POLİTİKA - 28 Temmuz 2014 Pazartesi 18:35

Bahçeli: 'Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim'

A
A
A
Bahçeli: 'Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim'

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, ''Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim'' dedi.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim. Ekmeğimize kan doğrayanların değil, ekmeğimizi büyütmeye aday olan Ekmel Bey’in önünü açalım” dedi. 
MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin, Ankara Arena Spor Salonu’nda düzenlenen partililerle bayramlaşma programında konuşma gerçekleştirdi. Milletçe ızdıraplı, sancılı ve dramatik günler geçirildiğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
 

“Ramazan ayı süresince; eminim hepiniz gördünüz, hepiniz ibretle izlediniz. Gazze’de kan vardır, Suriye’de şiddet vardır, Libya’da belirsizlik vardır, Irak’ta vahşet egemendir. Kırım dertlidir, Doğu Türkistan kahırlıdır, Balkanlar gergindir, Türkmeneli ise acı, kayıp ve gözyaşı içindedir. Dün bizim olan yerler bugün feryat etmektedir. Dün bizimle barış ve adaleti yaşayan coğrafyalar şimdilerde barbarların, vandalların, insan canına kast eden vampirlerin elindedir. Türk milletinin yönetiminde birliği, dirliği ve bolluğu doyasıya özümseyen toplumlar maalesef ki karanlığa mahkumdur.”
 

Türkiye’mizin çevresinden adeta kan nehirleri aktığını belirten Bahçeli, şunları aktardı:
“İslam alemi içe kapanmış, içine kıvrılmış, iç çekişme ve çatışmalarla boğulmuştur. Müslümanlar arasındaki bağlar gevşemiştir. İslam coğrafyası zalimlerin oyuncağı haline gelmiştir. Küresel emperyalizme kölelik yapan petrol şeyhleri, dolar milyarderleri haksızlık karşısında seslerini yükseltme cesaretini gösterememişlerdir. İslam ülkelerinde küresel senaryolara karşı tahammül edilemez bir sükûnet, katlanılamaz bir hareketsizlik hakimdir.”

“FİLİSTİN DAVASI ÇOK AĞIR BİR YARA ALMIŞTIR”
Etnik, mezhep, ideolojik ve siyasi kamplaşmalar İslam’ın yaşadığın topraklara soluk aldırmadığını ifade eden Bahçeli, “İsrail’in günlerce sürdürdüğü Gazze operasyonu bini aşkın kardeşimizin katledilmesine, alt bine yakın kardeşimizin yaralanmasına neden olmuştur. Filistin davası çok ağır bir yara almıştır. Mazlumlar canilerin hedef tahtası olmuştur. Çoluk çocuk demeden, kadın yaşlı dinlemeden İsrail Gazze’yi bombalamış, kurşun yağdırmış, ölüm saçmıştır. Kutsal Ramazan ayında her türlü insanlık dışı vahşet İsrail yönetimi tarafından sergilenmiştir” dedi.
Mescid-i Aksa’ya saygısızlık yapıldığını, Kur’an-ı Kerim çiğnendiğini söyleyen Bahçeli, şunları söyledi:
 

“Camiler imha edilmiştir. Okullar hedef alınmış, küçücük çocukların bedenlerine mermiler isabet etmiştir. Peki, bunca şiddet oluyorken, bunca vicdansızlık Müslümanları çepeçevre kuşatıyorken AKP hükümeti ne yapmış, neyi başarmıştır? Aday Erdoğan; meydanlardan iftar sofralarına kadar boş konuşmaktan, boşa kürek çekmekten, mazlumların kanı üzerinden siyaset tasarlamaktan başka ne işe yaramıştır? Gazze’ye füzeler atılırken, aday Erdoğan iftiralarını sıralamış, istismarlarını sürdürmüştür.”
Başbakan Erdoğan’ın Filistin davasına en ufak bir yardım ve katkısı olmadığını savunan Bahçeli, “İsrail’e gece bekçiliği yapan, Siyonist emellere yıllardan beri kule nöbetçiliğiyle çanak tutan kalpsiz ve samimiyetsiz bu adamın Gazze sömürüsü her şeyden önce günahtır, ayıptır, ahlaksızlıktır. Gazze’nin çocukları ölürken, Erdoğan’ın çocuğu deniz ticaretiyle İsrail’den para kazanmaktadır. Gazze’ye tonlarca bomba yağarken, Erdoğan Yahudi Cesaret Madalyası Ödülü’nü ısrarla boynunda taşımaktadır” dedi.

“CESARET ÖDÜLÜNÜ YÜZSÜZCE, ONURSUZCA TAŞIMAKTANSA DERHAL İADE ETMEYE DAVET EDİYORUM”
Amerikan Yahudi Kongresi, Başbakan Erdoğan’ın 2004 yılında aldığı ödülü geri istediğini söyleyen Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
“Şu ana kadar aday Erdoğan’dan konuyla ilgili herhangi bir cevap gelmemiş, gelememiştir. Buradan Erdoğan’ı; 10 yıl önce aldığı cesaret ödülünü yüzsüzce, onursuzca taşımaktansa derhal iade etmeye davet ediyorum. Sayın aday, ödül verenler sana mektup yazarak ödüllerini geri istiyor. Sen daha duracak ve bekleyecek misin? Bu zilleti görmezden gelecek misin? Bu aşağılanmaya eyvallah diyecek misin?”
Başbakan Erdoğan’ın Gazze’yi milli mesele olarak görmediğini ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
 

“Bununla da kalmamış geceleri sürekli teyakkuz halinde uyuduğunu, tek endişesinin de ‘Filistin, Filistin, Filistin’ olduğunu söylemiştir. Aynı Erdoğan her ne hikmetse dökülen Türkmen kanından, alınan Türkmen canından rahatsız değildir. Çünkü Erdoğan Türk ve Türkmen hasmıdır. Çünkü Erdoğan Türk ve Türkmen muhalifidir. Günlerdir Türkmeneli’ndeki katliamları gündeme getirdik.”
IŞİD terörüne kamuoyunun dikkatini çektiklerini söyleyen Bahçeli, “Ne var ki, Erdoğan sanki Irak Türkmenleri yokmuş gibi davranmış, sanki Türkmenler soykırımla yüz yüze değilmiş gibi tutum takınmıştır. Erdoğan’ın gözü var görmemiş, kulağı var duymamış, kalbi var atmamıştır” diye konuştu.
Başbakan Erdoğan’ın Myanmar dediğini, Kerkük diyemediğini ifade eden Bahçeli, şunları aktardı:
 

“Mısır demiş, Musul diyememiştir. Somali, Libya, Gazze için ağlamış; Telafer, Tuzhurmatu, Kaşgar’ı ağzına alamamıştır. Türkmeneli’ne, Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı tarafından düzenlenen yardım kampanyasına her türlü engeli çıkarmıştır. Yardım konvoylarımızı, vicdan hareketimizi sabote etmek istemiştir. Aday Erdoğan hamd olsun başaramamış, soydaşlarımızla buluşmamıza, onlara yardım eli uzatmamıza mani olamamıştır. Gazze’yi milli mesele gören Erdoğan; acaba Kerkük’ü peşmergeye, Musul’u IŞİD vahşilerine ne hakla, ne yüzle peşkeş çekmiştir? Türkmeneli milli dava değil midir? Türkmenler milletimizin öz be öz kardeşi değil midir?”

“ERDOĞAN BURADA KONUŞURKEN, İSRAİL ORADA KAN AKITMAKTADIR”
Ölen her Gazzeli’nin vebali Başbakan Erdoğan’ın omuzlarında olduğunu söyleyen Bahçeli, şunları ifade etti:
“Erdoğan burada konuşurken, İsrail orada kan akıtmaktadır. Erdoğan burada sahte kefen giymekten bahsederken, Gazze boydan boya gerçek kefene bürünmektedir. O halde Gazze’nin güvenliği için aday Erdoğan çenesini kapatmalıdır. Milli mesele olarak evvela millet menfaatlerinin yanında olmalı, siyasi ayak oyunlarıyla bir çuval inciri berbat etmemelidir.”
Her zaman sözlerinin samimi olduklarını vurgulayan Bahçeli, şunları aktardı:
“Yalandan, riyadan, görünür görünmez belalardan Allah’a sığındık. Düşman çevrelere el açmadık. Hain emellere el pençe divan durmadık. Türkmenleri sözde değil, yüreklice savunduk. Efendimizin kutlu tebliğini her şeyimizle benimsedik, iman ettik. Türkmeneli’nde yere düşen bir damla gözyaşıyla içimiz yandı. Türkmenler bizim siyaset konumuz değil; iki cihanda dimdik arkasında duracağımız ebed müddet bir davamızdır.”

“ERDOĞAN DEVLETİN TÜM İMKANLARINI KENDİ ÇIKARINA SEFERBER ETMİŞTİR”
10 Ağustos 2014 tarihinde Türk milleti 12’inci Cumhurbaşkanını seçileceğini ifade eden Bahçeli, şunları söyledi:
“Aday Erdoğan devletin tüm imkanlarını kendi çıkarına seferber etmiştir. Valiler, kaymakamlar kuklaya dönüştürülmüş TRT başta olmak üzere tüm kamu gücü aday Erdoğan için harekete geçirilmiştir. Ama bunların hesabını sormak da bizim boyumuzun borcudur. Erdoğan devletin uçaklarını kullanmaktadır. Uçaktan inip helikoptere, helikopterden inip sıra sıra dizilmiş makam araçlarına binmektedir. Hazinenin kapıları Erdoğan’a doğru açılmıştır. Örtülü ödenekten oluk oluk para akıtılmaktadır. Erdoğan devleti arkasına almış, açılışlardan temel atma törenlerine; mitinglerden iftar sofralarına kadar milleti kandırmak maksadıyla çirkeflik üstüne çirkeflik sergilemiştir.”

“ERDOĞAN PARALEL DEVLET EZBERİNDEN DE ARTIK VAZGEÇMELİDİR”
Başbakan Erdoğan’a 10 Ağustos’ta afallayacak, emeğini, ekmeğini çaldığı Türk milleti kendisine hak ettiği dersi vereceğini söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Aday Erdoğan paralel devlet ezberinden de artık vazgeçmelidir. Eğer devlet içinde paralel bir yapılanma varsa, eğer emniyet içinde bazı gruplar binlerce kişiyi dinlemiş ve kaydetmişse sorarım sizlere, bu Erdoğan nerededir? Hükümetin başındaki zat; devlet içinde yuvalanma varsa bunu nasıl fark etmemiş, nasıl engelleyememiştir? Görünen odur ki, yargı ele geçirilirken, emniyet ve bürokrasiye belirli çevreler tıka basa doldurulurken Erdoğan izlemekle kalmamış, hayasızca destek olmuştur.”

“OYSAKİ GERÇEK PARALEL, GERÇEK EĞRİ ERDOĞAN’DIR”
Başbakan Erdoğan’ın düne kadar övdüğü, palazlandırdığı, devleti adeta teslim ettiği kim varsa; şimdilerde paralel diye suçladığını ifade eden Bahçeli, “Oysaki gerçek paralel, gerçek eğri Erdoğan’dır. Müsebbip Erdoğan’dır. Şayet hükümetten habersiz devlet bünyesine sızma ve kadrolaşma mümkün oluyorsa, Türkiye vahamet düzeyde tehditlerle karşı karşıya demektir. Bu Erdoğan’ın uyuduğunu, uyuşturulduğunu ya da uyutulduğunu göstermektedir” dedi.

“ERDOĞAN’IN SUÇLAMALARI KARŞISINDA SAYIN GÜLEN’İN CEVAP HAKKI VARDIR”
Erdoğan’ın Pensilvanya diyerek her türlü hakaret ve kötü söz yönelttiği Fethullah Gülen ‘in Türkiye’ye dönmesi gerektiğini belirten Bahçeli, şunları aktardı:
“Aday Erdoğan’ın suçlamaları karşısında Sayın Gülen’in cevap hakkı vardır. 12 yılın 11 yılında AKP’yle kurduğu ilişkileri, bildiği gerçekleri Sayın Gülen açıklamalı, bu zihniyetin maskesini düşürmelidir. Cumhurbaşkanı Seçim sürecinde ağzının ayarı iyice kaçan Erdoğan, her fırsatta bizi Pensilvanya’nın ortağı, Sosyalist İşçi Partisi ve Devrimci Halk Partisi’yle işbirliği halinde göstermektedir. Bizim ne olduğumuzu, ne yaptığımızı yegane varlık kaynağımız büyük Türk milleti gayet iyi bilmektedir.”

“İHSANOĞLU, TÜRK MİLLETİNİN BİRLİĞİNİ TEMSİL ETMEYE LAYIK VE EHLİYETLİ BİR İSİMDİR”
Ekmeleddin İhsanoğlu cumhurbaşkanı adayları olduğunu ifade eden Bahçeli, şöyle devam etti:
“Sayın İhsanoğlu kutuplaşmaya çaredir. Sayın İhsanoğlu gerilime çözümdür. Sayın İhsanoğlu Türk milletinin birliğini temsil etmeye layık ve ehliyetli bir isimdir. Türkiye Cumhuriyeti’ni inkar eden aday Erdoğan’dan cumhurbaşkanı olmaz, olmayacaktır. Kişisel çıkarları, rahatı, keyfi uğruna kılıktan kılığa giren siyaset cambazından cumhurbaşkanı olması telafi edilemez hasar ve hüsrana sebep olacaktır.”
“Ekmek için Ekmeleddin İhsanoğlu’na söz keselim” diyen Bahçeli, “İçeride huzur, dışarıda itibar için Ekmeleddin Bey diyelim. Ekmeği bütün Ekmeleddin Bey’i cumhurbaşkanı olarak seçelim. Ekmekle oynayanlara değil, ekmeği çoğaltanlara destek verelim. Ekmeğimize kan doğrayanların değil, ekmeğimizi büyütmeye aday olan Ekmel Bey’in önünü açalım” şeklinde konuştu.
 

Bahçeli, sözlerine şöyle devam etti:
“Biliniz ki 10 Ağustos’ta; ya ekmek kazanacak, ya da ekmeksizler ekmek çalmaya devam edecektir. Ya doğruluk kazanacak, ya da hırsızlar Çankaya’yı mesken tutacaktır. Türkiye Cumhuriyeti’nin doğrulması için Ekmel Bey Cumhurbaşkanı olmalıdır.”
77 milyonun bayramını kutlayan Bahçeli, “Nerede yaşarsa yaşasın, nerede bulunursa bulunsun, kökeni ve yöresi ne olursa olsun tüm vatandaşlarıma iyi bayramlar dileklerimi iletiyorum. Büyüklere hürmetlerimi, küçüklere sevgilerimi sunuyorum. Sizlerin huzurunda, Türk ve İslam alemine Cenab-ı Allah’tan esenlikler, güzellikler, huzur ve barış dolu günler diliyorum” dedi.
MHP Lideri Bahçeli konuşma sonrası partililerin bayramını kutladı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İzmir Uzman jinekologdan kadınlar için önemli uyarı: "Normal saymayın" Jinekolog Elifnur Özak, menopoz sonrası görülen vajinal kanamalara dikkat çekti. Bu dönemde görülen kanamaların genellikle iyi huylu nedenlere bağlı olduğunu belirten Uzm. Dr. Özak, “Ancak bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoza girildikten sonra, artık vajinal kanamalar ‘normalimiz’ olmaktan çıkar, göz ardı edilmemelidir.” diyerek kadınları uyardı. Acıbadem Kent Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Dr. Elifnur Özak, menopozun kadınların doğal yaşam döngüsünün bir parçası olduğunu hatırlattı. Adet kanamasının kesilmesine menopoz denildiğini, tıbbi açıdan ise menopozun yumurta ve hormon üretiminin sona ermesi anlamına geldiğini vurgulayan Uzm. Dr. Özak, kadınların bu yeni dönemi için, "Kadınlarda ortalama 40’lı yaşlardan itibaren reprodüktif çağın menopozal kısımları başlar. Adetlerimiz, belirgin bir problem olmadığı sürece, bir anda kesilmez, yavaş yavaş araları açılarak gider. 2 ayda bir, 3 ayda bir, 6 ayda bir... ’Pre- menopoz’ dediğimiz bu menopoz öncesi dönemde kadınlarda “vazomotor semptom” olarak bilinen sıcak basmalarıyla, ani ve yoğun terlemelerle, ani sinirlilik haliyle, geceleri uyku problemleriyle, vajinal kurulukla sıklıkla karşılaşırız. Bunlar, vücutta azalan östrojen düzeylerinin bedenimizde oluşturduğu sonuçlardır. Premenopozal dönemdeki bu sorunların hemen hepsinin tedavisi mümkündür. Ne zaman ki bir sene hiç adet görülmez, ancak o şekilde ‘menopoza girdim’ diyebiliriz. Bu dönem de ortalama 45-55 yaşları arasına denk gelmektedir" bilgilendirmesinde bulundu. Normal kabul etmeyin, sebebini öğrenin Menopoz sonrasında vajinal kanamalar görülebildiğini, bunların pek çok kadın tarafından “normal” kabul edilip, doktor kontrolüne gerek duymadığını belirten Uzm. Dr. Özak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Kadınlar özellikle doğurganlık süreçlerinde, hamilelik öncesinde ve hamilelikte kadın hastalıkları ve doğum uzmanı kontrolünde olmayı önemserler. Menopoza girdikten sonra ise artık jinekologla işlerinin bittiğini düşünürler, muayenelerini ihmal ederler. Menopoza girdikten sonra kanama sorunu yaşadıklarında bunu göz ardı ederler. Oysa bu dönemdeki kanamalar masum olmayabilir. Menopoz sonrası vajinal kanamalar genellikle iyi huylu sebeplere bağlı olsalar da bazı kötü huylu hastalıklar ve kanserler kendilerini vajinal kanamalar ile belli edebilirler. Menopoz sonrası kanama durumunda, jinekolojik muayene ve bu muayene sonuçlarına bağlı olarak rahim içinden (endometriyum) örnekleme yapmak, biyopsi alarak kötü huylu bir hastalık olup olmadığını değerlendirmek gerekebilir. Endometriyum kanserleri erken dönemde kendisini kanama ile belli ettiği için, çoğu zaman bu kanamalar sayesinde erken evrelerde yakalanır ve pek çok hastada kemoterapi ihtiyacı dahi olmadan, sadece ameliyatla cerrahi olarak tedavi edilebilir. Kötü rüya görmemek için bu kanamaların nedenlerinin belirlenmesi gerekir."
İzmir Üretken yapay zeka teknolojisi, en çok fotoğrafçılığı etkiliyor İki yıl önce hayatımıza hızlı bir giriş yapan üretken yapay zeka teknolojisi fotoğraf sanatı başta olmak üzere grafiksel anlamda çeşitli görseller üreten sektörler üzerinde etkisini giderek arttırıyor. Özellikle reklam tanıtım sektöründe obje, ürün veya bir olayın fotoğraflarını üretmek stüdyo ortamı yerine bilgisayarın başında birkaç satırlık komut yazarak sanayiler içinde gerçekleştiriliyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan üretken yapay zeka teknolojisinin prodüksiyon maliyetlerini düşürmesi gibi faydasının yanında gerçeklikten uzaklaşma ve manipülasyon gibi tehlikeleri de beraberinde getirdiğini söylüyor. “Yapay zeka prodüksiyon maliyetlerini düşürüyor, üretim süreçlerini hızlandırıyor” Aynı zamanda reklam ajanslarının en çok başvurduğu stok fotoğraf ajansları ve buralara görsel üreten fotoğrafçıları ekonomik anlamda olumsuz etkilediğini söyleyen Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan; “Üretken yapay zeka ile buluşmamız 2022 yılının ortaları gibi çok yakın bir zamanda oldu. Üretken yapay zeka ile üretilen ilk fotoğraflar ve grafikler gerçeklik bakımından önceleri hatalar barındırıyor kollar, eller gibi farklı uzuvların canlandırılmasında bozukluklara rastlayabiliyorduk. Ancak çok kısa bir sürede üretken yapay zeka programlarının yeni sürümleri piyasaya sürüldükçe bu hatlarında hızlıca giderildiğini çok daha gerçekçi görüntülerin üretilebildiğini gördük. Şu anda işin uzmanları dışında kimsenin neredeyse gerçekle ayırt edemeyeceği kusursuz görseller üretilmeye başlandı. Özellikle fotoğraflar gerçeklik açısından kusursuza yaklaşmış durumdalar. Üretilen bir insan fotoğrafının gerçek mi yapay mı olduğunu anlamak oldukça güçleşti. Yapay zeka ile üretilen gerçekliği yüksek fotoğraflar sosyal medya hesaplarını yönetenleri, haber sitelerini ve çeşitli reklam şirketlerini önemli bir prodüksiyon maliyetlerinden kurtarırken üretim süreçlerini hızlandırdı. Ancak işin gerçeklik açısından baktığımızda özellikle işleri gerçeği aktarmak olan haber, medya siteleri ve yüksek takipçili sosyal medya hesaplarını yeni tehlikeler bekliyor. Bu teknoloji kişileri ve toplumları ciddi şekilde manipüle etmede kullanabiliyor. Bu da beraberinde sayısız hukuk davlarını beraberinde getiriyor. Bu yolla üretilen görsellerin altına mutlaka uyarıcı yazıların konulması ya da uzmanlar tarafından gözden geçirilmeleri gerekiyor.” dedi. Ekonomi Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Müdürü Öğretim Görevlisi Emre Küheylan, bilgisayarının başında uygulamalı olarak yapay zeka yazılımlarıyla “orman yangınından kaçan geyik” ve “çölde gezen kutup ayısı” gibi örnek görsellerin komut satırı yazarak nasıl oluşturulduğunu paylaştı.