gitmek zorunda kaldığını hatırlatarak, “Çiftçilerimiz gerek gidiş gelişleri açısından gerek diğer açılardan zorluklar yaşıyorlardı. Bugün ise çoğu çiftçimiz ihtiyaçlarını burada alabiliyor. Bu gerçekten bizim için sevindirici bir durumdur. Van Ticaret Borsası olarak bu fuara ilk günden bugüne kadar hep destek olduk. Bunlar il için, bölge için mükemmel fuarlardır. İlimiz hem tarım hem hayvancılık bölgesi olduğu için bu bizim için büyük bir ihtiyaçtır ve bu ihtiyaçların büyük kısmını karşılayacak firmalar da katılmış. Bu da bizi sevindiriyor. Van için, bölge için hayırlı olmasını diliyorum” dedi. Fuara daha çok kamu kurumlarının katılması gerektiğinin altını çizen Süer, “Başka illerdeki fuarlara gittiğimizde daha çok katılımcı görüyoruz. Bu yüzden tüm kamu kurumlarından daha güçlü destek bekliyoruz. Van’ımız bunu hak etmiyor. Özellikle çiftçilerimizden ricamız buraya gelmeleri ve bu ürünleri görmeleridir. Yarın yatırım düşüncesi olan çiftçilerimiz için en azından bir ön çalışma olur” ifadelerini kullandı. Fuarda 20 tanesi il dışından olmak üzere 85 standın kurulduğunu belirten İpekyolu Expo Fuar A.Ş. Yönetim Kurulu Üyesi ve Fuar Koordinatörü Veysi Uygun ise kuzu güzellik yarışması ile ziyaretçileri ağırladıklarını belirtti. Fuarın bölgedeki tek çiftçi buluşması olduğunun altını çizen Uygun, “Tarımsal mekanizasyon hizmetlerini sunan tek fuar olma özelliğini taşıyan bu fuarımız 4 gün sürecek. Fuarımız, tarım ve hayvancılıkla ilgili hizmet sunan tüm çiftçilerimize ve aynı zamanda üreticilerimize tarımsal mekanizasyon, traktör, tarım aletleri, tohum ve gübre anlamında tüm teknolojileri sunma özelliğini taşıyor. Fuarımızın başka bir özelliği ise bölgedeki tek çiftçi buluşması olmasıdır. Ziraat odalarının örgütlenmesi ile birlikte biz bölgede tüm çiftçilerimizi fuarımızda yeni teknolojilerle buluşturuyoruz. Bölgemizin, ilimizin ve çiftçilerimizin ihtiyacı olan tüm ürünleri bulabileceği bir alan sunuyoruz” dedi. Van Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı’nın büyüme yolunda artık belli bir noktaya geldiğini vurgulayan Uygun, “Van Tarım Hayvancılık ve Gıda Fuarı, tüm ülkede konuşulan bir fuar noktasındadır. Bundan sonraki aşamada, biz artık tamamen yurt dışından katılımcı ve ziyaretçi kabul edeceğiz ve buradaki tarımımız ile teknolojilerimizi yurt dışına pazarlama içerisine gireceğiz” ifadelerini kullandı.
Adıyaman 1. Uluslararası Kommagene Fotoğraf Zirvesi başladı Adıyaman’da 1. Uluslararası Kommagene Fotoğraf Zirvesi başladı. Adıyaman’ın eşsiz tarihi ve doğal güzellikleri, ulusal ve uluslararası fotoğrafçılar tarafından fotoğraflandı. Antik Yunan’dan Kommagene’ye, Roma kültüründen İslam medeniyetine uzanan ve çeşitli zenginliklerle dolu bir kültürel mirası barındıran Adıyaman, ulusal ve uluslararası fotoğrafçıları ağırladı. Yurt içi ve yurt dışından onlarca ödüllü fotoğrafçı deklanşöre bu kez Adıyaman için bastı. Nemrut Dağı’ndan Gerger Kanyonlarına, Perre Antik Kenti’nden Kızılin Köprüsüne, Yüzen adalardan Kahta Kalesine, Cendere Köprüsünden Karakuş Tepesine, Abuzer Gaffari Türbesinden Safvan Bin Muattal Külliyesine, Gölbaşı Gölü’nden Tut’un eşsiz doğal güzelliğine bir çok tarihi, kültürel ve doğal güzellik fotoğrafçıların beğenisine sunuldu. 25-28 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilecek etkinlikte 407 tescilli kültürel mirası ile adete açık hava müzesi konumundaki Adıyaman sadece tarihi ve kültürel yapılarıyla değil gastronomi, doğa ve insan manzaralarıyla da fotoğraflanacak. Adıyaman’da bir otelin salonunda başlayan etkinliğin açılış programında Vali Osman Varol, Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, İl Kültür ve Turizm Müdürü Abuzer Gelse’nin açılış konuşmalarının ardından fotoğrafçılar, belirlenen destinasyonlarda fotoğraf çekimine başladı. Perre Antik Kentte canlı performans sergileyen sanatçı Hakime Bal, “1. Uluslararası Kommagene Fotoğraf Zirvesi için buradayım. Dünya’nın ilk kadın savaş foto muhabiri ve Türkiye’nin de ilk gezi muhabiri olan Semiha Es’i canlandırıyorum. Burada olmaktan gerçekten çok mutluyuz ve çok gururluyuz” dedi. Azerbaycan’dan gelen Uluslararası Fotoğraf Yarışmaları Jüri Üyesi Rauf Umudov, dünyada bir çok ülkesini gezdiğini ancak Adıyaman’ın tarihi, kültürü, mimarisi ve insanlarıyla farklı bir yer olduğunu dile getirdi. Bursa’dan gelen Bahar Borozan ise Perre Antik Kent’ten çok etkilendiğini, Adıyaman’ın tarihi, estetik ve kültürel ögeleri ile öne çıktığını kaydetti. Azerbaycan’dan gelen Aysel Memmetova, Türkiye’ye gelen herkesi Adıyaman’ı görmeye davet ederek, “Burası tarihe dokunmak, hissetmek gibi, gelip buraları görsünler” dedi. Samsun’dan gelen Behçet Atabey ise “Adıyaman’ın tanıtımı amacıyla yapılan bu etkinlik semeresini verecektir” ifadelerini kullandı.